Gönderen Konu: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler  (Okunma sayısı 391177 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #105 : 15 Temmuz 2011, 12:22:56 »

Peygamberimizin Nurunun Hazreti Âdem’den İntikal Şekli

Allâhü Teâlâ hazretleri, Âdem Aleyhisselâmı yarattığında, Habib-i Ekremi (s.a.v.) hazretlerinin nurunu onun sırtına koydu. Onun alnında parlıyordu.
Sonra Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin nuru, oğlu Şit Aleyhisselâma intikal etti.
O yerine vasiyyet ettiği oğlu.... Şit Aleyhisselâm, Âdem Aleyhisselâm'ın çocuklarının üçüncüsüydü.
Hazret-i Havva (bir batında) bir erkek ve dişi olmak üzere iki çocuğu beraber doğuruyordu. Bu nebevî nura hürmeten, Şit Aleyhisselâm tek doğdu.
Sonra o nur Şit Aleyhisselâm'ın evlâdlarından bir kişiden diğer kişiye intikal etti. Ta Abdülmuttalib'e ulaştı.
Sonra da onun oğlu Abdullah'a...
Sonra (Abdullah’ın evlenmesi üzerine) Hazret-i Âmine'ye geçti....

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:317)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #106 : 16 Temmuz 2011, 21:39:20 »
Dünyevi Konulara ait Resülümüzün Emirleri

Rivayet olundu:
Osman bin Maz'ûn (r.a) hazretleri bir gün Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine geldi.
Ve:
- "Muhakkak ki benim nefsim bana iğdiş (hadım) olmamı söylüyor? (içime iğdiş olmak doğuyor?)" dedi.

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri:
- "Dur Ey Osman! Muhakkak ki ümmetimin hadımlaşması oruçtur."

Mesnevî'de buyruldu:
Papazlaşma! Kendini hadım etme! İğdiş olma!
İffet ve şehvetten kaçılacak yerde...
Hevâ-ü hevesler olmadıkça, heveslerin nehy edilmesi mümkün değildir.
(Bu) ölülerle savaşmanın mümkün olmadığı gibidir.
"Yiyin" emri, şehvet için sana bir tuzaktır.
Sonra ki,
"İsraf etmeyin" emri de iffettir.
Çünkü sen sabrın külfetine katlanmadıkça, karşılığında da bir şart bir mükâfat hâsıl olmaz.
O şart ve o mükâfat ne güzeldir.
Bir karşılık ki gönül okşar, Can'a can katar...



Camide Namazı Beklemek

Osman bin Maz'ûn (r.a.) buyurdular:
- "Ya resûlAllah (s.a.v.) dağların üzerinde ibadetler edip, rahip olmak geliyor içimden?"

Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
- "Dur! Ey Osman! Ümmetimin rahipliği mescitte namaz vaktini beklemek için oturmalarıdır."



Mala Sahip Olmanın Fazileti

Osman bin Maz'ûn (r.a) hazretleri:
- "Ya ResûlAllah (s.a.v.)! Malımın hepsini çıkarıp dağıtmak geliyor içimde (ne buyurursunuz)?" dedi.

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
- "Yavaş ol! Ey Osman! Muhakkak ki sizin bir günden bir güne sadaka vermeniz; senin nefsini, aile ve iyâlini iffetle geçindirmen, miskinlere ve yetimlere merhamet etmen onlara vermen, bundan yani bütün malını dağıtmandan daha faziletlidir... (Malının hepsini dağıtma. Malın olsun ki hem sen başkalarına muhtaç olmazsın ve hem de sürekli muhtaçlara yardım etmiş olursun.)..."



Evli Olmanın Fazileti

Osman bin Maz'ûn (r.a) hazretleri:
- "Ya ResûlAllah! Muhakkak ki benim nefsim, bana eşim Havle hanımı boşamayı düşürdü. (Eğer müsaade edersen, eşimi boşamak istiyorum?)" dedi.

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
- "Yavaş ol! Ey Osman! Muhakkak ki benim ümmetimin hicreti, onların Allâhü Teâlâ hazretlerinin kendilerine haram kıldığı şeylerden hicret edip kaçmalarıdır.
Veya hayatımda bana hicret etmeleridir.
Ya da vefatımdan sonra gelip kabrimi ziyaret etmeleridir.
Yahut da öldüğünde, geride bir hanım, iki hanım, üç veya dört hanım bırakmalarıdır..."




Evlâda Sahip Olmanın Fazileti

Osman bin Maz'ûn (r.a.) hazretleri:
- "Ya ResûlAllah, eşimi boşamayı yasakladın; nefsim bana bir daha cima etmemeyi söylüyor?" dedi.

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
- "Dur! Ey Osman! Muhakkak ki Müslüman bir kişi, hanımı veya sağ elinin sahip olduğu (cariyesi) ile cima ettiği zaman; eğer bu cimadan kendisine bir çocuk nasip olmazsa; (bile elbette) cennette ona bir hizmetçi olur. Eğer bu cimasında kendisine bir çocuk olur da çocuk kendisinden önce vefat ederse, o çocuk kıyamet gününde onun için ferat (cennette onu bekleyen bir kişi) olur ve kıyamet gününde ona şefaat eder. Eğer kendisinden sonra ölürse, o zamanda kıyamet gününde onun için nur olur..."



Et Yemek?

Osman bir Maz'ûn (r.a.) hazretleri:
- "Ya ResûlAllah (s.a.v.); nefsim bana et yemememi söylüyor?" dedi.

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
- "Yavaş ol! Ey Osman! Et yemeyi severim! Bulduğum zaman et yerim! Eğer ben Rabbimden her gün bana et yedirmesini dilesem; elbette Rabbim bana her gün et yedirir!"



Sünnet ile Amel
 
Osman bin Maz'ûn (r.a.) hazretleri buyurdular:
- "Nefsim bana bir daha koku sürünmememi söylüyor?" dedi.

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
- "Acele etme! Ey Osman! Muhakkak ki Cebrail Aleyhisselâm, ara sıra koku sürünmemi bana emretti. Cuma günü ise o hiç bırakılmaz.
Ey Osman! Benim sünnetimi terk etme! Sünnetimden yüz çevirme! Kim sünnetimden döner ve sonra tövbe etmeden bu hal üzere ölürse; kıyamet günü melekler, onun yüzünü benim havuzumdan çevirirler."


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S:32-33-34)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #107 : 16 Temmuz 2011, 21:41:09 »
Ebu Cehil'in Resülümüz(s.a.v)'e İman Edememe Sebebi

Hikâye olundu.
Sultanın biri, Bâyezid-i Bestâmî (k.s.) hazretlerinin kabrini ziyaret etti. Bâyezid-i Bestâmî (k.s.) hazretlerinin ashabına (Mürid ve talebelerine) onun halini sordu.

Onlar:
- "Bâyezid-i Bestâmî (k.s.) hazretlerini gören cehennem ateşine girmez!" dediler.

Sultan:
- "Ebû Cehîl. Efendimiz (s.a.v.) hazretlerini görmesiyle beraber; cehennem ateşine girecektir. Senin şeyhin Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin üzerinde (bir makama sahip) değildir..." dedi.

Talebe buyurdu:
- "Ey Sultân! Ebû Cehîl, Efendimiz (s.a.v.) hazretlerini görmedi. Belki o, Ebû Talib'in yetimi olarak gördü. Eğer Ebû Cehîl, Efendimiz (s.a.v.) hazretlerini Hz. Allah’ın Resülu olarak görmüş olsaydı; elbette ona imân ederdi, cehennem ateşinden kurtulurdu ve irfan nuruyla nurlanırdı." dedi.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S:22)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #108 : 17 Temmuz 2011, 16:33:15 »
Sevgili Peygamberimiz(s.a.v)’e Eza Edenlerin Akibetinin Haber Verilmesi,
Peygamberlerin Sıkıntı Çekmelerinin Sebebi


Efendimiz (s.a.v.) hazretleri bir defasında da kendisine eziyet eden Kureyşin bu büyüklerine hitaben ashabına buyurdular:
- "Sizi müjdeliyorum! Muhakkak ki Allâhü Teâlâ hazretleri kendi dinini izhar edecektir. (Bütün dinlerin üzerine kuvvetlendirecektir.) O kelimesini tamamlayacaktır. Peygamberine (ve ona iman edenlere) yardım edecektir! Şu Kureyşin ulularını sizler, daha dünyada iken ellerinizle kestiğinizi elbette göreceksiniz. (Onları öldüreceksiniz)..."

Ve gerçekten Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin buyurdukları gibi oldu.
Ashâb-ı Kiram kendi elleriyle müşriklerin ileri gelenlerini kestiler ve öldürdüler.
Hiçbir zannedici kişi, bu eziyetlerin, Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin hakkında bir noksanlık olduğunu zannetmesin. Belki bunlar. Efendimiz ( s.a.v.) hazretlerini yücelticidir. Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin kadr ve kıymetinin büyüklüğüne ve derecesinin yüceliğine delildir. Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin yüksekliğinin azameti ve Rabbinin katında yerinin yüksekliğine delildirler; Efendimiz (s.a.v.) hazretleri, Allah katında duasının müstecâp ve sözlerinin geçerli olduğunu bildiği halde, (müşriklere beddua etmeyip; onların eziyetlerine) çok sabrettiği ve bunlara tahammül ettiği için Allah katında derecesi çok çok yüce oldu...

Zira Efendimiz (s.a.v:) hazretleri buyurdular:
- "İnsanlardan en çok belâ görenler Peygamberler (a.s.) Hazerâtıdır..."

Peygamberler altın gibidirler. Onlara isabet eden şiddetler ve belâlar ise ateş gibidir. Altın, ateşe karşı tutulur. Bu tutulma işi altını ziyadesiyle güzel yapar. Böylece altınlarda olduğu gibi, peygamberlerde de ancak ve ancak yüceliği, Allah katında derecelerinin yükselmesini ziyade kılar...

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:752)

Çevrimdışı yabangulu

  • okur
  • *
  • İleti: 63
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #109 : 17 Temmuz 2011, 19:40:09 »
devamini bekleriz insAllah

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #110 : 18 Temmuz 2011, 00:13:09 »
devamini bekleriz insAllah

inşAllah yabangulu.

Çevrimdışı dehale54

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 3
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #111 : 18 Temmuz 2011, 07:41:18 »
Sadakanın Sahibine Söylediği 5 Söz

Hazret-i Ali bin EbûTâlib (r.a.)'dan rivayet olundu.

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
'Sadaka sahibinin elinden çıktığı zaman daha alıcısının eline geçmeden beş kelimeyle konuşur.'
"Ben azdım, sen beni çoğalttın.
Ben, küçüktüm , sen beni büyüttün.
Ben, düşmandım, sen beni dost ettin.
Ben, fâni idim, sen beni bakî kıldın.
Ben, şimdiye kadar korunmaktaydım, (şimdi ise) ben senin bekçin oldum."

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:160-161)


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #112 : 18 Temmuz 2011, 12:57:07 »
Resülümüz (s.a.v) Kevserin Başında İken, Ona Doğru Gidenlerden, Alıkonanların Alıkonma Sebebi

Hadisi Şerifte Buyuruldu;
- "Ben havz-ı kevser'in başında iken, sizden bana reddedilenlere (yönelenlere) bakarım. VAllahi bazı erkekler benden kesilirler. (alıkonulurlar)

Elbette ben derim ki:
- "Ey Rabbim! Bunlar benden ve benim ümmetimdendir!"

Allâhü Teâlâ buyurur:
- "Sen bunların senden sonra neler uydurduklarını ve yaptıklarını bilmiyorsun! Bunlar senden sonra ökçelerinin üzerine geri döndüler."

Bu onların mürted olmalarından ibarettir. Irtidad, sâlih amellerden kötü amellere geçmekten umumidir. Veya islâm'dan küfre girmektir.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S:168)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #113 : 19 Temmuz 2011, 16:03:00 »
"Allah(c.c.)'dan Gayriyi Dost Edinseydim Ebu Bekiri Dost Edinirdim."

