Sadaka-i Fıtır (Fitre)
Sadaka-i fıtır, Ramazan-ı Şerîf’in sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisâp miktârı
(80.18 gr. altın veya ona denk miktarda) bir mala mâlik bulunan
her Müslümanın vermesi
vâcip olan bir sadakadır.
Zekâtın farz olmasından önce, orucun farz kılındığı sene vâcip olmuştur.
Sadaka-i fıtır, orucun kabulüne, ölüm ânının sıkıntılarından ve kabir azâbından kurtuluşa vesîledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, bayram neşesinden onların da istifâde etmelerine bir yardımdır. Bu cihetle sadaka-i fıtır,
insânî bir vazifedir.Sadaka-i fıtır, her Müslümanın kendisi ve fakir olan
küçük çocuğu için de vâciptir.Büyük çocuğun ve zengin olan çocuğun fitresi
babasına vâcip değildir.Sadaka-i fıtır, Ramazan Bayramı’nın birinci günü fecr-i sâdıkın doğuşundan
(sabah namazı vaktinin girmesinden) itibâren vâcip olur. Fakat bundan daha önce de verilebilir.
Tâ ki fakirler, bununla bayram namazına çıkmadan evvel noksanlarını
tedârik edebilsinler.
Sadaka-i fıtır (fitre), Ramazan Bayramı’nın birinci günü fecrin doğuşuyla vâcip olduğundanfecirden önce
çocuk dünyaya gelse onun için de
sadaka-i fıtır vâcip olur. Şâyet fecirden sonra doğarsa bir şey lâzım gelmez.
Bir kimse, kendi idâresinde olmayan hanımının veya büyük evlâdının fitrelerini onların izinleriyle verebilir. Kendi âilesi, idâresinde bulunduğu takdirde -âdeten izin bulunduğundan- izinleri olmaksızın vermesi de kâfidir.
Bir kimse kendi fitresini, fakir olan eşine, babasına veya oğluna veremez.Fitreyi bayram namazından sonraya bırakmak mekruhtur. Müstehap olan, namazdan evvel verilmesidir. Çünkü Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)
“Bayram namazından sonra verilen fıtra, diğer (nâfile) sadakalardan bir sadakadır. Lâkin bayram namazından evvel verilen fıtra, Allâhü Teâlâ’nın indinde makbûl olan bir sadakadır.” buyurmuşlardır.