Gönderen Konu: Padişahtan emir fermanlar sergilene!  (Okunma sayısı 4423 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Padişahtan emir fermanlar sergilene!
« : 26 Eylül 2010, 16:21:04 »


Fermanlar: Sultan VI. MehmetVahdettin solda (1918-1922), II. Mahmut ortada (1808-1839), Sultan III. Mustafa sağda (1757-1774)

İşadamı Remzi Gür, Osmanlı sultanlarının fermanlarından oluşan koleksiyonunu halka açtı. 64 eserin yer aldığı sergide kimlerin fermanı yok ki. Sultan I. Selim, III. Ahmet, II. Mahmut, II. Abdülhamit... Küratör Erkan Doğanay, "Sergiyi Anadolu'ya taşıyacağız." derken Remzi Bey, müze kurmak için hazırlık yapıyor.

İşadamı Remzi Gür, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun 700. yılında İngiltere'de çeşitli sivil kuruluşlarla birlikte bir ferman sergisi yapmayı planlar. Ama Türkiye'den yeterli desteği göremediği için vazgeçer ve koleksiyonunu genişletmeye başlar. Koleksiyonunda yüze yakın ferman bulunan Remzi Bey, Erkan Doğanay küratörlüğünde İstanbul Cennet Kültür ve Sanat Merkezi'nde 'Hükm-ü Şerif' adlı bir sergi açtı. 64 fermanın yer aldığı sergi 1500'lü yıllardan 1920'ye kadar uzanan bir dönemi kapsıyor ve devlet yönetimiyle sanat açısından önemli ayrıntılar içeriyor.

Serginin en eski fermanı Sultan III. Selim'e (1566-1574) ait. Bosna'nın Kostaniçe Kalesi'nde topçu olan Ömer B. Hüsrev'in görev beratı altı satır hat ile yazılmış. En yenisi ise Sultan VI. Mehmet Vahdettin'e ait (1918-1922).

Fermanlar gönderildikleri kimseler ve yerine getirmesi istenen istekler açısından da farklılıklar gösteriyor. Elçilikler, önemli mevki atamaları için yazılmış fermanlar hattat ve tezhipçilerin ince çalışmaları ile nakşedilmiş. Ferman ve beratların tezyinâtı (süsleri) dönemin nakış üslubunu yansıtması, yüzyıllara göre üsluplardaki değişim ve yenilikleri göstermesi bakımından büyük önem taşıyor. Sergide ilk zamanlarda siyah mürekkeple çekilen tuğraların yanı sıra, Fatih döneminde altın mürekkeple çekilen tuğralara da rastlamak mümkün. 16. yüzyıl tuğralarında dönemin bütün ihtişamı açık bir şekilde görülebiliyor. Lacivert ve altının dengeli uyumu, çiçekler, Haliç işi denilen helezoni bezemeler ile dönemin nakış özellikleri tuğralara yansımış.


Sultan III. Ahmet'in (1703-1730) Kibeeleli Vezir Mustafa Paşa'yı su başı ilan ettiği ferman.

17. yüzyıl fermanlarında ise lacivert canlılığını kaybetmiş, altın zeminlere iğne perdah (parlatma) yapılmış, farklı renklere yer verilmiş. 18. yüzyılda çiçek boyamaları dikkat çekerken, dönemin sanat özelliklerini yansıtan bezemelerle çerçeveye alınan hatt-ı hümayûn'un tezhibinde gül dalı, çiçek buketi, ay-yıldız arma ve motifler kullanılmış. Aslında Osmanlılarda iki çeşit fermana rastlanıyor. Fermanlardan biri, doğrudan doğruya divandan, maliyeden yazılıp üzerine hükümdarın tuğrası çekilerek gönderilirmiş. Diğeri ise, tuğralı bir fermanın baş tarafına padişahın kendi el yazısıyla fermanda yazılanı teyit eden bir imza atılırmış. "Hatt-ı hümayûnla muvaşşah", yani padişahın el yazısıyla tezyin edilmiş olan ikinci ferman, işin ehemmiyetini gösterirmiş.

Remzi Bey, fermanları müzayedelerden toplamış. Talip Mert ve Dursun Kaya Osmanlıcadan Türkçeye çevirmiş. Hepsini dijital ortama aktarıp iş yerinde düzenlediği özel bir mekânda saklıyormuş. Küratör Erkan Doğanay, bu sergiyi Ankara'dan yola çıkarak bütün Anadolu'ya götürmek istediklerini söylüyor. Büyük bir mekân bulunduğu takdirde bütün koleksiyonu halka açacaklarının müjdesini veriyor. Koleksiyonunu ilk defa halka açan Remzi Gür ise "Hedefim müze açmak, bu tarihi kalıcı hale getirmek." diyor. Sergi 30 Ekim'e kadar görülebilir.

zaman

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: Padişahtan emir fermanlar sergilene!
« Yanıtla #1 : 26 Eylül 2010, 21:37:41 »
Süper  zs2))
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Padişahtan emir fermanlar sergilene!
« Yanıtla #2 : 27 Eylül 2010, 20:45:47 »
Fermanlarda sadece yazı ve padişahın tuğrası olduğunu sanıyordum. Teşekkürler...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana