Gönderen Konu: Pirinç pilavını bırakın, bulgura dönün  (Okunma sayısı 5230 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Pirinç pilavını bırakın, bulgura dönün
« : 01 Mayıs 2010, 21:35:58 »

Şişli Etfal Hastanesi Endokrinoloji Klinik Şefi Prof. Dr. Yüksel Altuntaş, Türkiye'de mutfak alışkanlığının değişmesi gerektiğini belirterek, ''Pirinç pilavının kan şekerini yükseltme hızı fazla. Türk halkı geleneksel yemeği bulgura dönmeli, bunu da sebze ile pişirmeli'' dedi.

Şişli Etfal Hastanesi Endokrinoloji Klinik Şefi Prof. Dr. Yüksel Altuntaş, Türkiye'de mutfak alışkanlığının değişmesi gerektiğini belirterek, ''Pirinç pilavının kan şekerini yükseltme hızı fazla. Türk halkı geleneksel yemeği bulgura dönmeli, bunu da sebze ile pişirmeli'' dedi.

Metabolik Sendrom Derneği'nin bu yıl 7'ncisini düzenlediği Metabolik Sendrom Sempozyumu, Belek'te devam ediyor.

Sempozyum dolayısıyla düzenlenen basın toplantısına, Metabolik Sendrom Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz'un yanı sıra Şişli Etfal Hastanesi Endokrinoloji Klinik Şefi Prof. Dr. Yüksel Altuntaş, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kubilay Karşıdağ, Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Şef Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Temizkan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Güleç katıldı.

Obezitenin dünyanın ve Türkiye'nin en önemli problemi olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Aytekin Oğuz, ''Prospective Urban and Rural Epidemiological'' (PURE) Türkiye Sağlık Çalışması hakkında bilgi verdi.

Türkiye'de diyabet görülme sıklığında artış olduğunu kaydeden Oğuz, şunları ifade etti:

''Gizli şekeri olanların oranı yüzde 9,6 olarak bulunmuştur. Yapılan çalışmaya göre, 35 yaş üstü her 4 kişiden birinin kan şekeri değeri normal sınırda değildir. Her diyabetliden 3'ü kan şekerini kontrol edememektedir. Diyabet sıklığı 50 yaşından sonra artış göstermektedir, 60 yaşından sonra oran yüzde 30'lara çıkmıştır. Diyabet, kentlerde diğer yerleşim birimlerine oranla yüzde 2 oranında daha fazla görülmektedir.''

Çalışmaya göre, 10 kişiden birinin diyabet hastası olmamasına rağmen kalp krizi geçirme riski taşıdığını söyleyen Oğuz, zayıflama ilaçları konusunda ise ''En riskli şey farklı yaklaşımlarla obezite ile mücadele etmek. Şu ana kadar şişmanları zayıflatacak mucize bir ilaç bulunamadı'' dedi.

-''PİRİNÇ YERİNE BULGUR YİYİN''-

Prof. Dr. Yüksel Altuntaş ise karın bölgesi yağlanan kişilerin kalp zarlarının da yağlandığını belirterek, şu uyarılarda bulundu:

''Vücuda en zararlı yağ dokusu kalbin etrafındaki yağ dokusudur. Toplumun 3'te 2'sinde inisülin direnci var. 1997'ye kadar diyabet sınırı kan şekeri 140'dı. Şimdi 100'e indi. Türkiye'de mutfak alışkanlığı değişmeli. Pirinç pilavının kan şekerini yükseltme hızı fazla. Türk halkı geleneksel yemeği bulgura dönmeli, bunu da sebze ile pişirmeli. Beyaz ekmeğin sofradan kalkması gerekiyor.''

Altuntaş, bir soru üzerine, liposuction ile aldırılan yağların vücuda zarar veren yağlar olmadığını vurgulayarak, ''Bunları aldırmak vücudun dengesini bozuyor'' diye yanıt verdi.

Doç Dr. Ahmet Temizhan da bel çevresi genişliği tüm toplumlarda aynı olmadığını ifade ederek, bel çevresi genişliğinin Türkiye'de erkeklerde 94, kadınlarda ise 85-88 santimetre kabul edildiğini dile getirdi.

Temizhan, ''Göbek çıkmaya başladıysa çok büyük ihtimal metabolik sendrom, diyabet başlayacaktır'' uyarısında bulundu.

-''YEDİĞİNİZİN 3'TE 1'İNİ YEMEYİN''-

Prof. Dr. Kubilay Karşıdağ ise iki erkek maymun üzerinde yapılan araştırmayı kamuoyu ile paylaştı.

Karşıdağ, ''Kardeş iki maymunu alıyorlar, aynı ortama koyuyorlar, yaşam şartları ve yemek aynı. İkisine de 2 bin kaloriye eşdeğer yemek veriliyor. 20 yıl takip ediyorlar. Birinin yaşlanmadığı görülüyor, hareketli davrandığı, kireçlenmesi olmadığı görülüyor ve kanında kolesterol değeri normal bulunuyor. Diğerine ise verilen yemeğin miktarı yüzde 30 artırılıyor. Bu maymunda ise 20 yıl sonra sırtta kamburlaşma, kireçlenme görülüyor, hareketleri yavaşlıyor. Daha az kalori verilen hayvan daha genç görünüyor. Yediğinizin üçte birini yemeyin, bir kenara koyun'' diye konuştu.

Prof. Dr. Karşıdağ, asla yenilmeyecekler listesinde sofra şekeri ve bundan yapılan her şey, mayonez, ketçap, cips, meyve suyunu sıralarken, ekmeğin yemeğin suyuna asla batırılmaması gerektiğini de vurguladı.

Karşıdağ, makarna, pilav, ekmek, kızartma ve hamur işlerinin yüzde 50 azaltılmasını önerirken, az ve sık beslenilmesini, günde 3-5 öğün meyve ile salata, yoğurt, peynir ve süt tüketilmesini önerdi.

-ŞİKAYETİNİZ OLMAMASI SAĞLIKLI OLDUĞUNUZ ANLAMINA GELMİYOR-

Prof. Dr. Sadi Güleç de yapılan çalışmalarda Türkiye'de tansiyon kontrol oranlarının yükseldiğinin altını çizerek, bunun sevindirici olduğunu söyledi.

Metabolik sendromun temelinde yatan şeyin bel çevresi kalınlığı olduğunu öne süren Güleç, şöyle devam etti:

''Göbek eskiden estetik kaygı olarak görülürdü ama artık değil. Bel çevresinde toplanan yağlar vücuda daha çok zarar veriyor. Bel çevresindeki yağlardan salgılanan maddeler kalbe ve damarlara çok zararlı. Kalp krizlerinin yüzde 90'ının sebebi kolesterol, şeker, sigara ve tansiyonla izah edilebilir. Bunlar olmasaydı kalp krizi geçirenlerin yüzde 90'ı ölmeyecekti. Bunlar önlenebilir sebepler. Bu kaza olacağı kesinken, arabada emniyet kemeri takmamak gibi bir şey. Kalp krizlerinin yüzde 60'ı hiç şikayeti olmayanların başına geliyor. Şikayet olmaması sağlıklı olduğunuz anlamına gelmiyor. Üç önlenebilir sebebin hepsi göbekte var. Göbeği olan insanda şeker bozuluyor, tansiyon oluyor, kolesterol oluyor. Göbek hastalığa davetiye çıkarıyor.''

haber7
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Bulgur Pilavı Deyip Geçmeyin
« Yanıtla #1 : 21 Kasım 2010, 22:46:55 »



Tarihi 4000 yıl öncesine kadar dayanan bulgur, insanoğlunun en eski besin maddelerinden buğdayın temizlenmesi, yarı kaynatılması, kurutulması, çeşitli boylardaki tanecikler halinde öğütülmesiyle elde edilir.
 
Bulgur deyip geçmeyin... İçerdiği vitamin ve minerallerle bulgur son derece önemli bir besin kaynağıdır. Ayrıca kanserojen maddelerin ve fazla kolesterolün vücuttan atılmasını sağlar.

Besin değerinin anlaşılması sonrasında, tüketimi son yıllarda önemli ölçüde artan bulgurun, protein, B1 vitamini, fosfor, potasyum ve kalsiyum açısından ekmek, makarna ve pirinçten üstün özelliklere sahip olduğu bilinmektedir.

Posa miktarı yüksek olan bulgurun, mide ve bağırsak kanserini önleyici yönü bulunmaktadır.

Bağırsakları çalıştırdığı için gaz yapmasına rağmen, böylece kanser yapıcı maddelerle, kolesterolün fazlasının atımını da sağlar. Posanın kan değerini ve yağlarını düşürücü etkisi de bulunmaktadır.

B1 vitamini sinir ve sindirim sistemi, fosfor, potasyum ve kalsiyum ise, çocukların kemik ve kas hareket ve gelişimi ile annelerin sağlığı açılarından çok önemli kaynaklar oldukları için, bulgur çok önemli bir besin maddesidir.

Bulgurun içerdiği folik asit de, çocuk ve hamile kadınlar için çok önemlidir ve hamileliğin ilk 3 ayında bebeklerde beyin gelişimini gerçekleştirir. Hamile kadınların vücutlarında çok fazla folik asit yakımı olur, bu yakıma karşı hamilelerin folik asit almaları gerekmektedir. Bu sebeple bulgur, bebek beyninin gelişiminde ve anne sağlığı için önemlidir.

hastane.com
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Bulgurun faydaları
« Yanıtla #2 : 12 Nisan 2011, 00:54:18 »

Hem çeşitli hastalıklardan korunabilir hem de kilo verebilirsiniz
Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bayram, yapılan araştırmaların bulgur yiyerek dengeli ve Sağlıklı bir şekilde kilo verilebileceğini ortaya koyduğunu bildirdi.

