Gönderen Konu: Rûhu'l-Beyân fî Tefsîri'l-Kur'ân'dan Derin Hakikatler  (Okunma sayısı 392604 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fazıl14

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1339
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #60 : 23 Haziran 2011, 15:55:40 »

Essalamu Aleykum..

“Falanca zat Kur’an-ı Kerimi çok güzel okuyor” ifadesinin yanlış olduğunu, zira Kur’an-ı kerimin o kişinin okuyuş tarzına göre güzel ya da çirkin okuduğu tevehhümünün ortaya çıkacağı; o yüzden de “Güzel Kur’anımızı güzel okudu” diye söylenmesi icap eder inşaAllah..

İmam Gazâli - İHYA-İ ULÛMİD-DİN..

"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #61 : 25 Haziran 2011, 14:20:38 »
"Kur’an-ı güzel okudum" demenin küfür olduğuna beyanı

Zahiriddin el Mergınani(r.a) Hz.lerinden hikaye edilir.

-"Kim, zamanımızdaki kurrâlara (Kur'ân-ı kerimi okuyanlara) okumaları esnasında; "sen Kur'ân-ı kerimi güzel okudun!" dese o kişi kâfir olur."

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S: 617)

Kardeşim soracağım soracağım diyorum unutuyorum yukarıdaki yazıyı biraz açıklayabilir misin ?

Essalamu Aleykum..

“Falanca zat Kur’an-ı Kerimi çok güzel okuyor” ifadesinin yanlış olduğunu, zira Kur’an-ı kerimin o kişinin okuyuş tarzına göre güzel ya da çirkin okuduğu tevehhümünün ortaya çıkacağı; o yüzden de “Güzel Kur’anımızı güzel okudu” diye söylenmesi icap eder inşaAllah..

İmam Gazâli - İHYA-İ ULÛMİD-DİN..


cennet_nuru sorunuz için; fazıl14 cevabınız için teşekkür ederiz.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #62 : 25 Haziran 2011, 14:21:56 »
Gece Gündüzden Daha Şereflidir

Bundan dolayı, geceleri ünsiyet kurmak (sohbet ve muhabbet etmek) daha çoktur... Geceler, sevenlerin ünsiyet vaktidir. Mahbubların (sevgililerin) gözlerinin aydınlığı ânıdır.

Âyet-i kerime, gecede, gündüzde, buyurarak gecenin gündüz üzerine 'takdîm edilmesi; muhakkak ki gecenin Mevlâ Teâlâ hazretlerine hizmet etme vakti ve gündüzün de mahlükata hizmet etme anı olmasından dolayıdır. (Bundan dolayı gece gündüzden daha şerefli ve daha üstün olduğundan takdîm olundu.)

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:7 S: 290)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #63 : 25 Haziran 2011, 14:23:54 »
İnfakın Fazileti

Sonra bilki İnfak mertebe mertebedir.
Avamın İnfakı,
Havassın infakı,
Avamın infakı mal iledir. Ecr-u sevabı cennettir.
Havassın İnfakı, nefs-i tezkiye ve kalbi tasfiye etmekle hâlini islâh etmektir. Melikü'l-müteâl hazretlerinin yolunda malını infak etmekle mal sevgisini kalbinden çıkarıp cennetlerde şerefe nail oluncaya kadar kalbini saf ve duru bir hale getirmek ve Allâhü Teâlâ hazretlerinin katında hüsrana uğrayanlardan olmayıncaya kadar, cimrilikten kaçınmaktır.

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:131)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #64 : 25 Haziran 2011, 14:24:50 »
Laleli Camisinin Adının Nereden Geldiği

