Gönderen Konu: Sen Hiç Fâkir Gördün mü, Psikiyatr Dr?  (Okunma sayısı 6022 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Sen Hiç Fâkir Gördün mü, Psikiyatr Dr?
« : 18 Aralık 2008, 05:52:42 »

Acaba Bush Hiç Çocukken Kurban Kesilmesine Tanık Oldu mu?

Mübarek Kurban Bayramı’nın ikinci günü akşam; yemek yiyoruz. 9 Aralık 2008, 17:00 Haberlerini NTV’de izleyelim, dedik. Spiker, Kurban Kesimi ile ilgili ‘uzman’ görüşünü öğrenmek(!) ve öğretmek(!) amacıyla bir doktor bağladı ekrana; bir psikiyatrist. Psikiyatr doktor, uzmanlık görüşlerini yavaş yavaş serdetmeye başladı. Sekiz yaş altı çocukların ibadet kasıtlı kurban kesilmesini anlayamayacağından dem vurdu ve sâdede geldi, ‘Hayvan katliâmı’na tanıklık eden çocuk ve travmalar, tırnak yemeler, hayvan sevgisinin oluşmaması ve daha nice kötü şeyler’ konulu uzun bir analiz yaptı. Kurban keserken çocuklarını bu ‘vahşet’ten uzak tutmayanların ödünü patlattı. Öd bu; patladığı zaman, meseleyi -çocuğun yaşına bakmadan -uzatır da uzatır; çocuk, genç olur, yetişkin olur ve bu tür travmalar yaşamaması için hep bu ‘vahşet’ten uzakta tutulmaya gayret ettirtir adama. “Kuzu gibi bir yetişkin yetiştiririz”, dedirtir; hayvan sevgisiyle dopdolu, travmatik hiçbir özelliği olmayan süper insan yetiştiririz sandırır. Nihâyetinde travmalardan korkan bir sürü yetişkinimizin sonraki nesli, travma korkusuyla kurban kesemeyecek, buna şahit olamayacak ve biz kurban kestirecek bir fert bulamaz hâle geleceğiz. Çocuklar yemeklerde tüketilen etlerin nereden geldiğini soracak olurlarsa, travma korkumuza, yediğimiz etlerin Mars'ta yetiştirilmiş sebzeler olduğunu da anlatırız sonra çocuklarımıza- sonra et almaya Mars'a gitmeseler bari-.

***

Aklıma gelen ilk şey tahmin etmediğiniz bir şeydi; neden bir psikolog değil de bir psikiyatr, neden bir profesör doktor değil de bir doktor? Kim bilir belki de onların (NTV) da aklına gelmedi bu önemli konuda görüş serdetmek için daha uzman(!) birilerini ekrana bağlamak. Bana biraz karıştırmışlar gibi geldi. İş psikologların işi, psikiyatrların değil. Psikiyatr, tahlillerin, reçetelerin adamıdır; ruhun değil. Üstelik şu unutkanlık meselesinin(B12 vitamini eksikliği) etyemezler de ortaya çıktığını ve bunun başlangıcının da çocukluk olduğunu en iyi onlar bilirlerdi, ama; o kadar. İş onların işi değil, ama onlardan biri hele de prof. olmayanı çıkıp da kocaman laflar edince ‘adam’ diye ortada gezenlerin ne işe yaradığını düşünmemek elde değil. Prof. olsa ne mi olurdu? Hiç. Sadece bir prof nerede bu tür münasebetsizlikler yapılmayacağını çok iyi bilecek kadar deneyimlidir de ondan.

***

Her neyse; olan olmuştu. Kurban kesimine şahit olan sizler ve bizler gibi olan halkın diğer sıradan çocukları, psikiyatr’ın dediğine göre ‘Hayvan katliamı’na şahit olmuşlar olarak, bir çok travma yaşamışız ve sebebi bilinemeyen bir sürü yetişkinlik hurdalığı sergilerken, gerilerde belki bu sebepler varmış(!). Biz ayvayı yemişiz de haberimiz yokmuş. Tamam, anlaşılabilir bir şeydir; anlayamayacak kadar küçük olan çocukları anlayamayacakları şeylerle karşılaştırmanın elbette sakıncaları vardır; bunu bilmek için psikiyatr olmaya gerek yok. Kaldı ki; binlerce yıldır kurban kesilir. Psikolog ve psikiyatrların bu dünyadaki kökleri ancak 150 yıllık bir maziye dayanır. İnsanlık, kurban kesiminde bu meseleyi onlardan çok önce çözmüştür. Biraz utansalar, bu mâziye saygısızlık yapmamaları gerektiğini anlarlar; münasebetsizce çocuklardaki bazı davranış bozukluklarını kurban kesimine şâhit olmaya bağlamazlardı. Hele birde boylarını aşan sevgi meselesini dillerine dolayıp edepsizlik etmezlerdi. Sadece hayvan sevgisinin değil, sevginin her türünün eğitiminin yapılması gerektiğini, sevgisizliğin kökeninin aile ve toplum olduğunu bildikleri halde, bunu kalkıp kifayetsiz melekeleriyle bir iddia olarak ortaya atmaları affedilebilir gibi değildir. Biz NTV ekranındaki psikiyatr dr’umuzu kumpasları ve takıntılarıyla baş başa bırakıp aklımıza getirdiği ikinci şeyi inceleyelim.

***

Acaba Irak’ta iki milyondan fazla sayıda insanın ölümüne sebebiyet verenler hiç kurban kesimine tanık olmuşlar mıydı çocukken? Psikiyatr’ın bunu araştırmış olması gerekirdi. Bilimsel balonlar patlatmanın da bir adâbı vardır, değil mi? Bush’u, Hitler’i, Churchil’i, Roosevelt’i, Lenin’i, Stalin’i, Lloyd George’u, Haçlı seferlerinin Papalarını, Rus Çarlarını, akla gelen gelmeyen bir sürü ‘Kurban Kesimi’ne şâhitlik etmemiş zamanın çocuklarını hiç analiz ettiler mi? Onlar kaç yüz milyon insanı kıtır kıtır kestiler acaba? İçlerinde ‘Hayvan Sevgisi’ var mıydı ki? Kafalarında insan sevgisi olmadığı apaçıkken onları bu tür katliamlara, benzeri görülmemiş vahşete sürükleyen şey neydi? Fukara Kızılderililerin soyu neden tükendi? Koyu tenli insan kardeşlerimiz hangi travmaya kurban gittiler? Sarı benizliler hâkeza; Çanakkale de, Kurtuluş savaşında dedelerimiz. Hadi savaştı, deyip geçelim. Ya savaş öncesinde, sonrasında olanlar ve savaşa katılmayan çocuklar, kadınlar ve yaşlılar? Kıtır kıtır kesilen, canlı canlı gömülenler hangi travmatik berduşun hangi kusuruna kurban gittiler? O katillerin hepsi hayvan sevgisiyle mücehhez miydiler? Yoksa süs köpekleriyle poz vermeleri psikiyatrlarımızı yanıltıyor mu? Bu bilimsel dangalaklığa tek kanıt o katillerin finolarıyla çektirdikleri resimler midir?

***

Çok mu uzağa gittik? Güzel ülkemizdeki vahşileri unuttuk mu? Hayır; finolarla poz veren hırsızları, soyguncuları unutmadık elbette. Eminim onlar da ‘Kurban Kesimi’ne şahit olmamış çocuklardı çok önceleri. Sonra, sabahtan akşama kadar çizgi filmlerde, bilgisayar oyunlarında sinekten daha kolay adam öldüren kahramanları izleyen bebelerimiz, sekiz yaş altı çocuklarımız acaba ne haldeler, ey zırvacı psikiyatr dr? Kurban’ı kestik; çocuklar gördüler, götürdük fâkir’e verdik; çocuklar gördüler. Fâkir’in nasıl sevindiğini de gördüler. O güzelim koç’un neden kesildiğini anladılar? Ya sen? Sen hiç fâkir gördün mü psikiyatr dr? Hâ, unutmadan; yeryüzü doktorlarımız, şu anda Afrika’daki yoksullar için kurban kesiyorlar, kestiriyorlar. Onlar dr değil, değil mi? Onlar hekim. Hem sen hiç organ naklinin yararlarını duydun mu dr? Ya da kangren’in tüm vücuda yayılmasını engellemek için kesilen bacakları, kolları? O kolları bacakları kesenler ne yapıyorlar sence, vahşet mi? Ne? Bilmiyorsun tabi, o zaman neden susmuyorsun adam gibi, neden hürmet etmiyorsun insanların inançlarına?

