Gönderen Konu: Tesbih Nasıl Çekilir?  (Okunma sayısı 29130 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Tesbih Nasıl Çekilir?
« : 02 Şubat 2012, 12:48:44 »

Tesbih  Nasıl Çekilir....
incemeseleler.com da gerçekten pek çoğumuzun bilmediği usul ve adaplar dile getirilmiş ....

Şükranlarımızı arz ediyoruz  zs2))
« Son Düzenleme: 19 Aralık 2015, 01:29:54 Gönderen: Mücteba »

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Tesbih Nasıl Çekilir
« Yanıtla #1 : 02 Şubat 2012, 13:02:02 »
Faziletine hayran kalınan amellerden olan, namazdan sonraki tesbihatın, eller ve tesbih ile çekimi hususu asırladır devam eden bir hakikat. Peki hangisi daha faziletli ve el ile tesbihin az bilinen adabı nedir?

Tesbih çekmenin faziletlerini bazı mektuplarında dile getiren İmam-ı Rabbani Hazretleri tesbihatın aynı zamanda  kendini hesaba çekme yerine geçeceğini de ifade eder.  429. Mektubunda şöyle buyurmuştur.

"Tesbih okuyan kimse: Tesbih kelimesini tekrar ederek, taksiratından ve seyyiatından ötürü itizarda bulunmaktadır. Zira tesbih kelimesi, tevbenin anahtarıdır. Ayrıca, o masiyetlerin irtikâbından dolayı, Yüce Hakka yönelen şeylerden dahi onun zatını tenzih ve takdis etmektedir."


Fazilet gülistanından bir demet takdim ettikten sonra, nasıl geçildiği hususunu ifade edecek olursak; Hadisi şerif kitaplarının çoğunda da mezkur olduğu üzre Peygamberimiz s.a.v. hep tesbihleri elleri ile çekmiştir.

Mesela Abdullah bin Amr r.a. "Peygamberimiz SalAllahu aleyhivesellem’in tesbih getirdiği zaman sağ eliyle saydığını gördüm" (Ebu Davut) demiştir. Bu meyanda bir çok hadis, kitaplarda mezkürdür.

Diğer bir yöntem olan tesbih ile tesbihat yapma ise bugünkü geliştirilmiş şekli ile Asrı Saadette yoktu. Bu itibarla, Peygamberimiz bugünkü gibi iplere dizili şekilde geliştirilmiş tesbihlerden kullanmamıştır. Bunu sahih hadis kitaplarında geçen kayıtlardan anlamaktayız.

Ancak; özellikle ihtiyarlığı sebebiyle tesbihattaki sayıları karıştıran bazı sahabiler,  zeytin çekirdeği, ufak çakıl taşları gibi maksada yardım eden şeyleri ceplerine, torbalarına doldurup tesbih sayısını tespitte kullanmışlar, Resûl-i Ekrem Hazretleri de bunlara mani olmamıştır.

Hz. Sa’d bin Ebî Vakkas, Resulullah (s.a.v.) ile beraber bir kadının yanına gittiklerini, kadının önünde hurma çekirdekleri veya çakıl taşları bulunduğunu ve kadının tesbihi onlarla saydığını bildirdikten sonra, Resul-i Ekremin bu kadının hareketine müdahale etmediğini söylemektedir.(Ebû Dâvud)

Eller ile tesbih çekilirken her iki elle tesbih çekilmesi bazı çevrelerce yaygın olsa da uygun değildir. Zira sol el ve sol ayak hela, banyo, taharat vb. yerlerde kullanılır, sağ el ise cami, mescid, Kuranı Kerimi tutma gibi hayırlı mekan ve durumlarda kullanılır.

Nitekim Hadisi Şerifte: "Peygamberimiz sağ parmaklarının boğumlarıyla tesbih çekerdi." (Tirmizî) buyrulmaktadır. Görüldüğü gibi Peygamberimiz s.a.v. sağ elininde boğumlarını kullanmıştır.

Sağ el ile tesbih çekmenin adabı da şu şekildedir.

