Gönderen Konu: Sahrada Esinti  (Okunma sayısı 44698 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Sahrada Esinti
« : 24 Kasım 2008, 23:14:08 »



Dua fabrikaları olmalı insanın

Evet, yüzüne bakarken huzur bulduğun, hayatın grift, çözülmez bilmeceleri arasında boğulduğun, çıkış yolu aradığında, işte burası huzur diyecek "huzur fabrikaları olmalı insanın...."Yusuf misâl kuyularda, karanlıklarda kaldığını hissettiğin an, bir dua ipini salacak, seni gün yüzüne çıkaracak dua fabrikaların olmalı..Bembeyaz yüzü, nur yumağı gönlü, elinden asla düşürmediği tesbihi ve dilinden hiç ama hiç düşmeyen zikri, duası ile Nur yumağı ninem...

Her ziyaretimde ardı arkasına sıraladığı, yüreği sükûnet limanlarına eriştiren o inşirah yüklü duaları..


Bir limansa aradığınız, hüznün bilinmezlikler denizinde rotasını kaybetmiş gemi misal aranıyorsa ruhunuz; dua fabrikalarının huzur limanlarına demir atmalı, rotanızı o yöne çevirmelisiniz..


Dua fabrikaları olmalı insanın...Hayatın anlamını yitirmeden, sorular insanın bilinmezliğe sürüklemeden dua fabrikaları olmalı..


Oturmalısınız saatlerce yanlarında, sizlere huzur veren, hayatın hakiki anlamını fısıldayan o güzel sohbetlerine kulak kesilmelisiniz...

O sohbetler ki hayatın anlamını yeniden fısıldar insana..O sohbetler ki insana  nereden geldim, nereye gidiyorum, ne için yaşıyorum sorularına yanıtını yeniden hatırlattığı sohbetler halkası…


O sohbetler ki zamanın durduğu, anın tek noktada yaşandığı tarifi imkansız, yaşanası, görülesi zaman dilimleri…


Dua fabrikaları olmalı insanın…

Daha yeni dünyaya açtığında gözlerini, nurdan yüzü, nurdan elleri ile her kucağınıza aldığınızda yüreğinizde kopan fırtınaları sükûnete erdirecek minicik dua fabrikalarınız olmalı..


Sonsuz bir şefkatle kucağınıza aldığınızda kulağına fısıldamalısınız:

-Dua et bana küçüğüm,dua et...


İnanın onların duaları da hayatınızın can simitlerindendir.

Ve o minik beden her büyüdüğünde, büyüyen minicik yüreği ile her daim eşlik eder size minik dilinden dökülen duaları ile..O büyür ama size huzur veren minik, mis kokan, cennet kokan elleri her tuttuğunuzda size huzuru taşır bucak bucak..Saatlerce yüzünde huzuru okursunuz damla damla..Ve kucağınızda…Her kucağınıza aldığınızda gönülden gönüle akan sevgi damlası, şefkat damlası damla damla damıtır gönlünüze huzur iklimlerini..Ve o minik beden büyüyordur ama duaları hiçbir zaman eksilmiyordur üzerinizden..Zira o dualarını hissetmeseniz her gözlerine baktığınızda huzuru, şefkati, sükûneti yaşar mıydı yürekleriniz?…

Hasılı kelam, her daim dua fabrikalarınızın huzurlu iklimini ziyaret edin.

Hayatın keşmekeşi, bilinmezlikller, hüzünler arasında huzurlu bir limansa aradığınız; uzaklara bakmayın, yanıbaşınızda öyle güzel dua fabrikaları, öyle güzel huzur iklimleri var ki...


Her daim bu güzel nimetlerle hemhâl olmak temennisiyle...


Selam ve dua ile

Reşhâ Sahradaesinti

« Son Düzenleme: 16 Nisan 2009, 04:01:07 Gönderen: moderatör »
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Dua fabrikaları olmalı insanın
« Yanıtla #1 : 24 Kasım 2008, 23:32:48 »
Elinize, kaleminize sağlık.İlk kez herkonudan da okumuştum bir kez de burda okumuş olduk....

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Dua fabrikaları olmalı insanın
« Yanıtla #2 : 25 Kasım 2008, 05:20:56 »
Ellerinize sağlık :)

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Ynt: Dua fabrikaları olmalı insanın
« Yanıtla #3 : 26 Kasım 2008, 05:21:17 »
Çok teşekkür ederim.

Duaların can simidi olma hususiyetlerini her daim hatrımızda tutabilmek adına gönülden gelenleri paylaşmaya çalıştık.

Mü'minin mü'mine duası çok önemli.Dua fabrikalarımızın sayısını her geçen gün arttırmaya gayret edelim.

Selam ve dua ile...

Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: Dua fabrikaları olmalı insanın
« Yanıtla #4 : 26 Kasım 2008, 09:53:44 »
Teşekkür ederiz,iyi günümüzde de kötü günümüzde de olmalı. :)
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Ynt: Dua fabrikaları olmalı insanın
« Yanıtla #5 : 03 Aralık 2008, 02:53:48 »
Ben teşekkür ederim Tuğra.Evet haklısınız :)
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Yalnızlık Ömür Boyu
« Yanıtla #6 : 03 Aralık 2008, 02:57:14 »


Yalnızlık...

Çoğu kez kaçmaya çalıştığımız ama kaçtıkça bizi her defasında bulan vefalı dostumuz…

Kaçarız ondan adeta bir düşmandan kaçar gibi…Sevmeyiz belki,istemeyiz gelmesini,istemeyiz onla yaşamayı…

Neden?

Yalnızlık acıdır insanın yüreğinde..Yalnızlık terk edilmektir metruk bir şehirde…


Oysa ki yalnızlığın ardından kazandıklarımız değil midir bizi yeniden hayata bağlayan?

Yalnızlık, sevmemiz gereken en vefalı dost..

Yalnızlık kalabalıklarda kaybolmaktan kurtaran, çekip alan can simidi..

Yalnızlık gönüllere hikmet damlalarını akıtan huzur iklimi..

Oysa ki hep kaçmışızdır ondan…Etrafımızda biriktirmişizdir onca kalabalığı…

Neden?

Kalabalıkların verdiğinin yanında aldıkları daha çok değil midir?

Kalabalıklar parçalara bölmek değil midir kendimizi?

Sonra yalnızlığı paylaşmak adına dostlar biriktiririz gönül heybemizde…Zor zamanda hazır kuvvettir onlar..Ferah anında ise ziynetimiz…

Ama gün gelir ne sesleri duyulur ne de bir seda gelir…Herkes kendi dünya telaşındadır..Ve yalnızlık yine başucunuzdadır…O bırakmaz sizi…Siz onu bıraksanızda..


Yalnızlığınızı hiçbir dost, hiçbir arkadaş ile paylaşamazsınız dostlar..

Yalnızsınız hayatınızın her anında…

Anne karnında bir nutfe iken de yalnızdınız…Sonra kalabalıklar girdi hayatınıza, bölündünüz binlerce parçalara….Ve toplanma vakti dendi bir selâ ile yine döndünüz yalnızlığınıza..

Bu iki yalnızlık içinde yaşadınız ne varsa…

Yalnızlık bir ömür boyu dostlar…Korkmayın, kaçmayın yalnızlıklardan…

Unutmayın yalnızlık huzurdur…Yalnızlık kaybettiğiniz “beni” bulmaktır…

Yalnızlık, Mekke’de Hira’ya varmaktır…Yalnızlık, kuyuda Yusuf’u bulmaktır…Yalnızlık, Yunus’un karnında karanlıklarda kalıp, günlerce nedâmet gözyaşlarına bürünüp, Rabbini anmaktır..

Yalnızlık kendinde çıktığın yolculuğunda asıl bulunması gerekeni bulmaktır…

Yalnızlık her gece gizli gizli niyazdır…

Yalnızlık, Mecnun olup Leyla’yı ararken çöllerde “Mevla’yı bulmaktır..”

Yalnızlığınızı sevin dostlar…Kaçmayın ondan…

Yalnızlığın size vereceklerini, öğreteceklerini hiçbir kitap öğretemez size…


Durun ve dinleyin biraz onu..Bakın ne hikmet damlaları akıtacak kurumuş, çorak gönlünüze…




Reşhâ Sahradaesinti
Ocak 2007
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı duha

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Yalnızlık Ömür Boyu
« Yanıtla #7 : 03 Aralık 2008, 03:01:24 »
Yalnızlık çok güzel dile getirilmiş...

emeğine sağlık kardeşim harika o1)) l5))
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Kurbiyetin Mübarek Olsun
« Yanıtla #8 : 08 Aralık 2008, 05:06:14 »



Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır. Fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır....” (Hacc/37)

Allah’a verdiği ahde sadakat göstermek için binlerce kilometre uzaklardan geldi nice gönüller Şehirlerin Anası Mekke-i Mükerreme’ye …Ve o güne, o büyük güne, Rabbin’e en yakın olduğunu aynel yakin hissettiği bir mekandaydı artık..Bilmişti, anlamıştı, arefeden gelmiş, Arafat'ta kulluğun zirve noktası duaya durmuştu…

Allah katında en kıymetli zaman dilimlerinde Rabb’ine en yakın olma adına adım adım ilerlemişti…

Ellerinde iblisi taşlamak adına taşları, gönlünde her daim dua ve niyazları, binler, milyonlarla tek yürek, yek vücud ilerlemişti Mina’ya…

Mina milyonları kalbine sığdırır, kadın, erkek, yaşlı, genç, bebek…Herkes kıyamet meydanında toplanmışcasına bembeyaz…

Rabbine verdiği ahde sâdık olma adına, kurbiyetinin nişânesi adına ilerliyor bir adım daha kulluk zirvesi yolunda…

Her bir adımı dua, her bir adımı arınmışlığın tarifsiz sürûr ve sevinci ile dopdolu..Yüzlerde bayram çocuklarından alınmış bir neşve, bir mutluluk…

Bu hâli görmeli gözler..Ve bu hâli yaşamalı gönüller…(Hz.)İbrahimî sadakate, (Hz.)İsmailî teslimyet eşlik etmeli ve tek bir vücud, bir dille “Lebbeykler” dolaşmalı dillerde…

Ve ardından Kurbanla kurbiyet makamına bir adım daha…

Ve sen bu ahde vefa gösteren, Hz.İbrahim Aleyhisselam gibi sâdık, Hz.İsmail Aleyhisselam gibi teslim ve Hz.Hacer Validemiz gibi tevekkül sahibi olan..

Ahde vefa, sözünde sâdık, hükme teslim ve tevekkül sahibi kardeşim;

“Kurbiyetin Mübarek Olsun…”

Reşhâ Sahradaesinti
08.12.2008


« Son Düzenleme: 08 Aralık 2008, 08:12:27 Gönderen: Reşhâ Sahradaesinti »
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
İnsan Hayalleri Kadar Vardır
« Yanıtla #9 : 17 Aralık 2008, 07:17:40 »


Evin teras katından etrafı seyrediyordu küçük çocuk… O sırada uzaklardan gördüğü denize takıldı gözleri… Denizi işaret ederek, yanındaki büyüğüne:

-“Hadi oraya gidelim” dedi.

Bu soru karşısında, “İyi de nasıl” sorusu ile karşılaşınca, çocuk dünyasında asla imkansızlıklara yer olmadığını bir kez daha haykırırcasına:

-Evlerin çatısına basa basa gideriz!..

Büyüğü şöyle bir baktı çocuğun yüzüne.Miniğin yüzünde hiç de şaka yapar gibi bir ifade görünmüyordu, çok ciddiydi, evlerin çatılarına basa basa gideriz.

Büyüğünde ise şaşkınlıkla birlikte meseleyi çocuğun dünyasında çözme çabası ile yeniden sordu:

-Hiç evlerin çatılarına basa basa oraya gidilir mi? :)

Çocuk ise sorulan soruyu bile anlamsız bulurcasına, kendinden emin bir ses tonu ile:

“Neden olmasın” dedi.

“Hayaller, idealler, yıldızlar gibidir. Onlarla yolumuzu buluruz ama, onlara ulaşamayız ... “ der Dr. Yusuf Karaçay.

Hayaller, insanların klavuz aradığı hayat yolculuğunun en önemli azığıdır aslında.

Hayali olmadan yaşayamaz insan… Ve belki insan “hayalleri kadar” vardır.

Çocuk dünyasındaki imkansızlıkların imkansız olduğu çağlarda hayaller daha büyük ve sınrsızken, büyüdükçe bu sınırların daraldığı ve imkanlar nisbetinde küçüldüğünü görürüz.

Zira insan, hayat yolculuğunda gün geçtikçe her şeyin plânları, hayalleri ölçüsünde değil, takdir-i ilâhi neticesinde gerçekleştiğini görür.

İman nuru ile aydınlanmış bir gönülde ise şu cümleler yankılanır:

“Ne olmuşsa güzel olmuştur. Ne ki O’ndan geldi, mutlak güzel, mutlak hayırdır.Ya bizzat hayırdır veya neticesi itibari ile hayırdır.

Genelde kaygan zemin ise işte bu son neticenin bulanıklaştığı, bir sisli bulut perdesinin ardına gizlendiği hengâmda yaşanır.Zira bu idrak ölçüsüne varabilmenin yolu, zihni berraklaşan, hikmet deryalarından kana kana içen bir gönül insanı olmaktan geçer…

Tefekkürün saf, temiz, arındırılmış bir gönül ile gerçekleştiği hikmet yolculuklarında nihâi nokta ise “ teslimiyet ve tevekkül” ile son bulur.

İşte o zaman seyreyleyin siz gönlü gül, gülistana dönen mü’minin gönül evini…
Huzurun doyumsuz ufkunda seyrederken mü’min, o pencereden temâşa eder kâinatı, hâdiseleri ve hayatının seyrini…

Hayatın hayallerle şekillendiğini ancak bu hayallerin gerçekleşme neticelerinin farklılık gösterdiği zeminde, bitene değil, neticeye ve netice sonucunda “bitenin hayaller değil, hayallerin istikamet noktası olduğunu görürüz.”

Hayallerin anahtarı istemek, istemenin anahtarı ise “duadır.” Duanın neticesi ise “teslimiyet ve tevekkülle”, nihayete erer mü’min ufkunda.

İşte bu noktada hayallerimizin rotasını, duanın eşsiz gücü ile yönlendirelim.Duadan gelen sonsuz tevekkül ve teslimiyetle hayat yolculuğunun zor ve meşakkatli yolunda ilerlerken, gelen neticenin hayallerimizi bitiren değil, hayallerimizi olması gereken rotaya çevirdiğini görerek,  asla dur durak bilmeden sabır ve azimle gidilmesi gereken yolda yürümeye devam edelim.

Unutmayalım, insan hayalleri ile vardır.
Ve insan hayalleri kadar vardır.


Her hayalden geleceğe atılan bir tuğla ise ancak duanın sonsuz gücü ile inşa edilebilir.

Ve bu yolda insana her daim o hiç büyümeyen çocuk yüreği eşlik eder:

“Neden olmasın?”

 :)

Reşhâ Sahradaesinti
29.11.2008

« Son Düzenleme: 17 Aralık 2008, 09:58:47 Gönderen: Reşhâ Sahradaesinti »
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı islam_dostu

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 48
Ynt: İnsan Hayalleri Kadar Vardır
« Yanıtla #10 : 27 Aralık 2008, 19:00:30 »
Allah razı olsun kardeşim.çok anlamlı yazıydı ;)

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: İnsan Hayalleri Kadar Vardır
« Yanıtla #11 : 27 Aralık 2008, 20:52:17 »
Alıntı
Unutmayalım, insan hayalleri ile vardır.
Ve insan hayalleri kadar vardır.

Her hayalden geleceğe atılan bir tuğla ise ancak duanın sonsuz gücü ile inşa edilebilir.

Ve bu yolda insana her daim o hiç büyümeyen çocuk yüreği eşlik eder:

“Neden olmasın?”
&))

yüreğinize sağlık :)

Çevrimdışı Reşhâ Sahradaesinti

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 40
Ynt: İnsan Hayalleri Kadar Vardır
« Yanıtla #12 : 04 Şubat 2009, 03:15:29 »
Teşekkürler arkadaşlar :)
Kâlem sırra dokundu;Lâkin sırra bürünmedi cümleler.
Nicedir âyân olmakmış iştiyakları...Reşhâ'dan yol buldu Sahradaesinti'ler

Çevrimdışı lalegül

  • yazar
  • ****
  • İleti: 513
    • Sidre.net
Ynt: İnsan Hayalleri Kadar Vardır
« Yanıtla #13 : 04 Şubat 2009, 23:00:30 »
Unutmayalım, insan hayalleri ile vardır.
Ve insan hayalleri kadar vardır.


teşekkürler............
Şu rahmete bakın ki,
insanlar bütün azalarıyla günah işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.

Aziz Mahmud Hüdai (k.s)

Çevrimdışı duha

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Güneşi Kaybolmuş Baharımızın...
« Yanıtla #14 : 24 Mart 2009, 18:32:42 »


Baharı güneş yüzlü çocukların gülüşünde izlerdik...
Mavisi kaybolmamış gök kubbede yankısı dinmezdi umut çığlıklarının terennümü..
İlk  cemrelerin bahara hasret topraklara düşmesi gibiydi güneşini bulan baharlarda yürekler...

Bahar mı gitti, baharı mı gitti yarınların?
Yolları bulmak, yolda olmaklaydı derdi bilenler..
Güneşi yağmur sonrasına saklamak içindi tüm çileler.
Çileleri günaydınlığına çeviren umuttu, duaydı, istemekti...

İstemekle bilenirdi tüm dualar.
Dualarla huzuru, tevekkülle güveni, teslimiyetle kulluğun tâcına ermekti yegâne gâye..

Uykuda geceyi kaybedenlerin karanlıklar bölmüşken düşlerini,
Geleni sevinçle karşılayamadan,
Solmuş bir hazan gülünde güneşini yitiren zamanlara teslim oldu düşler...

Şimdi yeniden,
Yeniden bir kıyamla umud çağırsına yürekler tutunmuşken,
Baharın kaybolan güneşini arıyor gönüller.

Bir dua, kuyuda yitirilenleri geri getirecek gibi...
"Güneşe Tutun" diyor bir ses...
"Güneşe Tutun..."

Kaybolsa da sisli bulut ardına;
Gelecek elbet bulutlardan süzülüp,
Aydınlık umudun güne hasret sabahlarına...

Unutma, güneşi görmek için;
Gecenin karanlık şafaklarından geçmek gerek...

Reşhâ Sahradaesinti
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]