Gönderen Konu: Peygamberi seviyormuşsun !?  (Okunma sayısı 3415 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Peygamberi seviyormuşsun !?
« : 25 Eylül 2007, 10:06:16 »



Bu soru “seviyor musun, seviyor muydun…” tarzında sorulsaydı cevabım evet olabilirdi. Ama bu soru istihza ve şüpheyi demleyip sunuyor insana ve kişi evet dediği zaman bu istihza ve şüpheye de evet demiş oluyor.

Peygamber sevgisini bir fotoğraf karesi gibi dondurup duvara asmak mümkün olsaydı eminim her evin duvarında bir tane olurdu. Ama sevmek yaşayan bir eylemdir. Ne bir kareye sığar ne de üç boyuta…

Neden şüpheli bir soruyla başladım bu yazıya biliyor musun dostum? Bir çeşit amneziye yani hafıza kaybına uğramış bir topluluğun şüpheli hal ve tavırlarını, kendimle beraber yüzleşmeye çağırmak istedim. Öyleyse başlasın yüzleşme;

Peygamberi seviyormuşsun öyle mi?

Çocukluğunda arkadaşının çikletten çıkan resmini yürüttüğünde de; lise yıllarında kopya kâğıtlarını sıranın altına yerleştirip, gözlerini başka kâğıtlardan beslediğinde de; yüksekokulda yemek kuyruğunda öne geçme planları yapıp, otobüste itip kalkan bir “kaba” haline döndüğünde de ve memuriyette işlerini torpille yürüttüğünde de; onu seviyormuşsun öyle mi?

Irk üstünlüğü, renk üstünlüğü, kültür üstünlüğü diye diye piramidin en tepesine kurulup, eteğinde gezinenleri terbiye edilmeye mahkûm görebiliyorken de, “bir zalimin zaferinin her mazlumun yenilgisi” olduğunu unutup başka dinlerin kutsallarına, sembollerine, dâhil olabiliyorken de onu seviyormuşsun öyle mi?

Her yerde “devir değişti artık ” diyormuşsun, “oğlum modern hayata uyum sağlamalı insan” derken insanın bin dört yüz sene önce de aynı insan olduğunu, o zamanki zulüm ve sömürünün bugün sadece şekil değiştirdiğini görebiliyor musun? “araçların değişmesi, amaçları değiştirmez” diye bir söz duydun mu hiç? Bu söz sana diyor ki; “sen robotlardan yayılan ışıkla, kızılötesi ışınlarla, mikrop öldüren ultraviyole ışığıyla, lazer ışığıyla; yani keşfettiğin tüm ışıklarla gözlerini beslesen o gözlerin yine de ilahi bir nurla aydınlanmaya muhtaçtır”

Kendi varlığın keşfedilmeyi beklerken, sen bulduğun her küpün dibinde başkalarını arıyorken de; bildiğini sandığın konularda nutuklar atıp, söylediklerinle yaşamazken de onu seviyormuşsun öyle mi?

Bu sorular belini büktüyse, şu sorularla doğrulmayı dene dostum;

Dünya üzerinde inanca açılmış her savaş başka inançların diktesi içindir. Bir komutan der ki; “bir savaş ancak son asker ölünce biter”. Sen bitmeyen kendi mücadelenin ölmeyen son askeri olarak sapasağlam ayakta mısın? En karanlığa, en kötüye, en fenaya, beterin de beterine hazır mısın?

Makro alemden, mikro aleme kadar büyük bir intizam varken, intizamı bozmaya çalışan her eyleme karşı birleştirici hisler besleyebiliyor musun? Kırık kanatlı kuş iyileştirilmek için düştü ayağının yanına, bir yetimin kırılmış kalbi onarılmayı isteyecek, boşluk kabul etmeyen her mekân senin tefekkür nazarınla dolmayı bekleyecek farkında mısın? Bir menekşe solup çürüyorsa bu yok oluş değildir bu sadece bir harekettir diyebiliyor musun?

Umuda olan tüm özlemleri çıkarır kardelenler karın altından. Kardelenler sana kendi oluşturduğun bataklığına gömülmemen için nasihat ederler; “sıyrılmak ve yaşamak için başını kaldır, sonra çıktığın zorluğu unutmamak için boynunu usulca ey” derler.