Doç. Dr. Bayram, daha önce yapılan birçok çalışmada bulgurun Kolon Kanserine iyi geldiği, hamilelik döneminde alınan bulgurun bebeklerin beyin gelişimini desteklediğinin tespit edildiğini belirtti.

Bulgurun fonksiyonel bir gıda olduğunu, fonksiyonel gıdaların en önemli özelliklerinden birinin insanın fiziksel aktivitesini yükseltmesi ve vücudun ihtiyaç duyduğu Maddeleri karşılaması olduğunu ifade eden Doç. Dr. Bayram, şu bilgileri verdi:

"Bulgurdaki yüksek amiloz miktarı, dayanıklı nişasta ve posa miktarı ile düşük glisemik indeksi, insanda uzun süre tokluk hissi sağlıyor. Yapılan araştırmalar, bulgur yiyerek dengeli ve sağlıklı bir şekilde kilo verilebileceğini ortaya koyuyor.

2004'te Türkiye'ye bulguru araştırmak için gelen Avustralya Curtin Üniversitesi Öğretim Üyesi Vicky Solah ve ekibinin geçen yıl Avustralya'da yaptığı araştırmaya göre, bulgur çok önemli bir diyet maddesi. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, bulgur pirinçle kıyaslandığı zaman daha yüksek seviyede tokluk hissi veriyor.

' Doç. Dr. Bayram, yapılan araştırmada yaşları 18 ile 50 arasında değişen bir denek grubu kullanıldığını ve deneklere öğünlerinde Pirinç ve bulgurdan oluşan yemekler verildiğini belirtti.

Çalışmada bulgurun açlığı 1,1.5 Saat civarında geciktirdiğinin tespit edildiğini, ayrıca deneylerde içinde pirinç olan yemeklerden yiyen bir erkek deneğin 1022 kcal(insan vücudunun kullandığı enerji), bulgurla ise 909 kcal aldığının tespit edildiğini bildiren Doç. Dr. Bayram, şunları kaydetti: "Çalışma kapsamında kadın denekler pirinçle 755, bulgurla ise ortalama 550 kcalolik bir enerji alındığı bulundu.

Bu bulgular, bulgurun halkın zannettiği gibi kilo yapan bir madde olmadığını aksine diyetlerde sağlıklı bir şekilde vücudun ihtiyacını karşılayarak düzenli kilo verilmesini sağladığını ortaya koyuyor.

Bu araştırma 'Measurement of Satiety of Wheat-Based Bulgur by İntervention and Sensory Evaluation' başlığı ile 'Cereal Foods World' isimli bilimsel dergide yayımlandı.' Literatüre yeni bir terminoloji Doç. Dr. Mustafa Bayram, bulgurun son yüzyılın en önemli gıda maddesi durumuna gelmeye başladığını, bu nedenle bulgur üzerindeki çalışma ve araştırmaların arttığını söyledi.

Yaptığı çalışmalar sonucunda yeni bir terminoloji geliştirerek sadece bulgurda kullanılan pişirme ve kurutma tekniğinin beraberce kullanılmasını "bulguration' olarak adlandırdığını ve bu çalışmanın "Focus on Food Engineering Research and Developments' adlı bilimsel kitapta, "Bulguration: Combined Cooking and Drying Operation' başlığı adı altında yayımlandığını bildiren Bayram, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Bu çalışmayla Mühendislikte birim operasyonlarının tanımlanmasında yeni bir terminoloji bilim literatürüne kazandırılmış oldu. Buna göre, bulgur bir gıda ürünü olarak adlandırıldı, pişirme ve kurutma işleminin birlikte kullanıldığı operasyonlarda, bulguration (bulgurasyon) kelimesi kullanılabilecek.'

ezberim.com
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Pirinç Tok Kalmanıza Yardımcı Oluyor.
« Yanıtla #3 : 22 Eylül 2012, 15:21:35 »
Pirinç Tok Kalmanıza Yardımcı Oluyor, Kilo Almanıza Değil!



Yeni çalışma, bu popüler tahılın gerçekten doyurduğunu gösteriyor.

Las Vegas, -Ağustos 2012- Yeni araştırma, beyaz ve kahverengi pirinçten oluşan bir garnitürün öğünlere leziz bir aroma ve besleyici öğelerden daha fazlasını kattığını göstermektedir. Aslında, bu çalışmanın Gıda Teknolojisi Uzmanları Enstitüsü (Institute of Food Technologists / IFT) Yıllık Toplantısı'nda bugün açıklanan sonuçları, beyaz ya da kahverengi pirincin, hem yemekten zevk almaya hem de kalorileri kontrol etmeye çalışan kişiler için son derece önemli olan doygunluğu ve tokluğu sağladığını kanıtlamaktadır.
 
Kahverengi ve beyaz pirincin tokluk ya da doygunluk üzerindeki etkilerini inceleyen ilk insan klinik çalışmasında, Minnesota Üniversitesi Gıda Bilimi ve Beslenme Bölümü'ndeki araştırmacılar, beyaz ve kahverengi pirinçten oluşan 400 kalorilik kahvaltıları 400 kalorilik standart glikoz çözeltili kontrolle kıyaslayan normal kilolu 20 erişkin erkek ve kadın arasındaki tokluk işaretlerini karşılaştırmıştır. Her denek farklı zamanlarda üç test kahvaltısı yapmış ve ardından araştırmacılar yemekten dört saat sonra açlık ve tokluğu değerlendirmiştir.
 
Sonuçlar tokluğun test kahvaltıları arasında anlamlı ölçüde farklılık gösterdiğini, hem beyaz hem de kahverengi pirinçte glikozlu içeceğe kıyasla artan tokluk ve doygunluk yaşandığını göstermektedir.
 
"Sonuçlarımız, beyaz ve kahverengi pirincin tokluk ya da doygunluk verdiğini ve doygunluk kalorileri kontrol etmeyi kolaylaştırdığı için, her ikisinin de öğünlere ek ya da atıştırmalık olarak harika bir seçim olduğunu gösteriyor," diye açıklayan, araştırmayı yürüten Minnesota Üniversitesi'nden bir araştırmacı Snow Wang sözlerine şöyle devam ediyor: "Ayrıca beyaz ve kahverengi pirincin doygunluk değerleri arasında bir fark yoktu ki, bu her ikisinin de sağlıklı, dengeli, kalori kontrollü bir diyetin parçası olabileceğini ortaya koyuyor."
 
Bu çalışma, pirinç tüketen kişilerin pirinç yemeyen kişilere kıyasla fazla kilolu olma olasılığının daha düşük olduğunu, daha dar bel çevresine sahip olduğunu ve genel olarak daha sağlıklı bir beslenme düzenleri olduğunu gösteren yakın zamanda yayımlanmış iki çalışmayı da içeren gelişen literatüre katkıda bulunmaktadır.1,2
 
Pirinç, kilo vermek ya da sağlıklı bir beslenme düzenini korumak için mücadele eden milyonlarca Amerikalı için akıllıca bir seçimdir. Yarım bardak pişmiş pirinç, sadece 100 kaloridir. Pirinç genellikle sebze, meyve, yağsız et ve fasulye gibi sağlıklı besinlerle yendiği için, sağlıklı, dengeli bir beslenme düzeni sağlamaya yardımcı olabilir.

Aslında, Nisan ayında San Diego'da Deneysel Biyoloji 2012'de sunulan bir çalışma, beyaz ya da kahverengi pirinç yemenin beslenme düzenini geliştirmeye, kilo ve diğer hastalık risklerinin kontrolüne yardımcı olduğunu göstermiştir.

Tufts Üniversitesi, Friedman Beslenme Okulu'nda Ulusal Sağlık ve Beslenme İncelemesi Araştırması 2007-2008 verilerine dayalı olarak yürütülen araştırma, erişkinlerle çocuklar dahil pirinç yiyen kişilerin anlamlı ölçüde daha fazla folik asit, demir, potasyum, B6, B12, A ve D vitaminleri aldığını ve yağ ve doymuş yağdan tükettikleri kalorinin yüzdesinin daha düşük olduğunu göstermiştir.
 
Ayrıca kahverengi pirinç, %100 öğütülmemiş hububattır ve beyaz pirinç, demir dahil önemli besin maddeleri ve folik asit açısından zengindir.
 
"Öğünlerde pirinç yemenin birçok yararı var," diye belirten ABD Pirinç Federasyonu, Yurtiçi Üretim Başkan Yardımcısı Anne Banville sözlerine şöyle devam ediyor: "Lezzetli, çok yönlü, besleyici ve artık kilo kontrolüne yardımcı olabileceğini de biliyoruz. En çok pirinç tüketen ülkelerdeki nüfusun genellikle en zayıf ve dünyanın en sağlıklı kişileri arasında olması hiç şaşırtıcı değil. Pirinç, aynı zamanda porsiyon başına yalnızca 20 kuruşluk maliyetiyle en bütçe dostu gıdadır."

hastane.com.
〰〰〰〰🐠