Gönderen Konu: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]  (Okunma sayısı 33011 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SadakatNet

  • Administrator
  • araştırmacı
  • *****
  • İleti: 298
    • http://www.sadakat.net
Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« : 10 Ağustos 2008, 12:34:00 »



 
Hafta:    42


Mevzu: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili


Araştırmalarınızı bekliyoruz..


(Araştırma yapmak demek bildiklerimizi aktarmak demek değil, bu mevzu hakkında elimizdeki mevcut kitaplardan iktibas yapmak demektir. Her üyemizden bir iktibas yapmasını istirham ediyoruz.)
Sadakat Yönetim Kurulu

talib 67

  • Ziyaretçi
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #1 : 10 Ağustos 2008, 13:12:16 »

idrak ettigimiz mübarek Şâban ayı, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz’in ayıdır.
Şâban ayı, “Şerefli, ulvî, berâta erdirici, ilâhî ihsâna kavuşturucu, mü’minlere rahmet ve kâfirlere gazap olan ilâhî nûra nâil edici”bir ay olarak târif edilmiştir.

Bu ayın birinci gece, her rek’atte bir Fâtiha üç Âyetü’l-Kürsî ile bir tesbih namazı kılınır. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)


Bu mübârek aya hürmet ve tazim ise çok oruç tutmak ve çok Salavâtı şerife okumakla olur. Zira Efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar ki;

“Kim Şa’bân-ı şerifin evvelinden, ortasından ve sonundan üçer gün oruç tutarsa, Cenâbı Hak onun için 70 Nebî’nin ibâdet sevâbını yazar. O kişi 70 yıl ’a ibâdet etmiş gibidir. Eğer bu sene içinde ölecek olursa şehît olarak ölmüş olur”

Bu ay Efendimiz (s.a.v)’in kendisine izâfe ettiği bir ay olması münâsebetiyle Salavât-ı şerifeye devam etmelidir.

Salavât: ’tan rahmet, meleklerden istiğfâr, mü’minlerden duâ mânâsına gelir

Çok salavât-ı şerife okumak, okuyanın Peygamberi ile ünsiyet etmesine sebeptir. Kişinin Ümmet-i Muhammed’den olduğuna delâlet eder ve Efendimiz (s.a.v)’e yaklaşmaya vesîledir. O kimsede Peygamber sevgisi olduğunu gösterir. “Kişi sevdiğini çok anar.” Hadis-i şerîfi buna delildir.


Cenab-ı Hakk’a sonsuz hamdü senalar olsun ki; Receb-i şeriften sonra bizleri, Efendimiz (s.a.v.) in ayı olan Şa'bân-ı şerife ulaştırdı.

Ashab’dan Üsâme bin Zeyd (r.a) Rasûlullah (s.a.v) Efendimize hitâben: “Ya RasûlAllah, Şa'bân-ı şerifte tuttuğunuz oruç kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmüyorum.” dediğinde Efendimiz (s.a.v)şöyle buyurdular.

“Şa'bân-ı şerif; Receb-i şerifle Ramazan-ı şerif arasında öyle bir feyizli aydır ki; insanların ekserisi bundan gafildir. Bu ayda ameller Alemlerin rabbine yükseltilir. Bu sebeple ben de amellerimin oruçlu iken yükseltilmesini istiyorum”

Hadis-i şerifde Efendimiz (s.a.v) “Receb-i Şerif, ’ın ayı, Şa'bân-ı Şerif benim ayım, Ramazan-ı Şerif ümmetimin ayıdır.” buyurdular.

Şa’ban ismi; Beş harften teşekkül etmiş olup, ifâde ettiği bir çok mâna olmakla beraber hayırlar bu ayda şubelendiği için kendisine bu isim verilmiştir. Ayrıca Şa'bân kelimesindeki (Şın), şeref ve şefaate, (Ayn) izzet ve keramete, (Be) birr u ihsana ve berâate. (Elif), ülfet ve muhabbete (Nun) ise 'ın nuruna delâlet eder. Aynı zamanda (Be) harfinin kelimenin tam ortasında olması bu ayın ortasının Berâet gecesi olmasına işârettir.

Kader, kaza, ölüm, doğum, rızk ve sâir hususlar bu ayda görüşülüp karara bağlanacağından ve en mühimi Efendimiz (s.a.v)’in ifadesiyle “Ameller bu ayda 'a arz olunacağından” Receb-i şerife gösterilen hürmet ve tazim bu aya da gösterilmeli hatta daha uyanık ve hassas olunmalıdır.

Efendimiz (s.a.v) bir başka Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar.

“Kim ki Şa’bân-ı şerife hürmet ve tazim eder, ’tan korkar ve ’a itaat edip nefsini günâh işlemekten korursa, Cenâb-ı Hak onun günâhlarını mağfiret eder. O sene içinde başına gelecek belâ, musîbet ve hastalıklardan emin kılar.”

Bu ayin on dördünü on besine baglayan gece mübarek Berat kandilidir. Berat kelimesi, günahtan, suçtan, borç ve cezadan kurtulmak manalarına gelir.


Bu gece birçok Müslüman, günahlarından kurtulup û Teâlanın af ve mağfiretine erişir. İlahi ihsana nail olur. Gönülleri nurani hava ile dolup taşar.
Bakiniz rasülüllah efendimiz mübark hadisi seriflerimde bizlere neler ifade ediyor.

قال رسول الله صلي الله عليه وسلم ـ

من احيا الليالي الخمس وجبت له الجنة ليلة الروية وليلةالعرفة وليلة النحر وليلة الفطر وليلة النصف من شعبان ـروح البيان جلد 8

قال رسول الله صلي الله عليه وسلم

من صلي في هذه الليلة مأة ركعة ارسل الله تعالي اليه مأة ملك .ثلاثون يبشرون با لجنة وثلاثون يأمنون من عذاب النار وثلاثون يدفعونه عنه آفات الدنيا وعشرة يدفعونه عنه مكايد الشيطان ـروح البيان جالد 8
Müfessirlerden bir kısmı Kur'an-ı Kerimin mübarek bir gecede indirildiğini

beyan eden Duhan Suresinin ilk ayetlerinin Berat gecesi ile ilgili olduğunu belirtirler.
بسم الله الرحمن الرحيم
حم والكتاب المبين انا انزلناه في ليلة مباركة انا كنا منزرين فيها يفرق كل امر حكيم [/size][/color]



Peygamber Efendimiz, Berat gecesinin içinde bulunduğu Şaban ayında nafile oruç tutmaya özen gösterirdi. Bunun sebebini soranlara: Bu ayda ameller Alemlerin Rabbine yükseltilir. Ben amelimin, oruçlu bulunduğum bir halde arz olunmasını isterim;[1] cevabını verirdi.


Bir hadis-i şeriflerinde: ;Şaban ayının onbeşinci gecesi oldumu, onu ibadet ve taatla geçirin. Gündüzünde de oruç tutun. Zira Allahu Teâla o gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve: Yok mu tevbe eden, onu affedeyim. Yok mu rızık isteyen, ona rızık vereyim. Yok mu bir hastalığa müptela olup şifa isteyen, afiyet vereyim. Yok mu daha başka isteği olan. Yerine getireyim der. Bu hal tâ sabaha kadar devam eder,[2] buyurmuşlardır. Diğer taraftan Rasulullahın, Şaban ayının 15. gecesinde Kelb Kabilesinin koyunlarının kılları sayısından daha çok kişinin bağışlanacağını bildiren hadisi de, bu gece af ve mağfiretin sınırsızlığına işaret eden bizler için ne güzel bir müjdedir.[3]


Bu mübarek gecede hayrın, bereketin ve güzelliklerin sağanak sağanak yağmasına rağmen; o manevi ziyafetten nasibini alamayacak, o mana denizinde yıkanıp arınamayacak olanlar da Allaha şirk koşanlar, içinde sönmez bir kin ve tükenmez bir düşmanlık besleyenler, akrabaları ile ilişkiyi kesenler, kibirli ve gururlu olanlar, ana-babaya asi olanlar, içki içmeye ısrarla devam edenler,[4] olarak beyan edilmiştir..

Muhterem kardeslerim.

Her canlı ölümü tadacaktır Hiç birimizin elinde yarına çıkacağımıza dair bir garanti yoktur. Ölümü akıllarından bile geçirmeyen, daha gencim, önümde uzun bir ömür var diyerek avunan nice kardeşimizi şu geçen bir yıl içinde dünya evinden ahiret yurduna uğurlamadık mı? O halde; (c.c.)ın biz Muhammed ümmetine bahşettiği bu geceyi en güzel şekilde değerlendirelim. Böyle mübarek geceleri bir ganimet bilelim. Rabbımızın açık olan tevbe kapısına yönelelim. Kin ve düşmanlık duygularını terk ederek birbirimizi sevelim. Akraba ve komşularımızla tebrikleşelim. Anne ve babalarımızın hayır dualarını alalım. Çevremizdeki öksüz, kimsesiz, fakir, muhtaç ve hastaları ziyaret ederek onlara yardımcı olalım. Bu geceyi kaza namazı kılmak, Kuran-ı kerim okumak, Peygamber Efendimize salatu selam getirmek, dua ve istiğfarda bulunmakla ihya edelim.
-------------------------------------------------------------------------------
[1] Nesai Sıyam 70.

[2] İbn Mace, ikame 191.

[3] Tirmizi Savm, 39.

[4] Müttaki, Kenzul Ummal, XII, 316 (35184); et-Tergib vet. Terhib,



alinti

talib 67

  • Ziyaretçi
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #2 : 10 Ağustos 2008, 13:19:47 »
 16 yi 17 baglayan gece idark edecegimiz Berat Gecesini


Tefsirlerde bu gece ile ilgili olarak şu şekilde izahlar yer almaktadır: Vergi ödendiği zaman nasıl ki vergi borçlusuna borcundan kurtulduğunu gösteren bir belge veriliyorsa, Azze ve Celle de Berat Gecesinde mü'min kullarına berat yazar. Zaten bu gecenin dört adı vardır: "Mübarek Gece", "Berae Gecesi", "Sakk Gecesi. Belge ve senet. ( Teala bu gece mü'min kullarına beraet yazar)", "Rahmet Gecesi."
"Berat, beraet" kelimesi "el-berâe" kelimesinin Türkçedeki kullanılış şeklidir. Beri olmak, aklanmak, temiz ve suçsuz çıkmak demektir.
"Berâet" iki şey arasında ilişki olmaması, kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması anlamına gelmektedir. Mü'minlerin bu gece günah yüklerinden kurtulup İlâhî bağışa ermeleri umulduğu için de Berat Gecesi denmiştir.
Bir kısım âlimlerin, kıblenin Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'dan Mekke'deki Kabe istikametine çevrilmesinin Hicretin ikinci yılında Berat Gecesinde gerçekleştiğini kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.3
Berat Gecesinin beş ayrı özelliği vardır.
1. Bütün hikmetli işlerin ayırımına başlanması.
2. Bu gecede yapılacak ibadetlerin diğer vakitlere nispetle kat kat sevaplı olması.
3. İlâhi rahmetin bütün âlemi kuşatması.
4. 'ın af ve bağışlamasının coşması.
5. Peygamberimize tam bir şefaat yetkisinin verilmiş olması.
Bir rivayette bildirildiğine göre Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam Şâban'ın onüçüncü gecesi ümmeti hakkında şefaat niyaz etti, üçte biri verildi. Ondördüncü gecesi niyaz etti üçte ikisi verildi. Onbeşinci gecesi niyaz etti, hepsi verildi. Ancak 'tan devenin kaçması gibi kaçanlar başka...
Zemzem kuyusunun bu gecede açık bir şekilde coşup çoğalması da bu manaları kuvvetlendiren kutsal bir işaret olarak yorumlanmaktadır.4


Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde Berat Gecesinin feyiz ve bereketini çeşitli şekillerde nazara vermektedir.
"Şâban'ın 15. gecesi geldiğinde geceyi uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir:
"İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. "Rızık isteyen yok mu, hemen rızık vereyim.
"Başına bir musibet gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet vereyim.
"Böylece tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder."s
Çünkü o gece İlâhi rahmet coşmuştur. Berat Gecesi beşer mukadderatının programı çizilirken insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakka iletip isteklerini Ondan talep eden ve belalardan Ona sığınan bir insan ne kadar bahtiyardır. Buna karşılık, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan ne kadar bedbahttır.



alinti sadakat

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #3 : 10 Ağustos 2008, 19:48:17 »
herkese mübarek olsun.hayırlara vesile olsun inşaAllah

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı Ferzin

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 240
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #5 : 11 Ağustos 2008, 01:58:26 »
Şaban ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman Resulullah efendimiz buyurdu ki:

(Şaban, öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gafildir. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini isterim.)
[Nesai]

(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.) [Tirmizi]

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #6 : 11 Ağustos 2008, 07:23:15 »
İlâhî feyz ve bereketin yeryüzünü şenlendirdiği bu mübarek ay, mü´minler için en kârlı ve kazançlı fırsattır. Çünkü Şâban´ın değer ve kıymetini arttıran en önemli tarafı, diğer aylara göre (Ramazan hariç) yapılan her amelin ve ibadetin sevabının üç yüz kattan fazla oluşudur.(1)
 
Diğer vakitlerde kılınan bir rekât namazın sevabı on ise, Şaban ayında üç yüzden fazladır. Okunan her bir Kur´ân harfi için üç yüz Cennet meyvesi vardır.
 
Yine bu ihsan ve bağış ayı olan günlerde amel defterimizin sevap hanesine kaydettirdiğimiz ibadetler, her an şeytan ve nefsin fırlattığı gaflet, vesvese ve şüphe oklarına birer kalkan vazifesi görerek gerçek huzurumuzun kaynağı olur. Çünkü farkında olmadan veya bir anlık gaflet sonunda işlediğimiz hatâ ve kusurların keffareti olabilecek hasenat ve iyilikler en bereketli şekilde bu günlerde elde edilmektedir. Ayrıca bu ibadetler ileride hücumuna maruz kalabileceğimiz günahlar için de bir siper hüviyetini taşır.

Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam diğer aylara göre bu ayda daha çok ibadet ve taatte bulunurlardı.
 
"Şaban benim ayımdır."

