Gönderen Konu: Oruç Tutmanın Fazileti, Ramazan Ayında Yapılacak İbadetler [1 Eylül 2008]  (Okunma sayısı 52937 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."

Allah razi olsun... Hepsi cok faideli

Cümlemizden...

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ramazan ayında kılınan teravih namazlarının her birinde ayrı bir hikmet olduğunu biliyor muydunuz?

İmam-ı Gazali Hazretlerinin "Ey Oğul" isimli arapça risalesinde geçen bu malumatlardan sonra teravih namazı kılma hassasiyetinizi bir daha gözden geçireceksiniz.

1. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ ol kimsenin cemî günahlarını bağışlar.
2. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ ol kimsenin anne babasının günahlarını bağışlar.
3. Gecesi kılsa; Melekler ol kimseye "Ey kişi sana müjdeler olsun hak teala senin amelini kabul edip umduğun devlete nail edip günahlarını af ve mağfiret etti" derler.
4. Gecesi kılsa; Tevrat, Zebur, İncil ve Kuran-ı Kerim'i hatmetmişçe Hak Teâlâ Hazretleri ol kula sevap ihsan eder.
5. Gecesi kılsa; Mescid-i Haram'da ve Mescid-i Aksa'da, Mekke-i Mükerreme'de ve Medine-i Münevvere'de namaz kılmışça Hak Teâlâ hazretleri sevap ihsan ider.
6. Gecesi kılsa; Beyt'il Ma'muru tavaf etmişçe sevap ihsan eder.
7. Gecesi kılsa; Firavn gazasında Musa (a.s) ile beraber olmuş gibi ecir verilir.
8. Gecesi kılsa; Bedir gazasında Rasulullah (s.a.v) Hazretleriyle beraber olmuş gibi ecir verilir.
9. Gecesi kılsa; Hazreti Davud ile ibadet etmiş gibi ecir verilir.
10. Gecesi kılsa; Dünya ve ahiret selametliği ihsan ider.
11. Gecesi kılsa; Kabul olunmuş umre sevabı verilir.
12. Gecesi kılsa; Ol kimse Sırât'ı yıldırım gibi geçe.
13. Gecesi kılsa; Beyt-ül Mukaddes'i imaret etmiş gibi sevap verilir.
14. Gecesi kılsa; Kadir Gecesi'ni sabaha kadar ihya etmişçe hak teala hazretleri sevap ihsan eder.
15. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ Hazretleri ol kimsenin hâcetini ve duâsını kabul eder ve ahirette âli deracâat ihsan eder.
16. Gecesi kılsa; Dünyadan ahirete giderken ve kıyamet gününde kabrinden kalkarken "La ilahe illAllah muhammed ür-rasülullah" diyerek kalka.
17. Gecesi kılsa; Ol kimse dünyadan gitmez ta cennetteki makamını görmeyince.
18. Gecesi kılsa; Şehitlere gazilere verdiği ecir gibi Hak Teâlâ hazretleri ona ecir ihsan eder.
19. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ Hazretleri dünyada ve ahirette yardımcı olur.
20. Gecesi kılsa; Ol kimse dünyadan gitmez Peygamberimiz Muhammed (a.s)'ı düşünde görmedikçe ve ölürken Halet-i Nezi'de susamaz ve kabrinden kalkınca dahi susamayıp arş-ı ala'nın gölgesinde ola.
21. Gecesi kılsa; Yerde ve gökte ne kadar melek var ise cümlesi ol kul için istiğfar ederler ve dünyadan gitmez Allahü Teâlâ Hazretleri ol kuldan razi olmayınca.
22. Gecesi kılsa; Ümmet-i Muhammed'in yetimlerini ve dul hatunlarını doyurmuşça sevap verilir.
23. Gecesi kılsa; Ümmet-i Muhammed'den şesir olmuşlarını alıp azad etmişçe sevap verilir.
24. Gecesi kılsa; Berâtı sağ eline verile.
25. Gecesi kılsa; Ol kimse ölürken Melek'ül-Mevt ona güzel surette gele ve cennet taamlarını müjdeleyerek ruhunu kabz eder.
26. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ Hazretlerinin emriyle melekler ol kimseyi ölürken Şeytanın şerrinden muhafaza ederler.
27. Gecesi kılsa; Hak Celle ve Âlâ Hazretleri emr eder cehennem kapıları ol kul için kapanır.
28. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ Hazretleri Cennetin Rıdvan'ına emreder "Cennet kapılarını aç, ol kulum hangi kapıdan dilerse girsin"
29. Gecesi kılsa; Hazreti Eyyüp (a.s)'ın dert belasına sabr eyledi mukabelesine verilen misl'ü ecir ol kula verilir ve cemi günahı afv olunur.
30. Gecesi kılsa; Hak Teâlâ Hazretleri nin emriyle arşı alanın altından bir münadi nida eder ki "Her gece teravihi kılan kullar cehennemden azad olmuş kullardır korktukları cehennemden kurtulup umdukları devlete cennet ve cemale nail oldular…" Ve Hak Teâlâ Hazretleri azâmet ve şanıyla buyurur ki; "İzzet ve Cemâlim hakkı için bu kuluma affım ile muamele eyledim. Cehennem ateşini onun vücuduna haram kıldım." Sonra Hak Teâlâ Hazretleri emreder de o kulun cehennem azabından kurtulduğuna ve sırat köprüsünü kolayca geçmesine dair bir berat yazılır, eline verilir.

Kim ki tam bir ihlâs ve itikâtla Ramazan-ı Şerif'te 30 gün teravih namazını kılarsa Allahü Teâlâ bu sevapları o kuluna ihsan buyurur.
Bunda şek ve şüphe olmasın!


Ey Oğul (Eyyühe'l-Veled) Risalesi
Hüccet'ül-islâm İmâm-ı Muhammed Gazâlî (rh.a)


« Son Düzenleme: 07 Haziran 2016, 17:39:17 Gönderen: Mücteba »

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Orucun Fazileti ve Mükâfatının Cemâlullah Olduğu
« Yanıtla #32 : 07 Haziran 2016, 17:39:39 »
Orucun Fazileti ve Mükâfatının Cemâlullah Olduğu

Hâdis-i Kudsî’de Allahü Teâlâ azze ve celle buyuruyor:

"Oruç benim içindir ve elbette onun sevabını ben vereceğim. Kulum benim rızam için şehvetini, yemesini ve içmesini terk etti. Oruç bir kalkandır. Oruçlunun iki sevinçli anı vardır. İlk sevinci iftarını yaptığı zamandır; diğer sevinci ise, Rabbine mülâki olduğu vakittir. Oruçlunun ağız kokusu, Allahü Teâlâ hazretlerinin katında, misk ve anber'den daha güzel ve daha temizdir."

Bu hâdis-i kudsî'de geçen "Oruç benim içindir ve elbette onun sevabını ben vereceğim" demek, orucun karşılığı benim demektir. Orucun karşılığı huriler, saraylar, köşkler, değildir. Orucun karşılığı Allah’tır. Bundan dolayı Allahü subhânehû ve teâlâ hazretleri, kendisini görme saadetine nail olmayı açlığa bağladı.

İsa (a.s)'ın kendisini görme isteğine karşı
ona şöyle hitâb etti:
"Aç kalırsan, beni görürsün."

Sa'dî buyurdu:
O olmadan ten hiç bir şey değil.
Maden ve hikmet odur.


"Oruç benim içindir ve elbette onun sevabını ben vereceğim" hâdis-i kudsî'de oruç, Allahü Teâlâ hazretlerine izafe edildi. Çünkü oruçta riya yoktur. Belki oruç tutmak bir sırdır. Onu yani bir kişinin oruç tuttuğunu, ancak ve ancak Allahü Teâlâ hazretleri bilir. Bundan dolayı da, Allahü subhânehû ve Teâlâ hazretleri, orucunun karşılığı olur.



(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 328-329)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Orucun Batîni Olarak İzahı
« Yanıtla #33 : 07 Haziran 2016, 17:40:51 »
Orucun Batîni Olarak İzahı

Oruç zahirde olduğu gibi batında da olur. Batına hitâb, kalbin, ruhun ve sırrın orucuna; "Ey o bütün imân edenler!" kavl-i şerifiyle işaret edilerek, Allah ile huzur bulup onun nurlarını müşahede edenlere seslenildi.

Kalbin orucu, akla gelen düşüncelerden yani mahlûkatın meşrebinden kendini alıkoyup oruç tutmaktır.

Ruhun orucu, ruhanî mülâhazalardan kendini alıkoyup oruç tutmaktır.

Sırrın orucu, Allah'tan gayrisini müşahede etmekten kendini alıkoyup oruç tutmaktır.

Kim orucu bozan şeylerden imsak eder (kendini tutarsa), onun orucunun nihayeti, gece çöktüğü zamandır.
Yani akşam olduğu zaman o kişi, iftar eder.


Kim ağyardan yani Allah'tan gayri her şeyden imsak ederek oruç tutarsa, onun orucunun sonu yani iftar vakti, Hak Teâlâ hazretlerini müşahede etmesidir.

Zira Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
"Onu (Ramazan-ı şerif ayını) görünce oruç tutun ve onu (Şevval ayını) görünce iftar edin." Hakikat ehline göre bu hâdis-i şeriflerdeki zamirler, Hak Teâlâ hazretlerine râcidir. Onun için kulun orucunun hem zahirî ve hem de batını olması gerekir. Hak Teâlâ hazretlerini görmek için hem zahirî ve hem batını tutulan oruç, Hak Teâlâ hazretlerini görmekle olur.
Kişinin "Üzerlerinize oruç yazıldı" yani, zahirde her uzvun ve batında da her sıfatın üzerine oruç yazıldı.

Dilin orucu, yalan, fuhuş ve gıybetten kendini tutmasıdır.

Gözün orucu, gafletle bakmaktan ve kötülüğe bakmaktan kendisini tutmasıdır.

Kulağın orucu, malayani (dünya ve âhiretine faydası olmayan şeyleri), nehyedilenleri ve şehevî duyguları uyandıran sesleri dinlemekten kendisini alıkoymasıdır.



(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 329-330)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Cennetler dört kişiye âşıktır. Günahlar iftar vaktinde bağışlanır."

Bazı haberlerde şöyle varid oldu.
Cennetler dört kişiye müştaktır:

1 - Ramazan-ı şerif orucunu tutan,
2 - Kur'ân-ı Kerim okuyan,
3 - Dilini muhafaza eden,
4 - Komşularına yemek yedirip içiren.

Muhakkak ki, Allahü Teâlâ hazretleri, Müslüman kulun günahlarını iftar vaktinde bağışlar.
"Ayaklarıyla kendisine yürüdükleri (günahları), elleriyle kendisini kabzettiği şeyleri, iki gözünün bakmasından doğan günahları, kulaklarının işittiği günahları, dilinin konuştukları ve kalbine akan havadisten dolayı, Allah kulunu bağışlar."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 339)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Oruçluların Mezarlarından Dirilince Hazreti Allahın Verdiği Nimetler
« Yanıtla #35 : 07 Haziran 2016, 17:43:24 »
Oruçluların Mezarlarından Dirilince Hazreti Allahın Verdiği Nimetler

Hadisi Şerifte şöyle buyuruldu:

"Kıyamet günü olduğu zaman, kabirlerde olanlar dirilirler.
Allahü Teâlâ hazretleri, Rıdvan'a vahyedip (emir verir):
- "Oruçlu kullarımı diriltip, aç ve susuz olarak mezarlarından çıkarttım. Cennetin şehevî nimetleriyle onları karşıla"
der.

Rıdvan seslenir:
- "Ey gilmân, ey vildân (Cennet hizmetçileri!) Nur'dan tabaklar ile nimetleri getirin!"

Bunun üzerine kum tanelerinden, yağmur damlalarından, gökteki yıldızlar ve ağaç yapraklarından daha çok gilmân ve vildân (Cennet hizmetçileri); birçok meyveler, lezzetli içecekler, iştahlı yiyecekler ile toplanırlar. Karşılaştıkları herkese o nimetleri ikram edip yedirir ve içirirler.

O nimetlerden yiyip içenlere şöyle derler:

"Yiyin için; afiyet olsun, geçmiş günlerde takdim ettiklerinize mukabil!"



(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 339-340)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Oruç Tutanların Beraatı
« Yanıtla #36 : 07 Haziran 2016, 17:44:50 »
Oruç Tutanların Beraatı

Efendimiz(s.a.v.) hazretlerinden rivayet olundu.

"Mi'râc gecesi, Sidretü'l-Münteha'nın yanında bir melek gördüm. Uzunluk ve genişlik bakımından onun bir benzerini görmemiştim. Onun uzunluğu bir milyon senelik yol kadardı. Onun yetmiş bin başı vardı. Her baştada yetmiş bin yüzü vardı. Her yüzde yetmiş bin dil vardı. Yine her başta nurdan yetmiş bin örük vardı. Her örüğün üzerinde de Allah'ın kudretiyle bir milyon inci bağlanılmıştı. Her incinin içinde de nurdan bir deniz vardı. Bu denizlerde balıklar vardı. Her bir balığın uzunluğu iki yüz yıllık kadardı. O balıkların sırtında, "Allâh'dan başka ilâh yoktur. Muhammed (s.a.v.) Rasûlüllah'tır" yazılıydı.

Bu melek ellerinin birini başının üzerine koymuştu, diğerini de sırtının üzerine... O "hazaratü'l-kuds"teydi. O melek, tesbih ettiği zaman, onun sesinin güzelliği sebebiyle arş titriyordu.
Cebrail'e onu sordum.

Cebrail bana:
- "Bu bir melektir. Allah, Âdem (a.s)'ı yaratmazdan iki bin sene önce onu yarattı."

Ben:
- "Bu melek, bu sonuca nasıl ulaştı?" diye sordum.

Cebrail:
- "Allahü Teâlâ Cennetin içinde arşın sağında bir havuz yarattı. O melek oradaydı. Ramazan-ı şerif orucunu tutmanız sebebiyle sana ve ümmetine o mekânda tesbih okumasını Allah ona emretti" dedi.
O meleğin önünde iki sandık gördüm. Her bir sandığın üzerinde nurdan bin kilit vardı. Cebrail (a.s) 'a o iki sandıktan sordum.
 
Cebrail (a.s) bana:
- "Ona sor!" dedi. Ben de o meleğe sordum.

Melek:
- "Bu iki sandıkta ümmetinden oruç tutanların Cehennem azabından, beraatları bulunmaktadır. Ne mutlu sana ve senin ümmetine!" dedi.



(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 340-341)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Oruç ile Teravihden Elde Edinilen Sevap
« Yanıtla #37 : 07 Haziran 2016, 17:47:34 »
Oruç ile Teravihden Elde Edinilen Sevap

Efendimiz Hazretleri buyurdular:
"Allahü Teâlâ ve teberake Hazretleri, sizin üzerinize Ramazan-ı şerif orucunu farz kıldı. Ben de kıyamını (teravih namazını) sünnet kıldım. Kim inanarak ve sevabını umarak, Ramazan-ı şerif orucunu tutar ve teravih namazını kılarsa; annesinden doğduğu gün gibi günahlarından çıkar (temizlenir)."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 342-343)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Oruçlunun Üç Bayramı
« Yanıtla #38 : 07 Haziran 2016, 17:52:18 »

Oruçlunun Üç Bayramı

Bizim (Müslümanların) üç bayramı vardır.

1 - İftar vakti. Bu tabiî bayramdır.

2 - Ölüm bayramı. Kâmil bir iman ile ruhu kabz olup Müslüman olarak canını canana teslim ettiği vakit, işte bu büyük bayramdır.

3 - Âhirette tecelli bayramıdır. Yani Cennette Cenâb-ı Allah'ın tecelli ettiği andır. Bu bayramların en büyüğüdür.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 345)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Oruçluya İftar Yemeği Vermenin Sevabı
« Yanıtla #39 : 07 Haziran 2016, 17:53:42 »
Oruçluya İftar Yemeği Vermenin Sevabı

Efendimiz Hazretleri buyurdular:

"Kim oruçluya iftar verirse, oruçlunun sevabından hiçbir şey eksilmeksizin oruçlunun sevabının bir misli de onun olur."


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 345)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Orucun Seyahate Benzetilmesi
« Yanıtla #40 : 07 Haziran 2016, 17:54:40 »
Orucun Seyahate Benzetilmesi

Oruç, seyahate benzetildi. Çünkü,

1- Oruç, kişiyi şehvetlerden alıkoyar, keser, uzak tutar; seyahat gibi...
Seyahat eden (ve oruç tutan) kişi, tabiatının meylettiği (canının çektiği) her şeyden faydalanmaya gücü yetmez (o imkânı bulamaz).

2- Zira oruç, gerçekten nefsanî bir riyazettir. Kişi oruç sebebiyle, Mülkün ve Melekûtun gizliliklerinize (derinliklerine ve çok marifetlere) erer; seyahat eden kişi, bilmediği ve görmediği yerlere vardığı ve ulaştığı gibi...

Cennette Bir Seyyah!
Bazı arifler buyurdular:
(Orucun seyahate benzetilmesinde şöyle bir) nükte daha vardır:

Seyyah (gezgin) kişi, yeryüzünde gezer. Hangi şehir hoşuna giderse; orada yerleşir, ikamet eder. Eğer şehir hoşuna gitmezse, o şehirden çıkar; başka bir şehre gider... Oruç tutan kişi de böyledir.

Oruç tutan kişi, cennete girdiğinde, ona:
- "Gir! Cennetin dilediğin kapısından! Hangi oda, hangi saray senin hoşuna gidiyorsa, orada konakla!" denilir.
Böylece o kişi de, dilediği gibi, cennetin saraylarında ve konaklarında gezer; yeryüzündeki seyyah (gezgin) gibi...

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:185)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Acve Hurması
« Yanıtla #41 : 07 Haziran 2016, 17:55:16 »
Acve  Hurması

"Acve hurması zehire şifa’dır."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:258)