Efendimiz Hazretleri buyurdular:
- "Eğer ben Allah'tan gayri bir "Halil" edinmiş olsaydım; elbette Ebû Bekri halil edinirdim. Lakin Allâhü Teâlâ hazretleri sizin sahibinizi (arkadaşınızı-peygamberinizi) halil edindi."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S: 294)   

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #114 : 20 Temmuz 2011, 13:27:29 »
Bid'at Ehline Sempatinin Cezası

Rivayet olundu. (Ölümünden sonra) İbni Mübarek (r.h.) hazretleri rüyâ'da görüldü.

Ona denildi:
- "Rabbin sana ne etti?"

Buyurdular:
- "Ben bir gün bir bid'at ehline lütuf ile bakmam sebebiyle Rabbim, bana itap etti, azarladı ve otuz sene beni durdurdu!"

Allâhü Teâlâ hazretleri bana:
- "Dinde benim düşmanım olan bir kişiye ünsiyet kurdun?" diye hesap sordu.

Bid'at ehline bir an hoşgörüyle bakanın hâli böyle olunca; zikirden sonra zalim kavimlerle beraber oturan ve bid'at ehliyle olanların hâli acaba nasıl olur?

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:284)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #115 : 20 Temmuz 2011, 13:29:52 »
"Her bid’at dalâlettir"

Efendimiz Hazretleri Buyurdular:

- "Muhakkak ki, sözlerin en sadıkı ve en doğrusu, kitabullah'tır.
Hidayetlerin en güzeli, Muhammed Mustafa (s.a.v.) hazretlerinin hidayetidir.
İşlerin en şerlisi, yeni çıkardan (ve dinde uydurulanlara)dır. (Dinî işlerde) uydurulan her yeni şey bid'attir. Her bid'at, dalâlettir ve her dalâlet, cehennem ateşindedir."


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:284)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #116 : 21 Temmuz 2011, 12:16:12 »
Zengine Zenginliğinden Dolayı Tevazunun Tehlikesi
                 
- "Kim bir zengin kişiye; onun zenginliğinden dolayı tevazu ederse, o kişinin dininin üçte ikisi gider." (Hadisi Şerif)

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S: 420)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #117 : 21 Temmuz 2011, 12:20:12 »
Resülümüz (a.s)'ın Hazreti Allahtan İstediği Üç Şeyden İkisinin Kabul Edilmesi

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
- "Rabbimden üç şey istedim. (Bunlardan) ikisini verdi; birinden beni menetti.

1. Ben Rabbimden ümmetimi kıtlık ile helak etmemesini diledim; Rabbim bunu bana verdi. (Bu dileğimi kabul etti...)
2. Ben Rabbimden ümmetimi suda boğulmakla helak etmemesini istedim; Rabbim bunu bana verdi. (Bu dileğimi kabul etti...)
3. Ben Rabbimden, ümmetimin şiddet ve hınçlarını kendi aralarına koymamasını   (ümmetimi birbirine düşürmemesini) istedim; Rabbim beni bundan menetti.  (Bu dileğimi kabul etmedi.)"

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S: 485)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #118 : 22 Temmuz 2011, 11:33:14 »
İlim Talebesine Tasaddukun Önemi

İmam-ı Rabbani Müceddid-i Elf-i Sâni Ahmed Farûki Serhendi hazretleri bu mektûb'u nakîb seyyid şeyh Feride yazmıştır.

Din âlimlerine ta'zim etmek ve şeriatı garra'nın hameleleri olan ilim talebelerinin değerini bildirmenin lâzım olduğunu bildirmektedir:

