İmam-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sâni Hz, Mektûbât-ı Şerife’sinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in faziletinden ve meziyetlerinden bahsederken; “Ben, Hz. Muhammed (s.a.v.)’i sözlerimle medh etmeye kadir değilim.
Ancak sözlerimi O’nunla süslemiş olurum” mealindeki beyti nakletmiş ve devamında hadis-i şeriflerden istifade ederek şöyle buyurmuşlardır: “Muhakkak ki Hz. Muhammed (s.a.v.) Allah-ü Tealâ’nın Rasulü ve Ademoğlu’nun efendisidir. Kıyamette insanların kendisine en çok tabi olacağı zat odur. O önce ve sonra gelen insanların içinde Allah-ü Teala indinde en mükerrem şahıstır.
Kabri ilk açılacak olan; ilk şefaatçi ve ilk şefaat izni verilecek olan; Cennet’in kapısını ilk çalacak olan ve Hz. Allah’ın kendisine kapıyı ilk açacağı kişi yine O’dur. Kıyamet günü Livâü’l-Hamd sancağını O taşıyacaktır. Mektubât-ı Şerife, cild 1, sayfa 87, mektup 44
Kim bana bir defa salat-ü selam getirirse, bu sebeple Allah-ü Teala ona on misli merhamet etsin. Sahih-i Müslim, Salat 70 ve Ebû Dâvût, Vitir 26
Kıyamet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salat-ü selam getirenlerdir.Sünen-i Tirmizî, Vitir 21
8 Mart Pazar'ı pazartesi’ye bağlayan gece Rasûlüllah(sav) Efendimiz’in velâdetinin sene-i devriyesi diğer bir tabirle mübârek ve muhterem Mevlîd Kandilidir. bu gecenin manevî zenginliğinden istifâde edebilmeyi hakkıyla ihyâ edebilmeyi nasip etsin MEVLA.