SADAKAT MEDRESESİ > OSMANLICA DERSLERİ

Osmanlıca “Bu da geçer Yâ Hû” Hattı ve Bir Kıssa

(1/1)

Lika:


Derviş uzun bir yolculuktan sonra yolu bir köye düşer.. Karşısına çıkan köylülere kendisine yemek ve yatak temin edecek biri olup olmadığını sorar. Köylüler kendilerinin de fakir olduklarını evlerinin küçük olduğunu söyler ve ismi Şakir olan birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini söylerler. Derviş tavsiyeye uyar, yola koyulur sonra giderken birkaç köylüye daha rastlar. Onların anlattıklarından Şakir’in bölgenin en zengin kişilerinden birisi olduğunu anlar.

Köydeki bir başka zengin ise Haddad adında bir başka çiftlik sahibidir. Derviş Şakir’in çiftliğine varır. Çok iyi karşılanır iyi misafir edilir yer içer dinlenir. Şakir de ailesi de hem misafirperver hem de gönlü geniş insanlardır… Ayrılık zamanı geldiğinde Derviş Şakir’e teşekkür ederken “Böyle zengin olduğun için hep şükret.” der. Şakir ise şöyle cevap verir: “Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen görünen gerçeğin kendisi değildir. Bu da geçer…”

Şakir’in bu sözü dervişi çok düşündürür. Birkaç yıl sonra Derviş’in yolu yine aynı bölgeye düşer. Şakir’i hatırlar bir uğramaya karar verir. Yolda rastladığı köylülerle sohbet ederken Şakir’den söz eder. “Haa o Şakir mi?” der köylüler “O iyice fakirledi şimdi Haddad’ın yanında çalışıyor.” Derviş hemen Haddad’ın çiftliğine gider Şakir’i bulur. Eski dostu yaşlanmıştır üzerinde eski püskü giysiler vardır. Üç yıl önceki bir sel felâketinde bütün sığırları telef olmuş evi yıkılmıştır. Toprakları da işlenemez hale geldiği için tek çare olarak selden hiç zarar görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Haddad’ın yanında çalışmak kalmıştır. Şakir ve ailesi üç yıldır Haddad’ın hizmetkârıdır. Şakir bu kez Derviş’i son derece mütevazı olan evinde misafir eder. Kıt kanaat yemeğini onunla paylaşır… Derviş vedalaşırken Şakir’e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler ve Şakir’den şu cevabı alır: “Üzülme kardeş. Unutma bu da geçer.“

Derviş gezmeye devam eder ve yedi yıl sonra yolu yine o bölgeye düşer. Şaşkınlık içinde olan biteni öğrenir. Haddad birkaç yıl önce ölmüş ailesi olmadığı için de bütün varını yoğunu en sadık hizmetkârı ve eski dostu Şakir’e bırakmıştır. Şakir Haddad’ın konağında oturmaktadır kocaman arazileri ve binlerce sığırı ile yine yörenin en zengin insanıdır. Derviş eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar sevindiğini söyler ve yine aynı cevabı alır: “Bu da geçer…“

Bir zaman sonra Derviş yine Şakir’i arar. Köylüler ona bir tepeyi işaret ederler. Tepede Şakir’in mezarı vardır ve taşında şu yazılıdır: “Bu da geçer. ” Derviş “Ölümün nesi geçecek?” diye düşünür ve gider. Ertesi sene Şakir’in mezarını ziyaret etmek için geri döner; ama ortada ne tepe vardır ne de mezar. Büyük bir sel gelmiş tepeyi önüne katmış Şakir’den geriye bir iz dahi kalmamıştır…

O aralar ülkenin sultanı kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister. Öyle bir yüzük ki mutsuz olduğunda umudunu tazelesin mutlu olduğunda ise kendisini mutluluğun tembelliğine kaptırmaması gerektiğini hatırlatsın… Hiç kimse sultanı tatmin edecek böyle bir yüzüğü yapamaz. Sultanın adamları da bilge Derviş’i bulup yardım isterler. Derviş sultanın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir. Kısa bir süre sonra yüzük sultana sunulur. Sultan önce bir şey anlamaz; çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Sonra üzerindeki yazıya gözü takılır biraz düşünür ve yüzüne büyük bir mutluluk ışığı yayılır: “Bu da geçer” yazmaktadır.


tarihder

muhabbeteri:
buda gecer Ya Hu sözünü cok isitiyorum, ancak kissasini ilk defa okudum..

Allah razi olsun..

MURKA:
Kıssasını Daha Önce Duymuştum Ama Hatırımda Kalmamış. İyiki Burayı Ziyaret Ettim Burada Bulduğuma Sevindim.

cennet_nuru:
Allah razı olsun çok çok güzel...

omur:

--- Alıntı yapılan: cennet_nuru - 07 Nisan 2014, 11:07:31 ---Allah razı olsun çok çok güzel...

--- Alıntı sonu ---

Navigasyon

[0] Mesajlar

Tam sürüme git
Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek