Gönderen Konu: İbadette Daha Gencim Diyenler...!!!  (Okunma sayısı 2501 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gül_mira

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 172
İbadette Daha Gencim Diyenler...!!!
« : 06 Aralık 2007, 16:54:57 »

--------------------------------------------------------------------------------


Yüce Allah(c.c.), ergenlikten ölüme kadar her insana, O'na karşı görevimiz olan ibadeti farz kılmıştır. Gençlik Allah(c.c.)'ın insanlara sunduğu, dünya hayatını hatta ahiretini kazanabileceği, “kolay kavrayan, dinamik zeka ve sağlığın mükemmel olduğu” kısa bir zaman dilimidir. Gençliğin uzun süreceği düşüncesi ise, hatalı bir düşüncedir. Özellikle ibadet konusunda, “daha gencim yaşlanınca nasıl olsa elimi eteğimi dünyadan çektikten sonra yapılacak başka bir şey yok” mantığıyla ibadet yapmanın, Allah(c.c.) katında ne kadar makbul olacağını ise, sadece Allah(c.c.) bilir.

Ayrıca ölümün yaşlısı genci olmadığını, yarınları görüp görebileceğimizin garantisini kimsenin veremeyeceği bilinen bir gerçektir. Allah(c.c.)'ın bir lütfu olan her türlü nimet gibi, bu gençlik nimetinden de sorguya çekileceğimizi, Allah(c.c.) şöyle bildirmektedir:

“Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz.” (Tekasür Suresi, 8)

İbadette üşengeç olmak

Yanlış bir düşünce tarzı ise, “çok meşgulüm ibadete ayıracak zamanım yok” mazeretidir. İslam kolaylık dinidir. Zor olan insanların koyduğu kurallara adapte olmaktır. Riyakarlığa, yalana, yapmacıklığa, pisliğe, zulme, rekabete adapte olmak zordur. Allah(c.c.)'ın emrettiği zaten yaratılışa uygun olup, kolay olandır.
“Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük', kendilerini de zillet sarıp-kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.” (Hakka Suresi.43)

Özellikle sabah namazları, tam bir imtihan ve nefis mücadelesidir. Uykunun en derin olduğu saatte kalkmanın zor olduğu, veya abdest almak için suların soğuk olduğu bahanesi, şeytanın öne sürdüğü mazeretlerdir. Bu noktada derin iman etmişlerle, yarım inançlılar ayrılmaktadır. Ayetin ifadesiyle şeytanın, gerçekten inanan müminler üzerinde hiçbir zorlayıcı gücü yoktur. Kaldı ki gerçek Müslüman, dua ve ibadetin en derin olduğu sabah namazını, şevkle bekleyendir.

“…senin Benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiç bir gücün yoktur.” (Hicr Suresi, 42)

Hz. Muhammed (sav)'in gençlere verdiği önem

Yüce Allah(c.c.)'ın kullarına gönderdiği son peygamberi olan Hz. Muhammed (sav), tüm insanları İslam'a davet etmiştir. Mekke'nin önde gelen ailelerine mensup gençler, İslam dinine toplumun diğer fertlerinden daha fazla ilgi göstermişlerdir. İslam ahlakını yayma konusunda Hz. Peygamber (sav)'e asıl destek ve yardımcı olanlar da, bu imanlı, eğitimli ve bölgenin en soylu ailelerinden gelen gençlerdir.

Ayrıca Peygamberimiz (sav)'in etrafındaki bu gençlerin, ilk yıllarda Arap yarımadasının dışında da İslam ahlakının tanınmasında önemli katkıları olmuştur.

Hz. Muhammed (sav) vahiy katiplerini genellikle gençler arasından seçmiştir. Gençlerden öğretmenler tayin etmiştir. Gençleri, çoğu yaşlı sahabelerden oluşan ordulara komutan tayin etmiştir. Ve yine çoğu savaşlarda sancağı bizzat kendisi gençlere vermiştir.

Kuran'da adı geçen gençler

Kuran'da adı geçen peygamberlerin ve onlarla beraber Allah(c.c.)'ın dininin yayılmasında büyük katkıları olanların büyük çoğunluğunun gençlerden oluştuğuna dikkat çekmektedir.

Bunlardan bazıları sırasıyla şöyledir:

Hz. İbrahim: Kuran'da genç yaşta Allah(c.c.)'ın elçilik göreviyle şereflendirdiği mübarek şahıslardan biri Hz. İbrahim'dir. Putları ilah edinen müşrik kavmine dini tebliğ eden Hz. İbrahim'in, genç yaşta olduğu Kuran'da bildirmektedir.

Hz. İsa: Allah(c.c.)'ın dilemesiyle mucizevi bir şekilde babasız dünyaya gelmiş, aynı zamanda beşikte iken insanlara Allah(c.c.)'ın kendisini peygamber kıldığını bildirmiştir. Henüz otuz yaşında Allah(c.c.)'ın İncil'i vahyettiği Hz. İsa ve ona tabi olan yardımcıları Havariler de, Allah(c.c.)'ın çok genç yaşlarda hidayet verdiği Müslümanlardır.

Hz. Yahya: Hz. Zekeriya'nın oğlu olan ve Hz. İsa ile aynı dönemde aynı kavme peygamber olarak gönderilen Hz. Yahya da, Allah(c.c.)'ın küçük yaşta hidayet verdiği mübarek bir insandır.

Hz. Yusuf: Yaşamı, mücadelesi, uğradığı iftira ve zindanda geçirdiği yıllarla tüm müminler için hikmetli bir örnektir. Ona genç yaşta hidayet verildiği Kuran'da bildirilmektedir.

Hz. Musa: Firavun ve putperest kavmine örnek bir mücadele sergileyerek, içinde bulunduğu toplumu din ahlakına çağırmıştır. Bu çağrılar sonucu iman eden ve Hz. Musa'nın yardımcıları olan kişilerin de gençlerden oluştuğu Kuran'da bildirilmektedir.

Ashab-ı Kehf: Kuran'da Kehf Suresi'nde bildirilen, iman eden bir grup gençtir.

‘‘O gençler, mağaraya sığındıkları zaman, demişlerdi ki: "Rabbimiz, katından bize bir rahmet ver ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır (bizi başarılı kıl)''(Kehf Suresi.10)

Kuran ahlakının yayılmasında gençlere düşen sorumluluk

Gençler, yeryüzünde güzel ahlakın yayılmasında, savaşların, zulmün, gözyaşının dindirilmesi görevini üstlenmelidirler. Tüm bunların temelini oluşturan sapkın felsefelerle fikri anlamda mücadele etmeli, kendilerinden önceki salih, genç müminlerin yaşamını örnek almalıdırlar ve kendilerine Kuran'ı rehber edinmelidirler.

İslamiyetin yayılmasına en başında nasıl gençler vesile oldularsa, dünyanın çok yakın olan, aydınlık günlerinin yaklaşılmasına da Allah(c.c.)'ın izniyle, samimi Müslüman gençlerin bu büyük çabaları vesile olacaklardır inşaAllah.

Eğer bir gün dünya ya ait çok büyük bir derdin olursa,rabbine dönüp benim büyük bir derdim var deme,derdine dönüp benim çok büyük bir rabbim var de!...