Böyle bir hadisenin Üçüncü Mustafa ile Lâleli Babanın arasında da cereyan ettiği rivayet edilir. Üçüncü Mustafa Han'ın (1717-1774) devrinde Lâleli Baba adında bir gönül adamı vardı. Lâleli Baba eskicilik yapardı. Dükkânı caminin karşısında olduğu halde zahiri olarak hiç Cami'de görünmezdi. Onun Batini tarafını tanımayanlar, zahire göre hüküm verip ona "zındık" ve "dinsiz" diyorlardı. Üçüncü Mustafa'nın annesi, Mihrimanşâh Sultan, Lâleli Babanın hakkında söylenen sözlerin etkisinde kalarak onun durumunu görmek için tebdili kıyafet ederek bir Cuma günü dükkânın karşısına gelip onu izler. Selalar okunmaya başlar. Herkes camiye girer. Valide Sultan dikkatleri üzerine çekmemek için ileriye giderken. Lâleli Baba tamir etmekte olduğu ayakkabıdan başını kaldırmadan arkasından seslenir:
-"Ne o sultanım! Camiden mi kaçıyorsun?"
Valide Sultan durdu. Kendisini tanıması mümkün değildi. Yüzünde kalın bir peçe ve sırtında eski, yırtık pırtık ve siyah bir çarçaf vardı. Valide Sultan seslendi:
-"Beni nereden tanıyorsun?"
-"Tanıttılar!"
-"Nasıl?"
-"Sen onu düşünme! Abdestin var mı?"
-"Evet!"
-"O halde namazı beraber kılalım!" Bu konuşmalar üzerine. Lâleli Baba, Valide Sultana:
-"Yum gözlerini" dedi. Valide Sultan gözlerini yumdu.

-"Aç," dedi. Açtı. Mekke'delerdi. İnsanlar Ka'benin çevresinde kelebekler gibi uçuşuyorlardı. Onlar da Ka'beyi tavaf ettiler. Namazlarını kıldılar. Namazdan sonra. Laleli Baba. Valide Sultana:
-"Yum gözlerini," dedi. Sonra yine "aç gözlerini," dedi. Valide Sultan yine kendisini aynı yerde buldu... Bu hadise üzerine Üçüncü Mustafa Han, Lâleli Baba'yi saraya çağırdı. Sarayda ona sordu:
-"Dünyanın en tatlı şeyi nedir?"
Lâleli Baba:
-"Yemek içmek ve sonra da yediklerini rahatça dışarıya atmaktır!"dedi. Padişah ona kızdı.
-"Senin gibileri ancak yeme içme ve dışarıya çıkmayı düşünürler."dedi.
Padişah sordu:
-"Bana dua edecek olursan, nasıl bir dua edersin?" diye sordu:
O:
-"Rahat bir şekilde yemeniz, içmeniz ve sonra da rahat bir şekilde def-i hacet etmeniz için, size dua etmek isterim," dedi. Padişah kızdı ve onu hapse attırdı. Bu hadise üzerine padişah kabz oldu. Doktorlar aciz kaldılar. Bir türlü şifaya kavuşamadı. Neden sonra zindandan Lâleli Babayı çıkarttılar. Lâleli Baba'nın duasıyla şifaya kavuştu. Bu hadise üzerine Üçüncü Mustafa yaptırmış olduğu camiye Lâleli Baba'nın adını verdi. "Lâleli Cami"nin adı bu hadiseden gelmektedir.

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:142)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #65 : 26 Haziran 2011, 22:18:53 »
"Bize iki meyte ve iki kan helâl kılındı." (Hadis-i Şerif)

Hadis-i Şerifte buyuruldu:

“Bize iki meyte ve iki kan helal kılındı”

Amma (bu hadis-i şerifte geçen) iki meyte'den murad;
  1.Balık,
  2.Çekirge'dir.
Ve "iki kan "dan murad ise;
  1. Ciğer,
  2. Dalak'tır.
Etin içinde olan kan.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:203)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #66 : 26 Haziran 2011, 22:24:57 »
Terazideki Tozları Silmeyenin Ölürken ki Hali

Bazılarından rivayet olundu.
Halet-i nez’inde (can çekişme anında olan) bazı insanlara ve hayatında terazi (tartı) ile uğraşan bir kimseye  "La ilahe illAllah ..." söyle, dendi.
O kişi;
- "Bunu söylemeye kaadir olamıyorum. Mizan (terazinin) dili, benim dilimin üzerindedir. Beni, La ilahe illAllah, demekten "men ediyor" dedi.

O zat, buyurdu, ben ona;
- "Sen teraziyi (tartıyı) tam yapardın" dedim.

O kişi;

- "Evet! Öyledir. Lakin teraziye toz ve kirden herhangi bir şey düştüğünde ben ona aldırış etmezdim" dedi.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:240-241)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #67 : 27 Haziran 2011, 11:59:38 »
Cenab-ı Allah’ın (c.c) Üç Bin (3000) İsminin Besmele İçinde Olduğu

"Cenâb-ı Allah'ın üç bin (3000) ismi vardır" dediler.

