Gönderen Konu: Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sallAllahu aleyhi ve sellem) [8 Mart 2009]  (Okunma sayısı 44819 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.

“Siz iftirayı günahsız ve kolay bir iş sanıyorsunuz. Halbuki o Allah katında büyük bir günahtır.” (Nur: 24/15)

“Çünkü Rabbin her an ve zamanda herkesi ve her şeyi gözetleyip durmaktadır.” (Fecr: 89/14)

 

Nu’mân İbni Beşîr radıyAllahu anhümâ Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:

“Helâl olan şeyler belli, haram olan şeyler bellidir. Bu ikisinin arasında, halkın birçoğunun helâl mi, haram mı olduğunu bilmediği şüpheli konular vardır.

Şüpheli konulardan sakınanlar, dinini ve ırzını korumuş olur. Şüpheli konulardan sakınmayanlar ise gitgide harama dalar. Tıpkı sürüsünü başkasına ait bir arâzinin etrafında otlatan çoban gibi ki, onun bu arâziye girme tehlikesi vardır.

Dikkat edin! Her padişahın girilmesi yasak bir arâzisi vardır. Unutmayın ki, Allah’ın yasak arâzisi de haram kıldığı şeylerdir.

Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçücük bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur. Eğer o bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalbdir.”[

Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin

Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Sa’d İbni Ebû Vakkâs radıyAllahu anh Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:

“Allah Teâlâ müttakî, gönlü zengin, kendi halinde işiyle ve ibadetiyle uğraşan kulunu sever.

 

* Nasıl bir kul olacağımızı en özlü bildiren bir hadis-i şerif.

 

Ebû Saîd el–Hudrî radıyAllahu anh şöyle dedi:

Bir sahâbî:

– Yâ ResûlAllah! Hangi insan daha değerlidir? diye sordu.

Resûl–i Ekrem sallAllahu aleyhi ve sellem:

– “Canıyla, malıyla Allah yolunda savaşan mü’min” buyurdu. O sahâbî:

– Sonra kimdir? diye sordu.

Resûl–i Ekrem sallAllahu aleyhi ve sellem:

– “Dağ aralarına çekilip Rabbine ibadet eden kimse” buyurdu.

Bir başka rivayete göre ise:

“Allah’a karşı gelmekten sakınan ve kimseye zararı dokunmayan adam” buyurdu.

 

Yine Ebû Saîd el–Hudrî radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Pek yakında müslümanın en hayırlı malı, dinini fitnelerden korumak için yanına alıp dağ başlarına ve otlak yerlere gideceği koyun olacaktır.

 

* Cihadın önemi 1286 ile 1353 numaralı hadisler arasında genişçe açıklanmıştır. Dini yaşamanın zorlaştığı, helal lokma bulmanın imkansız olduğu zamanlarda bir köşeye çekilip dinini yaşamaya çalışması kişi için en doğru yoldur.

 

 Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem:

– “Allah Teâlâ’nın gönderdiği her peygamber mutlaka koyun gütmüştür” buyurdu. Bunun üzerine sahâbîleri:

– Sende mi güttün, yâ ResûlAllah? diye sordular. Resûl–i Ekrem sallAllahu aleyhi ve sellem:

– “Evet, Mekkelilerin koyunlarını Karârît mevkiinde güderdim” buyurdu.

 

* Her peygamber çobanlık yaparak insanların nasıl güdüleceğini yani idarecilik sanatını öğrenmişlerdir.

 

Yine Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“En hayırlı geçim yolunu tutanlardan biri, Allah için savaşmak üzere atının dizginlerine yapışan kimsedir. O kimse savaşa çağıran veya yardım isteyen bir ses duyunca, ölümü göze alıp atının sırtında o yana doğru uçar veya ölümün kol gezdiği yerlere dalar.

Yahut bir tepenin başında veya bir vâdinin içinde koyunlarını otlatan kimsedir. Bu zât namazını kılar, zekâtını verir, ölünceye kadar Rabbine ibadet eder ve insanlara hep iyilik yapar.



Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Veren kimsenin malı devamlı bereketlenir. Bu dünyada bereketinin yanı sıra ahirette ise sevabı artar. Alçakgönüllü davrananı ise Allah yüceltir.

Enes radıyAllahu anh çocukların yanından geçerken onlara selâm verdi ve:

Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem de çocuklara böyle selâm verirdi, dedi.

 
Selam herkese verildiği gibi bilhassa çocuklara da verilmelidir ki İslami kurala alışmış olsunlar.

Yine Enes radıyAllahu anh şöyle dedi:

Medineli bir adamın hizmetçisi Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’in elinden tutar, onu istediği yere kadar götürürdü.

Toplumun her kesimine olduğu gibi kölelere de alçak gönüllü davranan peygamberimizin ne kadar hoşgörülü davrandığını, kimsenin durum ve seviyesine bakmaksızın ona faydalı olmaya çalıştığını görmekteyiz. Kibirden zerre bile olmayan örnek şahsiyet son peygamber.

Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Ey peygamber! Sen üstün bir hayat tarzına ve yüksek bir karaktere sahipsin. (Kalem: 68/4)

O mü’minler ki öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanları affederler. Çünkü Allah iyilik yapanları sever.” (Al-i İmran: 3/134)

 
Enes radıyAllahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem insanların en güzel ahlâklısı idi.

 

Enbiya: 21/107 ve Kalem: 68/4 de olduğu gibi görünüşte de “İnsanların en güzeli ve en yakışıklısı idi. Kendisi ahlaklı olup iyi ahlaklı çocuk yetiştirmek isteyenler peygamberi örnek almalılar.


Yine Enes radıyAllahu anh şöyle dedi:

Ben Resûlullah’ın ellerinden daha yumuşak ne bir atlasa ne de bir ipeğe dokundum.

Resûlullah’ın kokusundan daha hoş bir râyiha koklamadım.

Resûlullah’a tam on yıl hizmet ettim. Bana bir defa bile “öf!” demedi. Yaptığım bir şeyden dolayı “Niye böyle yaptın?”, demediği gibi, yapmadığım bir şey sebebiyle “Şöyle yapsan olmaz mıydı?” da demedi.


Rasulullah’ın kendisine hizmet eden bu sahabi Peygamberimiz (s.a.v.)’in her yönüyle fiziki, ruhi, ahlaki güzelliklerden bize bahsetmiş oldu.


Sa’b İbni Cessâme radıyAllahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’e bir yaban eşeği hediye etmiştim. Fakat Resûlullah onu kabul etmeyip bana geri verdi. Yüzüme bakıp da üzüldüğümü görünce:

Hediyeni ihramda olduğumuz için almadık” buyurdu.

Hac ve umre için ihramda olan kimseye yasak olan şeylerden (avlanmak ve av eti yemek yasak) olduğu için kabul etmemiştir.


Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Câbir ibni Abdullah radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İyi huylu olanlarınız, içinizde en çok sevdiğim ve kıyamet günü bana en yakın mesafede bulunacak kimselerdir. Güzel sohbet ediyor dedirmek için uzun uzun konuşanlar, sözünü beğendirmek için avurdunu şişire şişire laf edenler ve bilgiçlik etmek için lugat paralayanlar ise en sevmediğim ve kıyamet günü bana en uzak mesafede bulunacak kimselerdir.”

Ashâb–ı kirâm:

– Yâ ResûlAllah! Güzel sohbet ediyor dedirmek için uzun uzun konuşanları, sözünü beğendirmek için avurdunu şişire şişire laf edenleri biliyoruz. Fakat bilgiçlik taslamak için lugat paralayanlar (mütefeyhik) dediğiniz kimlerdir? diye sorduklarında:

– “Kibirlenen kimselerdir” cevabını verdi.


Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
“...Onlar ki öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanları affederler. Çünkü Allah iyilik yapanları sever.” (Al-i İmran: 3/134)

“Ey Peygamber! Sen affetmek yolunu tut, iyilik ve güzel davranışla emret, cahillerden yüz çevir.” (Araf: 7/199)

“İyilikle kötülük asla bir olmaz, sen kötülüğü en güzel olan şeyle sav. O vakit seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur. Bu güzel davranış ve duyguya, ancak öfkesine engel olmak ve eziyetlere katlanmak suretiyle nefsiyle cihad edip sabreden kimse elde eder. Bu güzel davranışı da ancak hayır ve mutluluktan bol nasibi olan elde eder.” (Fussılet: 41/34-35)

“Kim yapılan eziyetlere sabreder, yapılan kötülüklere de intikam almayıp affetme yolunu tutarsa, şüphesiz bu hareketi yapılmaya değer işlerdendir.” (Şura: 42/43)

 

İbni Abbas radıyAllahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem Abdülkaysoğullarından Eşecc’e:

Sende Allah’ın sevdiği iki özellik vardır: Yumuşak huyluluk ve ihtiyatkârlık” buyurdu.

Allah’ın sevdiği huylardan ikisi de bu hadis-i şerifte sayılmış oldu.


Âişe radıyAllahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Allah Teâlâ kullarına lutufkârdır. Onlara her işte kolaylık gösterilmesine memnun olur.

 

Yine Âişe radıyAllahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Allah Teâlâ kullarına lutufkârdır. Onlara kolaylık gösterilmesine memnun olur. Zorluk çıkaranlara ve başkalarına vermediği başarıyı ve sevabı, kolaylık gösterenlere verir.

 

Yine Âişe radıyAllahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

Nerede kolaylık varsa, orada güzellik vardır. Kolaylığın bulunmadığı her şey çirkindir.

 
Ebû Hüreyre radıyAllahu anh şöyle dedi:

Bedevînin biri Mescid–i Nebevî’de küçük abdestini bozmuştu. Sahâbîler onu azarlamaya kalkıştı. Bunun üzerine Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Adamı kendi haline bırakın. Abdest bozduğu yere bir kova (veya büyük bir kova) su dökün. Siz kolaylık göstermek için gönderildiniz, zorluk çıkarmak için değil.
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.

Âişe radıyAllahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre bir gün Peygamber aleyhisselâm’a:

Uhud Gazvesi’nin yapıldığı günden daha zor bir gün yaşadın mı? diye sordu.

Resûl–i Ekrem sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi:

Evet, senin kavminden çok kötülük gördüm. Bu kötülüklerin en fenası, onların bana Akabe günü yaptığıdır. Tâifli Abdükülâl’in oğlu İbni Abdüyâlîl’e sığınmak istemiştim de beni kabul etmemişti. Ben de geri dönmüş derin kederler içinde yürüyüp gidiyordum. Karnüsseâlib’e varıncaya kadar kendime gelemedim. Orada başımı kaldırıp baktığımda, bir bulutun beni gölgelediğini gördüm. Dikkatlice bakınca, bulutun içinde Cebrâil aleyhisselâm’ı farkettim. Cebrâil bana seslenerek:

Allah Teâlâ kavminin sana ne söylediğini ve seni himâye etmeyi nasıl reddettiğini duymuştur. Onlara dilediğini yapması için de sana Dağlar Meleği’ni göndermiştir, dedi.

Bunun üzerine Dağlar Meleği bana seslenerek selâm verdi. Sonra da:

Ey Muhammed! Kavminin sana ne dediğini Cenâb–ı Hak işitti. Ben Dağlar Meleği’yim. Ne emredersen yapmam için Allah Teâlâ beni sana gönderdi. Ne yapmamı istiyorsun? Eğer dilersen şu iki dağı onların başına geçireyim, dedi. O zaman:

Hayır, ben Cenâb–ı Hakk’ın onların soylarından sadece Allah’a ibadet edecek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayacak kimseler çıkarmasını dilerim, dedim.

