Şalcı Bacı'yı Tanıyor musunuz?

Başlatan Fatihan, 22 Mart 2009, 01:13:26

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Fatihan

Asıl ismi Şöhret. Soyadı Kanunu 1934'te kabul edildiği için soyadı yoktu daha. Erzurumlu ve halk arasında “Şöhret Ana”, “Şalcı Bacı” gibi isimlerle tanınıyor.Yetim çocukları var bunların iaşelerini temin edebilmek için şal örüyor ve Erzurum'da bit pazarında satıyor.

Tarih 24 Kasım 1925'i gösteriyor.

Yer Erzurum Valilik önü.

Çoluk çocuk ve birtakım kışkırtıcılardan oluşan bir gurup insan 25 Ağustos 1925'te çıkarılan ve hâlâ da yürürlükte olan “Şapka Kanunu”nu protesto ediyorlar, valiliği taşa tutuyorlar.Kışkırtıcılık o kadar büyük boyutta ki maalesef istenmeyen olaylar oluyor.
Şalcı Bacı bu esnada yine pazarda çocukları için ördüğü malları satmakla meşgul ve gelip ona diyorlar ki:
“Senin çocuklar hükümeti taşa tutuyor, git onlara sahip çık!”

Kadıncağız hemen Valiliğe geliyor bakıyor ki ortalarda kimse yok.Sağa sola koşuşturuyor, çocuklarının tutuklanmış olduğunu düşünüyor.Bu arada ana yüreği dayanamayıp oradaki kamu görevlilerine, şapkalılara bağırıp çağırıyor...

Erzurum'daki bu protestolardan sonra sıkıyönetim ilan edilir.Şehrin Komutanı Tatar Hasan Paşa ve Vali'nin idam etme yetkileri vardır.Kafa kafaya verip bu işi kısa yoldan bastırmak için bazı idamlar gerçekleştirmek isterler.Sıkıyönetim ile birlikte akşam namazından gün ağarıncaya kadar sokağa çıkma yasağı getirilir. Erzurum Camileri haftalarca sabah ve yatsı namazlarında kapalı kalır. Düzinelerce insan evlerinden toplanır ve idam edilir. Yakınlarını görmek isteyenler, okkalı bir dayak yedikten sonra gönderilirler. İdam edilenler şehrin meydanlarında akşama kadar sergilenirler. Teşhir edilen mazlumlara öldükten sonra da saygı gösterilmez. Tek atlı çöp arabaları bunları alarak dini merasim yapılmadan toplu mezarlara gömerler. Ve bu idamların içerisinde bir tanesi vardır ki tarihe geçmiştir ama kara bir leke olarak.Evet tarihimizde ilk kez bir kadın idam edilmiştir.Şalcı Bacı çuvala konulup o şekilde idam edilmiştir.Suçu nedir? Sıkıyönetime göre kanuna muhalefettir ama ya aslı nedir işin?Ana yüreğinin verdiği hassasiyet ile “acaba çocuklarım kayboldu mu”, “hapse mi atıldı” gibi düşüncelerden kaynaklanan serzenişler....

Şalcı Bacı, idam kararı verildiği vakit ona son sözün nedir diye sorulmuş.Demiş ki:
“Lan kavat, kadın kısmının idam edildiği nerede görülmüştür”. Ve Jandarmalar onu asılmak üzere götürürken yöresel şivesiyle “Kadın şapka giye ki asıla?" demiş.Ve bu sözleriyle gönüllerde “Şöhret” olmuş.

Ama tarihimizde bu kara leke hep varolacak.Suçsuz bir yere kadını idam etmek...

İlk kez bir kadını idam etmek.

