Gönderen Konu: Sakal ve Bıyığın Hükmü ve Şekli  (Okunma sayısı 48144 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Eymen

  • Moderatör
  • araştırmacı
  • *****
  • İleti: 313
Sakal Bırakmak İçin Hanımdan İzin Almak Gerekir mi?
« Yanıtla #30 : 17 Eylül 2008, 17:31:47 »

Allah Resulü buyuruyor:
"On şey vardır ki, bunlar fıtrattandır: Bıyıkları kısaltmak, sakalı  bırakmak, misvak kullanmak, burnuna su çekip sümsürmek, tırnakları kesmek, parmakları yıkamak, koltukları yolmak, kasıkları traş etmek, büyük abdestten sonra taharet almak, ağıza su verip çalklamak." (Muslim, Taharet:361)

"Bıyıkları kısaltın, sakalı uzatın" (Tirmizi, 2764)

"Biz bıyıkları kısaltmak ve sakalı bırakmakla emrolunduk" (Tirmizi, 2765)

"Müşriklere muhalefet edin, bıyıkları kısaltın, sakalı uzatın." (Müslim,259)

Bütün peygamberler sakallı idiler.

Hadis-i şeriftede geçtiği gibi sakal, yaradılış icabı erkeklerde bulunması gereken bir kılıktır.

Hanefi, Mâliki ve Hanbeli mezhebine göre erkeklerin sakal bırakması vaciptir.

Bu üç mezhep imamı hadis-i şeriflerde geçen "veffirû, evfirû, v'afû" yani sakalı bırakın, sakal uzatın emiri vücup ifade ettiği için sakal vaciptir. Sakalı kesmekde haramdır. Yalnız Şafi mezhebine göre sakal sünnettir. Kesilmesi ise mekruhtur.

Sakal bırakmak için hanımdan izin almak gerekmez. Bu insanların uydurdukları bir sözdür. Bunun İslami bir kaynağı yoktur. Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de:

"Peygamber size neyi getirip verdi ise onu alın, size yasakladığı şeyden de sakının" (Haşr Suresi 7)

"Ey iman edenler, Allah ve Resulüne itaat edin, işittiğiniz halde ondan dönmeyin." (EnfalSuresi 20) diye buyurmaktadır.

Farzları, vacipleri, sünnetleri yapmak için herhangi birisinden izin almak gerekmez.

Kaynak:
Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN


http://www.sadakat.net/islamdakadin/14.htm
Zaman bir kılıçtır; sen onu kesmezsen, o seni keser.

Çevrimdışı Eymen

  • Moderatör
  • araştırmacı
  • *****
  • İleti: 313
Ynt: Sakal ve bıyık üzerine
« Yanıtla #31 : 17 Eylül 2008, 18:01:13 »
Anlaşıldığı üzere izin almak gerekmiyor. Hiç bir kadının ne sakal nede dini hususlarda karışma hakkı yoktur. He dersenizki Sahih olan fıkıh kitaplarında fakihlerimiz bunun böyle olması gerektiğini bildiriyor. O zaman şu eserde şurada geçer diye kaynak belirtilirse bizde esah olanı tam manası ile öğrenmeye muktedir olmuş oluruz.

Müslüman kadın hangi hakla eşinin sünnet işlemesine engel olabilir?
Zaman bir kılıçtır; sen onu kesmezsen, o seni keser.

Çevrimdışı adilcevaz

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 235
  • susukunlugum asaletimdendir.
Ynt: Sakal ve bıyık üzerine
« Yanıtla #32 : 17 Eylül 2008, 23:05:37 »
bu önemli ve güncel mevzuyu çok güzel bir şekilde ifade etmişsiniz.emegi geçen bütün kardeşlerimizden Allah razı olsun.gençlerimiz,top sakal adı altında masonik işaretler olan üçgen yerleştiriliyo her şeyde oldugu gibi...Allah sonumuzu hayr etsin...
Bütün dünyayı verseler gamım bitmez nedendir bu
Taa ezelde gam turabıyla yoğrulmuş bendendir bu
Terk etme insafı makamı imtihandır bu
Gelen gider giden gelmez iki kapılı handır bu!

Çevrimdışı azizistanbul

  • yazar
  • ****
  • İleti: 677
Ynt: Sakal ve bıyık üzerine
« Yanıtla #33 : 10 Şubat 2009, 16:37:24 »

va
Allah Resulü buyuruyor:
"

Farzları, vacipleri, sünnetleri yapmak için herhangi birisinden izin almak gerekmez.

Kaynak:
Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN


http://www.sadakat.net/islamdakadin/14.htm


ben olaya tam vakıf değilim ama şunu ifade edeceğim. Bir hanım ramazan haricinde, nafile oruç tutması için zevcinden izin almak zorundadır. Nafile oruç sünnettir. O halde bir kadın bir sünneti icra edeceği zaman eşinden izin almak zorundadır.

Öyle mantığa ters geliyor diye kafadan genellemeler yapmayın. (sakal belki öyle değildir bilemiyorum dediğim gibi o konuda vakıf değilim . ancak ibadet yaparken eşten izin alınır mı ? öyle şey olur mu ? gibi ifadeler mukabilinde yazdım. Demek ki ibadette bile izin almak gerekebiliyor.   
ilave olarak şunu söyliyeyim : Resululllah efendimiz Hz. Aişe validemizin hücresinde olduğu gecelerin birinde (beraat gecesi) daha fazla gece namazı kılmak için ve rabbi ile meşgul olmak için Aişe validemizden izin aldığı , Aişe validemizden nakildir.
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

Çevrimdışı Fatihan

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 6994
  • Milimi milimine Ehli sünnet...
Ynt: Sakal ve bıyık üzerine
« Yanıtla #34 : 28 Kasım 2009, 21:48:25 »
Soru: Sakal bırakmak isteyen bir kimse, karısını ikna edemiyor. Bu halde bıraksa ailesiyle arasında huzursuzluk meydana gelecek. "Karım razı olmasa da ben sakal bırakırım" diyerek ailesiyle huzursuz olması caiz midir?

Cevap: Sakal bırakmak, kadının müsaadesine dayanmamaktadır. Şayet böyle bir şey olsaydı, yüzde kaç Müslüman sakal bırakabilirdi? Bir erkek, karısına, yüzünün derisini değil, kalbinin içerisini sevdirmelidir. Buna muvaffak olabilirse, kadın ne sakala karışır ne de dini bir hususa engel olmaya kalkışır. Eğer o kadın Müslüman ise, hangi hakla Peygamberin Sünnetine engel olmaktadır?

Kaynak:Fetvalar-Mehmet Emre Sadakat Kütüphanesi

Çevrimdışı zeberced

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 193
Ynt: Sakal ve bıyık üzerine
« Yanıtla #35 : 28 Kasım 2009, 22:49:50 »


Cevap: Sakal bırakmak, kadının müsaadesine dayanmamaktadır. Şayet böyle bir şey olsaydı, yüzde kaç Müslüman sakal bırakabilirdi? Bir erkek, karısına, yüzünün derisini değil, kalbinin içerisini sevdirmelidir. Buna muvaffak olabilirse, kadın ne sakala karışır ne de dini bir hususa engel olmaya kalkışır. Eğer o kadın Müslüman ise, hangi hakla Peygamberin Sünnetine engel olmaktadır?

Kaynak:Fetvalar-Mehmet Emre Sadakat Kütüphanesi


Cevab süper olmus....

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: Sakal ve bıyık üzerine
« Yanıtla #36 : 06 Kasım 2011, 05:28:12 »

va
Allah Resulü buyuruyor:
"

Farzları, vacipleri, sünnetleri yapmak için herhangi birisinden izin almak gerekmez.

Kaynak:
Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN


http://www.sadakat.net/islamdakadin/14.htm

Bir hanım ramazan haricinde, nafile oruç tutması için zevcinden izin almak zorundadır.
ilave olarak şunu söyliyeyim : Resululllah efendimiz Hz. Aişe validemizin hücresinde olduğu gecelerin birinde (beraat gecesi) daha fazla gece namazı kılmak için ve rabbi ile meşgul olmak için Aişe validemizden izin aldığı , Aişe validemizden nakildir.


Kadin Kocasina bagli oldugu icin, elbette Nafileler´de izin almak zorundadir. Peygamberimize secde etmeye kalkan bedeviye, Peygamberimizin cevabini hatirlatirim(tam metni aklimda degil)" Ben Allah´dan baska secde edilecek birini istemis olsa idim, Haniminin Kocasina secde etmesini siterdim Allah´dan" demistir.
Peygamberimizin HZ. Aise validemiz´den izin almak gibi bir durum söz konusu dahi olamaz. Yanlis yorumlamayalim lütfen. Zaten bu aralar Erkeklerimiz kadinlarin pesinden gider oldular(Evcil Kus gibiler), sonra birde tutarlar Ibadetlerde´de Hanimina sorar olurlar.
Peygamberimizin burdaki incelik, GÖNÜL alma´sidir. IZIN almasi degildir. Elbette Hanimlarimizin gönüllerini almamiz lazim. AMA IZIN degil!
Her seyi gectik... Bugünlerde zaten HZ. Aise validemiz gibi bir es bulunmamak´da.
Sünnetin az yasandigi bu devirde, KIMSEYE sormaksizin, yapa bildiginiz Sünnetleri ihya etmemiz´de faida var´dir. Vazifeli olan arkadaslar istisna tabiki!
Bu vesile ile, Bayraminiz mübarek olsun
« Son Düzenleme: 06 Kasım 2011, 05:30:10 Gönderen: tk1978 »

Çevrimdışı oses

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 3
Ynt: Sakal ve bıyık üzerine
« Yanıtla #37 : 07 Kasım 2011, 03:04:15 »
Yönetici  Mesajı

Alıntı
Kanun No: 3
* Konu başlıkları mutlaka küçük harfle yazılmalıdır.Aynı durum içerik için de geçerlidir.Yazılar büyütülerek forumun genel görüntüsü bozulmamalıdır. Bu tür durumlarda yönetim, mesajlarınıza haber vermeden müdahele edebilir. Mesajların tamamında yazı karakterini kalınlaştırmak (b karakteri haline getirmek) genel görünüm için uygun değildir. B karakteri (yani kalın yazı şekli) mesaj içerisindeki önemli cümle veya kelimelerin vurgusu için kullanılmalıdır.
« Son Düzenleme: 07 Kasım 2011, 04:43:25 Gönderen: Tuğra »

Çevrimdışı fazıl14

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1339
Ynt: Sakal ve bıyık üzerine
« Yanıtla #38 : 07 Kasım 2011, 19:37:03 »
Soru:Bazı eserlerde sakalı kesmenin haram olduğu yazılıyor. Siz ne dersiniz?

Cevap: Sakal bırakmak sünnettir. Hiç sakal bırakmamış bir kimsenin tıraş olması bu sünneti ihmal olmaktadır. Bunun hükmü de kerahatle ifade edilir. Şayet sakalı bırakır da sonra keser ise, bu kerahet, katmerleşerek haram olur. Çünkü sünneti hor görme anlamı taşımaktadır. Yoksa mutlak manada sakalı tıraş haram olsa, bırakmasının da farz veya vacib olması gerekir. Hükme medhar olacak noktayı iyi tesbit etmek gerekir. (Mehmed Emre-Fetvalar)
"El-mücâhid fî sebîlillâh, el-müştâk ilâ cemâlillâh, hüve ünvânüküm"

("Ünvanı: Cemal-i ilâhiye âşık, Allah yolunda mücahit")

"İtikaden Ehl-i Sünnet, Amelen Hanefi, Meşreben Nakşî-yi Müceddidî"

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Sakal ve Bıyığın Hükmü ve Şekli
« Yanıtla #39 : 20 Mart 2012, 00:31:34 »
SAKAL VE BIYIĞIN HÜKMÜ VE ŞEKLİ
       
Hanefiler “sakalı tıraş etmek haram olur. Sakalın uzunluğunun bir kabzadan fazla olmaması sünnettir. Sakalın etrafını almakta beis yoktur.” dediler.

Şafiiler ise “Sakalı kesmek ve kısaltmakta mubalağa yapmak mekruhtur.”dediler.

Maliki ve hanbeliler de “Sakalı tıraş etmek haramdır.”dediler. (Elfıkhu alel mezahib c.2 s.44.45)

Şafiilere göre sakal bırakmak sünnettir. Hanefi, maliki ve hanbelilere göre vaciptir. Fetvalar Halil Gönenç c.2 s.271 – İanetuttalibin).

Erkeğin sakalını kesmesi haram olur. (Dürül Muhtar c.6 s.407). Şayet sakal emri vucup için olursa, ki mutlak zikredildiğinde akla ilk gelen de budur. Hak olan sakalı tıraş etmek haram kılınmıştır. (Berika c.5 s.196)
        Buhari, Müslim, tirmizi, nesei ve diğer hadis kitaplarında bıyığı kısıltmanın sünnet olduğu beyan edilmektedir. Dört mezhebe göre bıyığı kısıltmak sünnettir. Şirat-ül isimli kitapta “bıyıkları kısıltmak sünneti ratibedendir. Yani müekket sünettir.”denilmiştir.” (Şiratül İslam tercümesi s.280) 

Sahabenin bıyıklarını tıraş ettiklerini bildiren bir haber mevcut değildir. Ancak ona yakın derece kısalttıkları sahabeden nakledilmiştir. Muğıre bin şube diyor ki Rasulullah (sav) bıyıklarımın uzadığını gördü ve misvakın üzerinde kalan kısmını kes. Buyurdu. Bıyıkları yanlara doğru uzatmakta beis yoktur. Hz Ömer (r.a) ve diğerleri bıyıkarını yanlara doğru uzatırlardı. Çünkü onlar ağze örtmez. Yemek bulaşağı onlara takılmaz. Bazı alimler bıyık kesmeyi tahrimen mekruh ve bidat saymışlardır. (İhya c.1 s.104) 

Bıyıklar üst dudağın üst tarafıyla müsavi olacak şekilde (yani üst dudağın kırmızı yeri görülecek şekilde ) kısaltılır. Kaş gibi olur. Bıyıkları tıraş etmek varit olmadı. Bazı ulema bunu mekruh ve bidat gördü. (Tahtavi s.43) Darı harpde düşmana heybetli görünmek için bıyığını uzatmak menduptur. (Dürer c.1 s.323)
       

Hulasa bıyıkları kısaltmak sünnet olup tamamen kesmek tahrimen mekruh ve bidattır. sakal ve bıyık mücbir bir sebep olmadıkça kesilmez. Mesela farzı ayn hale gelen dine kitaba hizmet vazifesi veya maişetini temin etmek mecburiyeti sebebiyle kesilebilir.
     

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Müslüman Erkeğin Alâmet-i Fârikası: Bıyık!
« Yanıtla #40 : 04 Ocak 2016, 12:06:22 »
"İmam-ı Rabbani (k.s) Hazretleri buyuruyorlar ki: 'Bir sünneti geciktiren çok şey kaybeder.'
Bakın farzdan, vacipten hatta bir sünneti yapmamaktan bahsetmiyor bile. Bir sünneti geciktirmekten bahsediyor. ..."

Zaruretsiz bıyık bırakmayan üyelerimize duyurulur!



100 sene evvel bu topraklarda bıyıksız bir tek racüle dahi rastlanmaz iken bugün gelinen nokta ortada...
Ehemmiyetine binaen sakal ve bıyık meselesi istifadelerinize sunulur.

 
Sakal ve bıyık meselesi mezhepler arası farklılık gösteren bir mevzu.
Kısa mı olmalı uzun mu olmalı, ne kadar kısaltılmalı, sakal bırakmak ya da bırakmamak ne ifade ediyor.
 
İşte islam fıkhının cevabı:        
Hanefi’ler “Sakalı tıraş etmek haram olur; sakalın uzunluğunun bir kabzadan fazla olmaması sünnettir. Sakalın etrafını almakta beis yoktur.” dediler.
Şafii’ler ise “Sakalı kesmek ve kısaltmakta mübalağa yapmak mekruhtur.” dediler.
Maliki ve Hanbeli’ler de “Sakalı tıraş etmek haramdır.” dediler.[1]
Şafii’lere göre sakal bırakmak sünnettir.
Hanefi, Maliki ve Hanbeli’lere göre vaciptir. [2]
Erkeğin sakalını kesmesi haram olur.[3]
Sakalı tıraş etmek sünnetin hilafınadır. Şayet emir vücüp için olursa, ki mutlak zikredildiğinde akla ilk gelende budur. Hak olan sakalı tıraş etmek haram kılınmıştır.[4]
Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei ve diğer hadis kitaplarında bıyığı kısaltmanın sünnet olduğu beyan edilmektedir. Dört mezhebe göre bıyığı kısaltmak sünnettir.[5] Şirat-ül İslâm isimli kitapta “Bıyıkları kısaltmak sünnet-i ratibe’dendir. Yani müekked sünnettir.” denilmiştir.[6] Sahabe’nin bıyıklarını tıraş ettiklerini bildiren bir haber mevcut değildir. Ancak ona yakın derecede kısaltmış oldukları Sahabe’den nakledilmiştir. Müğire bin Şube[7] diyor ki “Rasûlullah (s.a.v.) bıyıklarımın uzadığını gördü ve misvakın üzerinde kalan kısmını kes.” buyurdu. Bıyıkları yanlara doğru uzatmakta beis yoktur. Hz. Ömer (r.a.) ve diğerleri bıyıklarını yanlara doğru uzatırlardı. Çünkü onlar ağzı örtmez, yemek bulaşağı onlara takılmaz. Bazı alimler bıyık kesmeyi (tahrimen)[8] mekruh ve bidat saymışlardır.[9] Bıyıklar üst dudağın üst tarafıyla müsavi olacak şekilde (yani üst dudağın kırmızı yeri görülecek şekilde) kısaltılır. Kaş gibi olur. Bıyıkları tıraş etmek varid olmadı. Bazı ulema bunu mekruh ve bidat gördü.[10] Dar-ı harpte düşmana heybetli görünmek için bıyığını uzatmak menduptur.[11]
 
Hülasa bıyıkları kısaltmak sünnet olup tamamen kesmek tahrimen mekruh ve bidattır.
 
Not 1-) Bıyık hakkındaki bu hüküm sakalı olan kişi hakkındadır. Hem sakalını ve hem de bıyığını temelli tıraş eden kişi için bu hüküm daha da ağır olacağı açıktır.
Not 2-) Eğer bıyığını kesen kişi çağdaş görünmek ve benzemesi gerekenlere benzememek gibi bir düşünce ile bıyığını keserse yani “Kim kendini kimlere benzetirse o onlardandır.” Hadis-i Şerif'i mucibince küfrüne bile sebep olabilir.

 
 
Sual: Sofiler (dervişler) bıyıkları dibinden kırkmak sünnettir deyu itikad eyleseler (inansalar) şer’an mezburlara (adı geçenlere) nesne lazım olur mu? (bir şey lazım olur mu?)
El-Cevab: İfrattan ictinab etmek (kaçınmak) lazımdır. Mesnun olan (sünnet olan) kaş miktarı kalınca almaktır. Ol dahi gazilerden gayrıyadır. Gaziler uzatmak menduptur; adüvve (düşmana) heybetli görünmek içün” [12]
 

Dipnotlar:
[1] Elfıkhalelmezahgibilerbea C.2 S. 44 - 45
[2] Fetvalar - Halil Gönenç C.2 S.271 İanetüttalibîn, Elmenhel-ülazbilmevrud ve Mezahibilerbea’dan naklen
[3] Dürrülmuhtar C.6 S.407
[4] Berika C.5 S.196
[5] Elfıkalelmezahibilerbea
[6] Şirat-ül İslâm Tercümesi S.280
[7] Hudeybiye’de bulunmuş Safaki kabilesine mensup bir Sahabi olup bir kaç kere Küfe valiliği yapmıştır.
[8] (Tahrimen) ile kayıtladık çünkü İmâm-ı Muhammed indinde bidat tahrimen mekruh demektir. (Dürrülmuhtar – Reddülmuhtar C.6 S.337)
[9] İhyâu’ulumid-din C.1 S.104
[10] Tahtavi S.43 Haniye ve Tahavi’den naklen
[11] Dürer C.1 S.323
[12] Ebussud, Fetava , Süleymaniye kütp. Şehit Ali Paşa 1028, vrk. 276/b


 
Mevzuu ile alakalı Diğer Soru ve Fetvalar
 
Soru: Bazı eserlerde sakalı kesmenin haram olduğu yazılıyor. Siz ne dersiniz?
Cevap: Sakal bırakmak sünnettir. Hiç sakal bırakmamış bir kimsenin tıraş olması bu sünneti ihmal olmaktadır. Bunun hükmü de kerahatle ifade edilir. Şayet sakalı bırakır da sonra keser ise, bu kerahet, katmerleşerek haram olur. Çünkü sünneti hor görme anlamı taşımaktadır. Yoksa mutlak manada sakalı tıraş haram olsa, bırakmasının da farz veya vacib olması gerekir. Hükme medhar olacak noktayı iyi tesbit etmek gerekir.
 
Kaynak: Fetvalar - Mehmet Emre
 
Soru: Sakal bırakmak isteyen bir kimse, karısını ikna edemiyor. Bu halde bıraksa ailesiyle arasında huzursuzluk meydana gelecek. "Karım razı olmasa da ben sakal bırakırım" diyerek ailesiyle huzursuz olması caiz midir?
Cevap: Sakal bırakmak, kadının müsaadesine dayanmamaktadır. Şayet böyle bir şey olsaydı, yüzde kaç Müslüman sakal bırakabilirdi? Bir erkek, karısına, yüzünün derisini değil, kalbinin içerisini sevdirmelidir. Buna muvaffak olabilirse, kadın ne sakala karışır ne de dini bir hususa engel olmaya kalkışır. Eğer o kadın Müslüman ise, hangi hakla Peygamberin Sünnetine engel olmaktadır?

Kaynak: Fetvalar - Mehmet Emre

 



Sakal, âdete ait sünnetlerdendir. Kâfirlerden de sakallı olanlar var idi. Buhari, Müslim, Nesai, Ebu Davud, Tirmizi’nin rivayet ettiği (Sünnet olan on şeyden biri sakal bırakmaktır) hadis-i şerifi sakalın sünnet olduğunu açıkça bildirmektedir. Sakalın bir tutamdan fazlasını kesmek sünnettir. Bir tutamdan kısa bırakmak, sünnete aykırıdır. Sünnet diye bir tutamdan kısa sakal bırakmak bid’attir. Böyle bid’at sakalı, haram işlemekten kurtarmak için, bir tutam uzatmak vaciptir [yani farzdır.] (Redd-ül muhtar)

İmam-ı Birgivi, Muhammed Hadimi ve Abdulgani Nablüsi hazretleri, fitneyi, (Müslümanlar arasında bölücülük yapmak, onları sıkıntıya, zarara, günaha sokmak, insanları isyana kışkırtmaktır) diye tarif ediyorlar.
Fitneye sebep olmak haramdır. Sakal bırakmak sünnettir. Harama sebep olmak haramdır. Haram işlememek için sünnet elbette terk edilir. Çünkü dinimizin emri böyledir. Vatani vazife için askere giderken bir çok sebep yüzünden saç ve sakal kesme zorunluluğu vardır. Kesmeyen ne olur? Ceza görür, bir zarara uğrar.

Askerde, er, subay veya memur olarak görev yapsa oranın tüzüğüne uymadığı için elbette cezalandırılır. En az işinden ayrılır ki bu da bir zarardır. Yukarıdaki tarifte, zarara uğramanın da fitne olduğu bildiriliyor. Fitneye sebep olmamak için sünneti terk etmek sadece caiz olmakla kalmaz. Vacib, hatta farz olur.
 



Peygamber Efendimizin (s.a.v.)'in "Bıyığınızı kesin, sakalınızı ise uzatın" sözleri üzerinde açıklamalarda bulunan âlimlerimiz, şöyle ifade etmişlerdir: Bıyık, üst dudak altı görünecek kadar kısaltılmalı, sakalın ise avuçtan artan kısmı kesilmelidir. Fazla uzatmayı ahmaklık işareti sayanlar olmuştur.
Sakal, Resûl-i Ekrem Efendimizin hafife alınamaz aziz bir sünnetidir; hakkında ileri geri konuşulamaz.

Bu sebeple, sakalı çirkin görünüşten korumak, sevimli hal de muhafaza etmek gerekir Bakanların çirkin göreceği şekilde kaba saba tutmak, güzel olmayan bir görünüşe terketmek, sünnetle hürmet değildir

Bu bakımdan, sakalın etrafından alınabilir. görünüş güzelliği sağlanarak bakanların güzel görecekleri duruma getirilebilir. Zira sakal, erkeğin zinetidir; sünnet dahilinde kendisine yakıştığı gibi düzenleyebilir. Ayrıca, bir takım meşrû mâzeretleri dolayısıyle sakal bırakmayan Müslümanlar da, neden bu sünneti işlemiyorsun diye itham edilmez.

Sakal ve bıyık üzerine söylenmiş güzel sözlerimiz de vardır. Bunlardan biri, "Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık" tâbiridir Bu söze mukabil zamanımız yazarlarından biri, "Bu zamanda tükür tükürebildiğin kadar; zira ne aşağıda sakal, ne de yukarda bıyık var" diyor.

(Fazilet Takvimi)




Eskiden erkeğin yüzünde bıyığın da sakalın da ehemmiyeti büyüktü. Sakal yaşa başa göre bırakılırdı. Sakalı ağarmayan şeyhülislam olamazdı. İlmiye sınıfına sakal kesmek yasaktı. Sakalsız yalnızca 2 padişah vardı. Yavuz Sultan Selim han ile Sultan Mehmed Vahidüddin Han.
Şehzadeler padişah olana kadar sakal bırakamazlardı. Tahta geçince son bir sakal traşı olurlar ve bunu merasimle Bab-ı Âli’ye gönderirlerdi.

(Tarihi Hakikatler-1, Çamlıca Basım-Yayın)



Beyaz Sakal ve Hesap!

Halilü’r-Rahman’ın sakalına ilk ak düştü. Hazret-i İbrahim (a.s), hayrette. Çünkü, bu diyarda, şimdiye kadar saçı, sakalı ağaran, görülmüş değildir.
 
Halilü’r-Rahman:
"Yâ Rabbî, Halîline bu neden?"
 
Cenab-ı Hak:
"Yâ İbrahim, bu; vakârdır. Vakâr-ı İslâmdır, izzettir, aklın kemalidir, sükûndur. Celâlime yemin ederim ki, benim vahdâniyyetimi ikrar eden, bana ibadet ederek bu vakâra mazhar olan kullarımı, kıyâmet gününde hesaba çekmekten, ben hicap ederim."

Hazret-i İbrahim yalvarıyor:
“Allah’ım, benim vakârımı ve hilmimi ziyâde eyle”

Ertesi sabah, uykudan kalktığı zaman, ne görse beğenirsiniz?
Sakalı; kar topu halini almıştır.

(Hazreti İbrahim - Fazilet Neşriyat)