 

Yine Âişe radıyAllahu anhâ şöyle dedi:

Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem, Allah yolunda savaşma hali dışında, ne bir kadına ne bir hizmetçiye, kısacası hiçbir kimseye eliyle vurmadı. Kendisine fenalık yapan kimseden intikam almaya kalkmadı. Yalnız Allah’ın yasak ettiği şeyler çiğnenince, o yasağı çiğneyenden Allah adına intikam alırdı.

Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Allah’ın Dini İçin Kızmak Ve Allah’ın Dinine Yardım Etmek

 

“...Her kim Allah’ın mukaddes emir ve buyruklarına saygı gösterip o haramlara dokunmaktan korkup sakınırsa bu durum Allah katında daha hayırlıdır.” (Hacc: 22/30)

“Ey iman edenler! Eğer siz, Allah’ın dinine ve davasına yardım ederseniz, Allah da size yardım eder, ayaklarınızı İslam hakkını koruma yolunda sağlam tutar.” (Muhammed: 47/7)

 

 Ebû Mes’ûd Ukbe İbni Amr el–Bedrî radıyAllahu anh şöyle dedi:

Bir adam Peygamber aleyhisselâm’a gelerek:

– Filanca bize namaz kıldırırken o kadar uzatıyor ki, bu yüzden bazan sabah namazına gelemiyorum, dedi.

Ben Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’i hiçbir konuşmasında o günkü kadar öfkeli görmedim. Şöyle buyurdu:

– “İnsanlar! İçinizde nefret ettiren kimseler var! Kim imamlık yaparsa, namazı kısa kıldırsın; zira arkasındaki cemaatin içinde yaşlısı var, çocuğu var, iş güç sahibi olanı var.

 

* Namaz kıldıran kimselere ve imamlara bir uyarı niteliğinde kendi başına ve nafile namaz kılanlara istedikleri kadar uzun okuyabilecekleri serbertisini vermiştir. Öfkelenme her zaman kötü bir davranış olmasına rağmen dini bir sebep olursa meşru sayılabilir.

 

 Âişe radıyAllahu anhâ şöyle dedi:

Evimin sofasını üzerinde resimler bulunan bir perde ile ayırdığım gün Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem bir seferden dönmüştü. Resimli örtüyü görünce yüzü renkten renge girdi ve onu çekip kopardı. Sonra da bana şunları söyledi:

– “Âişe! Kıyamette insanların en şiddetli azâb görenleri, yaptıklarını Allah’ın yarattığına benzetenlerdir.”
Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Allah Rızası İçin Eziyet Ve Sıkıntılara Katlanma


O mü’minler ki, öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanları affederler  çünkü Allah iyilik yapanları sever” (Al-i İmran: 3/134)


Kim eziyetlere sabreder yapılan kötülüklere de intikam almayıp affetmek yolunu tutarsa, şüphesiz bu hareket yapılmaya değer işlerdendir.” (Şura: 42/43)


Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre bir adam:


Yâ ResûlAllah! Benim akrabam var. Ben kendilerini ziyaret ediyorum, onlar bana gelip gitmiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar. Ben onlara anlayışlı davranıyorum, onlarsa bana kaba davranıyorlar, dedi.


Bunun üzerine Resûl–i Ekrem sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah’ın yardımı seninle beraberdir.


Güzel bir benzetmeyle kötü durumu anlatılan böyle bir kimse nasıl ızdırap çeker mide ve barsakları yanıp kavrulmaya başlar susuzluk hisseder ne kadar su içerse içsin susuzluğu ve harareti bir türlü dinmez böylelikle de sıkıntı ve ızdırabı hiçbir türlü hafiflemez.


Akrabasının yaptığı iyiliklere teşekkür etmesi gerekirken fenalık yapan nankör kimse Allah’a da şükretmiyor demektir. Böyle kimsenin yedikleri karnında ateş olup kendisini perişan edecektir. Böyle davranmaya devam eden kimsenin yanında daima Allah yardımcıdır veya Allah’ın görevlendireceği bir yardımcı olacaktır.


Akraba ile ilgiyi kesmemek dinimizin emirlerindendir. Onlar ziyaret etmese ve iyilik yapmasa bile bizim onlarla bağımızı koparmamamız gerekmektedir. İlgi kesenlerin dünyada ateş ve sıcak kül yemiş gibi ızdırap  duydukları ahirette ise Allah’ın azabına çarptırılacakları kesindir.

Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Âişe radıyAllahu anhâ şöyle dedi:

Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem’in hanımları onun yanında otururlarken Fâtıma tıpkı Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem gibi yürüyerek çıkageldi. Resûl–i Ekrem onu görünce sevindi ve “merhaba kızım” diyerek sağ veya sol yanına oturttu. Sonra Fâtıma’nın kulağına bir şeyler fısıldadı. Fâtıma yüksek sesle ağlamaya başladı. Onun aşırı üzüntüsünü görünce kulağına bir şey daha fısıldadı. Bu defa Fâtıma güldü. Fâtıma’ya:

– Hanımları yanındayken Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem sadece sana bir sır verdi; sen de ağladın, dedim ve Resûlullah kalkıp gidince, ona: “Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem sana ne söyledi?” diye sordum. Fâtıma:

– Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in sırrını kimseye söyleyemem, dedi.

Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem vefat edince de:

– Senin üzerindeki analık hakkıma dayanarak Resûlullah’ın sana verdiği sırrı bana söylemeni istiyorum, dedim. Fâtıma:

– Şimdi olabilir, dedi ve şunları söyledi: Resûl–i Ekrem kulağıma ilk defa bir şey söylediğinde, Cebrâil’in nâzil olan Kur’an âyetlerini baştan sona okumak üzere her yıl bir –veya iki– defa geldiğini, fakat bu yıl aynı maksatla iki defa geldiğini söyledi ve “Ecelimin yaklaştığını anlıyorum; Allah’a karşı saygıda kusur etme ve sabırlı ol! Benim senden önce gitmem ne iyi!” buyurdu. Bunun üzerine gördüğün gibi çok ağladım. Benim çok üzüldüğümü görünce, kulağıma tekrar bir şeyler fısıldayarak: “Fâtıma! Mü’min hanımların – veya bu ümmetin kadınlarının– hanımefendisi olmak istemez misin?” buyurdu. O zaman da gördüğün gibi güldüm.


* Hazreti Fatıma anamızın hadiste görüldüğü gibi sır saklamakta ne kadar hassas davrandığını görüyoruz

Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Âişe radıyAllahu anhâ şöyle dedi:

Benim şu evimde, Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim:

“Allahım! Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara zorluk çıkaran kimseye sen de zorluk çıkar. Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara yumuşak davrananlara sen de yumuşaklık göster.

Ümmetini çok seven bir peygamber, onların incinmesini istemediği için böyle dua ediyordu. Bizi bu kadar seven peygamberimize devamlı salavat getirmeliyiz

Böyle kötü ve merhametsiz idarecilere peygamberimizin bedduası hemen tesirini gösterir.


Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İsrâiloğullarını peygamberler yönetirdi. Bir peygamber ölünce, yerine bir başka peygamber geçerdi. Fakat benden sonra peygamber gelmeyecek, birçok halifeler gelecektir.”

Bunun üzerine ashâb–ı kirâm:

– Yâ ResûlAllah! Bize bu konuda ne yapmamızı emredersin? diye sordular.

Resûl–i Ekrem sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

– “Halifelere başa geçiş sırasına göre bîat edin. Sonra onlara karşı görevinizi yapıp itaat edin. Onlar size karşı görevlerini yapmazlarsa, Allah’tan size yardım etmesini isteyin. Zira size karşı görevlerini yapıp yapmadıklarını Cenâb–ı Hak onlardan soracaktır.

Yöneticileri bu dünyada yönettiklerine karşı sorumlu tutacak bir makam yoksa bile Allah kıyamet günü onlara bu işin hesabını mutlaka soracaktır.

 
 Âiz İbni Amr radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre, kendisi Ubeydullah İbni Ziyâd’ın yanına girmiş ve ona şunları söylemiştir:

– Oğlum! Ben Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’i “Yöneticilerin en kötüsü insafsız ve katı kalpli olanlardır” buyururken dinledim. Sakın sen o yöneticilerden olma!

 

Zulmeden yöneticiler bazen ikaz edilip uyarılmalı  ve kendilerinden halka iyi davranmaları istenmelidir. Bu da idare edilenlerin idarecilere karşı görevleri arasındadır.

 

Ebû Meryem el–Ezdî radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre, kendisi Muâviye radıyAllahu anh’a şöyle dedi:

Ben Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim:

Allah Teâlâ bir kimseyi müslümanların başına idareci yapar, o da halkın işlerinin bitirilmesine, ihtiyaç ve sıkıntılarının giderilmesine engel olmaya kalkarsa, kıyamet gününde Allah Teâlâ da onun işlerinin bitirilmesine, ihtiyaç ve sıkıntılarının giderilmesine engel olur.”

Bunun üzerine Muâviye, halkın ihtiyaçlarını tesbit etmek için bir adamını görevlendirdi.

 

İdareci halktan kopuk vaziyette yaşamamalı onlarla iç içe olup dertlerini sıkıntılarını öğrenip yardımlarına koşmalıdır. Topluma kapılarını kapayan onlarla ilgilenmeyen idareciler kıyamette Allah’dan hiç bir yardım göremeyeceklerdir.

Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Rasûlune itaat edin ve sizin gibi müslüman olan, kendilerine otorite emanet edilmiş olanlara da itaat edin.” (Nisa: 4/59)

 

İbni Ömer radıyAllahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Bir müslümanın, günah işlemesi emredilmediği sürece, sevdiği veya sevmediği bütün konularda devleti yöneten kimseye itaat etmesi şarttır. Bir günah işlemesi emredildiği zaman ise kimseyi dinleyip itaat etmez.

 

Allah’a ve onun emirlerine karşı gelmek söz konusu olduğu zaman hiçbir kula itaat edilmez. Bu kişi anne baba ve idareci bile olsa (bkz. Ankebût: 29/8, Lokman: 31/15). [3]

 

Yine İbni Ömer radıyAllahu anhümâ şöyle dedi:

Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’e sözünü dinleyip itaat etmek üzere bîat ettiğimiz zaman bize:

“Gücünüz yettiği kadar” buyururdu.

 

Ümmetine karşı pek şefkatli olan peygamberimiz kendisine biat ederlerken “gücümüz yettiği kadar” demelerini isterdi.

Yine İbni Ömer radıyAllahu anhümâ Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:

“Kim bağlılık sözü verdiği devlet başkanına karşı sebepsiz yere itaatsizlik ederse, kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın huzuruna, tutunacağı hiçbir delili bulunmaksızın çıkar. Devlet başkanına bağlılık sözü vermeden ölen kimse, Câhiliye devrinde ölmüş gibi olur.

Yine Müslim’in bir başka rivayeti şöyledir:

“Cemaatten ayrılarak ölen kimse, Câhiliye devrinde ölmüş gibi olur.”

Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı osmanlıtorunu

  • okur
  • *
  • İleti: 92
Allah (c.c)razı olsun...
Öyle Birine 'Ata' De ki, 'Peygamber Övgüsü' Almış Olsun!
.

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.

           "Mi'rac'a götürüldüğüm gece, Ben, Mekke'de , uyku ile uyanıklık arasında iken, Cebrail geldi. Kalk yâ Muhammed (S.A.V) dedi.

            Kalkdım bir de baktım ki, yanında Mîkâil ve İsrâfil  Aleyhimüsselam da var. Kardeşim Cibril'e sorduğumda dedi ki: ''Yâ Muhammed! Rabbim Teâlâ, beni sana gönderdi. Bu gece, bundan önce hiç kimseye yapmadığı ve bundan sonra da hiç kimseye yapmayacağı ikrâmı sana lütuf ve ihsanda bulunacak. Sen Rabbinle konuşmayı ve O'nu görmeyi istsyorsun, bu gece, sen Rabbinin acâibâtından, O'nun azamet ve kudretinden çok şeyler göreceksin.'' dedi. 

            Sonra bana mânevi bir ameliyat yapıldı. İçi îman ve hikmetle dolu altından bir leğen getirdiler, boğazım'dan karnıma kadar göğsümü yardılar, Zemzem suları ile yıkayıp îman ve hikmetle doldurdular. İki omuzumun arasına Hatemi Nübüvvet ile mühürlediler. Bundan sonra Cebrail elimden tuttu, Zemzem suyunun başına götürdü. Oradaki meleğe şöyle dedi: ''Bana zemzem suyundan bir kova su getir.'' O su geldikten sonra, abdest aldım, iki rekat namaz kıldım. Sonra "haydi gidelim" dedi.

            Nereye diye sordum,

            Rabbine, Rabbinin dilediği yerlere" dedi. Ve çok güzel, beyaz Burak denen acîp bir vâsıtaya bindirilerek yola çıkarıldım.

Kaynak . Sadakat Kütüp hanesi . Siyer
« Son Düzenleme: 28 Haziran 2011, 19:51:24 Gönderen: Rahmani »
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
(Hayâ), Değeri Ve Bu Duyguya Sahip Olmaya Teşvik Etmek

 

İbni Ömer radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem, utangaç kardeşine bu huyunu terketmesini söyleyen Medine’li bir müslümanın yanından geçerken ona:

“Onu kendi haline bırak; zira hayâ imandandır” buyurdu.

 

* Utanma başın yere eğilmesi yüz kızarması gibi değişik şekillerde ortaya çıkan ahlaki bir vasıf olup imanlı olan kimselerde bulunur. İmanı olmayan veya zayıf olanlarda görülmez.

İmrân İbni Husayn radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Hayâ ancak hayır kazandırır.

Müslim’in bir rivayetine göre ise:

“Hayânın hepsi hayırdır”, buyurdu.

Ebû Hüreyre radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İman yetmiş (veya altmış) kadar daldan ibarettir. Bunların en yükseği lâ ilâhe illAllah demek, en aşağısı da insana zarar veren şeyleri yoldan kaldırmaktır. Utanmak da imanın dallarından biridir.

* İman etmiş olmanın gerçeklerinden en aşağı derecede olanları sıralanan bu hadis-i şerif; utanmanın da imandan bir parça olduğunu belirterek İslam da imanla alakası olmayan hiçbir davranışın olmadığını ortaya koymaktadır.

Beyhaki ve bazı alimlerimizin “imanın şubeleri” ile alakalı kitaplarında sıraladıkları 77 bölümden 30 kadarı inançla alakalı olup 47 kadarı dil ve bedeni amelleri kapsamaktadır. Bunlar içerisinde devlet idaresinden ve ona itaatten cihada kadar hepsi mevcuttur. İmanla alakası olmayan hiçbir şey yoktur kişi iman etti mi hem dini hem de devleti, hem dünyayı hem de ahireti her şeyi kabul etmiş demektir. İman edenin hayatında laiklik veya şirk unsurları gibi din-dünya ikilemi veya dünya-ahiret ikilemi olamaz islam bir bütündür her şeyiyle beraber yaşanır.

Ebû Saîd el–Hudrî radıyAllahu anh’ şöyle dedi:

Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha utangaçtı. Hoşlanmadığı bir şey gördüğünde bunu yüzüne bakınca anlardık.


Alıntı Sadakat Kütüphanesi .Riyazus- Salihin
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .