Gönderen Konu: Sessiz Çığlıklarımız...  (Okunma sayısı 2398 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı aşk hamalı

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 116
Sessiz Çığlıklarımız...
« : 30 Nisan 2008, 18:48:21 »

 Sessiz Çığlıklar...
 
 
Seni özledim, yine bugün gözlerim buğulu, kalbimde büyük bir hicran yarası.
Hani sana gelmiştim yaralarımı sarmaya bir akşam vakti idi görmüştüm seni Rahman ‘ın verdiği tüm güzelliğin ile orada öylece bana bakmıştın.
Bilmediğim anlamadığım bir lisan ile konuşmuştun kalbimle.
Görünce seni kalbim “Allah” demesini bilmişti.


Seni özledim, yine bugün gözlerim buğulu, kalbimde büyük bir hicran yarası.

Hani sana gelmiştim yaralarımı sarmaya bir akşam vakti idi görmüştüm seni Rahman ‘ın verdiği tüm güzelliğin ile orada öylece bana bakmıştın.

Bilmediğim anlamadığım bir lisan ile konuşmuştun kalbimle.

Görünce seni kalbim “Allah” demesini bilmişti. “O anın” bitmesini hiç istemedim.

Sanki ölümün sonrasında yeniden dirilişi yanınızda yaşamıştım.

Sanki varoluşumun şifrelerini ellerini tuttuğum zaman çözmüştüm.

Tüm evren bir soru olmuştuta sen karşımda kocaman bir cevap olmuştun.

Buradaki Yusuf yüzlü insanların yüzüne yansıyan bu revnak; lambaların ışığımıydı, ayın yeryüzüne yansımasımıydı yoksa sizin gül yüzünüzün bu yüzler ile birleşmesi miydi ?

O yüzler siz miydiniz yoksa onlar yüzlerini size mi benzetmişti bilemedim.

Allah (cc) “Bana bir adım yaklaşana ben koşarak gelirim” diyor, ben bir damla diledim Allah (cc) ‘tan Allah (cc) bana deryayı lutfeyledi.

Öyle bir derya ki ne bir dalga, ne bir ses, anlam verememiştim önceleri.

Nasıl anlam verebilirdim ki sessiz çığlıkların varlığından haberim bile yoktu.

Ve ne bilirdim ki bu sessiz çığlıkların gizeminin her nefes alışında hep O (cc) ‘nunla olduğunun.

Sana gelmeyi o kadar çok istiyorum ki ama sana “GELMEK” istiyorum.

Dünyadan yana ne varsa her şeyi bırakıp öylece yalın halimle sana “GELMEK” istiyorum.

“Son nefesimde nasıl olacaksam” öyle “GELMEK” istiyorum.

Belki seni anlayamayacağım, belki sana layık biri olamacağım ama “GELMEK” istemekle dostluğumuz pekişsin istiyorum.

Gelip dizlerinin dibinde “KITMİR” ‘in olmak istiyorum.

Kim olduğumu soruyorlar bana, senden aldığım tebessüm ile onlara bakıyorum.

Seni söylüyorum onlara.

“Sana dostumu söyleyeyim kim olduğumu anla” diyorum.

“Keşke bir rüzgar olsaydımda geçiverseydim” diyorum dualarımda isyan değil haşa ! layık olmayışım bu dostluğu veren Allah (cc) ‘a.

Sonra bakıyorum ki hala buradayım anlıyorum ki senin dostluğun yüce senin dostluğun Allah (cc) için…

Sen dost kalmak istiyor geçip, gitmek istemiyorsun.

Allah (cc) razı olsun.

Buralarda ise herkesin gönlünde yer etmiş ya bir “Aslı” yada bir “Kerem”.

Ne olur söyle bana ey dost söyle !

“Aslı” nedir “Kerem” ne ?

Onlar aşık mı ?

Onlar aşık mı olmuşlar ?

Hangi ateşle yanmışlar ?

Bakınca birbirlerine neyi görmüşler ?

Ey bu evrenin menzilindeki sessiz çığlıkların Sultan ‘ı ; (“O anın hiç bitmemesi için” )

Ve “İNSANLAR O DEHŞETLİ GÜNDE ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA İKEN”



Dostluğunu bekleyeceğiz, başlarımız önde ve hasretinle."