Çocuklarınızı okula göndermeyin diye çağrı yaptı.
Neymiş, çocuklar asimile olacakmış.
Sanki kendileri bu devletin okullarında okumadılar.
Sanki Öcalan, Ankara Siyasal'da okumadı.
Murat Karayılan, Cemil Bayık, Mustafa Karasu bu sistemde okumadılar
Öcalan'ın birlikte PKK'yı kurduğu isimlerin birçoğu üniversitelerdeki sol hareket içinden gelen isimlerdi. Hatta Duran Kalkan gibi bazıları da Kürtçülük davasına inanmış Türklerdi. Hem de öylesine bir Kürtçülük davasına inanmış ki, PKK'nın eğitim sorumlusu olacak kadar ileri gitmiş ideologlarındandı.
30 yıldır Kandil'de yatıp kalkıp Kürtçe öğrenmemekte direnen ve PKK'nın yazışma dilini dahi Türkçe yaptıran Duran Kalkan Uganda'da okumadı.
Kalkan, örgüte İran, Suriye'den ve Irak'tan katılanlara yıllarca Türkçe öğretti, örgütün siyasi derslerini de "Türkçe" verdi ve verdirdi.
Bizim bu okullardan her çeşit insan yetişti, bir tek vatansever yetişmedi gibi ucuz ajitasyonlara da girecek değilim.
Yoksa Ziya Gökalp başta olmak üzere Türkçülük davasının öncüsü Kürtleri saymaya kalksam bitmez.
Benim asıl üzerinde durmak istediğim nokta farklı.
Okullar açıldı, PKK Kürtlerin karşısına dikildi. "Çocuklarınızı okula göndermeyin" dedi.
Anlaşıldı, Kürtlerin yeni efendileri. Gariban Kürt, çocuğunu okula göndermesin.
Ne yapacak?
Okula gitmeyen çocuk dağa çıksın.
PKK böylece ucuz yoldan eleman devşirmiş olsun.
Hem okuyan insanla ne uğraşacak? Kürdün çocuğu cahil kalsın ki, istediği gibi kullansın.
Peki peki, anladık. Kürt'ün çocuğu okula gitmesin.
Ama başta BDP milletvekillerinin çocuğu okula gitmesin.
Var mısınız?
Gariban Kürt'ün çocuğu okula gitmesin, aman ha okur da, eli ekmek tutar, annesine babasına bir faydası dokunur.
Çıksın dağa, sıksın kurşunu. Ya ölsün ya öldürsün.
Peki senin çocuklar?
Siyasi baronların çocukları nerede?
Onlar devlet okuluna bile tenezzül etmesin, kolejlere, özel okullara gitsin.
Prensler incinir çünkü... Ayakları çamura filan batar.
Hem devlet okulundaki fakir Kürt çocukları ile aynı sıralara otururlar. MaazAllah.
Şimdi kim bunlar demeyin. Tek tek saymayayım. Çocukları hedef göstermiş olmak istemem.
Üniversitede eğer yurtdışını tercih etmezse, Türkiye'deki özel okullara gidiyorlar. Yıllık ücreti 40-50 bin lira olan Yeditepe, Bilkent ve Kıbrıs'taki okullarda. TED gibi kolejlerde.
PKK, "Hakkari gençliği artık yönünü dağa dön" diye talimat yayınlıyor ama BDP Hakkari milletvekillerinin çocukları kolejlerde ya da özel üniversitelerde okuyor.
BDP'liler Şemdinli'ye kadar gidip PKK'lılarla buluşuyorlar, çocukların dağa çıkmasını özendirmeye çalışıyor, hatta içlerinde aracı olanlar bile çıktı ama tek bir BDP'linin çocuğu dağda değil.
Kandil'de değil, Berlin'de, Brüksel'de yaşıyorlar.
Gariban Kürt'ün çocuğu Kandil'e... Bunların çocukları Paris'e.
Kürt çocuklarının yüzü dağa dönsün, bunların çocuklarının yüzü Avrupa'ya...
Demokratik açılım sürecini yöneten önemli aktörlerden biri, "Çok önemli bir sorun da Avrupa'daki yöneticiler" demişti. Önce ne dediğini algılayamamıştım.
Zübeyir Aydar'ın ipek kravatından giydiği marka gömleğe, Remzi Kartal'ın İngiliz kumaşı takım elbisesinden Avrupa'daki yöneticilerin refah içinde yüzen yaşamına kadar tek tek anlatıp, "Bu iş çözülürse, bu refah gider. O yüzden engel olmak isterler. Bunlara çözümden sonra da aynı şartlarda yaşayacakları güvencesi verilmeli" demişti.
Silahların susmasının, dağdan inişin önündeki en ciddi engellerden biri buydu. "PKK rantı."
Kandil'de, "savaş baronları", Avrupa'da lüks içinde yaşayan örgüt yöneticileri...
"Sigortaları da Kürt'ün çocuğunun elindeki silah..."
Onlara sevdanın yolları, bunlara kurşunlar
Kolay hedef olduğu için BDP'yi seçmedim.
İstedim ki, BDP'den bir ses çıksın.
Gaziantep patlaması olduğunda bekledim ki, BDP'deki vicdan sahipleri konuşsun... Sustular...
Ama Diyarbakır Cezaevi'nde işkenceden ciğerleri patlayarak ölen Bedii Tan'ın oğlu Altan Tan, Antep'te bomba parçası ciğerini parçaladığı için ölen 1 yaşındaki Aleyna için, bir şey söylesin.
Kürt'ün çocuğu dağlara, sizin çocuklar özel okullara.
Kürt'ün çocuğu ölüme, sizin çocuklar eğlenceye...
Belli ki gariban Kürt'ün kaderi değişmeyecek.
Değişen sadece sırtına binenler olacak...
(YENİ ŞAFAK)
