Gönderen Konu: anne-baba  (Okunma sayısı 3294 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı maslak

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 454
anne-baba
« : 07 Haziran 2008, 11:54:43 »


Peygamber Efendimiz henüz dünyaya gelmeden önce babasını, küçük bir çocukken de annesini kaybetmişti. Hem yetim, hem de öksüz büyümüştü. Yüce Allah onu annesiz-babasız bırakmıştı, ama kendi özel himayesine ve terbiyesi altına almıştı.
 
“Beni Rabb’im yetiştirdi ve eğitti.” diyordu. Onun kadar anne-babanın hakkını ve değerini öğreten bir başkası yoktur. Kur’ân’ın ifadesiyle insan üzerinde Allah ve Resulünden sonra en çok hakkı olan anne-baba olduğu gibi, en çok sayılması ve sevilmesi gerekenler de onlardır.

Rabb’imiz, Peygamberimize hitaben anne-baba hakkının önemini şöyle bildiriyor: “Rabb’in şunu da emretti: Ondan başkasına ibadet etmeyin. Anne ve babaya da iyilikte bulunun. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olurlarsa onlara sakın ‘Öf!’ bile deme. Onları azarlama, onlara güzel söz söyle. “Onlara merhamet ve tevazu kanadını ger ve de ki: Ey Rabb’im, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, sen de onlara öylece merhamet buyur.” (İsrâ Sûresi, 22-23.)
Abdullah bin Mes’ud anlatıyor: Peygamber Efendimiz’e sordum: “Allah katında en iyi amel nedir?” “Vaktinde kılınan namazdır.” “Sonra hangisidir?” “Anne-babaya iyilik ve itaat etmektir.” “Sonra hangisi?” “Allah yolunda cihattır.”


Hiçbir şekilde anne-baba ayırt edilmez, biri öbürüne tercih edilmez, birinin sevgisi diğerinin önüne geçmez. Çünkü iki gözümüzden hangisini ötekinden üstün tutarız? Ancak Efendimizin hadislerine baktığımızda anne hakkının baba hakkından üç misli fazla olduğunu öğreniyoruz: Ebû Hureyre rivayet ediyor:


Peygamber Efendimize bir kişi geldi ve sordu: “Yâ ResulAllah, en çok kime iyilik ve ihsan etmeliyim?” “Annene.” “Sonra kime?” “Annene.” “Sonra kime?” “Annene.” “Sonra kime?” “Sonra babana.” Bu hadisten hiçbir şekilde babayı üçüncü plâna atma anlamı çıkmamalı, ancak her zaman annenin öncelik taşıdığı gerçeğini de göz ardı edemeyiz.


Yine adamın biri Peygamber Efendimize geldi, şöyle dedi: “Yâ ResulAllah, ben annemi sıcak bir günde omzuma alıp iki fersah yol yürüdüm. Hava yere atılan bir et parçasını neredeyse pişirecek kadar sıcaktı. Acaba onun hakkını ödemiş oldum mu?” Peygamber Efendimiz şu cevabı verdi: “Senin bu hizmetin, onun bir doğum sancısını belki karşılar!”   
alıntı
acaba annemize ne kadar iyi davranıyoruz .     

Mahi

  • Ziyaretçi
Ynt: anne-baba
« Yanıtla #1 : 07 Haziran 2008, 22:18:45 »
İbnu Selame es-Sülemî radıyAllahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim. Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim. Kişiye annesi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim" -diye üç kere tekrar etti. Sonra şöyle devam etti:- "Kişiye babası(nın hakkına riayeti) tavsiye ederim, kişiye kendi yerine işini takip eden velisi(nin hakkına riayeti) tavsiye ederim, hatta velisi kendisine eza vermiş bile olsa."


Çevrimdışı Buka

  • okur
  • *
  • İleti: 59
Ynt: anne-baba
« Yanıtla #2 : 11 Ağustos 2008, 19:43:38 »
Bir  adam annesini sırtına almış, ka’beyi tavaf ediyordu. O esnada Rasulullah’ı gördü ve  “Nasıl annemin hakkını ödeyebildim mi?” diye sordu. Efendimiz (S.A.V) “Hayır, seni karnında taşırken bir nefes alma anında ki verdiğin zahmetini dahi ödeyemedin” buyurdu. (Buhari- El  Edebül Müfret Trc. A. Fikri YAVUZ 1/15)

-- Bir kimse Ana ve babasının yüzlerine merhamet ve sevgiyle baksa, her bakışında ona bir hac ve bir ömre sevabı ihsan olunur.” Buyrulduğunda: “Günde yüz defa baksa da böyle mi Ya RasûlAllah” diye sorulunca, Efendimiz (S.A.V.) “Yüz bin kere de baksa bu ecre nâil olur.” Buyurdular. (A.Erol,a.g.e, Sh. 286)                                                         
Ey Beytullah'a sefer edenler, yol tutup gidenler,
Siz bedenlerinizle yürürken, biz yürürüz ruhlarımızla.
Kalmışsak; bizi bağlayan, özrümüz, kaderimizdir.
Özrün kalmaya zorladığı, bırakmadığı bir kimse, 
Bil ki, sefer etmiştir; o da yolcularla gitmiştir.