Gönderen Konu: Osmanlı 'Hanedan'ı Kamera' önünde  (Okunma sayısı 6529 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Osmanlı 'Hanedan'ı Kamera' önünde
« : 23 Ocak 2011, 21:22:43 »


Hilafet makamına seçilen Abdülmecid Efendi, Topkapı Sarayı'nda biat töreni sırasında.

Osmanlı sarayının hep kapalı kapılar ardında kalmış hikâyeleri ete kemiğe bürünüyor. Kara tahta önünde ders alan şehzadeler, kucağında padişah çocuklarıyla paşalar ve kabarık etekli padişah kızları ile 'Hanedan ve Kamera' sergisi saray ahalisinin objektife yansıyan hayatlarını gün yüzüne çıkarıyor.

Eski fotoğraflara bakmak insanı gerçek hayatta mümkün olmayan bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Eş, dost sohbetleri, askerlik hatıraları, akraba düğünlerinden kareler... Yıllar sonra bile, oradaki biz değilmişçesine garipseyerek bakarız fotoğraftaki 'tanıdık yabancı'ya. Bebeklik resimlerimize gülerken anne-babalarımızın hatta dedelerimizin gencecik hallerine şaşırıp kalırız. Tanıdığımız, bildiğimiz insanların hayatlarından kareler dahi bu kadar ilgi çekerken, sadece kitaplardan tanıdığımız padişahların hayatlarına tanık olmak istemez miydiniz? Sadberk Hanım Müzesi'nde sizleri bekleyen 'Hanedan ve Kamera' sergisi padişahların ve aile üyelerinin yaşamlarından kesitler sunuyor.

On dokuzuncu yüzyılda Osmanlı sultanları ve saray halkının portre fotoğraf çekimine verdikleri önemi müzeden içeri girer girmez anlamak mümkün. 1861 yılında tahta çıkan Sultan Abdülaziz döneminde çekilen portre fotoğraflarda Abdullah Biraderler imzası dikkat çekiyor. Daha sonra 1878'de 'Saray Fotoğrafçısı' göreviyle atanan Vasilaki Kargopulo da bu geleneği aynı titizlikle devam ettirmiş. 1900'lerde amatör makinelerin yaygınlaşmasıyla hanedan üyeleri arasında adeta bir fotoğraf furyası başlamış. Artık sadece portreler değil, özel mekânlarda çekilen aile içi fotoğraflar da saray geleneğinde önemli yer tutar hale gelmişti. Öyle ki hanedan üyeleri arasında imzalı ve ithaflı fotoğrafları birbirine hediye etmek, aile içindeki sevgi ve bağlılıkları göstermede bir aracı niteliği kazanmıştı.

Sergide kapıdan girer girmez sizi karşılayan saray halkı ilk bakışta insanı ürkütse de kısa sürede bu duygu yerini şaşkınlığa bırakıyor. Tarih kitaplarında yahut okul koridorlarında, panolarda gördüğümüz yağlıboya padişah portrelerinden sonra, fotoğrafların gerçekliğiyle tanışmak tarifi zor duygular uyandırıyor.

Öncelikle iri yarı bir hükümdar, Sultan Abdülaziz takılıyor gözünüze. Sonra ona adeta küçük bir kopyası gibi benzeyen oğlu Yusuf İzzeddin Efendi. Kızı Saliha Sultan ise kabarık etekli elbisesiyle halinden memnun değilmiş gibi bakıyor objektife. Merakla incelemeye devam ederken tahttan indirilmiş Abdülaziz ile arkasında laubali şekilde poz vermiş Mustafa ve Salih beyler dikkatinizi çekiyor. Daha bunun şaşkınlığını üzerinizden atamazken Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid'in çocukları ile objektifi umursamadan başka yöne bakan Başyaver Şeker Ahmed Ali Paşa ve pos bıyıkları ile karşılaşıyorsunuz. Daha sonra, saraydaki siyahi bir bakıcının bembeyaz kundaktaki çocuğa sevgiyle dokunuşuna rastlıyorsunuz. Bol paça pantolonları, uzun ceketleri ve ellerinde bastonlar ile harem ağaları da serginin dikkat çekici karelerinden.

Sultan V. Murad'ın torunu, Fatma Sultan'ın oğlu Sultanzade Mehmet Ali Refik sünnet yatağında. Yüzünde biraz mağrur garip bir ifade ile size bakıyor. Saray cücesi masanın üzerinde uzanırken, bir kısmı muhafız rolünde poz vermiş boy boy paşa çocukları diziliyor önünüze. Hemen yanında birbirine sıkıca sarılmış üç küçük bebek... Fatma Sultan'ın çocukları Hatice Hanımsultan, ikizi Sultanzade Mehmed Ali ve bebekliğinde vefat eden Sultanzade Murad.

Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın torunu Sadrazam Sait Halim Paşa da fotoğraf çekilirken objektife bakmayı sevmeyenlerden olsa gerek. Bacak bacak üstüne atmış, eli dizinin üstünde bambaşka âlemlere dalmış gibi... Sultan V. Murad'ın kızı Fehime Sultan piyano çalarken, II. Abdülhamid'in kızı Refia Sultan ilginç saç modeliyle takılıyor objektife. Halife Abdülmecid ise elinde paleti ile son Mekke emirinin oğlu Şerif Abdülmecid'in portresini yaparken bir yandan da poz veriyor.

Abdülmecid'in oğlu Ömer Faruk Efendi, kollarını kavuşturmuş boynunda papyonuyla hafifçe gülümsüyor. II. Abdülhamid'in şehzadesi Mehmed Abid Efendi ise Beylerbeyi Sarayı'nda hocasından ders alıyor. Karatahta üzerindeki yazı ise 'Ali ata bak' kabilinden fişlere hiç benzemiyor: 'Selanik için ne düşünüyorsunuz, ebediyen bizden ayrıldı mı?'

Enver Paşa'nın düğün fotoğraflarından, Sultan II. Abdülhamid'in oğlu Abdürrahim Hayri Efendi'nin çello çalarken verdiği poza, hatta hilafet makamına seçilen Abdülmecid Efendi'nin Topkapı Sarayı'ndaki biat törenine kadar buram buram tarih kokan bu kareler 'Hanedan ve Kamera' sergisinde sizleri bekliyor. Sarıyer'deki Sadberk Hanım Müzesi'nde 24 Nisan'a kadar devam edecek serginin giriş ücreti tam 7, indirimli ise 2 lira.


Sultan Abdülaziz dönemi 'saray cücesi'




Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid'in çocukları Başyaver Şeker Ahmed Ali Paşa ile Harem Ağası.

zaman