Cenâb-ı Allah, üç bin isminden bin (1000) tanesini Meleklere öğretti, onlardan başkası bilmez. Bin (1000) tanesini Peygamberlere öğretti, onlardan başkası bilmez. Üç yüz (300) tanesi Tevrat’ta, üç yüz (300) tanesi İncil’de, üç yüz (300) tanesi Zebur'da, doksan dokuz (99) tanesi Kur'an-ı Kerim'de mevcuttur. Bir (1) tanesini  Cenâb-ı Allah, kendine ayırdı.

Sonra bu üç bin (3000) ismin manası ( besmelede bulunan) bu üç isim Allah, Rahman ve Rahîm'de vardır.

Kim besmeleyi öğrenir ve söylerse, sanki Cenâb-ı Allah'ın bütün isimlerini zikretmiş gibi olur.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:1 S:41)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #68 : 27 Haziran 2011, 12:10:08 »
Besmele ile Beraber Bir Nefeste Okunan Fatiha-i Şerife’den Nail Olan Sevab

Muhyiddini Arabi Hazretleri "Fütûhâtı Mekkiye" isimli kitabında şöyle dedi:
"Sen Fatiha-i Şerîfe’yi, besmele fasılasıyla beraber kesiksiz olarak; bir nefeste okursan,
Muhammed Mustafa (s.a.v)'den yeminle, Cebrail (a.s)'dan yeminle, Mikâil (a.s)'dan yeminle, İsrafil (a.s)'dan yeminle.
Cenâb-ı Allah'ın şöyle buyurduğu rivayet edildi.

"Ey İsrafil Keremim, varlığım, celâlim ve izzetim hakkı için kim: "Bismillahirrahmanirrahıym" kavli şerifini Fatiha sûresine bitişik olarak bir kere okursa, siz şâhid olunuz ki,
ben onu mağfiret ettim, (günahlarını bağışladım),
onun hasenatını kabul ettim,
onun kötülüklerini geçtim,
onun dilini Cehennemde yakmayacağım,
onu kabir azabından, Cehennem ateşi azabından, kıyamet gününün azabından ve büyük korkudan onu korurum.
O kişi bana, Peygamberler ve evliyanın bulunduğu tarafından gelir. Yani evliya kullarımla beraber bana gelir."


(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:1 S:44)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #69 : 27 Haziran 2011, 12:16:05 »
Fatiha Sûresine “Seb’ul Mesani” Denilmesinin Sebebi

1- Fatiha Sûresinin her bir ayeti Kur'ân-ı Kerimin yedide biri makamına geçerli olduğu içindir. Kim Fatiha suresinin hepsini okursa, kendisine tüm Kur'ân-ı kerimi okumuş sevabı verilir.

2- Fatiha Sûresinin her bir ayeti Kuranı Kerimin yedide biri makamına geçerli olduğu içindir. Kim Fatiha Suresinin hepsini okursa,kendisine tüm Kuranı Kerimi okumuş sevabı verilir.

3- Kim ağzını, yedi ayet olan Fatiha Sûresini okumak için açarsa, Cenab-ı Allah ona, Cehennemin yedi kapısını kapattığı için bu ad verilmiştir.

Rivayet edildiğine göre, Cenab-ı Allah, Hadis-i Kudside şöyle buyurdu:

"Fatihatûl Kitab(Fatiha Sûresi) arşımın hazinelerinden bir hazinedir’’

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:1 S:47)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #70 : 28 Haziran 2011, 11:38:07 »
Kalplerin Paslanma Sebepleri

Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri şöyle buyurdular:

- "Muhakkak bu kalpler, demirin pas tuttuğu gibi pas tutar."

- "(Ya RasülAllah!) Cilâsı nedir?" diye sordular.

Efendimiz (s.a.v.):

"(Kalbin cilâsı:) Kur'ân-ı Kerim'i okumak, Allah'ı çok zikretmek ve ölümü çok anmaktır" buyurdu.
Hataların anası (ana kaynağı kötü huylar) üçtür.
(Onlar da:)

Hırs, Haset, Kibir.

Bunlardan altı kötü ahlâk daha doğdu ve böylece dokuz oldu.
(Onlar:)

Karnı tıkabasa yemek, çok uyumak, çok istirahat etmek (tembellik), mal sevgisi, makam sevgisi ve riyaset (başkanlık) sevgisidir.