Şehrin Kumandanı olan Tatar Hasan Paşa şu an ki Altan Kardeşlerin dedeleri imiş.Gazeteci-Yazar Çetin Altan bir kitabında:
“Dedem Hasan Paşa çok sert bir askerdi. İsmet Paşa topçu okulunda öğrenci iken, Hasan Paşa okul müdürüydü. Sonrası ünlü komutanlar olan o dönemin öğrencileri, anlatıp dururlar Hasan Paşa'nın sertliğini. Bir şapka isyanını bastırmakla görevlendirildiği bir kentte, hızını alamayıp bir de kadın asmıştı. Sanırsam siyasal suçtan ilk asılan kadın odur tarihimizde. Kadın sehpaya çıkmadan önce "Ben bir hatun kişiyim. Şapka ile ne derdim ola ki" demiş galiba. Ben o tarihte henüz doğmamıştım. Çok ama çok sonradan öğrendim bunları. Ve inanın ince sızı gibi tatsız bir burukluk kaldı içimde” şeklinde anlatıyor.

Şalcı Bacı'yı kaçımız tanıyoruz onu ve onun gibileri.Bugün Nazım Hikmet'in dahi iade-i itibarı sağlanırken mezarının dahi nerede olunduğu bilinmeyen Şalcı Bacı'ların iade-i itibarları ne olacak?

En azından şunu yapabiliriz.Artık Şalcı Bacı'yı tanıyorsunuz.Sizlerden istirhamım en azından ona “Bir Fatiha” göndermek.

Mekanın cennet olsun Şalcı Bacım!

Hilmi Ahıskalı

Kaynakça: Vehbi Horasanlı, Konuyla İlgili Makaleleri (Şalcı Şöhret Kadın ,Şalcı Şöhret Ana’nın hikâyesi )
Mustafa Çetin Baydar , Şapka

hilmiahiskali.blogspot.com

ıssızada

YIL 1926... Yer Erzurum... Şehirde gizli bir heyecan var... Bir kadın asılacak... Osmanlılar zamanında kadınlar idam edilmezmiş... Bir meydana bir sehpa kurulmuş... Jandarmalar kadını götürüyorlar... Kadın çarşaflı... O tarihte Anadolu'da bütün Müslüman kadınlar çarşaflıydı... Kadının suçu ne? Yeni çıkartılan Şapka Kanunu'nu tenkit etmiş...

Kadın bohçacılık yapan ve "Şalcı Bacı" adıyla tanınan bir vatandaş.İdam edilmeye götürülürken Erzurum ağzıyla "Kadın şapka giye ki asıla..." diye söyleniyor. Kadın söyleniyor, kadın sürükleniyor, kadın asılacak...

Jandarmalar ite kaka kadını sehpanın yanına götürüyor. Kara yüzlü cellat orada... Kadının boynuna yağlı ilmeği geçiriyor, ayaklarının altındaki sandalyayı çekiyor. Kadının vücudu titriyor, sallanıyor... Şalcı Bacının gırtlağından ölüm hırıltıları çıkıyor. Acaba o son dakika ve saniyelerinde Kelime-i Şehadet getirebildi mi? İnşaAllah getirmiştir. Cellat kadının bacaklarından hızla çekiyor, boyun kemiğini kırıyor. Kadın ölüyor. Cesedi sehpada sabah rüzgarı ile sallanıyor. Titrek bir ezan sesi duyuluyor...

Bu kadının idam hükmünü Çetin Altan'ın dedesi Tatar Hasan Paşa vermiştir. Altan bu konuda şu satırları yazmıştır:

"Dedem Hasan Paşa çok sert bir askerdi. İsmet Paşa topçu okulunda öğrenci iken, Hasan Paşa okul müdürüydü. Sonrası ünlü komutanlar olan o dönemin öğrencileri, anlatıp dururlar Hasan Paşa'nın sertliğini. Bir şapka isyanını bastırmakla görevlendirildiği bir kentte, hızını alamayıp bir de kadın asmıştı. Sanırsam siyasal suçtan ilk asılan kadın odur tarihimizde. Kadın sehpaya çıkmadan önce "Ben bir hatun kişiyim. Şapka ile ne derdim ola ki" demiş galiba. Ben o tarihte henüz doğmamışım. Çok ama çok sonradan öğrendim bunları. Ve inanın ince sızı gibi tatsız bir burukluk kaldı içimde."

