Gönderen Konu: sen gel dıye ey sevgılı  (Okunma sayısı 9294 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı TaNYeLi

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 2
sen gel dıye ey sevgılı
« : 02 Temmuz 2005, 15:01:10 »

sen gel dıye ey sevgılı


Yaradan Rabbimin adıyla okudum.
Ey Muhammed seni okudum.
Okudum, çoğaldı harflerim, ırmaklarım, yıldızlarım...
Bütün kitaplara senin isminle yazıldım.
Doğdum Muhammede doğdum
Aşiksam Muhammede aşığım
Ölürsem Muhammede ölürüm
Gelirsem Muhammede gelirim

Yusuf oldum kuyularda hep seni bekledim
Hüseyin oldum Kerbelada
Kuruyan dudaklarımla sayıkladım ismini.
Gelsin de ırmaklar taşıyan ellerinden
Ab-ı hayat akıtsın içimde diye bekledim

Bekledim
Kapandi yollarım
Uzattım parmaklarımı
Hallaç gibi doğrandı ellerim
Hiç seni söylemedim
Dağlandı dudaklarım
Yazdım göz yaşlarımla Mekkenin dağlarına:
Sen gel diye Ey Sevgili

Sevgili...
Ben Veyselim
Kenan illerinde hasretini soluyan,
Hırkana bürünürüm karanlıkta kaybolduğumda
Dört tarafdan vururlar bana
Vururlar da söyletmezler sensizliği.
Sümeyye gibi develer ayırır bedenimi...
Hamzayım Ey sevgili,
Uhuddayim tam önündeyim
Vahşinin mızrağı deler geçer yüreğimi.
Gel de okşa ne olur oyulmuş kalbimi,
Hind değil hasretin acıtır onu.

Gittin ya gül yüzlü Sevgili.
Kırıldım gittiğinden beri
Kırıldıkca yandı canım.
Çarmıha gerilen benim bedenim, benim ellerim
Benim ayaklarım.
Harami sofralarda sergilenen benim başım.
Beni bir ağaçta kıstırdılar,
Kör bir testereyle biçildim.
Ağladım, kurudu göz pınarlarım
Ağladım, hasretine türkü yaktım
Ağladım, gel diye Ey Sevgili...
Ey Sevgili...
Kırıldımı dişin,
Dikenler acıttımı ayaklarını,
Deve işkembeleri kirlettimi elbiselerini?
Medine yollarında yoruldunmu?
Taifte taşlar kanattımı gül yanağını?
Kırıldımı kalbin bize, kırgın mısın Ey Sevgili?

Ne çare
Bekirler yok şimdi
Aliler, Osmanlar, Ömerler yok
Halidler gitti, Musablar gitti.
Hatice yok, Zeynep yok, Fatıma yok.
Müminlerin annesi sofra açmaz evlerimizde
Kedilerin babası dolaşmaz sokaklarımızda.
Biz ne cok yetim olduk da, senin gibi okşayanımız yok artık.
Gel bir okşa ne olur.
Yaralarımızdaki irinler azdı.
Canımız acıdı
Bir merhamet et, bir gülümse Efendim
Bir görün paslı yüreklerimize
Bekler dururuz her seherde:
Sen gel diye Ey Sevgili...

Ey Sevgili...
Buralara bir hal oldu:
Ne Yakup inliyor şimdi
Ne Mısırda rüya görülüyor
Züleyhalar şaşkın.
Yedi adam ne yapsın
Mağaraların kapıları da kapalı.
Musa vurunca asasını
Oynamıyor yer yerinden
Yol vermiyor Kızıldeniz
Sakınmıyor İbrahimi ateşler
Su taşımıyor karınca.
Ethemin balıkları getirmiyor iğneleri denizden.

Buralara bir hal oldu:
Sen yoksun, buralar duman oldu Efendim.
Bir mektubun gelmedi buralara...
Bir Necaşi sormaz halimizi.
Bir yanlızlıktır düştü ocağımıza
Bir karanlıktır çöktü başımıza
Ay aydınlatmıyor
Gül kokmuyor
Yokluğun karabasanlar gibi basınca sinemize;
Dağıldı hanemiz
Dağıldı yüreğimiz
Dağıldı birliğimiz...
Sevgili affet bizi:
Bir deve olamadik
Hasretine çatlayip ölecek,
Bir kuru agaç olamadık
Yokluğuna kanlı gözyaşları dökecek
Bir Bilal olamadık
Sensiz ses vermeyecek,
Bir Ebu Zer olamadık
Alıp başını gidecek.

Ey Sevgili
Ey Şefahat sahibi
Affet bizi
Affet...

Şimdi bir şarkı düşer dilimize
Bir aşk iner yüreğimize
Bir el tutar elimizden.
Bir af fermanı gelir ötelerden.
Bir sen gelirsin.
Bir sen gelirsin.
Biz bin seviniriz:
Sevgilim Muhammedim diye...
Sevgilim Muhammedim diye, meleklerle yarış ederiz.

Gel sevgili
Gel öp, kokla
ve yeşert bizi
Ve kalbimizi


Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
EY SEVGİLİ
« Yanıtla #1 : 02 Temmuz 2005, 15:59:07 »
Ey sevgili;bilmem ki içerisinde bulunduğumuz,müjdelenmiş bahtiyarlar topluluğunun içerisine kendi isteği doğrultusunda giren fertler var mı? Ben bestelenmeye ne zaman başlandığını bile bilmediğim bu güzel şarkısının vokalistliğine lutf-u ilahi ile getirildiği zaman,herhalde o kutlu beste mana aleminde çoktan zirvedeki yerini almıştı.

Bilmiyoruz ki;bitmeye matuf bu şarkının ilk mısrasına takılmışsa ümitlerimiz,zamanın bizle görülecek hesabı var demektir…ve buna rağmen biz sevgiliye kalbimizin gölgesini sunmakla yetiniyoruz. Sevgiliye asıl sunmamız gerekeni sunamıyoruz. Ona hep türkü yakıyor,ama onu bir türlü duyamıyoruz ve kalbimizin derinliklerinin enfusliğini ona üfleyemiyoruz. Ona nakış nakış çileyle işlenmiş bir bardakta sunacağımız,ne bir damla kanımız ne de bir damla gözyaşımız var…

Oysa sevmek,anlamak ve yaşatmak demek değil miydi? Biz bunu bilerek yola çıkmamış mıydık? Peki şimdi niye sadece sevgiliye “sevgili” gözüyle bakma ihtiyacının ötesine geçemiyor ve onu anlamaktan kaçıyoruz? Sevgiliyi hep başkalarından çalıştığımızdan mıdır,ona yönelik her hamlemiz bu kadar cılız ve sönük oluyor? Yoksa onu uzaklarda aradığımızdan mı bu kadar körleşti gözlerimiz?

Aman Allah’ım yoksa biz sevgilimizi “sevgicik”lere mi sattık? Ve belki de daha bu alışverişin neresinde olduğumuzu bilmeyecek kadar sevgiliden uzaklaştık…Yoksa sağdan yediğimiz yumruklar mı bizi bu aldatıcı dünyanın kucağına itti? Yada biz sevgilimizi “adam bu kadarından da ne olur”lara mı sattık? Evet,her ne yaptıksa yaptık,biz seni hakkıyla sevemedik…

Ey sevgili,biz seni “zaman” denen çarkın “an” denilen en küçük dişleri arasında,daldığımız “sevgicik” hülyalarına karşılık satsak da;ümit ediyoruz ki sen bizi o engin ve kuşatıcı SEVGİNLE bir kere daha gerçeğe uyandıracaksın…
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
sen gel dıye ey sevgılı
« Yanıtla #2 : 06 Temmuz 2005, 14:30:21 »
Hamd,Sena,şükür demi,

                                              Ver Allah'ım,ver bize.

                                              Gönülde aşk meltemi,

                                              Ver Allah'ım,ver bize !

     Mağfiret,af ve bağış,

     Hep aşkınla çağlayış,

   Bir yürek nakış nakış,

   Ver Allah'ım,ver bize !

                                                 Selamet,sonsuz huzur,

                                                 İdrak,irfan,iç şuur,

                                                 Vefa,Muhammedi nur,

                                                 Ver Allah'ım,ver bize !

***

Ey Dergah Dostları !Dualarınızdan bizleride unutmayın.zaman gelir,devran döner,arayan bizi bu dünyada bulamaz.Hep ötelerin yolcusuyuz.Öyle ise ebediyete göçenleri hayırla yad etmek,arkada kalanların kardeşlik borcudur.Hepiniz Allah'a emanet olun.

Geçer akçe takvadır:İş değil koltuk,masa;

Ne kıymetiniz olur,bir duanız olmasa !

*****************************************************************************

Allah için sevenlere selam olsun
Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı UMMAH

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 8
sen gel dıye ey sevgılı
« Yanıtla #3 : 25 Eylül 2005, 19:40:10 »
الله اعفي
هذه عاجزة شخص اريد مرحمة
انت خلقي

للك هذه انتعاش اضحي
هذه انتعاش اضحي
حبيلك
محمد(ص)
من هو تعادل؟
هو العالم الساطان
يا محمد(ص) الحق غوثي
انت تحبي رب تحبي
رب تحبي انت تحبي
عفي يا رب عفي


beğenirsiniz inşAllah şiirimii,ee hadi açın arapça sözlüğü çözmeye çalışın çook basitt..eğer çüzemezseniz yazacağımm
OWER TO HİZBOLLAH

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
sen gel dıye ey sevgılı
« Yanıtla #4 : 26 Eylül 2005, 08:05:10 »
mükemmel şiirler. Allah kalbimizdekini  en layıkıyla yasamayı nasip etsin inş.
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
sen gel dıye ey sevgılı
« Yanıtla #5 : 28 Eylül 2005, 13:57:49 »
Şair cok bizde...

Siz bunları değerlendirin bir kitap filan basın...Sonra imzalarsınız... :)
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]