Gönderen Konu: Efendimize (s.a.v.) Özlem  (Okunma sayısı 14413 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kenz

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1129
Efendimize (s.a.v.) Özlem
« : 27 Şubat 2007, 13:30:59 »



H.Ş.

3220 - Abdurrahman İbnu'l-Kasım anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:

"Benim (yokluğumdan hasıl olan) musibet, müslümanları musibetlerinde teselli etmelidir."

Muvatta, Cenaiz 41, (1, 236).




مَوْلاَيَ صَلِّ وَسَلِّمْ دَا ئِماً اَبَدَا   *   عَلَي حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقِ كُلِّهِمِ

Mahlukatının en  hayırlısı olan Habibinin   üzerinde selamını daim eyle Ey benim Allahım  

 هُوَالْحَبِيبُ الَّذِي تُرْجَي شَفَا عَتُهُ * لِكُلِّ هَوْلٍ مِنَ اْلاَهْوَالِ  مُقْتَحَمِ


"O öyle bir Peygamberki karşılaşılan her türlü tehlikeden ,korkulu hallerden ümit olunur şefeati."

 
  سَرَيْتَ مِنْ حَرَمِ لَيْلاً اِلَي حَرَمِ     *     كَمَا سَرَي الْبَدْرُ فِي دَاجٍ مِنَ الْظُـُّلَمِ


Sen  Ey Enbiyanın hayırlısı , karanlık gecede  dolunayın parladığı gibi Mescid-i Haramdan  Mescid-i Aksaya gittin

 
 أَمِنْ تذَكَرِ جِيرَنٍ بِذِي سَلَمِ     *   مَزَجْتَ دَمْعاً  جَرَي مِنْ مُقْلَةِ بدَمِ  


Ey Âşık selem ağaçlarının  oturduğu mevkÎde oturan komşularını hatırladığın içinmi kanlı göz yaşı döküyorsun .

 
  أَمْ هَبّتٍ الِرِيحُ مِنْ تِلْقَاءِ كاَ ظِمَةِ  *  وَأَوْ مَضَ الْبَرْقُ  فِي الظَّلْمَا ءِ مِنْ اِضَمٍ


Yahut   Kazime ( Medine-i Münevvere)  tarafından bir rüzgarmı esti de  veya  karanlık bir gecede  idam dağından  bir şimşek mi çaktı da  kanlı göz yaşı döküyorsun  

 فَمَا لِعَيْنَيْكَ   اِنْ قُلْتَ اكْفُفَا هَمَتَا  * وَ مَا لِقَلْبِكَ اِنْ قُلْتَ اسْتَفِقْ يَِهِمِ

Gözlerine ne oluyorki artık akmayın dedikce  yaş boşalıyor?
Kalbine ne oluyor  ( yetiş huzur ) dedikce muhabbetinden  coşmakta

 
اَيَحْسَبُ اَلصَّبُّ اَنَّ الْحُبَّ  مُنْكَتِمٌ  * مَا بَيْنَ مُنْسَجِمٍ مِنْهُ وَمُضْطَرِمٍ


Bir tarafta akan gözyaşı bir tarafta yanan kalb varken  âşık sevgisini gizli kalacağınımı sanır


 لَوْلاَ الْهَوَا  لَمْ تُرِقْ  دَمْعاً عَلَي طَلَلٍ  *   وَلاَ اَرِقْتَ لِذِكْرِالْباَنِ وَالْعَلَمِ  


Eğer sende bu sevgi olmasaydı  ne bu harabeye göz yaşı dökerdin , ne (Ban) denilen ağacı,  (Alem) denilen dağı hatırlayıp  uykusuz kalırdın

(İmamı Busiri~~Kaside'i Bürde)



GÜL, KOKUSUNU SİZDEN Mİ ALMIŞ BİLMEM
BİR ATEŞ ATTINIZ İÇİME SÖNMEZ YANAR HER DEM
BÜKÜLÜR BOYNUM, BİR GARİPLİK ÇÖKER,
DOYULMAZ GÜZELLİĞİNİZE HASRET KALDI BU GÖZLER!
EFENDİM, BENİM GÜZEL EFENDİM.. SULTANIM,BENİM GÜL SULTANIM..



Sen Gidince Efendim...

Sevgili!

Sen gitmiştin... Koyup bir başımıza, bırakıp pak ellerimizi, gurbetlerine salmıştın bizi.
Yetim kaldık, öksüz kaldık ve ellerimiz kirlendi yokluğunda...
Sen gitmiştin. Akşamlar iniyor dağlara ve hasretimiz yankılanıyor yamaçlarda.

Sevgili!

Nasıl iltica edelim sana; huzuruna nasıl varalım, yalvaralım?!..
Efendim, duyar mısın sesimizi...
Sen aşk ikliminde sultan, sen güzellik şahikasında dolunay, sen vefa göğünde hilal.
Biz bir bakışının dilencisi, biz dolunay tutkunları, biz bayramı gözleyen oruçlar.
Güzellik ordusunun hakanı sen, gam rüzigarında gedalar biz.
Sen özüsün varlığın ve biz varlık iddiasında küstah yoksullar.
Sen sabah yıldızlarının ışığı,biz gaflet uykusunda kervancı.
İtivermezsin elinin tersiyle bizi, değil mi efendim...

Sevgili!

Sen gitmiştin... Yokluğunda kaybettik önce varlığımızı, ve sonra yok eyledik aklımızı da.
Hasretinle akan zamanlarda cevherimiz özden, madenimiz mıknatıstan ayrıldı.
Sen gitmiştin... Çelik mermere çarptı, iradeye ateş düştü yokluğunda.
Hasretinden akıllar yitirildi efendim, gönüller gölgelere düştü.
Kucak kucağa güneşlerimiz söndü, dudak dudağa denizlerimiz kurudu,
ve sen gitmiştin efendim.

Sen gitmiştin... Seninle birlikte her şeylerimiz gitti.
Şehitlerimiz kefenlerinden sıyrıldı senden sonra; kanlarımız sahralar doldurdu.
Kelimelerimiz anlamlarını yitirdi.
Hiç bir şey kazanmadık ayrılığında, Efendim, hiç kâr elde edemedik.
Aldandık, hep aldandık. Dillerimizi yitirdik.
Dillerimiz dilim dilim edildi efendim.
Bize sevmeyi unutturdular ilkin; sonra sevginin ne olduğunu...
Kendi gönlüne ihanet edenlerimiz, gönlün kendisine ihanet ediyorlardı artık.
Vurgunlar yedik peş peşe efendim...
Ve sen gitmiştin.

Sevgili!

Sen gitmiştin... Biricik sığınağımız, varlığımızın övüncü, yüz akımızdın.
Hayırları söyleyip gitmiştin, biz şer işler olduk.
Uzun uzun emellere kapıldık, kapılanıp kaldık umutların kapısında.
Yolunda yürümek iken üzerimize düşen, baş kaldırdık önce
ve sonra yıkılışlar gördük hep efendim.
Ellerimiz vardı açıldıkça dolan, uzandıkça verilen; böğrümüzde kaldı ellerimiz.
Hanım idik halayık olduk; bay idik köle edildik.

Sen gitmiştin... Yanmış igsilerle kara bahtımıza kara resimler çizdiler.
Bölük bölük kadınlarımız, grup grup erlerimiz, demet demet çocuklarımız,
kimi güler, kimi ağlarken yitirdiler kendilerini.
Ve sen gitmiştin efendim.

Sevgili!

Derd ile ağlayandın; hem derde salandın!..
Gönül yurdunda çaresizlerin çaresi, hastaların merhemiydin.
Saadetle yasamış, saadet çağını yaşatmıştın.
Suretleri ve canları iman ile sen şekillendirmiştin.
Sen gidince, ey sevgililer sevgilisi, güvercinlerimiz tuzaklara esir düştü;
Hüdhüdlerimizin mil çekildi gözlerine.
Artık düşmanlarımız dostlar arasında; dostumuz düşman içinde.
Divanelere döndük, yaya kaldık yolunda.
Kendimizi unuttuk,seni bilmez olduk...

(İ. Pala-âyine)


İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Çevrimdışı tibet

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 100
Efendimize (s.a.v.) Özlem
« Yanıtla #1 : 03 Mart 2007, 01:31:44 »
harika bir çalşma :)

Vuslat Yolcusu

  • Ziyaretçi
Efendimize (s.a.v.) Özlem
« Yanıtla #2 : 03 Mart 2007, 02:11:59 »
mükemmel :x ellerinize saglik

Çevrimdışı Ahi

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 923
  • Bugün Allah (c.c) için ne yaptın?
Efendimize (s.a.v.) Özlem
« Yanıtla #3 : 03 Mart 2007, 12:16:23 »
Alıntı yapılan: "Vuslat Yolcusu"
mükemmel :x ellerinize saglik
Herhangi bir insan vaktini nasıl geçireceğini, üstün bir insan ise vaktini nasıl tasarruf edeceğini düşünür. – Schopenhaver

Çevrimdışı keyhan

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 25
Efendimize (s.a.v.) Özlem
« Yanıtla #4 : 03 Mart 2007, 12:17:51 »
Sarmıştı rûhumu köyünün anber kokusu,
Dolaştıgım her yerde duydum cânâ seni...
Bahçenin içindeki yem yeşil fıstanınla,
Gördüm güzeller arasında müstesnâ seni...
Hiç bi edeb vasılı hûda olamaz

Çevrimdışı hocaoğlu

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 114
Efendimize (s.a.v.) Özlem
« Yanıtla #5 : 03 Mart 2007, 12:28:04 »
Efendim müjdecim kurtarıcım sana uymayan hayat olsa teperim...
ellerinize sağlık sadakatliler
Mal cimrilerde, Silah korkaklarda, Yönetim akılsızlarda olursa iş bozulur...Hz Ebu Bekir (r.a.)

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Rasülüllah asiklari
« Yanıtla #6 : 04 Mart 2007, 23:01:16 »
Rasûlüllah (sav)'a sevdali çocuklar yetistirmek

Yasadigimiz bu asir, mü'minler açisindan "örnek insan hasreti"nin çekildigi ve "örnek insan ihtiyaci"nin giderilemedigi çorak bir asirdir. Müslümanlar hiçbir asirda bu kadar örnek insan hasreti çekmemisler ve bu kadar örnek insan ihtiyacini giderememe fukaraligiyla karsi karsiya gelmemislerdir.

Bunun en büyük sebebi, Müslümanlarin Peygamberlerinin Allahû Teâla tarafindan kendilerine bir "Üsve-i Hasene" (Güzel Örnek/Önder) olarak gönderildiginin suurunda olmamalaridir. Veya bu gerçegi, bilerek veya bilmeyerek ihmale ugratmalaridir. Rabbimizin uyarisi:

"Süphesiz sizin için Allah'in Rasûlü'nde Üsve-i Hasene/güzel örnek vardir." (Ahzab Sûresi/21)

Rasûlüllah (sav)'in hayati, bir güzellikler yumagidir. Güzel bir hayat yasamak ve güzel sözlülerden olmak isteyen herkes için Rasûlüllah (sav)'in hayatinda örnek vardir. Sunu bilelim ki; Islâm ümmeti için yegâne hayat örnek ve önderi Hz. Muhammed (sav)'dir. O'nu tanimak ve O'na uymak, Allahû Teâla'yi tanimanin ve sevmenin alâmeti kilinmistir. Allahû Teâla buyuruyor:

"De ki, siz gerçekten Allah'i seviyorsaniz Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarinizi bagislasin. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bagislayicidir."(Âli Imran Sûresi/ 31)

Allahû Teâla'yi sevmenin yolu, Peygamberi Hz. Muhammed (sav)'e tabi olmaktan geçer. Tabiî ki, Peygamber (sav)'e tabi olmak için de önce O'nu tanimak ve sevmek gerekir. Peygamber (sav)'i sevmeyen ve O'nu tanimayanlar, O'na tabi olamazlar. Bu nedenle diyoruz ki; yeryüzünde Müslüman anne ve babalarin sorumluluklarindan birisi de, kendi çocuklarina "Peygamber muhabbeti"ni asilamalaridir. Yani onlari Peygamber (sav) ile bulusturmalaridir.

"Peygamber muhabbeti" yani Peygamber sevgisi, genelde bütün insanlar için, özelde ise çocuklar için bir ihtiyaçtir. Bundan ötürüdür ki, ashâb-i kirâmin kendi çocuklarina Kur'an ayetlerinden sonra ögrettikleri ilk sey, Rasûlüllah (sav)'in sireti ve sünneti olmustur. Hz. Sa'd b. Ebi Vakkas (ra) diyor ki: "Allah Rasûlü (sav)'nün gazvelerini çocuklarimiza, tipki Kur'an'dan bir sûre ögretir gibi ögretir, ezberletirdik.

"(Terbiyetü'l Evlad Fi'l Islâm/Abdullah Nâsih Ulvan: 1/310, Suriye/1981)Rasûlüllah (sav)'in siretinden ve sünnetinden habersiz yetistirilen bir çocuk medenî olamaz, aksine bedevî olur. Çünkü Rasûlüllah (sav)'i tanimayan bir çocuktan medenî davranislar beklenilmez. Sayet bugün çocuklarimizdan komsularimiz,çevremizdeki insanlar rahatsiz oluyorlarsa, bu onlari Rasûlüllah (sav)'in sevdalilari haline getiremedigimizdendir. Sahâbe neslinden Vehb b. Münebbih (ra) der ki:

"Rasûlüllah (sav) yanan bir mumun yanindan geçse rüzgariyla mumun alevini söndürmez, kamislar üzerinde yürürse ses çikarmazdi!" Düsünün, apartman hayati yasayan bir mü'min anne ve babanin çocugu bu Peygamber'e
sevdalanmissa, komsularini rahatsiz etmesi mümkün müdür?
Peygamber sevgisi, medenîligin mayasidir. Peygamber (sav)'in hayat ve faaliyetini yasamin bütün safhalarinda çocuklarimiz için yegâne örnek kilmak, bütün is ve hareketlerinde, konusmalarinda O'na uymalarini saglamak, onlari medenî olarak yetistirmektir.

Rasûlüllah (sav)'in Medine'ye gelisini "Taleal Bedrü Aleyna?" (Dolunay Veda tepelerinde üzerimize dogdu/ Allah'a dua eden bulundukça sükür bize vacib oldu!) nesidesiyle karsilayan sevinçli Medineli çocuklar, Rasûlüllah (sav)'a
sevdalandirilmis çocuklardi. O çocuklari Rasûlüllah (sav)'a sevdalandiran anne ve babalar, Rasûlüllah (sav)'i evlerine misafir etmeye hazir anne ve babalardi.

Ailece Peygamber (sav) ile bulusma anina hazir olmaliyiz. Çocuklarimizin istikbalini Peygamber sevgisinde aramaliyiz. Çocuklar, yaratilislari itibariyle Allahû Teâla katinda insanin kurtulusuna sebeb olan kalb-i selime benzerler. Bundan ötürüdür ki, "Çocuklar gibi olmadikça Cennet'e giremezsiniz" denilmistir.

Güller gibi dünyaya gelen çocuklarimizin, ihanete ugramis birer emanet durumuna düsmemeleri, kendileriyle beraber bütün ufuklari atese vermemeleri, çaglarinin son sömürgesi durumunda olmamalari ve çocuksu sölenlerinin bitmemesi için Peygamber sevgisine hava gibi, su gibi ihtiyaçlari vardir. Onlarin bu ihtiyaçlarini mutlaka gidermeliyiz. Çocuklarini Peygamber sevgisinden mahrum birakanlar, onlara en büyük kötülügü edenlerdir.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı muhacir

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 228
Efendimize (s.a.v.) Özlem
« Yanıtla #7 : 04 Mart 2007, 23:40:00 »
Alıntı

GÜL, KOKUSUNU SİZDEN Mİ ALMIŞ BİLMEM
BİR ATEŞ ATTINIZ İÇİME SÖNMEZ YANAR HER DEM
BÜKÜLÜR BOYNUM, BİR GARİPLİK ÇÖKER,
DOYULMAZ GÜZELLİĞİNİZE HASRET KALDI BU GÖZLER!
EFENDİM, BENİM GÜZEL EFENDİM.. SULTANIM,BENİM GÜL SULTANIM..


bu harika çalışmalarınız için teşekkür ve tebrikler
amâ ve hırsa uyup nefs ile mahkûr olma,
Rahatın zâil olur,nâmı meşhur olma,
Sohbet-i Arif-i Billah'a eriş, dûr olma,
Saltanat-ı Mesned-i Dünya ile mağrur olma.

Çevrimdışı ehli sünnet

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 31
Ynt: Efendimize (s.a.v.) Özlem
« Yanıtla #8 : 13 Eylül 2010, 13:30:55 »
coook güzel olmus Allah razı olsun