Gönderen Konu: Sevecen bir sinsilikle çocuklar kandırılıyor!  (Okunma sayısı 2539 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Sevecen bir sinsilikle çocuklar kandırılıyor!
« : 21 Kasım 2012, 07:14:55 »

Pedagog Adem Güneş çocukların yetiştiği ortamların önemine değindi. Güneş, yaptığı açıklamada “Çocuklarını bir sirk maymununa çevirip, başkaları kendilerinden ne bekliyorsa onu olması için çaba sarfeden biri haline dönüştürüyorlar.” dedi.

Çocukların kendi kişiliklerini ortaya koyarak yetişmelerine müsade etmeyen ebeveynlerin ileride yaşayacakları sorunları açıklayan Adem Güneş, bir insannın nefsine hakim olabilmesinin bile bu konuya bağlı olduğunu söyledi.

Duyguda özgürlük ve davranışta disiplinin en önemli noktasının görev paylaşımı olduğunu belirten Güneş “Anne duyguda özgürlüğü baba ise davranıştaki disiplini saglar. Bu görev paylaşımı değil fıtri birşeydir.

Gece yarısı dondurma isteyen bir çocuğa istediğini vermek özgürlük değildir, buna hayır denilebilir. Önemli olan duyguda özlürlüktür. Günümüzde kız çocukları duygularını özgürce yaşayamadıkları için, çocuğunu da duygularında özgür bırakamıyor.

Bir anne kıvamında bir annelik yapacak olsa zaten çocuğunu özgür bırakır.” diye konuştu. Annelerin çocuklarına, kendi çocukluğuna benzer kıyafetler giydirmesinin, saç modelleri yapmasının “kendinlik psikolojisi” ile ilgili olduğunun altını çizen Uzaman Pedagog, bu yüzden çocuğun benliğinin ve iradesinin güçlenmeyeceğini, böylelikle nefsi arzularına yenik düşeceğini belirtti.

Sevecen bir sinsilikle çocuklar kandırılıyor

Anne veya babanın “Ben kırmızıyı sevmem kızım da sevmez” demesinin sevecen bir sinsilik olduğunu belirten Güneş, “Komşuda elmalı kurabiye yiyen ve annesine bunu beğendiğini söyleyen çocuğa annesi, ısrarla cok güzel portakallı kurabiye yaptığını ve onu daha çok seveceğini dayatmaya çalışıyor. Neden? Çünkü kendisi elmalı kurabiyeyi sevmiyor.

Çocuk da annesine değer verdiği için öyle kabulleniyor. Damak tadı bile annesinin istediği gibi olan çocuk taklidi imanın ötesine geçemez. Namazı bunala bunala kılar. Kendi duyu dünyasında hissedici bir vaziyette imana ermiş çocuk saatlerce secdeden kalkmıyor, gözüden yaşlar geliyor. Efendimizi özlediğini söylüyor. Çünkü çocuk kendi duyuları ile duyuyor, senin duyuların ile değil.” ifadesinde bulundu.

Anne ve babalığın hiçbir keyifle ölçülemeyecek bir keyif kaynağı olduğunu, bunun yanında göz açıp kapayıncaya kadar uyanık durmayı gerektirecek bir mesela olduğunu ifade eden Güneş, “Anne-baba televizyon seyrediyor, henüz iradesi, kişiliği gelişmemiş olan çocuk hallaç pamuğu gibi internete atılmış vaziyette. Bir süre sonra o odanın kapısı açıldığında içeriden bir canavar çıkabilir. Ne televizyon terbiye etsin çocuğunuzu ne internet. Size terbiye edin!” diye konuştu.

moralhaber