"Şaban günahları temizleyendir" buyurarak kadrini yüceltirdi.(2)
 
Receb ayı geldiği zaman da "Allahım, Receb ve Şaban (ayını) bize mübarek ve bereketli kıl" buyururdu.(3)
 
Böylece dua ve niyazlarında bu ayların kudsiyetini dile getirmişlerdir.
 
Peygamberimizin Şaban ayına gösterdiği bu hürmetin bir sebebi de devamında gelecek olan Kur´ân ayı olan Ramazan´dan dolayı idi. Hz. Enes´in rivayetine göre, Peygamberimizden sual ederler:

"Ya ResulAllah, Ramazan´dan başka en faziletli oruç ayı hangi aydadır?"

Bu soruya Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam,

"Ramazan´ı tazim için (Ramazan hürmetine) Şâban´ da tutulan oruçtur" cevabını verirler.(4)

Basta Hz. Âişe Validemiz olmak üzere Sahabilerin beyanına göre Peygamberimiz bazan Şaban ayının tamamını, çok kere de çoğu günlerini oruçlu geçirirdi. Zaten diğer günler, bilhassa Pazartesi ve Perşembe günleri de oruçlu bulunan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam maddî ve manevî pekçok hikmetinden dolayı oruç ibadetini sıkça yapardı.

Bu hususta Hz. Âişe´nin (r.a.) şöyle bir rivayeti vardır:
 
"Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam bazı aylarda çok oruç tutardı. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hattâ, biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik. Resulullahın Aleyhissalâtü Vesselam Ramazan´dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Şaban´daki kadar, kendisinde, çok oruçlu olduğu bir ay da görmedim"(5)
 
Hz. Âişe başka bir rivayetinde bu konuda şunları söyler:

"Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu:

"Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir."(6)

Yine Hz. Âişe, İbni Mâce´de geçen başka bir rivayetinde de, "O (Resul-i Ekrem) Şaban ayının tamamını oruçla geçirerek nihayet Şâban´ı Ramazan´la birleştirirdi"(7) diyerek Peygamberimizin bu ayda daha çok oruç tuttuğunu ifade etmektedir.

Bu iki rivayetten hadis âlimleri, Peygamberimizin bazı seneler Şâban´ın tamamını, bazı zamanlarda da çok günlerini oruçlu geçirdiği kanaatine varmışlardır. Zaten hadiste geçen "tamamı" mânâsına gelen "küll" kelimesi Arapçada çoğunluk mânâsında kullanılırdı.

Bir kimse bir ayın çok günlerini oruçlu geçirirse, tamamını oruçlu geçirdiği ifadesi yer alırdı.

Her iki rivayetten Şaban ayının tamamını oruçlu geçirmenin veya bir kısmında oruç tutmanın caiz olacağı hükmü çıkarılmaktadır.

Şaban ayında oruç, namaz, sadaka gibi ibadetlerin ve diğer imâni ve İslâmî hizmetlerin fazla yapılmasının bir hikmeti de, devamında gelecek olan Ramazan ayı için zihnen, bedenen ve ruhen bir hazırlık ve alışkanlığa sebep olmasıdır. Çünkü bazı insanlar, "Nasıl olsa, Ramazan gelince daha çok ibadet ederiz" diye gaflet ve tembelliğe kapılabilirler. İşte Şâban´da yapılan ibadetler bu perdeyi yırtmaktadır.

Bu hususa Peygamberimiz, Hz. Üsame bin Zeyd´in suâli üzerine işaret etmektedir. Hz. Üsame sorar:

"Yâ ResulAllah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim."

Bunun üzerine Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyururlar:

"Receb ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Alemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim."(8)

Bu mübarek günleri değerlendirerek gün ve gecelerimizi manevî yönden daha çok bereketli kılarsak, bu ayın feyzinden daha fazla istifade etmiş oluruz. Bu aylarda tutulan oruç farz ve vacip olmayıp sadece sünnettir. Peygamberimize uyarak sevap ve mükâfatına nail olmak için oruç tutmaya gayret ederiz.

Cenab-ı Hak bizleri Şaban ayının nurundan ve feyzinden en azami mertebede istifade eden kullarından eylesin. Amin.

 
Kaynaklar
1) Şualar, s. 416.
2) Keşfü’l Hafâ. 2:9
3) Müsned, 1:259
4) Tirmizı, Zekât: 28.
5) Buhari, Savm: 51.
6) Müslim. Sıyam: 177.
7) İbni Mâce, Savm: 4.
8) Nesei, Savm: 70.

Mehmet Paksu "Mübarek Gün ve Geceler" kitabından

Çevrimdışı ruy-ı zemin

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1109
  • Seher vakti bereket vakti...
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #7 : 11 Ağustos 2008, 10:26:52 »
Ş aban Ayı'nın Faziletleri 

Bu aya «Saban» adinin verilmesi, kendisinden bir çok iyiliklerin dogmasi yüzündendir. «Saban» kelime olarak «patika» mânâsina gelen ve «faydali bir yol» demek olan «sî´b» mastarindan türemistir.

Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

"Saban Ayi girince, nefsinizi temizleyin ve bu ay boyunca niyetlerinizi iyi ediniz."

Hz. Ayse buyurur ki;

«Peygamber'imiz bize

«hiç bozmayacak» dedirtecek kadar oruç tutar ve «Artik oruç tutmaz» detirtecek kadar yerdi. En çok Saban Ayi içinde oruç tutardi.»

Usame Ibni Zeyd buyurur ki:

«Peygamber 'imize «Yâ Rasülellah , seni Saban Ayi kadar hiç bir ayda oruçlu görmüyorum» dedim. Bana söyle cevap buyurdu;

«Saban, Receb Ayi ile Ramazan Ayi arasinda ihmal edilen bir aydir. Bu ay içinde amellerin Allah katina çikarildigi bir aydir. Bende amelim Allah Katina çikarken, oruçlu olmak istiyorum.»
Buhâri ile Müslim'e göre. Hz. Ayse buyurur ki; «Peygamber 'imizin Ramazandan baska hiç bir ayi sonuna kadar oruçlu geçirdigini görmüs degilim. Saban ayindan fazla içinde oruç tuttugu bir ay da görmedim.»
Baska bir rivayete göre. Hz. Ayse «Saban Ayi'nin hepsini oruçlu olarak geçirirdi» seklinde iken Müslim'in bir rivayetine göre de «Cok azi müstesna Şaban Ayi'ni oruçlu geçirdigi» bildirilmektedir. Ikinci rivayet, ilkini açiklamaktadir. Buna göre «Tamâmin tutardi» demek. «Büyük bir çogunlugunu oruçlu olarak geçirirdi» demektir.

Söylendigine göre, yer yüzünde Müslümanlarin nasil iki bayrami varsa gökte meleklerin de iki bayram gecesi vardir. Meleklerin bayram geceleri. Saban Ayi'nin onbesinci gecesine rastlayan «Berat» gecssi ile «Kadir» gecesidir. Mü'minlerin bayramlari ise Ramazan Bayrami ile Kurban Bayramidir. Bu yüzden Saban Ayi'nin onbesinci gecesi «Melekler Bayrami» adi verilmistir.

Sübkî Tefsir Kitabinda buyurdu ki; «Saban Ayi'nin onbesind Gecesi (Berat Gecesi) bir yilin günahlarini. Cuma Gecesi bir haftanin günahlarini. Kadir Gecesi de bütün ömrün günâhlarini giderir» Yani bu geceleri ibadet üe geçirmek, günâhlarin giderilmesine sebeb olur. Bu yüzden Berat Gecesi'nin bir adi da «Keffaret Gecesi»´dir. Peygamber 'imizin «Iki bayram gecesi ile Saban Ayi'nin onbesinci gecesini ibâdetle geçirenlerin kalbieri, diger kalblerin öldügü gün ölmez» seklindeki hadisine dayanarak bu gecenin bir baska adi da «Hayat Gecesidir. Ayrica Peygamber 'imizin Saban'in onüçüncü gecesi yaptigi duâ üzerine ulu Allâh'in kendisine Ümmetinin üçte biri üzerinde sefaat yetkisi verdigini, ondordüncü gecesi yaptigi dua üzerine kendisine ümmetinin üçte ikisi üzerinde sefaat yetkisi verdigini ve onbesinci gecesi duâ etmesi üzerine israrla Allah'in emrinden kaçanlar disinda kalan bütün ümmeti üzerine sefaat yetkisi verildigini bildiren bir rivayete dayanarak. Sabanin onbesinci gecesine «Sefaat Gecesi» adi verilmistir.

Yine Peygamber 'imizin

«Ulu Allah Saban ayinin onbesinci gecesi kullara nazar eder ve Allah'a ortak kosanlar ile bozguncular disinda kalan bütün herkesi afveder» seklindeki bir hedisine göre de bu gece «Magfiret Gecesi» adini almistir.

Asagida nakledecegimiz hâdiseye dayanarak, bu geceye «Azâd Gecesi» adi da verilir. Sahâbilerden Hz. Enes Ibni Mâlik buyurur ki; «Peygamber 'imiz bir gün beni bir is için Hz. Ayse 'nin evine gönderdi. Eve varinca Ayse'ye «Çabuk ol, cünki ben Peygamber 'imizin yanindan, etrafindakilere Saban Ayi'nin onbesinci gecesini anlatirken ayrildim» dedim.

Bunun üzerine Hz. Ayse bana buyurdu ki: «Yâ Enes otur da sana Saban Ayi'nin onbesinci gecesi hakkinda bîr hâdise anlatayim. O gece sira bende idi. Peygamber eve geldi, yanimda yataga girdi. Fakat geceleyin uyaninca onu yanimda bulamadim. Içimden «Her halde Kibdi Cariyesinin evine gitti» dedim. Evden Mescid'e vardim, karanlikta ayagim O'na takildi. O söyle diyordu:

«— Sana cismim ve duygularimin kemâli secde etti. Kalbim sena inandi. Iste elim. Ey ulu Allah, onunla isledigim bütün kusurlara gelince, her uludan istenir, sen de büyük günâhlarimi bagisla. Yüzüm yaraticisina, biçimlendirenine ve üzerine göz ve kulak acana secde etti.»

Arkasindan basini kaldirip söyle dedi:

«— Allah'im! Bana içimde senin korkunu tasiyan, sirkten ari ve uzak, kâfir ve günahkâr olmayan bir kalb nasib eyle.»
Arkasindan yine secdeye kapanarak söyle dedi: «— Öfkesinden kaçinip rizana, cezandan çekinip afvina, senden uzak kalmaktan sakinip Sana siginirim. Ben seni övecek sifatlari sayamam. Sen kendini övdügün gibisin. Ben kardesim Davud gibi (A.S.) «Efendim için yüzümü topraga sürdüm, efendimin sanina yarasan, afvetmektir» diyorum.» Arkasindan basini kaldirinca O'na «Ana-babam yoluna feda olsun. Sen bîr vadidesin, ben baska bir vadide (Sen de yapiyorsun, benim oklima geten ne idi)» mânâsina gelen bir sey» dedim. Bunun üzerine bana söyle buyurdu.

«— Ey Hümeyra! Bu gecenin Saban Ayi'nin onbesinci gecesi oldugunu bilmiyor musun? Ulu Allah, bu gece kalb kabilesinin sürüsünün koyunlarinin killari sayisi kadar kisiyi cehennemden âzâd eder. Yalniz su alti kisi müstesna:

Devamli icki içenler, ana-babanin kalbini kiranlar, zinaya düskün olanlar, almayacagi bir malin fiyatini yükseltmek için alis - verise karisanlar, suret (resim) yapanlar ve kogucular.»
Peygamber 'imizin:
«Saban Ayi'nin onbesinci gecesi Azrail (A.S)'e bir sonraki Saban Ayina kadar ölecek olanlarin isimleri bildirilir. Insan, bir yardan agac diker, evlenir ve evler yaparken öbür yandan adi ölecekler arasina geçmistir. Azrail (A.S) kendisine son emir verilerek onun canini almayi beklemektedir» seklindeki bir hadisine dayanarak, bu geceye verilen bir isim de «Kismet ve Takdir Gecesi» dir.


Kaynak =>> Mükaşefet-ül Kulup
پاى مار      چشم مور      نان منلا      كس نديد

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #8 : 13 Ağustos 2008, 01:19:27 »
Günler üçtür: birisi, geçip gitmiş olan dünkü gün, birisi amel günü olan bu günkü gün, diğeri ise emelden ibaret olan yarınki gün. Ona erişebilir miyiz, bunu dahi bilememekteyiz.

Aylar da böyledir. Birisi Receb-i şeriftir ki, geçip gitmiştir. Geriye dönmesi bile düşünülemez. Birisi Ramazan-ı Şeriftir, o da beklenmektedir. Ona erişip erişemeyeceğimiz malum değildir. Diğeri ise Şaban ayıdır ki, şu an ganimet bilmemiz icabeden, amel meydanıdır.

Şaban lügatte; ayrılan, dağıtılan şey manasına gelir.  Peygamber Efendimiz S.A.V ashabına sorar: “Bu aya Şaban isminin verilmesinin sebebini bileniniz var mı?” Ashab-ı kiram: “Allah ve Rasülü daha iyi bilir.” derler. Bunun üzerine Rasülüllah S.AV: “Bu aya Şaban denilmesinin sebebi, dağıtılan hayrın çokluğundandır.”buyururlar.

Enes R.A.’dan rivayet olunan bir hadis-i şerifte, Şaban-ı şerifin bereket ve hayırlarından şöyle bahsedilir: “Şaban-ı Şerifte bir gün oruç tutan kimseye Cenab-ı Hak, Cehennem ateşini haram kılar. Cennetlerde Yusuf A.S.’ın arkadaşı olur. Cenab-ı Hak kendisine, Eyyüb ve Davud Aleyhimesselamın sevaplarını verir.” Şaban-ı Şerifin birinci gecesinde, her rek’atte bir fatiha ve 3 Ayetül kürsi ile bir tesbih namazı, 27. gecesi ise, akşam ile yatsı arasında, iki rek’at teşekkür namazı kılınır.

Bu ayın 15. gecesi Beraet gecesidir. Geceler içinde, sadece bu gece için “mübarek” ismi kullanılmıştır. Beraet gecesi arz ehli için rahmet, bereket, hayır ve affın yağdığı bir gecedir.

Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: “Allahü Teala hazretleri, şaban-ı şerifin on beşinci gecesi, dünya semasına rahmetiyle tecelli eder. Müşrik, bid’at ehli, cemaatten ayrılan, ümmeti terk eden, akraba ile alakayı kesen, zina eden kişiler müstesna, her müslümanı affeder.”Muhterem Müminler!
Receb-i şerif, Allah’ın; Şaban-ı Şerif benim, Ramazan-ı Şerif de ümmetimin ayıdır.” buyrulduğu üzere, Şaban-ı Şerif Rasülüllah Efendimize mahsus bir aydır. Bu itibarla bu ayda çokça salavat-ı şerife okunmalıdır.

“Allah ve melekleri, peygamberine salat ederler. Ey iman edenler, siz de onun üzerine salat ve selam okuyunuz.”  emri celili sebebiyle, peygamber efendimize ömürde bir defa olsun salavat getirmek farzdır.
Bir mecliste ismi şerifleri zikredildiği zaman, salavat-ı şerife getirmek vaciptir. O mecliste ism-i şeriflerinin zikri tekrarlanırsa, diğerleri için salavat getirmek ise adaptandır.

Salavat-ı şerifenin manası, Peygamber efendimizin zikrinin yüce, getirdiği dininin baki olması için dua etmektir. Bunun faidesi ise salavat getirenedir. Yoksa bizim duamızla, Peygamber Efendimizin mertebesinde bir değişiklik olacak değildir.
Bir mecliste peygamber efendimizin ism-i şerifi zikredildiği halde, salavat-ı şerife getirmeyen kişi, mürüvvetten mahrum olan kimsedir. Peygamber Efendimiz S.A.V şöyle buyururlar: “Bir kimse benim ismimin zikrolunduğu mecliste bulunup da, üzerime salavat getirmezse cehenneme dahil olur.”   

Salavat-ı şerifeye devam etmekte çok büyük faideler vardır. Hadis-i şerifte: “Kıyamet gününde İnsanların en faziletlisi benim üzerime en çok salat okuyanıdır.”  buyrulmuştur.

Naklolunduğuna göre, geçmiş tarihte, çok salavat-ı şerife okuyan bir kimse, beş yüz dirhem borcun altına girer. Günlerce bunun sıkıntısını çekerken, salavat-ı şerifeye devam ederek, sıkıntısına çare arar. Sonunda  bir gece rüyasında Rasülüllah S.A.V efendimizle müşerref olur. Rasülüllah S.A.V: Ümmetimden Ebul Hasen elKisâîye git. Benim gönderdiğimi söyle, senin borcunu ödesin. Eğer söylediklerine inanmazsa, ona: “Her gece yatmadan önce Rasülüllah S.A.V efendimiz üzerine 100 defa salat-u selam okurdun. Bu gece okumayı unuttun.”dersin, buyururlar.

Adam sevinçle Ebul hasenin yanına gidip, olup bitenleri anlatır. Ebul hasen anlatılanlara itibar etmez. Bunun üzerine adam:
“Her gece okuduğunuz salavat-ı şerifeyi bu gece okumayı unuttunuz, öyle değil mi?” değince, Ebul Hasen elkisai kendini tahtından aşağıya atıp secdey-i şükre kapanır: Sonra adama: “Bunu sana Rasülüllah mı söyledi? Diye sorar. Evet cevabı gelince, sevinç gözyaşlarıyla: “Sana şükürler olsun Rabbim. Benim gibi günahkâr bir kulunun getirdiği salavatı, bütün cihanın serveri peygamber Efendimiz S.A.V kabul etmiş. Bundan daha büyük müjde ne olabilir ki” sonra adama dönerek: “Sana, bu sevinçli haberi verdiğin için bin, gidiş dönüş masrafların için bin ve borcun için de beş yüz dirhem veriyorum”, der.

Muhterem Müminler!

Şaban-ı şerif ayı amellerin Cenab-ı Hakk’a arzedildiği bir aydır. Peygamber Efendimizin, Ramazan-ı şeriften sonra oruç tutmaya en fazla ehemmiyet verdiği ay Şaban-ı şeriftir. Peygamber Efendimiz S.A.V hadis-i şeriflerinde şöyle buyururlar: “Şaban, Recep ve Ramazan arasında bir aydır. İnsanlar ise ondan gafildir. Halbuki Şabanda, kulların amelleri Rabbül aleminin dergahına yükseltilir. Şabanda, ben oruçlu olduğum halde amelimin yükselmesini arzu ediyorum.”
« Son Düzenleme: 13 Ağustos 2008, 01:27:49 Gönderen: Tuğra »

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #9 : 13 Ağustos 2008, 01:22:29 »
Berat kelimesi Berâet’in kısaltılmışı olup, borçtan,isnad edilen suçtan kurtulmak manâsına gelmektedir. Ayrıca devlet tarafından vazîfelilere verilen ferman ve ödenilen vergi karşılığında mükelleflere verilen makbuz manâsını da taşır.

Berat gecesi fazîleti pek büyük bir gecedir. Bunun en başta gelen sebebi ise Kur’ân-ı Kerîm’in bu gecede indirilmiş olmasıdır. Şöyleki; Kur’ân-ı Kerîm’in indirilişinin birinci safhası olan Levh-i Mahfuz’dan Dünya semâsına indirilmesi bu gecede tahakkuk etmiştir. Hutbemin başında okuduğum Âyet-i Kerîmesinde Cenâb-ı Hakk: “Hâ- mîm.(Helâl ile harâmı vesâir hükümleri)açıkca bildiren (bu)kitâba yemîn ederim ki, hakîkat, biz onu mübârek bir gecede indirdik. Gerçek biz(onunla kâfirlerin uğrayacakları azâbı)haber vericileriz. (O, bir gecedir ki) her hikmetli iş, nezdimizden sâdır olan bir emirle, o zaman ayrılır.”

Muhterem Mü’minler!

Ayrıca bu geceye mahsus beş büyük haslet vardır:

Birincisi:Hikmetli her iş bu gece tefrîk ve vazîfe sahiplerine tevzî olunur. Levh-i Mahfuz’daki ilâhî takdirler arasından o sene içinde cereyan edecek, hâdise ve şüûnâtın listelerinin yazılmasına, nüshalar haline getirilmesine bu geceden itibâren başlanır ve Kadir Gecesinde tamamlanır.

İkincisi: Bu gece yapılan ibâdetin fazîleti pek büyüktür. Hz. Âişe vâlidemiz şöyle naklediyor: Bir gün Hz.Peygamber yanıma girdi, elbisesini çıkardı. Biraz durduktan sonra tekrar giyindi. Ortaklarımdan birinin yanına gidecek diye beni bir kıskançlıktır aldı. O dışarı çıkınca ben de peşine takıldım. Bakîu’l-Ğarkad denilen kabristana vardı. Mü’minlere ve şehidlere duâlar etti. Kendi yaptığımdan kendim utandım ve “Anam babam sana fedâ olsun. Sen Rabbının rızâsı peşinde bende dünyâ peşindeyim diyerek geri döndüm. Biraz sonra Resûlüllah’da içeri girdi.Benim sık sık nefes alışımın sebebini sordu. Kendisine olup bitenleri anlattım. Buyurdular ki: “Allah Resûlü sana haksızlık edecek diyemi korkuyorsun”. Resûl-ü Ekrem elbisesini çıkardıktan sonra “Bu gece ibâdet yapmama müsâde edermisin” dedi. Bende “Anam babam sana fedâ olsun, evet” cevâbını verdim. Namaz kılmaya başladı, bir ara secdede o kadar çok kaldı ki, endişelendim ve yoklarken elim ayağına dokunmuş olacak ki kımıldadı. Bende hayatta  olduğuna kanaat getirerek sevindim. Secdede şöyle dua ediyordu: “Ey Allahım! Azâbından affına sığınıyorum, gadabından rızâna ilticâ ediyorum, Senden Sana sığınıyorum. Hiçbir övgüyü senin nefsine karşı olan övgüne denk saymıyorum.” Sabah olunca durumu kendisine haber verdim. “Bunları hem öğren hemde başkalarına öğret. Bunları bana Cebrâil öğretti” buyurdu.”

