Gönderen Konu: Osmanlı padişahları neden hacca gitmediler?  (Okunma sayısı 4298 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Osmanlı padişahları neden hacca gitmediler?
« : 12 Ağustos 2009, 22:59:33 »

Yıllardır pek çok okurum, Osmanlı padişahlarının hacca neden gitmediklerini ısrarla sorar durur. Bu hakikaten kafa karıştırıcı konuda net bir bilgiye veya beyana sahip değiliz ne yazık ki.

Öte yandan da ilginç bir gerçek duruyor karşımızda: Osmanlı hanedanında, bırakınız padişahları, şehzadeler arasında bile Cem Sultan’dan başka kimse hac farizasını eda etmemiş. Ancak II. Bayezid’in tam hacca gitmek üzereyken, babası Fatih’in ölüm haberini aldığına ve bir an önce Amasya’dan İstanbul’a hareket etmesi gerektiğinden hacca gitmekten vazgeçtiğine dair sınırlı bir bilgi var elimizde.

Her iki teşebbüsün de 1481-1482 yıllarına denk düşmesi ve Fatih’in oğullarından gelmiş olması ayrı bir renk katıyor meseleye. O zaman şu soruyu tarihin tozlu tavanına hevenk üzümü gibi asmamızda sakınca yok:

Acaba Fatih 1481 Mayıs’ında çıktığı son seferinde Amasya ve Karaman’da valilik yapan oğullarını da yanına alarak Mekke üzerine mi yürüyecekti? Bu soru şimdiye kadar sorulmuş değil. Ama hemen hemen aynı yıllarda Fatih’in bir oğlunun hacca niyetlenmiş, diğerinin ise Memlûklere sığındıktan sonra hac vazifesini yerine getirmiş olması karşısında, Fatih’in ölümüyle sonuçsuz kalan son seferine ilişkin böyle bir ihtimali de hesaba katmalıyız.

Osmanlı padişahlarının az bilinen akim kalmış iki hac teşebbüsü vardır.

Bunlardan birincisi, II. Osman’ın, özellikle orduyu ve ulemayı kızdıran ve feci ölümüne yol açan yarı-siyasî bir hac niyeti içinde olduğunu biliyoruz (1622).

İkinci olarak da Sultan Vahdeddin, 1922’de tahttan indirilip yurdu terk ettikten sonra Mekke’ye kadar gitmiş, fakat bir İngiliz oyunuyla hilafetin Şerif Hüseyin’e devredileceği planından kuşkulanarak hac vazifesini yerine getirmeden geri dönmüştü. İlginçtir, Tarık Mümtaz Göztepe’nin verdiği bilgiye göre Vahdeddin, Mekke’deki misafirliği sırasında Kâbe’yi tavaf etmiş, namazlarını özellikle Mescid-i Haram’da cemaatle eda etmiştir.

Garip bir tevafuk eseri olarak 401 yıl arayla cereyan eden bu iki sultanî hac teşebbüsünden birincisi, yeniçerilerce ‘düşman ve hain’ ilan edilen II. Osman’ın hayatına mal olacak, ikincisi ise yine ‘hain’ damgasını bugün bile üzerinden silip atamayan bir eski padişahın hayatının son büyük hayal kırıklığını teşkil edecektir.

Osmanlı hanedanının erkek üyeleri arasında durum buyken, kadın üyelerden bazıları hacı olmuşlardı. İlk hacı Osmanlı hanedan üyesinin Çelebi Mehmed’in kızı olduğunu biliyoruz. Son üye olarak da I. Mahmud’un kızı Ayşe Sultan’ı biliyorduk. Ancak Süreyya Faruki’nin çalışması “Hacılar ve Sultanlar”, hacı olan hanım sultanların sayısının sandığımızdan daha fazla olduğunu ortaya koydu. Muhtemelen şehzadelerin haccı siyasî bir faaliyet fırsatı olarak değerlendirebileceği korkusuyla engellenmesine mukabil, kadın üyeler için böyle bir endişeye yer bulunmaması, onların bu dinî vazifelerini daha rahat yerine getirmelerine kapı açmış olmalıdır.