Gazeteci Nimet Arzık, bu olayı duyduğunda bir hikâye yazmış (gerçek hikâye) ve başlığını "Şalcı Bacı Asılmaya Gidiyordu" koymuştur.

Şalcı Bacı'nın asıldığı gün bütün Erzurum ağlamıştı. O dehşet günlerinde açıktan, herkesin önünde hıçkıra hıçkıra ağlamak suçtu. Rejime ve inkılaplara karşı gelmek demekti. Erzurumlular kıyıya kenara çekilmişler ve sessiz sedasız ağlamışlardı. Şalcı Bacı şehid olmuştu. Şalcı Bacı'yı şehid etmişlerdi.

Şapka yüzünden asılan, şehid edilen Müslüman sadece o mazlum kadın değildi. Ülkenin nice yerinde idamlar sergilenmişti. Ulemâdan İskilipli Âtıf Efendi, Babaeski müftüsü ve daha binlerce kişi...

Şalcı Bacı Şapka Kanunu'na muhalefetten asılmıştı. O zavallı bir bohçacı kadındı. Sırtında bohçası, bohçasının içinde kumaşlar, havlular, başörtüleri; evden eve dolaşır, bir iki parça mal satarak ekmek parası çıkartırdı. Kocası var mıydı, çocukları var mıydı? Bilmiyorum. Mutlaka kendisini sevenler, ona acıyanlar vardı. Çok ağladılar ama gözyaşları ölüleri diriltmiyordu.

Şalcı Bacı'yı astılar, sehpada sallanan cesedini bir iki gün, halkı korkutmak, dehşete düşürmek için teşhir ettiler, sonra kaldırıp bir çukura gömdüler.Acaba cenazesi yıkandı, kefenlendi mi, namazı kılındı mı, kendisine rahmet okundu mu?

Şapka Kanunu'na muhalefet eden bir âsiye rahmet dilemek de o devirde büyük suçtu.

Âtıf Efendinin mezarı belli mi?

Şalcı Bacı'nın ahı ne oldu? Yerde kaldı, yerde kaldı. Bu ülkenin Müslümanları Şalcı Bacı'nın hakkını aramadılar.

Demokrasi geldi, az çok fikir hürriyeti var ama Şalcı Bacı'nın hiç olmazsa hatırasını temize çıkartacak bir girişim olmadı.

Rant olsaydı bu işte, Şalcı Bacı aklanırdı ama rant yoktu. Rant olmayınca bir kısım İslâmcılar harekete geçmezler, küçük parmaklarını bile kıpırdatmazlardı.

Şalcı Bacı Şalcı Bacı... Asıl ismi neydi acaba? Ardından bir Fatiha üç İhlas okuyan kaç kişi çıktı. Yâsin okuyan oldu mu acaba?

Aradan seksen seneden fazla zaman geçti, acaba şehid Şalcı Bacı için gıyabında cenaze namazı kılmak caiz olur mu?

Ah Şalcı Bacı... Bir Müslüman olarak senden utanıyorum...

Bir tek Şalcı Bacı'nın ahı bile bu memleketi uğursuzluk karanlıklarında bocalatmaya yeter de artar. Başka nice ahlar vahlar var.

Şalcı Bacı'ya, öteki mazlum şehidlere, zindanlarda çürüyenlere, sürgünlerde sefalet çekenlere, ezilenlere rahmet okuyorum.

Zalimlere lânet lânet lânet.

Gafil ve vefasız Müslümanlara ne desem bilmem ki...

En iyisi bir kenara çekilip ağlamak.


Mehmet Şevke Eygi
Gazeteci-Yazar
19 Aralık 2008
'' Hudâ yardımcıdır ehl-i hüdaya ,

   Sizi ısmarladım hıfz-ı Hudâ'ya ''

nickvermekzorundamıyım?

o merhume annemiz de son devrin din mazlumlarından biri

mazhar

"Yalan söyleyen tarih utansın" söyletenler de utansın...
Şalcı bacı'ya Allah'tan rahmet dilerim...Zalimlerin zülmü varsa,Mazlumun'da Ahı(Allah)'ı var...