Üçüncüsü:Cenâb-ı Hakk bu gecede Benî Kelb kabîlesinin koyunlarının tüyleri sayısınca Ümmet-i Muhammede rahmet eder.

Dördüncüsü:Mağfiretin meydana gelmesidir.Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki: “Bana Cebrâil a.s. geldi ve dedi ki: Şu Şa’ban ayının yarısı(berat)gecesi (yokmu) o gecede Allah için, Benî Kelb Kabîlesinin koyunlarının tüyleri sayısınca âzadlılar vardır. Allah, bu gece:Müşrike,çok buğuzkar kimseye,akrabalık münâsebetini kesene,büyüklük taslayana,ana babasına isyan edene ve şarab düşkünü olana (rahmet nazarıyla) bakmaz.”

Beşincisi:Bu gece Peygamberimize ümmetinin tamamına şefaat selâhıyyeti verildi.

Bu gecede tahakkuk eden bir diğer hadise de, kıblenin Kudüs istikametinden, Mescid-i Haram tarafına çevrilmiş olmasıdır.

Muhterem Mü’minler!

Bu mübarek geceyi ihyâ etmek, feyzinden istifâde edebilmek için kazâ ve nâfile namazlar kılmalı, tevbe-i istiğfar etmeli, Kur’ân-ı Kerîm okumalıdır. Günün mânâ ve ehemmiyetini birbirine anlatıp, mümin kardeşinin kandilini tebrîk etmelidir. Ayrıca bu geceye mahsus ve kılınması ehemmiyetle tavsiye olunan yüz rek’atlik  HAYIR NAMAZI vardır ki, vaziyeti müsait olupta bu namazı kılan kimse, o sene içersinde ölürse şehidlik mertebesine nâil olacağı pîranımız tarafından beyan edilmektedir.

Namazın kılınış şekli: her rek’atde bir Fâtiha on İhlâs-ı Şerîf okunur. Mevzû ile alâkalı bir hadîs-i şeriflerinde Rasûlüllah(sav) Efendimiz buyuruyorlar ki: “Şa’bânın yarı(onbeşinci) gecesi olduğu vakit, gecesinde (ibâdet için) kalkınız. Gündüzünde oruç tutunuz. Zirâ Allâh-ü Teâlâ güneşin batışı ile(beraber) dünyâ semâsına rahmetiyle tecelli eder de (şöyle) buyurur: Bir mağfiret dileyen yok mu onu bağışlayayım! bir rızık isteyecek yok mu ona rızık vereyim! bir dertli yok mu (istesin de) âfiyet vereyim! Bu (dâvet) tanyeri ağarıncaya kadar devam eder.”
« Son Düzenleme: 13 Ağustos 2008, 01:25:59 Gönderen: Tuğra »

Mahi

  • Ziyaretçi
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #10 : 24 Temmuz 2009, 01:17:33 »
MEALİ :(Hâmim ) (Helâl ile Haram ve sâir  hükümleri) açıkça bildiren (bu) kitaba yemin olsun ki, Hakikat, biz o (Kitabı) Mübârek bir gecede indirdik. Gerçek biz o Kur’ân-ı Kerimle ( kâfirlerin uğrayacakları  azâbı ) haber vericileriz. (O gece öyle bir gecedir ki )her hikmetli iş nezdimizden sâdır olan bir emirle, o gecede ayrılır.   (Sûre-i Duhân Ayetler 1,2,3,4,5 )

Sevgili peygamberimiz (S.A.V), bir Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır.
         “Kim şu beş geceyi ihyâ ederse cennet o kimseye vacip olur. Bunlar,Terviye gecesi, (Zilhiccenin 8. Gecesi Kurbân Arefesinden bir önceki gece) Arefe gecesi, (Zilhiccenin 9. Gecesi), Kurban bayramı gecesi, Ramazan bayramı gecesi, Şâ’banın 15.gecesi yani Berâat gecesi dir.

 Başka bir rivâyete şöyle buyurulmaktadır.
“Kim şu beş geceyi ihyâ ederse kalplerin öldüğü gün onun kalbi ölmez. Bunlar Cuma, Berâat, Kadir, Arefe ve iki Bayram geceleridir.”

Bu gecenin fazileti ve ihtivâ ettiği büyüklükten bazı hususları ve hasletleri burada kısaca arz etmeye çalışalım.
   
Berâat kelimesi borçtan, isnât edilen suçtan kurtulmak mânalarına gelir. Ayrıca bir kimseye verilen madalya veya nişan veya herhangi bir imtiyâz verildiğini bildiren belge, resmi senet mânalarına gelmektedir.

   Bu mübârek gecenin dört ismi vardır.
1- Leyle-i mübâreke : Âyeti kerimede de “Mübârek bir gece” diye vasf olunan bu gecenin, hayır ve bereketi (kendisini ihyâ edenler için) çok fazladır. Çünkü Kadir gecesinde olduğu gibi Cenab-ı Hakkın cemâlinin berekât ve füyüzâtı arştan, yeryüzüne kadar bütün zerrelere kadar ulaşır.
2- Leyle-i Rahmet : Cenâb-ı Hakkın rahmeti bu gece coşup taştığı için bu isim verildi.
3- Leyle-i Berâat : Bu gece müminlere cehennemden kurtulup cennetlik olma berâatı (vesikası) verilir: Öyle ki bazı büyüklere dünya gözü ile gösterilmiştir. Nitekim Emevi Halifesi Ömer İbn-i Abdulaziz bir berâat kandilinde vecd ve huşu içinde ibâdetlerini bitirip iltica ederken bir an başını yukarı kaldırdığında ucu semâya kadar ulaşan, yeşil renkli nurdan bir şerit üzerinde şöyle yazdığını gördü.
“Şu Melik-i Aziz olan Allah tarafından kulu Ömer İbni Abdulaziz’e (verilmiş) cehennemden kurutuluş berâatıdır.       (Ruhul Beyan C. 8 Sh. 403)
4-Leyle-i Sakk: “Sak” senet demektir. İnsanlara cehennemden kurtulacaklarına dair senet verileceğinden bu isimle de anılmaktadır.

BU GECENİN HUSUSİYETLERİ
   Âyet-i kerimede işaret edildiği üzere bu gecede büyük hasletler, güzellikler vardır. Bu faziletlere sebeb olan en mühim âmil ise, Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerimin Levh-i mahfuzdan Dünya semâsına indirilmesidir. Kur’ân-ı Kerim Levhi-i mahfuzdan indirilmiş; Kadir gecesinde ise Efendimiz (S.A.V.)e inzâl olmaya başlanmıştır. O bakımdan Kadir gecesi ile bu gece arasında mühim bir münasebet vardır.

Bu gecenin diğer hasletlerini maddeler halinde kısaca arz etmeye çalışalım.
1- “TEFRİ KI KÜLLİ EMRİN HAKİYM”:
“ O gecede bütün hikmetli işler tefrik olunur, ayrılır.”
Hikmetli her iş bu gece ayrılarak vazife sahiplerine tevzi olunur. Levh-i mahfuzda ki ilâhi takdirler arasında o sene içinde cereyan edecek hâdise ve şuunâtın nüshalar halinde yazılmasına bu gecede başlanır ve kadir gecesinde tamamlanır. Erzakla ilgili nüsha, (kime ne kadar, ne şekilde rızık verileceği ) Mikâil (A.S) a ; Harp ,zelzele ve diğer felaketlerle ilgili nüsha Cebrâil (A.S) a; Kulların amel ve ibâdetleri ile ilgili nüsha, dünya semâsında vazifeli yüksek rütbeli İsmâil isminde bir meleğe ; Öleceklerin listesi ise Azrâil (A.S)verilir.                                               
Hatta öyle ki; bir kişi çarşıyı pazarda gezer, alış veriş yapar geleceğe ait hesaplar yapar; evini ve çoluk çocuğunun istikbalini düşünür, ona göre planlar hazırlar da, bilmez ki belki de onun ismi o sene öleceklerin defterine yazılmıştır.

2- BU GECEDE YAPILAN İBADETİN FAZİLETİ:
Bu gece yapılacak ibadetler hakkında Efendimiz (S.A.V) şöyle buyuruyorlar:
“Kim bu gecede (100) rek’at namaz kılarsa Cenâbı Hakk ona (100) melek gönderir. (30) tanesi o kişiyi cennetle müjdelerler, (30) tanesi ona cehennem azâbından teminât verir, (30) tanesi ise o kişiden dünya afâtını (belâ ve musibetler)def eder, (10 )tanesi ise o şahıstan şeytanın hile ve tuzaklarını def ederler.  (Ruhul Beyan C 8. Sh. 403)

Tâbiinin büyüklerinden Hasan-ı Basri Hz.leri “Bana Rasûlullah efendimizin Eshâbından otuz kişi şu Hadisi şerifi haber verdiler.”
“Kim bu gecede şu namazı kılacak olursa Cenâbı Hakk ona (70) defa Rahmetiyle nazar eder, her nazarı ilahisinde o kulunun 70 ihtiyacını giderir. Ki, bunun en küçüğü , Allah’ın onu mağfiret buyurmasıdır.” ( Ruhul Beyan C.8 Sh.403 - İhyâ)

Salâtı hayır denen bu namazı Rasulullah Efendimiz (S.A.V.) Hz. Ali (K.V.) ye şöyle tarif buyurmuşlardır. “ Ya Ali ! Bir kimse Şâ’banı şerifin 15. Gecesi (100) rek’at namaz kılarsa, her rek’atın da Fatiha-ı şerif den sonra İhlas suresini (10) defa okur, Ya Ali ! Kim bu namazı bu şekilde kılarsa Cenâb-ı Allah bu gecede istediği bütün ihtiyaçlarını verir ve ona (70) bin melek gönderir. O melekler onun için gelecek seneye kadar günâhlarını silerler,sevaplarını yazarlar ve de onun derecelerini yükseltirler. O sene içerisinde ölecek olursa şehit olarak gider. Ayrıca Cenâbı  Hakk onun için Adn cennetlerine (770) bin melek vazifelendirir. Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği hiçbir kimsenin hatır ve hayâlinden geçirmediği güzellikte şehirler, saraylar,bağlar, bahçeler inşâ ederler. ( Ruhul Beyan C.8 Sh.403)

3-NÜZÜLÜ RAHMET:
Efendimiz (S.A.V) Buyuruyorlar ki :“Cenâbı Hakk Şâ’ban-ı şerifin 15. Gecesi Rahmetini dünya semâsına indirir. Güneşin batmasından doğmasına kadar devam eder.(Ruhul Beyan C.8 Sh 304)

Rasulullah Efendimiz (S.A.V.) diğer bir Hadisi şeriflerinde buyuruyorlar ki :
“Bu gece rahmet kapıları, akşam güneşin batmasından sabaha kadar ümmetim üzerine açılır. Muhakkak Cenâbı Hakk bu gece Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri adedince kullarını cehennemden azd eder.” (Mev’ize-i Hasene Sh. 975  )

   Bu hususta pek çok Hadis-i şerifler olmakla beraber şu Hadisi şerifi burada almakta fayda mülâhaza etmekteyiz.
“Şâbanın 15. Gecesi olduğu vakit, gecesinde ibâdet için kalkınız. Gündüzünde oruç tutunuz.                                       
Zirâ Allah-u Teâlâ güneşin batışı ile beraber (dünya semâsına) Rahmetiyle tecelli eder de, şöyle buyurur.
“ BİR MAĞFİRET DİLEYEN YOK MU ONU BAĞIŞLAYAYIM! BİR RIZIK İSTEYEN YOK MU? (İSTESİN DE VEREYİM!) Bu dâvet, tan yeri ağarıncaya kadar devam eder.”

4-MAĞFİRETİN HUSULU :
Efendimiz (S.A.V) buyuruyorlar ki “Muhakkak Cenâbı hak, bu gecede bütün müslümanları mağfiret eder. Ancak, kâhinler (gelecekten haber veren) sihirbazlar, müslümanlara kin ve buğuz eden, bid’at ehli kimseler, ısrarla şarap içmeye devam edenler,anne ve babasına eziyet edenler, zinaya devam edenler müstesna ,bunlar bu büyük rahmet ve mağfiretten istifade edemezler.”

5-  ŞEFEATİN TAMANININ VERİLMESİ : 
Bu gece Peygamber Efendimiz (S.A.V) e şefeat selâhiyetinin tamamı verildi. Şöyle ki: efendimiz (A.S) Şâ’ban ayının 13. Gecesi ümmetine şefeat edebilmek için Allah a niyazda bulundu. Kendisine,ümmetinin üçte birine  şefeat etme selahiyeti verildi. Ümmetine son derece düşkün bulunan Rasülullah (S.A.V) daha fazla kişiye şefeat edebilme arzusuyla yanıp tutuşmaktaydı. 14. Geceyi de ibadet ve iltica ile geçirdi, kendisine ümmetinin 3 te ikisinin şefeatı verildi, Efendimiz bununla da yetinmedi 15. Geceyi de ibadet ve iltica ile geçirdi.   Bunun üzerine ümmetinin tamamına şefeat izni verildi.

6- ZEMZEM SUYU ZİYADELEŞİR:
Bu gecenin bereketiyle zemzem suyu ziyadeleşir. Bunun gibi hakikat ehlinin letâifinde feyzi ilâhinin ziyâdeleşmesine de işaret vardır. Onun için,kalben uyanık olmak lazımdır.

7-  KIBLENİN DEĞİŞMESİ:
   Hicretin 2. Yılı Rasulu Ekrem(S.A.V) Şâ’banı şerifin 15. Günü Beni Seleme kabilesine varmıştı. Onların mescidinde öğle namazının farzını kıldırırken kıblenin değiştirilmesi ile ilgili şu Âyet-i kerime geldi.
“Yüzünü göğe doğru çevirip(vahiy beklediğini) görüyoruz. Şimdi seni her hâlükârda razı olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. (Namazda) Yüzünü artık mescidi Harâm tarafına (Kâbeye doğru) çevir.........İlh” Peygamber Efendimiz namazda bu emri alınca derhal “Kâbeye” döndü, cemâatta ona uyarak kıbleye yöneldiler. (Bu hâdise bir fıkhi meseleye  kaynak teşkil etmektedir. Herhangi bir kimse kıble yerine yanlış bir yöne dönse namaz kılarken kıbleyi bilen birisi tarafından kendisine doğrusu söylense, namazını bozmadan yönünü düzeltir ve namazına devam eder.)
   
BU GECENİN İHYASI:
Faziletine sınır olmayan bu gecenin ihyâsına önceden hazırlanmalı, Efendimiz (S.A.V) e uyarak 13.ve14. gece ve günlerinden başlanmalıdır. Aynı zamanda “Eyyâmı biyz” olduğu için Şâ’banın 13,14,15.( Pazar,Pazartesi ve Salı) günleri mutlaka oruçlu olunmalıdır. Bu şekilde hem Şâ’banı şerifin ortasından üç günü yani “Eyyâ-ı Biyz”ı oruçlu geçirmenin faziletine nâil oluruz. Hemde Berâat Kandilini oruçla karşılamış ve daha mühimi Kandilin gündüzünde de oruç tutmuş oluruz.
13 ve 14. Gecelerden itibaren Tesbih namazı, Teheccüt namazı gibi namazları kılarak bu geceye hazırlanmakta büyük faydalar vardır. Bu geceye girmeden önce  Şahsi işlerimizi  ibâdete mâni olmayacak şekilde  ayarlamalıyız. Bu  geceye dinç bir şekilde girerek kendimizi sadece ibadete vermeliyiz. Bilhassa tarif edilen (100) rekatlı namazı kılmaya çalışmalıyız. (100) e tamamlayamasak bile (2) rekattan başlayarak kılabildiğimiz kadarına gayret etmeliyiz. Her rekatta (100) ihlas-ı şerif okumak suretiyle 10 rekat da kılınabilir. (İhlasların arasında Besmele okunmaz.)
Namazdan sonra; (Allah-u Teâlânın “Hu”ismi şerifinin ebcet hesabına göre adedi olan) 11 şey,(Rasülullah Efendimizin ismi olan “Tâha” nın ebcet hesabıyla adedi olan ) 14 kere okunur.
   1-İstiğfarı şerif  :14 kere
   2- Salavatı şerife : 14 kere
   3- Fatıha i şerife (Besmele ile):14 kere
   4- Ayetül kürsi (Besmele ile): 14 kere
   5- Tevbe suresinin son iki ayeti olan “Legad câ eküm” (Besmele ile):14 kere
   6- 14 kere “ Yâsin, Yâsin...” dedikten sonra bir Yâsini şerif (Yâsini şerifte 7 zahiri, 7 batıni, “mübin vardır” , böylece o da 14 olur.
   7- İhlas-ı şerif (Besmele ile): 14 kere      
             8- Felak suresi ( Besmele ile):14 kere   
   9- Nas suresi (Besmele ile): 14 kere
             10- “Subhânellahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, velâ havle velâ guvvete illâ billâhil –aliyyil- azıym” :14 kere
             11- Salavatı şerife (Salâtı Münciye okumak efdaldir.) :14 kere okunur.     Bundan sonra dua edilir.                             (Dua ve ibadetler. Fazilet Neşriyat)
      
               Bu gece dua ve ilticaya ağırlık vermeli; kendimize aile fertlerimize çoluk çocuğumuza bütün müslüman kardeşlerimize dua etmeliyiz. Hususiyle hizmetlerimizin selâmeti için dua etmeyi unutmamalıyız.

   Mevzumuzu bir Hadisi şerif meali ile bitirmek istiyoruz.
   “Berâat gecesini ganimet ve fırsat biliniz. Çünkü belli bir gecedir. Şâ’banın 15. Gecesidir. Kadir gecesi çok büyük ise de hangi gece olduğu belli değildir. Bu gece çok ibadet yapınız. Yoksa kıyamet günü pişman olursunuz.”
               

YA RABBİ ! GADABINDAN RIZANA, CEZANDAN AFVINA, SENDEN SANA SIĞINIRIM 
(Bu duayı Efendimiz (S.A.V) berâat gecesinde secdede ilticâ halinde çokça okumuştur.) 

                                                                                 

Çevrimdışı mardin

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 406
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #11 : 29 Temmuz 2009, 13:45:44 »
harika bir yazı Allahın izni ile yukarıda yazılanların hepsini yapmaya nasip etsin.yazıyı yazan arkadaş her zaman işin gücün rast gelsin  eline sağlık.
ibadetin eftali devamlı olanıdır.

Mahi

  • Ziyaretçi
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #12 : 01 Ağustos 2009, 01:44:59 »
İmâm-ı Rabbânî hazretleri vefât etmeden altı ay önce, Şâban ayının on beşinci gecesi olan "Berât kandili" gecesini, kendi husûsî odasında ihyâ eyledi. O gece yarısı, kıymetli hanımının bulunduğu odaya geldi. Hanımı dedi ki: "Bu gece ecellerin ve amellerin takdir edildiği gecedir. Kimbilir Allahü teâlâ kimin defterine ölecek ve kimin defterine yaşayacak! diye kaydetti." İmâm-ı Rabbânî hazretleri bu sözü duyunca; "Niçin tereddüt ve şüphe ile söylüyorsun? Ya isminin, dünyâda yaşayacaklar sahifesinden silindiğini görenin hâli nice olur?" buyurdu. Bunu söyleyince, esrâr yatağı olan kalbinden bir âh çekti. Böylece İmâm-ı Rabbânî hazretleri, o sene vefât edeceğine kerâmetiyle işâret buyurmuşlardı.

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #13 : 25 Temmuz 2010, 18:03:28 »
Allah razı olsun.
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Şaban-ı Şerif ve Beraat Kandili [11 Agustos 2008]
« Yanıtla #14 : 25 Temmuz 2010, 18:43:50 »
Enes R.A.’dan rivayet olunan bir hadis-i şerifte, Şaban-ı şerifin bereket ve hayırlarından şöyle bahsedilir: “Şaban-ı Şerifte bir gün oruç tutan kimseye Cenab-ı Hak, Cehennem ateşini haram kılar. Cennetlerde Yusuf A.S.’ın arkadaşı olur. Cenab-ı Hak kendisine, Eyyüb ve Davud Aleyhimesselamın sevaplarını verir.” Şaban-ı Şerifin birinci gecesinde, her rek’atte bir fatiha ve 3 Ayetül kürsi ile bir tesbih namazı, 27. gecesi ise, akşam ile yatsı arasında, iki rek’at teşekkür namazı kılınır.
...............ihvana  ve islam alemine hayırlara vesile olsun inşaAllah