Gönderen Konu: Dibace  (Okunma sayısı 2399 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Devri Âlem

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 429
Dibace
« : 26 Mart 2009, 01:24:49 »

Sana hep yazdım dibace,

Sana hep konuştum,

Sana hep sustum…

Sustum dibace “susmalardan medet umarak”.

Bir yaralı kalb gibi kanadı mısralarım.

Muhakemesiz çırpınan malumatfuruş aklımı teskin edip ‘ilmihal’ ikliminde

Okudum mektûbâtdan sırrını kalbimin.

Hafî korkularım içimde nihandı…

 

Bilmem hangi zamandı!

Acıyı saklayan bir geceydi;

Acı, mısralara sığmayan iki heceydi,

Ah! Bilsen dibace içim nasıl da yandı.

Hani derler ya bıçak kemiğe dayandı!

Kim duyardı; duvar, dört yandı.

“karanlık kovulmaz düşüncelerden”

Işık, pencerem kadardı…

Sustum öfkeyle dibace; sabrım bu kadardı.

Ağladı kelimelerim, söz tükendi, şimdi sükût ar’dı,

Biliyordum her gecenin bir sabahı vardı

Beni yalnız O duyardı;

O ki hep yârdı…



Eşya yerindeydi; ev evde, sokak şehirdeydi

Deniz sahilde, yağmur bulutta, su nehirdeydi

Ya ben nerdeydim dibace?

Albümdeki resimde, aynadaki simde, taşıdığım isimde

Beş vakitte, dört mevsimde…

Her şey içimdeydi.

Kalem, kâğıt, satır, şiir…

Yazı, tamamlanmayan düşünce’ydi.

Sohbet-i yâran önceydi, ben gülünceydi!

Yalnızlık, bir idrakti;  sen/ben yere düşünceydi!



Ah! Hep çocuk kalsaydık dibace

Ah! Ebû Zer gibi doldurmak tenhayı,

Mümkün kılmak, kalabalıkta bulmak tenhayı

Medresenin önünde tenha bir derviş oğlu olmak vardı

Ve dinlemek ötelerin çağrısını yosun kokan rüzigarın nefesinden

Dirilmek yeni bir hayata kendinden çıkarak ya da ölerek kendinde…

Kendinde olmak cinnetin eşiği

Gördüm dibace iskelede dalgın bir divane

Ve raks eden meydan dolusu avane…

Ben mi ?

Ne iskele ne meydan

A'rafta bir munzevî…

 

İsa YAR

11.03.2009

(dibace herkes ya da hiç kimsedir.)

اَلْعِلْمُ يَرْفَع بُيوتًا لاَعِمَادًا لَهَا وَالْجِهلُ يَهْدِم بِيُوتَ اْلعِزَّ وَلْكَرَمِ