Taze taze…
***
Akar gibi bir üslup...
Çakıp yanar, söner gibi...
Şöyle göz ucuyla, belki görürler diye suçlu gibi, kaçar gibi...
Yeni bir şeyleri fısıldar gibi...
Susar gibi...
***
Ayrılır kavuşur gibi... Yeni/den buluş/ur gibi...
Her şeyi konuşur gibi…
Bir sırrı ele verir gibi…
***
Birden ısınır birden üşür gibi...
Hava gibi... Su gibi...
Yaz yağmurları uykusu gibi…
Uyur uyanır gibi...
***
Birini çağırır gibi...
***
Bir yeri ağrır gibi...
Çığlık atacakken çığlıklarını yutar gibi...
***
Zamanı tutar gibi...
***
Göz kırpar gibi...
Güzü çırpar gibi...
Toplar gibi baharı… Toplanır gibi…
Kış gibi tıpış çocuklarla oynar gibi…
Yaz gölgeleri gibi…
***
Neresi göğün başlangıcı?!...
Üslubun öylesine aramaklı…
***
Ah bir sevinç ince ince…
Acılar birbirine girince kalemin iniltisi…
***
Yağmur sesi…
Kış kıyamet…
Camlarda buğuların nefesi…
***
İnsan olan herkesi çağırıyor, bak, desinler; sevinsinler.
İnsan olan herkese bir selamın olsun; ne olur ki…
***
Seni üslubundan tanısınlar!
Seni üslubunla ansınlar; yansınlar üslubuna.
Bakan bir daha baksın!
***
Zalime bütün nefretini... eliyle, diliyle, kalbiyle...
Ah, mazlumu tutup kendi dertlerini unutup...
***
Ne senin söyle ha: Üslubun, arzın, tarzın, biçimin, seçimin…
***
Allah’la, insanlarla, eşya ile geçimin ne ha, nasıl ha…
***
Her nefeste, her heveste, sarayda, kafeste neyi, nasıl söylersin Allah’a…
***
Üslubuna, elbisene, adımlarına bir baksana!
Ali Hakkoymaz
sanatalemi.net