ÖLÜM SANCILARININ ŞİDDETİ ve RUHUN ÇIKIŞ ŞEKLİ
İnsanların ölüm sancılarının büyüklüğünü bilmelerine rağmen ondan sakınmamalarının nedeni cahil olmalarındandır. Çünkü bir şeyi daha meydana gelmeden önce bilmek (Allah'ın izni ve müsaadesi ile) ancak peygamberlik ve velayet nuru ile mümkündür. Bu sebeple peygamberlerin ve evliyaların ölümden korkuları çok büyük olmuştur. Öyle ki, İsâ (a.s) ashabına şöyle demiştir:
"Ey havariler! Allah'a dua edin de şu ölüm sancılarını bana hafifletsin. Ben ölümden öyle korktum ki, korkum beni ölümden ölüme sürükledi."
Anlatıldığına göre İsrâiloğulları'ndan bir grup bir mezarlığın yanından geçerken birbirlerine, "Allah'a (c.c) dua etsek de bu kabristahdakilerden birini bizim için diriltse; biz de ona sorular sorsak" dediler ve hep birlikte dua etmeye başladılar.
Derken kabirlerin birinden, alnında secde izi bulunan bir adam çıkıverdi, onlara, "Ey insanlar! Benden ne istiyorsunuz? Ölüm acısını tadalı elli yıl oldu, ama hâlâ acısı kalbimden gitmedi" dedi.
Hz. Âişe (r.anh) şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'in (s.a.v) vefatının şiddetini gördükten sonra artık hiç kimsenin ölümünün kolay oluşuna imrenmem."
Allah Resulü Efendimiz (s.a.v) bir duasını şu şekilde yapmıştır:
"Allahım! Ruhu sinir aralarından, damarlardan ve parmak uçlarından çekip alan sensin. Ailahıml Ölüme karşı bana yardım et ve onu bana kolaylaştır."59
Hasan-ı Basrî (rah) şöyle anlatmıştır: "Bir keresinde Resûlullah (s.a.v) sahabelerine ölümden, onun verdiği sıkıntı ve acıdan bahsetti; sonra, 'Onun acısı üç kılıç darbesi kadardır'60 buyurdu."
Resûlullah'a (s.a.v) ölümden ve onun şiddetinden sorulduğunda şöyle cevap vermiştir:
"Ölümün en hafifi, yünün içinde bulunan pıtrağa benzer; hiç pıtrak yünsüz çıkar mı? Elbette ki onunla beraber yün de gelir." 61
Resûlullah (s.a.v) ölüm döşeğinde olan bir hastanın ziyaretine gitti; yanına vardığında şöyle dedi: "Onun çektiği acıları bilirim! Onun her bir damarı ölümün acısını ayrı ayrı hissetmektedir."62
Hz. Ali (r.a) cihada teşvik eder ve şöyle derdi: "Şayet savaşta öldürülmeseniz de muhakkak öleceksiniz! Nefsimi kudret elinde bulunduran Allah'a yemin olsun ki, cihad meydanında bin kılıç darbesiyle öldürülmem bana yatakta ölmekten daha kolay gelir."
Evzaî (rah) der ki: "Bana kadar gelen bilgilere göre; ölü, tekrar dirilinceye kadar ölümün acısını hisseder."
58 Tirmizî, Cenâiz, 8 ; ibn Mâce, Cenâiz, 64; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 6/64; Hâkim, el-Müstedrek, 2/465.
59 Ebû Nuaym, Hilyetü'l-Evliyâ, 5/186; Mütiakî-i Hindî, Kenzû'l-Ummâl, nr. 3768; Süyû-tî, Şerhu's-Sudûr, s. 65; Zebîdî, İthaf, 14/81. ibn Ebü'd-Dünyâ, hadisi Kitâbü'l-Mevt\e, Ta'me b. Gaylân'dan maktu olarak rivayet etmiştir.
60 Süyûtî, Şerhu's-Sudûr, s. 62: Hatîb, Târîhu Bağdat, 3/252; ibn Arrâk, Tenzîhu'ş-Şe-ria, 2/365; ibn Hacer, el-Metâlibü'l-Âliye, 1/193.
61 Süyûtî, Şerhu's-Sudûr, s. 63; Müttakî-i Hindî, Kenzü'l-Ummâl, nr, 42174.
62 Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, nr. 6185; ibn Hacer, el-Metâlibü'l-Âliye, nr. 691; Hey-semî, Mecmau'z-Zevâid, nr. 3930; bk. Ebû Nuaym, Hilyetü'l-Evliyâ, 5/211; Zebîdî, İthaf, 14/82.
60
ÖLÜM ve SONRASI
Şeddâd b. Evs (r.a) ise şöyle demiştir: "Mümin için dünya ve âhiret acılarından en korkutucusu ölümdür. Çünkü o, testere ile biçilmekten, makaslarla doğranılmaktan, kazanlarda kaynatılmaktan daha şiddetli bir acı verir. Şayet ölen biri tekrar dirilip dünya ehline ölümün acısını haber verse, onlar ne hayattan bir zevk alırlar ne de gözlerine uyku girerdi."
Zeyd b. Eşlem (r.a) babasının şöyle dediğini anlatır:
"Mümin bir kulun (âhirette yüksek mertebelere kavuşmak için) ameliyle ulaşamadığı bir derece kalmışsa, cennetteki derecesine ulaşabilmesi için ölüm sancıları ona zorlaştırılır ve artırılır. Kâfir birinin karşılığını göremediği bir iyiliği de varsa yaptığı iyiliklerin karşılığını fazlasıyla alabilmesi için ölüm ona kolaylaştırılır, böylece o cehennemi boylar."
Adamın biri zaman zaman hastaları dolaşır ve onlara, "Ölümü ve onun sancılarını nasıl buluyorsun? diye sorardı. Gün gelip de kendisi ölüm döşeğine düştüğünde ona, "Peki, ölüm sancılarını sen nasıl buldun?" diye sorduklarında adam şöyle cevap vermiştir: "Sanki gök yere yapıştırılmış, ruhum ise sanki iğne deliğinden çıkıyor gibi."
Resûl-i Ekrem (s.a.v) buyurmuşlardır ki: "Ani ölüm mümin kul için bir rahatlık, günahkâr içinse hicrandır (çünkü onun bir hazırlığı yoktur)."63
Mekhûl-i Şâmî'nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resû-lullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Şayet ölünün kıllarından birine isabet eden ölüm sancısı yer ve gök ehlinin üzerine konulsaydı Allah'ın izniyle hepsi ölürdü. Çünkü (ölüm sancıları çeken birinin) her tüyünde
63 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 6/136; Beyhakî, Şuabü'l-imân, nr. 10218; Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat, nr. 3153, Abdürrezzâk, el-Musannef, nr. 6781. bk. Ebû Davud, Cenâiz, 14 (nr. 3110).
İMAM GAZÂLÎ
Cennetlik bir mümin in gideceği makam ölüm anında gösterileceği için onun ve meleklerin güzelliğinden ölüm acısını fazla hissetmeyeceğini okumuştum. Buda bize biraz ferahlık verir .inşAllah onlardan oluruz