Gönderen Konu: Diyanet’te Mele(Molla) dönemi  (Okunma sayısı 5053 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Diyanet’te Mele(Molla) dönemi
« : 12 Aralık 2011, 09:53:25 »

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, doğu ve güneydoğu illerinde toplumda sözü geçen, saygınlığı olan ‘mele’ denilen kişilerin sınavda başarılı olmaları kaydıyla, sözleşmeli imam hatip olarak Diyanet İşleri kadrosuna alınacağını belirtti. Bozdağ, “Bu bir defaya mahsus olarak kullanılacak bir düzenlemedir. 1000 kişilik kadro öngördük” dedi.DİYANET İşleri Başkanlığı, doğu ve güneydoğu illerine yönelik yeni bir proje başlatıyor. Diyanet, bölgede ‘mele’, genelde ‘molla’ denilen ve taşrada vatandaşların din konusunda görüşlerine başvurduğu isimleri kadrolarına katacak. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Bu kişileri analiz ettik. Toplumda sözü dinlenen, saygınlığı olan, sözleri insanları durduran veya harekete geçiren insanlar. Bu kişilerin hizmetinden müftülük denetiminde yararlanmak istiyoruz” dedi. Bozdağ, “Diyanetin 2012’ye yönelik en önemli projesi” olarak değerlendirdiği çalışma hakkında şunları söyledi:
Bir kez

1000 kadro

“Doğu’da mele, bizim bildiğimiz tabirle molla denilen din eğitimi almadığı halde din bilgisi olan, toplum tarafından saygı gören isimler var. Bu kişilerden Diyanet Başkanlığı olarak istifade edebilmek için daha önce çıkardığımız kanun hükmündeki kararnamede bir düzenleme yaptık. Bu tip kişilerden, Diyanet tarafından yapılacak sınavda başarılı olmaları kaydıyla sözleşmeli imam hatip olarak yararlanmak istiyoruz. Bu bir defaya mahsus olarak kullanılacak bir düzenlemedir. 1000 kişilik bir kadro öngördük. Yaptığımız hesaplamalar 800 civarında ihtiyaç olduğu yönünde.”

Caferi hocalar alınacak

“Örneğin Iğdır ve Ardahan bölgesinde Caferiler var. Onlar arasında halk tarafından sevilen din adamları var. Onlardan da Diyanet olarak yararlanmak istiyoruz. Bir yılda bu kadroları toplumda sayılan, sevilen din adamları için kullanmayı düşünüyoruz. 4/B kapsamında sözleşmeli olarak görev yapacaklar. Sınavı Diyanet İşleri Başkanlığı düzenleyecek ve bu sınava girmek için yaş sınırı olmayacak. Gerekli analizleri yaptık. Toplumda sözü dinlenen, saygınlığı olan, sözleri insanları durduran veya harekete geçiren insanlar. Bu kişilerin hizmetinden müftülükler denetiminde yararlanmak istiyoruz. Başkaları tarafından kontrol edilmeleri de böylece önlenecek. 6 ay hizmet içi eğitime tabi tutulacaklar. Doğu illerinde imam açığımız var. Atamaya rağmen gitmeyenler oluyor. Açığı da bölgenin insanlarından gidermiş olacağız.”

Türkiye’yi tanıtma projesi

“Süren bir başka projemiz daha var. Özellikle doğu illerinde görev yapan imam ve hatiplerin bulundukları illerin dışına neredeyse çıkmadığını tespit ettik. Şimdi batıdaki illerimizde bu kişileri hizmet içi eğitime alıyoruz. Seminerler, geziler düzenleniyor. Bulundukları bölgenin dışındaki hayatları ve insanları da tanımalarını istiyoruz.”

Toplumun ileri gelenleri

KURAN’da geçen bu kelime, toplumun ileri gelenleri, görüşlerine başvurulanlar, kendileriyle istişare edilenler, yönetici sınıf anlamlarına geliyor. Toplumların yapısına ve kabul ettikleri değer yargılarına göre ‘mele’ grubu farklı farklı olabiliyor. Maddeyi çok yüce sayan toplumlarda sermaye sahibi zenginler, devlet erkini önemseyen toplumlarda devlet adamları, faşist yönetimlerde tiranlar, askeri rejimlerde diktatörler, demokratik toplumlarda siyasetçiler, bürokratlar veya aydınlar olabilir. İslam toplumlarında mele grubu daha çok âlimler ve faziletli insanlar için kullanılıyor. ‘Melee’ kökünden türeyen bu kelimenin bir anlamı da ‘doldurmak’. Gözleri, manzaraya, güzelliğe, yüceliğe doldurmak bu kelime ile ifade edilir. Mele, “ileri gelenler, toplumun önünde olan kimseler” anlamına da geliyor.




Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: Diyanet’te Mele(Molla) dönemi
« Yanıtla #1 : 12 Aralık 2011, 09:54:34 »
Yarim Doktor Can´dan,
Yarim Hoca Din´den..... edermis.
Hadi bakalim kolay gelsin....

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: Diyanet’te Mele(Molla) dönemi
« Yanıtla #2 : 13 Aralık 2011, 04:27:06 »
Diyanet’in endişesi Hizbullah melesi

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın duyurduğu ‘mele’ projesi için bölgede etkin olan Nakşibendi, Kadiri ve Kürt kökenli Nurcu grupların dini liderleri arasındaki bazı isimlere öncelik verilecek. Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaklaşık 2 bin camisinde kadrosu bulunmayan Diyanet, listeye Hizbullah’a yakın isimlerin sızmaması için önlem arıyor.BAŞBAKAN Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın açıkladığı Diyanet’te ‘mele’ dönemi projesinin detayları netleşmeye başladı. Diyanet, bölgede etkin olan Nakşibendi, Kadiri ve Kürt kökenli Nurcu grupların dini önderleri arasında yer alan bazı isimlere öncelikli olarak kadro verecek. Diyanet, Hizbullah’a yakın isimlerin ise sızma yapmaması için önlem arıyor. Diyanet’in bölgedeki yaklaşık 2 bin camisinde kadrosu bulunmuyor. Kadrosuz camilerin büyük çoğunluğunda din hizmetleri Hizbullah’a yakın din adamlarınca yürütülüyor. Hizbullah dışındaki cemaatlerin ise etkin oldukları kadrosuz cami sayısının 800 civarında olduğu tahmin ediliyor.

Caferilerden şartlı destek

Türkiye Caferileri manevi lideri Selahattin Özgündüz’den de projeye “Asimilasyon kaygımız giderilmeli” şartı geldi. Özgündüz, “50-60 caferi imamının kadroya alınması kabul edilemez. ‘Ya hep ya hiç’ anlayışındayız. Iğdır ve Ardahan’dan daha fazla din adamımız İstanbul, Ege ve Ankara’da. 70 milyonluk Türkiye’de 100 bin kadrosu varsa Diyanet’in 3 milyonluk Caferilerin de 5 bin kadrosu olmalı” dedi. Özgündüz şunları söyledi:
“Genel bütçeden Diyanet’e para ayrılması, benim verdiğim verginin bir kısmıyla bir tarafın beslenmesi anlamına gelir. Yani vergim bana hizmet olarak değil inkâr olarak dönüyor. Bir de bunun üstüne beni emrine alıp asimile etmesi kabul edilemez. Ancak asimilasyon kaygımız giderilirse, Sayın Bozdağ’ın açıkladığı projeye destek veririz, devlet bizim kurum bizim.

Yasal güvence isteriz

Caferiler olarak Diyanet’le müzakere etmeyi ve asimilasyon olmayacağının yasal güvenceye bağlanmasını istiyoruz. Yoksa kadro tahsisinin bir lütuf gibi gösterilmesi şık olmaz. Sayın Bozdağ, ‘toplumda saygınlığı olan insanlar’ diyor. Saygınlığı olmayan cemaatimize din hizmeti veremez. Cemaat hemen terk eder onu. Dolayısıyla az sayıda kişiye kadro vermek de aramıza fitne sokmaktır. Öteden beri bizim şartlarımızdan biri Caferi Diyaneti’nin kurulmasıydı. Ancak kaygılarımızın giderilmesi halinde tek çatı altında da oluruz. Bu bağlamda sınav şartını da yadırgamıyoruz, ancak sınavın kriterlerini beraber belirlemeliyiz.”

Memur olmak istemiyoruz

Iğdır Ehlibeyt Mektebi Başkanı ve Hüseyin Camisi İmamı Hüseyin Yeşil: Biz Diyanet’in memuru, sözleşmeli, sözleşmesiz çalışanı olmak istemiyoruz. Şia (Caferi) din adamları bugüne kadar yıllardır böyle yaşamıştır. Çünkü memur olursa hocalık özelliğini kaybeder. Onun için bu konunun iyi düşünülmesi lazım. 1998 yılından bu yana sürekli karşımıza çıkıyor. Biz bunu bir psikolojik baskı olarak değerlendiriyoruz. Böyle bir talebimiz yok. Lütfen bizi rahat bıraksınlar.

Karşı değiliz ama özerk yapı şart

Mustazaf-Der Genel Başkanı Avukat Hüseyin Yılmaz: Diyanet İşleri’nin ve imamların bağımsız olmasını istiyoruz. Özerk bir yapı olması lazım. Medrese çıkışlı melelerin ekonomik sıkıntıları var. Diyanet İşleri kadrosuna alınmasına olumlu bakıyoruz. Ancak, kendisine yakın gördükleri meleleri mi yoksa bağımsız olanlar mı alınacak? Gerçekten okumuş eğitim almış, birçok imam hatipliden daha İslami eğitimi olduğu gerekçesiyle değerlendirilmek amacıyla alınıyorsa destekleriz. Ancak, resmi ideolojiyi halka dayatmak amacıyla böyle bir proje varsa karşı çıkarız. Bu nedenle kuşkuyla yaklaşıyoruz. Bu hamur daha çok su çeker. Önümüzdeki günlerde belli olur.

İhtiyaç olan her bölgeye

BAŞBAKAN Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, “Doğu ve güneydoğu illerinde saygınlığı olan, ‘Mele’ denilen kişiler Diyanet kadrosuna alınacak” sözlerine Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan (DİB) yanıt geldi. Uygulamanın sadece Doğu veya Güneydoğu Anadolu bölgesine münhasır olmadığını kaydeden DİB, olayın “Mele alımı” olarak sunulmasını da doğru bulmadı. Diyanet’ten dün yapılan açıklamada şunlar vurgulandı: “Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 1960’lı yıllardan itibaren bu alanda kendini yetiştirmiş olanlar, belirlenen kriterler çerçevesinde yapılan sınavlar sonucunda istihdam edilegelmiştir. Bu uygulama, sadece Doğu veya Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne münhasır olmayıp, ihtiyaç duyulan tüm bölgelerde uygulanacaktır. Caferi vatandaşlarımızın cami hizmetlerini yürütmek üzere daha önce benzer bir düzenleme yapılmıştır. Bu uygulama müracaat edecek Caferi vatandaşlarımız için de geçerlidir. İstihdam edilecek personelde, Devlet Memurları Kanunu’nda memur olarak atanabilmek için gereken nitelikler aranacaktır.”

CHP: Çok büyük yanlış

ESKİ müftü ve CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, “mele” projesine tepki göstererek, “İslam tarihinin en büyük yanlışlarından biri olur. AKP, Allah’tan korksun. Dinin, diyanetin ve siyasetin genetiğiyle oynamaktır, atılmak istenen adım” dedi. Özkes, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Açıklanan 1000 kadro projesi, eğitimli İmam Hatip ve İlahiyat Fakültesi mezunlarının by-pass edilmesidir. AKP’nin bölgedeki oy stratejisinin bir taktiğidir. AKP iktidarı Diyanet’i açılımlar koordinatörü olarak görüyor” diye konuştu.

Bağımsız olmaya devam edeceğiz

Suat DENİZ-Dinçer AKTEMUR / DHA- Faruk BALIKÇI / DİYARBAKIR
Kars’taki Caferilerin dini lideri Seyit Ahmet Erdem: Diyanet diyor ki, ‘Seni ben kabul ettim ama bana benzeyeceksin.’ Bunun manası budur. Türkiye’de camilerimizi biz kendimiz yaptırmışız. Devletin hiçbir katkısı olmamıştır. Bizim camilerimiz bağımsızdır, bağımsız olmaya da devam edeceğiz. Böyle bir çerçevede biz böyle bir kadroya girmeyi kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Her şeyden önce bize Caferilik eğitiminin sunulması gerekiyor. Ondan sonra Caferi fakültelerinden mezun olduktan sonra yasalar düzenlenir. Ve orada Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Caferilik adı altında bir daire tahsis edilir. O açıdan onların altyapısı yapılmadan böyle bir kadroya karşıyız. Bazıları girebilir ama onlar da girdiği zaman bizden kopmuş olacaklar. Kardeşçe yaşamışız, kardeşçe yaşamaya devam etmek istiyoruz. Bu önerinin bu dokuyu bozacağı yönünde şüphemiz vardır.

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: Diyanet’te Mele(Molla) dönemi
« Yanıtla #3 : 13 Aralık 2011, 04:47:03 »
Bunlari okurken degerli Mehmet Beyin bir yazisi geldi aklima. ne kadar dogru yazmis dedim.
Yaziyi paylasmak istiyorum.

2012'de 2014'te 2023'te Neler Olacak?

2012'de iç siyaset sahasında neler olur? 2014'te... 2023'te (Cumhuriyetin 100'cü yıldönümü...) neler olacak?

Gaybı Allah bilir.

İnsanlar tahmin eder, senaryolar yazar ve çoğunlukla yanılır.

2011'de dünyada çok önemli hadiseler oldu.

Tunus diktatörü kaçtı, çoğulcu bir rejim kuruldu.

Mısır diktatörü devrildi. Son seçimleri Müslümanlar kazandı.

Yemen diktatörü tahtını bıraktı. Oradaki kargaşa sürüyor.

Libya diktatörü kaçmadı, direndi ve feci şekilde öldürüldü. Orada da İslamî bir rejim kuruldu.

Bu yeni rejimler ne kadar islamî... Şu veya bu kadar ama sonunda hepsi de Müslümanlığa yakın.

Fas'ta devrim olmadı, yumuşama oldu, orada da seçimleri Müslüman parti kazandı.

Asıl en büyük ve derin inkılap Türkiyemizde oldu.

Vesayetçi ideolojik sistem darbe üstüne darbe yiyor.

Resmî ideoloji can çekişiyor.

Büyük sayıda darbecilikle suçlanan general ve devrimci şahsiyet uzun zamandan beri tutuklu.

Ordu her geçen gün hızla siyasetten uzaklaşıyor.

Ülke sivilleşiyor ama kirlilik devam ediyor. Türkiyenin temizlik ve şeffaflık notu 10 üzerinden 5'in altında.

Toplumda çözülme, kopukluk, çeşitli unsurlar arasında tam bir irtibatsızlık var.

İdeolojik eğitim bozuk.

Hukuk sistemi millî kültür ve kimliğe hiç uymuyor.

Doğuda ve Güneydoğuda terör kasırgaları esiyor, gündüzleri TC, geceleri PKK devleti. PKK kendi parasını basıp piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

Van zelzelesi ahlakımızın iyi olmadığını gösterdi.

Halkın dominant unsurunu oluşturan Sünnî Müslümanlar paramparça. Birbirinden kopuk cemaatler, tarikatlar...

Türkiyede Şiîlik sessizce yayılıyor. Yüze yakın yeni Şiî camii inşa edildiği rivayet ediliyor. Alevîleri Şiîleştirmek için yoğun çalışmalar yapılıyor.

Güçlü bir cemaat ülke idaresini ele almaya çalışıyor, kadrolaşıyor.

Mafyalar cirit atıyor.

Her yerde şike var.

2014'te Recep beyin cumhurbaşkanı seçileceği söyleniyor.

Meclis'in seçtiği cumhurbaşkanı değil, halkın seçtiği başkan olmak istiyormuş.

Olabilir mi?

Onun yerine kim başbakan olacak?

Bülent Arınç'tan bahs ediliyor.

Daha sonra da Abdullah Gül hükümetin başına geçecekmiş.

Bunlar uzun emeller.

Ortadoğu ve dünya vahim hadiselerin arefesinde.

Büyük bir savaş çıkabilir.

İsrail ansızın İran'a saldırabilir.

Amerikalıların radarlarını ve füze üsleri yüzünden İran Türkiye'yi vurabilir.

Suriye'deki Nusayrî diktatörlük direniyor. Nusayrîler yüzde 10 ama ordu ve temel kurumların hepsi onların elinde ve kontrolünde.

Suriye yüzünden bir savaş çıkarsa her şey altüst olur.

Dinî bir teşkilat Türkiye'de bir cemaat rejimi kurmak istiyor. Başbakan ile araları pek iyi değil.

Ülkemizde dehşetli bir satranç oynanıyor.

Türkiye Müslümanlarının müşterek bir plan ve programı yok.

ABD, AB, global kapitalizm ve liberalizm, İsrail ve Siyonizm, Haçlı mihraklar ülkemizde kendilerine bağlı ve bağımlı bir ılımlı İslam rejimi istiyor. Hattâ Halife adayları bile var.

Din ve diyanetle ilgili bazı resmi kurumlar ve ağızlar asıl işleri bırakmışlar; dinde reform, dinde yenilik, dinde değişim, Feminizm, camilere kadın doldurmak, ibadet yerlerine kiliselerde olduğu gibi sıralar koymak, hadîsleri AB normlarına göre ayıklamak gibi bid'at ve fantezilerle uğraşıyor.

Kemalizmin baskısından kurtulan Sünnî Müslümanlar rahavet ve gaflet içinde...

Türkiye'de İslam o kadar ilerledi ki, yeni Ceza Kanununda zina suç olmaktan çıkartıldı.

Din ticareti, mukaddesat sömürüsü büyük bir sektör haline geldi.

Halkın büyük kısmı namazı terk etti, şehvetlerine uydu.

2012'de neler olacak...2014'te neler olacak... Hele 2023'te neler olacak?

Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.

Elbette ki, çok şeyler olacak.

Tahmin ve tahayyül edilemeyecek şeyler olacak.

Gün ola harman ola...


Mehmet Şevket EYGİ - 8 Aralık 2011 Perşembe

Mehmet Bey´in diger yazilari icin
http://www.sadakat.net/forum/islamgenel/mehmet_sevket_eygi_beyin_gunluk_yazilari_ve_makaleleri-t53321.0.html;msg255168;topicseen#new

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Diyanet’te Mele(Molla) dönemi
« Yanıtla #4 : 13 Aralık 2011, 08:44:01 »
Mutlaka  bu çalışmanın faydaları da olabilir ama,LAİK devletin,Rejimin,Sistemin,din işlerine karışıp şekillendirmesi Laikliğin neresinde var.O zaman, Din ve Diyanet de devlet işlerine karışabilir'mi?Müsade ederler'mi?Laik rejimler de böyle bir şey var'mı?  Diyanet işleri de başörtüsünün kamu kuruluşlarında serbest olması için çalışma yapıp devlete sunsun...