Allahü Teâlâ, Peygamberlerin en üstünü hürmeti için "aleyhi ve aleyhimüssalevât vetteslîmât vettehıyyât", din düşmanlarına karşı olan mücadelenizde yardımcınız olsun! İltifat yoluyla göndermiş olduğunuz mübarek mektubunuzu okumakla şereflendim, ilim talebelerine ve tasavvuf ehline sarf ve harcamak üzere, bir miktar para gönderdiğinizi yazıyorsunuz. Mektubunuzda ilim talebelerini tasavvuf ehlinin üzerine takdim etmeniz çok güzel oldu. Değer bakımından gerçekten böyledir. Zahir, batının ünvanı olduğuna hükmedilir. Batında da bu cemaatin (yani ilim talebelerinin tasavvuf ehlinin üzerine) takdim edilmesini ümit ederiz. (Ne güzel buyurmuşlar) "Ve her kabın içinde bulunan şey dışarıya sızar." İlim talebelerini tasavvuf ehlinin üzerine takdim etmek şeriatın ilerlemesine sebep olur. Çünkü ilim talebeleri, nebevi şeriatın yükünü taşıyanlar ve bekçileridir. Muhammed Mustafa aleyhisselâmın dinî onlarla kaimdir. Din, ilim talebeleriyle ayakta durmaktadır. Kıyamet günü insanlara İslâmiyet’ten sorulacak, tasavvuftan değil... Cennete girmek, Cehennemden kurtulmak, ancak şeriat ile amel etmeğe bağlıdır, insanların en iyileri, seçilmişleri olan Peygamberler "salevâtüllahi Teâlâ ve teslimâtühü aleyhim", halkı (insanları) şeriatlara davet ettiler. Kurtuluşun medarının şeriat olduğunu beyan ettiler. O büyüklerin (peygamberlerin), gönderilme maksatları şeraitleri tebliğ etmekti.

O hâlde en büyük hayr ve iyilik, şeriatı yani İslâmiyeti Öğretmek ve dinin eğitimine ve öğretimine yapılan çalışma, hizmet, yardımdır ve İslâmiyet’in hükümlerinden bir ahkâmını ortaya ihya etmektir.
Hususiyetle İslâm şiarının yıkıldığı, çöktüğü ve zayıf olduğu bir zamanda; Allah yolunda fakirlere milyonlarca sadaka dağıtmak, şeriatın meselelerinden birinin öğrenilmesine ve halk arasında revaç bulmasına asla müsavi olamaz. Çünkü bu işte, (yani şeriatın öğretilmesinde) mahlûkatın en büyükleri olan Peygamberlere "aleyhimüssalevâtü vetteslîmât" uymak ve o büyüklerin vazifesine ortak olmak vardır. Hâlbuki Müslüman’ın hasenatının en mükemmeli ancak onlara tabi olmakla mümkündür. Milyonla sadaka vermek, hayrat, hasenat yapmak ise, bu büyüklerden gayrı herkese müyesser olabilir. Şeriatın ikamesi ve onun ahkâmı ile amel etmekte nefse muhalefet vardır. Mal infak etmek (yani hayrat yapmak) ise, çoğu kere nefsin hoşuna gidebilir. Evet, eğer malın infakı şeriatın öğretilmesi için oluyorsa, yani İslâmın öğretilmesi ve milletin ona revaç bulması, dine eğilmesi için oluyorsa, o harcamanın ve sarf edilenin üzerimizde çok yüksek dereceleri vardır...Bu niyet(İslâmın öğretilmesi ve milletin ona revaç bulması, dine eğilmesi) ile az bir şey vermek, bu niyet olmadan sarf edilen milyonlardan aşağı değildir.


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:2 S: 348)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #119 : 23 Temmuz 2011, 15:32:08 »
"İlim talebeleri cehennemden azad olmuşlardır"

Hadis-i Şerifelerinde Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri buyurdular:
"Kim Allahü Teâlâ Hazretlerinin Cehennemden azâd ettiklerine bakmak istiyorsa ilim talebelerine baksın. Muhammed (s.a.v.) nefsi kudret elinde olana and olsun ki, hiçbir talebe yok ki değişir yani âlimlerin kapısına gider ve gelirse muhakkak Allahü Teâlâ onun her adımına bir senelik ibâdet (sevabını) verir. Her adımına cennette bir şehir yaratır. O yeryüzünde yürür, üzerinde yürüdüğü toprak onun için istiğfarda bulunur. Akşama ve sabaha da günahları bağışlanmış olarak girer. (Günahları affolunur)"

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:1 S:395)