***

Cevap ver psikiyatr dr? Kurban kesimine şahit olmuş olan çocukların büyüdüklerinde birer katliamcı olduklarına, hayvanları sevmediklerine, tırnaksız kaldıklarına, ankisiyete bozukluklarına dair bilimsel delilin var mı? Olmaz elbette, sen karnından konuşanların ağzısın. Yalan söylüyorsun. Ama ben sık sık duyuyorum, toplumsal dayanışma yüzünden 2001 krizinde Brezilya gibi açlık yaşamadınız, marketlere saldırmadınız diyenlere. Şu an ki küresel krizi, siz toplumsal dayanışmanız yüzünden kolayca atlatırsınız, diyen ecnebi ekonomistlere hiç rastlamadın mı sen? Bizler kurban kesimine kaç yaşında şahit olduğumuzu hatırlamıyoruz bile. Dedelerimizde öyleydiler. Ama hayvanlara vakfedilen servetleri vardı dedelerimizin. Sen bunu hiç duydun mu câhil? Şimdi git ödevini yap; Avrupa’da ve Amerika’da hatta Türkiye’de suçluların tümünü al,incele; bak bakalım kaçı kurban kesimine şahit olmuş çocukluğa sahipler? Psikologları da yanına almayı unutma; sana bilmediklerini açıklarlar.

Alper SELÇUK
09 Aralık 2008, Kurban Bayramı'nın ikinci günü

cemaat.com

Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Sen Hiç Fâkir Gördün mü, Psikiyatr Dr?
« Yanıtla #1 : 18 Aralık 2008, 10:11:53 »
Acaba Irak’ta iki milyondan fazla sayıda insanın ölümüne sebebiyet verenler hiç kurban kesimine tanık olmuşlar mıydı çocukken? Psikiyatr’ın bunu araştırmış olması gerekirdi. Bilimsel balonlar patlatmanın da bir adâbı vardır, değil mi? Bush’u, Hitler’i, Churchil’i, Roosevelt’i, Lenin’i, Stalin’i, Lloyd George’u, Haçlı seferlerinin Papalarını, Rus Çarlarını, akla gelen gelmeyen bir sürü ‘Kurban Kesimi’ne şâhitlik etmemiş zamanın çocuklarını hiç analiz ettiler mi? Onlar kaç yüz milyon insanı kıtır kıtır kestiler acaba? İçlerinde ‘Hayvan Sevgisi’ var mıydı ki? Kafalarında insan sevgisi olmadığı apaçıkken onları bu tür katliamlara, benzeri görülmemiş vahşete sürükleyen şey neydi? Fukara Kızılderililerin soyu neden tükendi? Koyu tenli insan kardeşlerimiz hangi travmaya kurban gittiler? Sarı benizliler hâkeza; Çanakkale de, Kurtuluş savaşında dedelerimiz. Hadi savaştı, deyip geçelim. Ya savaş öncesinde, sonrasında olanlar ve savaşa katılmayan çocuklar, kadınlar ve yaşlılar? Kıtır kıtır kesilen, canlı canlı gömülenler hangi travmatik berduşun hangi kusuruna kurban gittiler? O katillerin hepsi hayvan sevgisiyle mücehhez miydiler? Yoksa süs köpekleriyle poz vermeleri psikiyatrlarımızı yanıltıyor mu? Bu bilimsel dangalaklığa tek kanıt o katillerin finolarıyla çektirdikleri resimler midir?


Yeri gelmişken birşey paylaşmak istiyorum: Ben küçükken kurbanın kesimini ilk anından son anına kadar seyredebilirdim. Fazla içimi acıtmazdı. Fakat şimdi (yaklaşık 10 senedir) kesinlikle, kurbanın kesimine bakamıyorum. Özellikle ilk safhasında...

Nedenini pek çözemedim. Fakat kesin olan birşey var. Çocukluğumda birçok kurban kesimine şahit oldum. Buna rağmen cani değilim. Mutfakta bir karınca görsem, alıp pencereden atarım.  :) Öldüremem yani.

İki kızım var (12 ve 10 yaşlarında). Asla et ve tavuk yemiyorlar. Bırakın yemeyi, kasaptan et aldığımda falan, o poşeti bile taşımak istemiyorlar. "Iğğğk!" diye, benim etle uğraştığımı gördüklerinde protesto ediyorlar. Onlara daha önceleri "Kurban" konusunu açıkladığım için, buna itirazları yok. Sadece "biz yemeyelim yeter" havasındalar. Hayır, düşünüyorum nedenini; öyle küçükken kurban kesimini yakından görmediler. Apartman penceresinden uzaktan gördülerse de, hayvanın çırpınışlarına falan şahit olmadılar. Nerden çıktı bu vejeteryanlık bilmem... +=)

Paylaşmak istedim.

Teşekkürler Lika...


Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Sen Hiç Fâkir Gördün mü, Psikiyatr Dr?
« Yanıtla #2 : 18 Aralık 2008, 11:23:16 »
mevlamız bizi kurbansız bırakmasın...

Çevrimdışı TeVeKküL

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 9
Ynt: Sen Hiç Fâkir Gördün mü, Psikiyatr Dr?
« Yanıtla #3 : 18 Aralık 2008, 17:24:09 »
TşkLer payLaşım için
Dünya Günah Dolu... Bizler Günahkar...!
Battıkça Aleme... Gözyaşım Akar..
Kalbimi Sonsuz Bir Pişmanlık Sarar...
Binlerce Ahh Dolu Günah Defterim...

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Sen Hiç Fâkir Gördün mü, Psikiyatr Dr?
« Yanıtla #4 : 18 Aralık 2008, 17:41:50 »
mevlamız bizi kurbansız bırakmasın...

amin.
 

Ben teşekkür ederim TeVeKküL kardeşim.
...

günbatımı kardeşim, bu sorundan birçok aile muzdarib. Yaşları henüz çok küçük. İşininin ehli bir pskiyatırın sohbetinde dinlemiştim, bu tür sorunlar genellikle kişilerin geçmişte o gıdalarla ilgili yaşadıkları kötü tecrübelerden kaynaklanır. Ki bununla ilgili de çok güzel bir örnek vermişti. Hiç domates yemeyen bir insanın bu tutumunun kökeni incelendiğinde, kendisinin bir yemek davetinde yediği yemekte domatesin çürümüş olması kişinin bir daha asla domates yememesine sebebiyet vermiş.

Size tavsiyem mutlaka bu sorunu çözüme ulaştırmaya çalışmanız. Mesela onların en çok sevdiği sebzelerle birlikte hazırlanmış etli, tavuklu yemekler sunabilirsiniz. :)
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Sen Hiç Fâkir Gördün mü, Psikiyatr Dr?
« Yanıtla #5 : 18 Aralık 2008, 17:51:52 »
Lika kardeşim, tavsiyelerin için teşekkürler. Ama olmuyor. Çok şey denedim, artık kendi hallerine bırakmaya karar verdim. Sorunun temeli konusunda da aklıma gelen tek şey, küçükken amcasının oğlu (çocuklarımın), "öğk-böğk" diyerek büyük kızımı tiksindirmişti. Küçüğü de zamanla ona uydu. Ama sebep buysa geçici olması gerekmez mi?
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Sen Hiç Fâkir Gördün mü, Psikiyatr Dr?
« Yanıtla #6 : 18 Aralık 2008, 18:07:51 »
Söylediğiniz durum kızınızın yememesine sebeb olabilir. Küçükken yapılan, söylenen her söz kalıcı bir etki bırakır çocukların dünyasında. Ve silinmesi için kesinlikle ebeveynlerin çaba sarfetmesi gerekir ki; sizin çocukların durumu daha zor, zira ne et, ne tavuk yiyorlar. Sadece balıkla da beslenmesi yeterli değil sanırım. Kendiliğinden geçebilecek bir sorun gibi görünmüyor. Bu nedenle uzmanların konu hakkında görüşlerini araştırmanızı tavsiye ederim.



Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Sen Hiç Fâkir Gördün mü, Psikiyatr Dr?
« Yanıtla #7 : 18 Aralık 2008, 18:45:35 »
Teşekkürler Lika, tavsiyelerinize uyacağım...
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana