Gönderen Konu: Peygamber (s.a.v) çocuklarla nasıl konuşurdu?  (Okunma sayısı 2877 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ahi

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 923
  • Bugün Allah (c.c) için ne yaptın?
Peygamber (s.a.v) çocuklarla nasıl konuşurdu?
« : 19 Nisan 2006, 03:55:20 »

Peygamber çocuklarla nasıl konuşurdu?
Son günlerde liselerdeki şiddet olaylarında bir artma gözleniyor. Bu kanayan yaramızın tedavisi adına herkese iş düşüyor. Öncelikle anne ve babalara. Peki Hz. Peygamber çocuklarla nasıl iletişim kurardı?

ÇOCUĞUNUZLA OLAN İLETİŞİMİNİZİ GÖZDEN GEÇİRİN

Anne ve babalar çocuklarıyla iyi iletişim kurabilmeliler. Çocuklar neler hissettiklerini annebabalarıyla konuşabileceklerini düşünürlerse, kendilerine değer verildiğini ve kontrol edildiklerini hissederler. Dinimiz bu konuda anne ve babalardan çocuklarıyla sağlam bir iletişim kurmalarını istiyor. Etkili iletişim, çocuklara değer vermeyi, problemleri çözmeyi ve başkalarıyla iyi geçinmeyi öğretmek için temel kural olmalıdır. Şayet çocuklarımızın problemlerini dinleyip onlara çözüm yolları göstermezsek onlar içlerindeki bu boşluğu başka yerlerde dolduracaklardır.

Çocuklarla iletişimin açık ve etkili olması için anne-babalar tam ve samimi bir ilgiyle onları dinlemeyi istediklerini hissettirmelidirler. Eğer çocuklar annebabayla konuşma girişimlerinin nutuk çekme şekline veya eleştiri yağmuruna dönüşeceğinden korkuyorlarsa, hiç iletişim kurmaya kalkışmazlar.

Ebeveyn-çocuk iletişiminde ortaya çıkan birkaç anne-baba tiplerinden bahsedelim:

OTORİTER ANNE-BABA

Bu tür bir iletişim tarzını kullanan ebeveynin temel hedefi çocuk üzerinde mutlak hakimiyet, denetim ve disiplindir. Çocuk için önemli olan bazı duygular, annebaba için önemsizdir ve çocuktan bu istenmeyen duygulardan kurtulması istenir. Otoriter anne-babalar çocuklarına sık sık müdahalelerde bulunur, adeta çocuğu birçoğu boş kurallar zinciri ile bağlar kımıldayamaz hale getirirler. Uygulanan disiplinle çocuk önemsizdir. Çocuğun ihtiyaçları hafife alınır, yaptıklarına ise çok az değer verilir. Önemli olan ebeveynin daha önemli sorunlarıdır.

NASİHAT VERİCİ ANNE-BABA

Aslında nasihatlerle ebeveyn bir savunma mekanizması kurarak çocuğun gözünü boyamaya çalışmaktadır. Anne-baba çocuğa "yapmalısın, etmelisin, bilmelisin" türü sözleriyle nasihat etmeye başladığında çocukla iletişimi de koparma eğilimine girmiştir. "Bu kadar üzülmemelisin. Senin için neyin en iyi olduğunu öğretmenin daha iyi bilir.", "Böyle hissetmene gerek yok. Amacımın bu olmadığını biliyorsun." gibi sözlerle çocuğun neler düşünmesi ve yapması gerektiği devamlı empoze edilir. Ama çocuk nasıl hissetmesi, ne yapması gerektiği konusunda aşırı nasihatlerden hoşlanmaz.

SUÇLAYICI ANNE-BABA
Bu tür ebeveyne göre, anne-babanın ne kadar üstün olduğunun çocuk tarafından öğrenilmesi gerekir. Hedefte ise ebeveynin daima haklı olduğunun çocuk tarafından kabul edilmesi vardır. Zamanla bu gruptaki anne-babalar kendi görüşünü uygulatmak için alaylı ve aşağılayıcı takma isimler kullanmaya başlarlar ve adeta çocukta bir yıkım ekibi gibi işlev görürler. "Seni gidi aptal şey.", "Senden adam olmaz.", "Şimdiye kadar neredeydin?" türü ifadeler nedeniyle çocuk anne-babasıyla herhangi bir konuyu görüşme hususunda tereddütlüdür. Çünkü çocuk ne yaparsa yapsın iyi olamayacağı düşüncesine kapılmıştır.

TESELLİ VERİCİ ANNE-BABA

Bir kısım anne-babalar için bazı durumlarda verilen tesellilerin sorunları halledeceği düşüncesi hâkimdir. Ama "Boşver, önemli değil.", "Bu sıkıntılar geçer." türü sözler nedeniyle çocuklar ebeveynleri tarafından anlaşılmadıkları ve başlarından savıldıkları kanaatine kapılırlar. Halbuki teselliden önce sorunla birebir ilgilenilse çocukların endişe ve kaygılarına önem verilse ve sonra teselliye geçilse daha iyi bir iletişim kurulmuş olacaktır.

Hz. Peygamber çocuklarla iletişime önem veriyordu

Hz. Peygamber çocuklarla iletişim halindeydi. Kendisiyle onlar arasında hiçbir hiyerarşi ve engel koymazdı. Çocukların çekinip ürkmelerine neden olabilecek her tutumdan kaçınıyor, onların teklifsizce yanaşıp konuşmalarını teşvik edip onlarla iletişim kurabilecek davranışlara yöneliyordu. Aynı zamanda O, iyi bir dinleyici idi. Çocukları dinliyor, onların sözlerine kıymet veriyordu.

Eğer çocuklarınızla iyi bir iletişim kurmak istiyorsanız iyi bir dinleyici olmalısınız. Aslında iyi dinleyici olabilmek büyük gayret ister. İyi bir dinleyici olmak pasif değil aktif bir iştir. Siz öncelikle çocuğunuza onu dinlemeye hazır olduğunuzu göstermelisiniz.

Çocukların, "Anne-babam her zaman yapacağım şeylere 'tamam' derler. Eğer bir problem varsa onlarla konuşabileceğimi ifade ederler. Ama sorunların bir kısmını dinlerler. "Babam, beni dinlerken sanki işiyle uğraşıyor. Annem ise kendisiyle konuşabileceğimi söyler; ama yaptığı tek şey nasihat etmektir." şikâyetleri anne-babanın çocuklarını iyi dinlemediklerini ortaya koyar.

07  Nisan  2006                    

Bugün

Herhangi bir insan vaktini nasıl geçireceğini, üstün bir insan ise vaktini nasıl tasarruf edeceğini düşünür. – Schopenhaver