Seni ayakta tutan ne dostum? Boynunu eğen ne? İhtiyacının azalması mı, çoğalması mı? “her şey iyi gidiyor” taklidi mi yapıyorsun?

Üç hurma ve üç buzdolabını terazinin kefelerine koymayı deneyince aradaki ağırlık farkı sana neyi verir? Tüketimi mi yoksa kanaatin tanımını mı?

Selamet denizine attığın her “taş” inkâr dairelerini doğurur ve sen koca bir selamet denizini bedeninde hissedemeden daha o daireler içinde kaybolursun. O yüzden inkârın negatiflik olduğunu ve negatif her eylemin insanı karanlığa hazırladığını görebiliyor musun?

Çoğu zaman acıların izdüşümüdür kalbi karanlık gösteren. Sıkıldığın, bunaldığın, “işte her şey bitti” dediğin, “uçurumun kenarı, tükenmişliğin resmi” diye nitelendirdiğin anlarda, efendimizin Mekke’den cihana yürüyüşünü düşün. Onun yalnızlığını, kimsesizlikle kuşatılmışlığını kendi sosyalliğinle kıyaslayabiliyor musun?

Galaksileri gözlerine sığdıramayan bir insanken, inanınca galaksilere sığmayan bir varlık haline dönüştüğünün bilincinde misin?

Bir Rum atasözü şöyle der; “yumurta taşa da düşse, taş yumurtaya da düşse olan yine yumurtaya olur”. Öyleyse isyandan uzak dur dostum. İsyanın, insanı yavaş yavaş parçalayıp yok ettiğini ve insanı elmas zirvesinden, kömür izbesine düşürdüğünü unutma.

Benden için “bu ne saçmalıyor” diyebilirsin.

Kör bir gözle, gece vakti güneşi ölçmeye kalksaydım evet saçmalıyor olabilirdim. Ya da bir ruh ameliyatında hiç acı çekmeyeceksin, ilaca, seruma ihtiyacın olmayacak desem yine saçmalıyor olabilirdim.

Eski bir Rus geleneğinden bahsedilir; yola gidecek yolcu kapının eşiğinden dışarı adım atmadan önce birkaç dakika sessiz durup, geride bıraktığı eve dağılan ruhunun toparlanıp bedenine girmesini beklermiş. Bizim yapmaya çalıştığımız sorgulamada buna benzemiyor mu dostum;

“ Bir an için durmak ve dünyanın çeşitli köşelerine dağılmış ruhumuzu sorularla toplamaya çalışmak…”

Ayşegül Genç, Cemaat.com
« Son Düzenleme: 11 Şubat 2010, 16:58:32 Gönderen: Ay Işığı »

Çevrimdışı ankebut-57

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 908
Peygamberi seviyormuşsun !?
« Yanıtla #1 : 25 Eylül 2007, 10:27:50 »
Bir Rum atasözü şöyle der; “yumurta taşa da düşse, taş yumurtaya da düşse olan yine yumurtaya olur”. Öyleyse isyandan uzak dur dostum. İsyanın, insanı yavaş yavaş parçalayıp yok ettiğini ve insanı elmas zirvesinden, kömür izbesine düşürdüğünü unutma.


 :x  :x  :x
« Son Düzenleme: 11 Şubat 2010, 16:59:02 Gönderen: Ay Işığı »
Âlimleri irfan sahib eden, üç harf ile beş noktadır.(عشقْ)
Mü'minleri duhûlü cennet eyleyen, beş harf ile üç noktadır. (ايمان)

www.ayasofya.org

Çevrimdışı vildan

  • okur
  • *
  • İleti: 95
Ynt: Peygamberi seviyormuşsun !?
« Yanıtla #2 : 05 Ekim 2007, 16:43:11 »
paylasımın için sagol
vildan

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Peygamberi seviyormuşsun !?
« Yanıtla #3 : 09 Kasım 2007, 18:01:58 »
Benim Peygamberim öyle güzel ki
Nuru aydınlatır bütün alemi
Onun sevdasına öter bülbüller
Ona aşık olmuş kırmızı güller

Kırmızı güller, kırmızı güller
Muhammet aşkına boynunu büker
Kırmızı güller kırmızı güller
Muhammet aşkına hu çekip inler....

Çevrimdışı Ay Işığı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1166
Ynt: Peygamberi seviyormuşsun !?
« Yanıtla #4 : 11 Şubat 2010, 16:59:49 »
Teşekkürler.