Sorumuza dönelim yine: Osmanlı padişahları neden hacca gitmediler?

Benim kişisel kanaatim biraz mantık dışı görünebilir size: Osmanlı padişahları sanki kendilerini hac gibi yüce bir iltifata layık görmüyorlardı! Bu davranışlarını, Ertuğrul Gazi ile Osman Gazi’ye ortak olarak atfedilen şu Kur’an-ı Kerim’in bulunduğu odada uyumama tavrıyla irtibatlandırıyorum. Burada adeta kendilerini günahkâr addettiklerinden o yüce vazifeye layık görmeme tavrının kokusunu alıyorum ben. Dediğim gibi bu tamamen kişisel bir yorum.

Padişahların, Peygamber Efendimiz’e (sas), Ehl-i Beyt’e ve mukaddes beldelere duydukları derin saygıyı ve bu saygının gereğini yerine getirmek için neler yaptıklarını bir hatırlayalım.

Kanuni’nin Mescid-i Haram’ın minarelerini yenilettiğini ve oğlu Selim’e Cidde’ye su getirmeyi vasiyet ettiğini hatırlatmak yeterlidir. Yüzyıllar boyu Mekke ve Medine halkına Sürre alayları ile birlikte her yıl hiç aksatmadan son derece değerli hediyeler yolladıklarını biliyoruz; yine her yıl “iskât-ı hac” için kendi yerlerine birilerini mutlaka hacca gönderdiklerini de. Bu saygıyla yetişmiş insanların hac gibi bir farzı ifa etmek istemediklerini düşünmek anlamlı olmaz.

Demek ki hac ibadetini yerine getirmek istiyorlardı. Yine de gitmediler. Neden?

Hacca gitmeme sebepleri olarak kimileri güvenlik gerekçesini öne sürüyor (‘o kadar kalabalığın arasına girince her şey olabilirdi’), kimileri de devletin başsız kalması riskini (‘fitne çıkmasını’) göze alamadıklarını ve cihadı daha fazla önemsediklerini. Buna göre o devirlerde bir insanın hacca gidiş-dönüşü en az 3 ay sürüyordu; dolayısıyla bir padişahın bu kadar uzun süre işin başından uzak kalması anarşiye sebebiyet verebilir, fitne çıkabilirdi. Ne var ki, Halife Harun Reşid’in tam 9 kez hacca gittiğini öğrenince aslında isteselerdi bu güvenliği bir şekilde temin edebilirlerdi sonucuna varıyoruz.

Benim kişisel olmayan yorumum Ahmet Akgündüz’ünküne yakın:

Oğlu Korkut’u hacca yollayan -gelin görün ki Mısır’dan geri çevrilmişti- II. Bayezid’den itibaren Osmanlı padişahları ve onları etkileyen ulema, bir padişahın devlet başkanlığı görevlerini ‘şahsî ibadetleri uğruna’ aylar boyu terk etmesini caiz görmemişlerdi. Yani bu tutumda şahsî ibadetlerini kamusal hizmetlerinin önüne geçirmeme kaygısı ağır basmış ve bu, zamanla hanedanın erkek üyeleri için tartışılmaz bir gelenek halini almıştı. Nitekim II. Osman da, hacca gitmeye niyetlendiğinde en başta kayınpederi Şeyhülislam Esad Efendi kendisine karşı çıkarak, “Padişahlara hac lazım değildir, oturup adl eylemek evlâdır. Caiz ki bir fitne zuhur eyleye” fetvasını vermişti.

Osmanlı padişahı tahtın üzerinde artık gerçek bir kişilik değil, tüzel bir kişiliktir ve anlaşılan, hac gibi şahsî bir farzı uğruna devlet işlerini aylar boyu ihmal etmesi, dinen caiz görülmemiştir. Ahmet Akgündüz’ün dediği gibi, “Bazen kamu haklarından olan bir mesele, şahsî farzlardan daha ehemmiyetli hale gelmektedir.” Bu nokta üzerinde durmaya değer.

Mustafa Armağan
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Osmanlı padişahları neden hacca gitmediler?
« Yanıtla #1 : 24 Temmuz 2010, 05:52:05 »
Teşekkürler.
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Osmanlı padişahlarının hiçbirinin hacca gitmedikleri doğru mudur? Doğruysa niçin gitmemişlerdir?



Osmanlı padişahlarının hacca gidip gitmediği hususunda bugüne kadar çok çeşitli tartışmalar yapılmıştır. Padişahların bir tanesi hariç diğerlerinin hacca gittikleri hakkında elimizde bilgi mevcut değildir.Bu bilginin olmaması padişahların hacca gitmelerinin mümkün olmadığını göstermez. Çünkü padişahların tebdil-i kıyafet ederek çok uzak yerlere gittiklerini, memleketlerini teftiş ettiklerini, halkın ahvali hakkında bilgi aldıklarını tarih kaynakları kaydetmektedirler.  Mümkündür ki, bu şekilde de hacca gitmiş olabilirler. Çünkü maiyeti ve giyimi dışında padişah oldukları anlaşılabilecek başka bir emare mevcut değildir. Fotoğraf yok, tanınma yok. Geriye o zamanın ulaşım zorlukları ve hac yolculuğunun aylar sürmesi hesap edildiğinde tahttan ve devlet idaresinden uzak kalmanın riskleri kalmaktadır. Bu sebeple devlet idaresini boş bırakmak söz konusu olduğundan bu kadar ay hacca gidip gelme imkânı zorlaşmaktadır.

Bir diğer husus ise, padişahın yokluğunun duyulması halinde payitahtta ve memlekette meydana gelebilecek karışıklıkların ciddi bir tehdit unsuru olmasıdır.

Diğer taraftan o tarihlerde savaşsız yıl geçmiyor gibiydi. İçte ve dışta karışıklıklar söz konusu idi. Bu şartları en iyi şekilde sağlayıp devletini ve tahtını emin bir şekilde bırakıp hacca gitmek çok büyük bir risk idi. Zaten padişahların birinci vazifeleri, yani üzerlerine farz olan devlet ve millet umurunu (işlerini) düzene koymaktı. Ortada devlet olmazsa, bir padişahın hacı olması ne kadar menfaatli olabilirdi. Kendisi için elbette muazzam bir menfaat, ancak kendisine teslim edilen, emanet olan bunca millet-i îslamiye’nin ve tebaa-i Osmaniye’nin huzur ve emniyetini sağlamak en önde gelen bir vazife idi. Umumun kârı için hususun zararını tercih etmek durumunda kalınmıştır. Bunun yanında hemen hemen bütün Osmanlı padişahlarının kendi yerlerine vekil hacı gönderdiklerine dair çok sayıda vesika da mevcuttur. İlerleyen sayılarımızda bu hususta bazı makaleler yayınlayacağız.


Tarih Postası bir Yedikıta hizmetidir.

Çevrimdışı muhabbeteri

  • okur
  • *
  • İleti: 98
Ynt: Osmanlı padişahları neden hacca gitmediler?
« Yanıtla #3 : 25 Mart 2012, 23:22:22 »
bilgiler icin tesekkürler..
Allah razi olsun
"KULUNA HIŞM EYLEMEZ HÜDASI
KULUN ÇEKTİĞİ HEP KENDİ CEZASI"

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Osmanlı padişahları neden hacca gitmediler?
« Yanıtla #4 : 26 Mart 2012, 00:03:21 »
Harika bilgiler Allah razı olsun.Teşekkürler.Devamını bekleriz.

Çevrimdışı guzellik

  • okur
  • *
  • İleti: 87
Ynt: Osmanlı padişahları neden hacca gitmediler?
« Yanıtla #5 : 26 Mart 2012, 00:09:40 »
Ataturk namz kilmis mi ? haca gitmis mi? ben bunu dusundum bu yaziyi okuyunca...