Gönderen Konu: SELÂM VERMEK  (Okunma sayısı 3808 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mstfx67

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 354
SELÂM VERMEK
« : 03 Ağustos 2006, 16:00:40 »

Müslümanlar arasında selâm vermek bir sünnettir, bir dostluk ve hayırseverlik alâmetidir. Selâm almak da bir farzdır. Bir hadîs-i şerîfte “Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de imân etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şeye delâlet edeyim mi? Aranızda selâmı yayınız.” buyurulmuştur.
Selâm vermenin bazı edepleri vardır. Bunlardan bir kısmı: Bir topluluğun yanına girilirken konuşulmadan önce “Esselâmü Aleyküm” veya “Selâmün Aleyküm” diye selâm verilir. İçinde insan olmayan bir yere girildiği zaman “Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhissâlihîn” denilir. Gençler yaşlılara, süvâriler yayalara, yürüyenler oturanlara, arkadan gelenler önden gidenlere selâm verirler. Bir topluma verilen selâma “Ve aleykümüsselâm” diye içlerinden birisi karşılık verirse, bu hepsinin yerine geçer. Fakat o topluluk içinden hiçbiri karşılık vermezse, hepsi de günahkâr olur.
Kendisine selâm verilen kimsenin, daha güzel bir karşılıkta bulunarak şöyle demesi güzeldir: “Ve aleykümüsselâmü ve rahmetüllâhi ve berekâtüh.”
Bir kimsenin selâmını getirip tebliğ edene “Aleyke ve aleyhisselâm” diye karşılık verilir. Bir mektupla selâm yazılmış olursa, ya dil ile veya yazı ile; “Ve aleykesselâm” denilir. Selâm almaktan hakîkaten veya hükmen âciz olan kimseye selâm vermek mekruhtur. Onun için yemek yiyene, Kur'ân okuyana, hutbe dinleyene, namaz kılana selâm verilmemelidir. Verilirse, cevaplanması mutlaka gerekmez. İşlediği günâhı açıkça söylemekten çekinmeyen kimselere (fâsıklara) selâm vermek mekruhtur.
Velhâsıl; selâm verip almak, bir dostluk alâmetidir, muhabbete vesîledir. Fakat selâm verirken rükûa gidercesine eğilmek mekrûhtur.  (F-38)


kaynak 30 Haziran 2006
BA$KASININ AYIBINI SÖYLEMEYi DÜSÜNDÜGÜN ZAMAN NEFSININ AYIBINI hATIRLA!!!

mazhar

  • Ziyaretçi
Selâmün Aleyküm
« Yanıtla #1 : 21 Aralık 2014, 18:53:02 »

Sa­hi, "Se­lâ­mün Aley­küm" de­di­ği­miz­de, ba­zı in­san­lar ni­çin uzay­lı ve­ya tu­rist gör­müş gi­bi öy­le­ce ba­kar­lar? Ha­yat­la­rın­da ilk kez mi duy­muş­lar­dır?  Her ne hik­met­se, Ame­ri­ka­lı­’nın,  İn­gi­li­z’­in "Hi"ını, "Hel­lo"su­nu, duy­du­ğun­da şaş­kın­lık gös­ter­mez,  yüz­le­ri­ni bu­ruş­tur­maz hat­ta  ge­re­ğin­den faz­la il­gi bi­le gös­te­rir­ler. “Se­lâ­mün Aley­kü­m” di­ye­rek se­lâm­lan­dı­ğı­nız­da ise ra­hat­sız olur­lar. Ker­hen bir “A­ley­küm Se­lâ­m” ye­ri­ne,  ku­ru bir "Mer­ha­ba" ile te­nez­zül bu­yu­rur­la­r…


Bir se­lâ­mın, ge­ri­ci­lik ve­ya mo­dern­li­ğin pa­ro­la­sı gi­bi al­gı­lan­dı­ğı baş­ka bir mem­le­ket da­ha var mı aca­ba? Her şey bir ya­na; Müs­lü­man­lar'ın ka­hir ek­se­ri­ye­ti oluş­tur­du­ğu bir ül­ke­de ya­şa­nı­yor bü­tün bu ko­me­di!


Aca­ba bu ül­ke­de doğ­muş, bu ül­ke­de bü­yü­müş in­san­la­rın; ken­di in­sa­nı­na, ken­di kül­tü­rü­ne ait bir se­lâm­laş­ma­ya bu ka­dar kar­şı ol­ma­sı­na ve inat­la di­ren­me­si­ne na­sıl an­lam ve­re­ce­ğiz? (Bir gün de, "ha­yır­lı iş­ler" de­me­mek için "iyi iş­ler" ga­ra­be­ti­ni mı­rıl­da­nan­la­rı ya­za­rız in­şa­al­lah)


Ah! Az kal­sın unu­tu­yor­dum! Bir de sa­de­ce kı­lı­ğın­dan kı­ya­fe­tin­den ken­di­le­rin­den ol­du­ğu­nu kes­tir­dik­le­riy­le se­lâm­la­şan kar­deş­le­ri­miz var. Mi­sal; yıl­lar ev­vel he­nüz ör­tün­dü­ğüm gün­ler­de, do­ğup bü­yü­dü­ğüm so­kak­ta ya­şa­yan bir­çok kom­şu bir­den bi­re ba­na se­lâm ver­me­ye baş­la­dık­la­rın­da şa­şır­mış­tım açık­ça­sı. Ke­sin­lik­le ol­ma­sı ge­re­ken buy­du fa­kat bir gün ön­ce­si­ne ka­dar ba­na bir kez da­hi se­lâm ver­me­miş ol­ma­la­rı­na; da­ha ön­ce be­ni bir se­lâ­ma lâ­yık bul­ma­ma­la­rı­na da in­cin­miş­tim doğ­ru­su.


Ki­mi­le­ri de var ki; gir­di­ği me­kâ­na gö­re di­li­ne bir ayar çe­kip se­lâm­la­şı­yor. Bu da ay­rı bir ko­me­di. Ban­ka, has­ta­ne, pas­ta­ne gi­bi me­kân­la­ra  gi­rin­ce “Mer­ha­ba, iyi gün­le­r” di­yor; ca­mi ci­va­rın­da bir ha­cı am­ca­nın iş­let­ti­ği bak­ka­la gir­di­ğin­de ise  "Se­lâ­mün Aley­küm ha­cı abi­’ di­yor. Bun­lar da bir çe­şit "se­lâ­mu­bu­ka­le­mun"…


Se­lâ­mı­mız eti­ke­ti­miz ol­muş ves­se­lâm.  Ki­mi­le­ri için ağ­zı­mız­dan çı­kan şek­liy­le yaf­ta­lan­ma­mız için ka­çı­rıl­maz bir fır­sat. Aman Ya­rab­bi! "Pek mo­dern" ki­şi­le­re "Se­lâ­mün Aley­küm" mü de­di­niz? Ey­vah! Ge­ri­ci ol­du­ğu­nu­zu ele ver­di­niz git­ti. Anın­da eti­ket­li­yor­lar si­zi. Ha­tır­la­yın. Yıl­lar ev­vel, ABD Baş­ka­nı Oba­ma, o gün­ler­de Baş­ba­ka­nı­mız olan Er­do­ğa­n’­ı “Se­lâ­mün Aley­kü­m” söz­le­riy­le se­lâm­la­dı­ğı için,  “ek­se­ni­miz kay­dı­” en­di­şe­siy­le kalp kri­zi ge­çi­ri­yor­du ba­zı kö­şe ya­zar­la­rı­mız. Ger­çi, ken­di ek­se­nin­den çok çok öte­ye git­miş mez­kur kö­şe ya­zar­la­rı­na gö­re as­lın­da bun­lar nor­mal tep­ki­ler, kay­ma­lar el­bet­te­…


Hay Al­lah. İlk ya­zı­da, oku­yu­cu­ya sa­de­ce bir se­lâm ver­mek­ti mak­sa­dım, ne­re­dey­se "Se­lâm üze­ri­ne bir  ma­ni­fes­to"ya dö­nüş­tü­… Ol­sun! Se­lâm­sız, sa­bah­sız ol­mak­tan iyi­dir de­ğil mi?


Mo­dern za­man­la­rın; he­men her şe­yi mik­ro par­ça­cık­la­ra ayır­dı­ğı, tef­ri­ka­yı ha­ya­tın ay­rıl­maz par­ça­sı kıl­ma­ya ça­lış­tı­ğı şu gün­ler­de; tüm bun­la­ra inat, "vah­det" çağ­rı­sı ya­pan bir ga­ze­te var şu an eli­niz­de. Bu ka­dim çağ­rı­ya ben de Al­lah'ın se­lâ­mıy­la eş­lik et­mek is­te­dim.


Vah­det'in ba­na ay­rı­lan say­fa­sın­da ve kö­şe­sin­de, tam da "vah­det çağ­rı­sı"na uy­gun ol­ma­sı­na özen gös­te­re­ce­ği­miz ve­rim­ler­le kar­şı­nız­da ola­ca­ğız. Eş, dost bir ara­ya gel­di­ği­miz­de sık­ça dem vur­du­ğu­muz ede­be ve ede­bi­ya­ta da­ir yi­tir­dik­le­ri­mi­zi ha­tır­lat­ma­ya ça­lı­şa­ca­ğız, bu uğur­da­ki gay­ret­le­re, be­yaz ha­ber­le­re say­fa­mı­zı aça­ca­ğız.  İn­şa­al­lah, öz­le­mi­ni duy­du­ğu­muz  bir hal­de do­lup taş­sın gön­lü­nü­ze...


Ha­sı­lı ke­lâm; bü­tün bu ge­ve­ze­lik öz­de iki ke­lam­dan iba­ret sa­de­ce... Se­lâ­mün Aley­küm dos­tum, Se­lâ­mün Aley­küm kar­de­şim, hiç ta­nı­ma­dı­ğım in­san hey! Sa­na da Se­lâ­mün Aley­küm...


Saliha Sultan Gazetevahdet.com