Mal ve riyaset (başkanlık) sevgisi; sahibini helak ve küfre çeken kötü huyların en büyüğüdür.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:1 S:202-203)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #71 : 28 Haziran 2011, 17:11:26 »
Dört Yüzyıl Yaşayan Melik’i,  Şeytanın "İlahsın" Diye Kandırması

Genç bir melik, (bir gün şöyle) dedi.
- "Ben meliklikten bir lezzet bulamıyorum. Bilmiyorum ki, insanlar da böyle mi buluyor yoksa sadece ben mi lezzet bulamıyorum",

 Ona:
- "İnsanlar da böyle hayatın lezzetini bulamıyorlar", dediler.
Genç Melik sordu:
- "Bunu ne sağlar?"

Onlar:
- "Senin Allah'a itaat etmen ve Cenâb-ı Allah'a asi olmaman. Ancak bununla mutlu olursun", dediler.
Memleketindeki âlim ve Salih insanları davet etti.

Onlara:
- "Hep benim yanımda ve meclisimde hazır olun. Bana sürekli Cenâb-ı Allah'ın itaatini emredin ve benden gördüğünüz, kötülüklerden beni alıkoymaya çalışın!" dedi. Böyle yaptı. Âlim ve Salihlerin sayesinde istikametini düzeltti. Dört yüz yıl Melik oldu.
(Dört yüz yıllık saltanatından sonra) Şeytan ona bir adam şeklinde geldi.

Melik'e sordu:
- "Sen kimsin?"

Melik:
- "Âdemoğullarından bir adam'ım" dedi.

Şeytan:
- "Eğer sen Âdemoğullarından olsaydın, sen de Âdemoğullarının öldüğü gibi ölürdün." Dedi.

Melik sordu:
- "Ya ben kimim?"

Şeytan:
- "Sen bir ilâhsın! İnsanları sana ibadet etmeye çağır", dedi. Melik'in kalbine bir şeyler girdi. Şeytanın vesvesesine kapıldı. Mimbere çıktı. Şöyle dedi:
- "Ey insanlar! Ben uzun süredir, sizden bir şey gizlemiştim. Fakat onu izhar etmenin zamanı yaklaştı. Ben şu kadar yıldır sizin melik’inizim. Eğer ben Âdemoğlundan olsaydım, ben de (sizin dedeleriniz ve ecdadınız gibi) ölürdüm. Lâkin ben Âdemoğlundan değilim! Ben bir ilâhım! Bana ibadet edin..."
Allah c.c. Hazretleri, zamanın peygamberine vahyetti.
Ona haber ver:
- "Ben ona benim yoluma istikamet bulmasını nasip ettim. O da şimdi benim tâatimden isyanıma döndü. (Eğer tevbe edip hâlini düzeltmezse) izzetim ve celâlim hakkı için onun üzerine Buhtunnasr'ı musallat kılacağım."

Melik, bu kötü halinden vazgeçmedi, iyiliğe dönmedi. Allah onun başına Buhtunnasr'ı musallat etti. Buhtunnasr o melik'in boynunu vurdu. Onun hazinelerinden yetmiş gemi altın aldı.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:1 S:202-203)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #72 : 29 Haziran 2011, 11:41:15 »
En Büyük Zenginlik “Kur'an Zenginliği”

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:

"Kur’ân (ve kendisine kur'ân ilmi verilen) zengindir. Ondan sonra (ondan daha büyük bir) zenginlik yoktur."

(Ruhü’l Beyan Tercümesi C:3 S:189)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #73 : 30 Haziran 2011, 12:35:26 »
Cinlerden Korunmak İçin Yapılacaklar

- Ezân-ı şerif okunmalıdır. "Ezan-ı şerifin okunduğu yerden cin ve şeytanlar kaçarlar." (Hadis-i Şerif)

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:89)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Ruhu'l Beyân'dan Derin Hakikatler
« Yanıtla #74 : 30 Haziran 2011, 13:04:48 »
Cinlere Cin Denilmesinin Sebebi

"Cin'lere cin denilmesinin sebebi, cinlerin insanların gözlerinden gizlenmeleridir." Yani cinlerin insanların gözlerinden örtünmeleri ve görünmemeleridir.

(Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:128)