Sağ el diz üzerine konur. Başparmak diğerlerinden ayrılarak sola çekilir. Onunla tesbih çekilmez. Soldan itibaren parmaklardaki üç boğum üzerinden üçer defa gidilerek (her parmakta dokuz tesbih çekilmiş olur) diğer parmağa geçilir. Son parmak olan serçe parmak ise boğumlar üzerinden ikişer defa geçmekle 6 tesbih çekilerek otuz üçe tamamlanır. [(9 * 3)=27 + (2*3)=6 = 33]


Kemal Ekrem Soylu / incemeseleler.com

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: Tesbih Nasıl Çekilir
« Yanıtla #2 : 02 Şubat 2012, 17:16:13 »
Allah Allah. Bunca zaman iki elimizi´de kullanarak cekerdik. Talebelik döneminden kalma. Ilgin bir mesele olmus.

Çevrimdışı yagub

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 44
  • Oku ve Tefekkür Et.
    • http://www.bilinmeyennamrun.com/
Ynt: Tesbih Nasıl Çekilir
« Yanıtla #3 : 24 Şubat 2012, 14:15:59 »

'' Estağfirullâh, estağfirullâh, estağfirullâh el-azîym el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hû, el-hayy'el kayyûm, ve etübü ileyh. Allâhumme ente's-selâmü ve minke's-selâm, tebârekte yâ zelcelâli ve'l-ikrâm ''
 
Tebarekte değil Teberakte olacak.
« Son Düzenleme: 24 Şubat 2012, 14:21:36 Gönderen: yagub »
OKU VE TEFEKKÜR ET.

Çevrimdışı tuna nehri

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 18
Ynt: Tesbih Nasıl Çekilir
« Yanıtla #4 : 18 Kasım 2012, 20:58:47 »
Peygamber efendimizin(sav) sünneti olduğu için artık tesbihlerimizi böyle çekmeye başladık ama sol parmaktan başlayışının hikmetini de merak ettik
Hiç bir şeyin bir kimsede birleşmesi ilimle hilmin birleşmesinden daha üstün olamaz.(hadis-i şerif)

Çevrimdışı yusufs

  • YusufŞ.
  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 48
Ynt: Tesbih Nasıl Çekilir
« Yanıtla #5 : 18 Kasım 2012, 23:35:21 »
Allah Allah. Bunca zaman iki elimizi´de kullanarak cekerdik. Talebelik döneminden kalma. Ilgin bir mesele olmus.
bizde iki elimizide kullanıyorduk. Ama zamanını net hatırlamıyorum sadece sağ elimizi kullanmaya başlamıştık  Serçe parmaktan başlayarak. Baş parmak dahildi. Ayrı tutulacağını ilk kez okudum.
Ben Mevlana değilim;
ADAM OL! öyle GEL.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Tesbih Kullanmak
« Yanıtla #6 : 19 Kasım 2012, 00:04:27 »
“Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tesbihi parmaklarıyla sayardı.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)




Tesbih Kullanmak

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) “Tesbîh, tehlîl ve takdîse devam ediniz. Gaflete düşüp de Tevhîd kelimesini de zikretmeyi unutmayın ve onu parmaklarınızla sayınız. Zira onlar da sorulacak ve konuşturulacaklardır.” buyurdular.

Ashâb-ı Kirâm tesbîhleri ve zikirlerini çekirdekler ve ufak taşlarla sayarlardı. Hz. Safiyye (r.anhâ) vâlidemizin dört bin çekirdek ile zikrettiği nakledilmiştir.
Resûlullâh Efendimiz’in azadlılarından Ebû Safiye’nin bir sepeti olup onun içerisindeki ufak taşlar ile zikrini yapardı. Sa’d bin Ebî Vakkâs çakıl taşları veya çekirdekler ile zikrini sayardı. Hz. Hüseyin’in kerîmesi Fâtıma zikirlerini düğüm attığı iple sayardı. Ebû Hüreyre hazretlerinin de bin düğüm attığı bir ipi vardı ki onunla tesbîhini tamamlamadan uyumazdı. Ebû’d-Derdâ hazretleri bir kesede acve hurması çekirdekleri taşır, namazdan sonra onları tek tek çıkararak bitinceye kadar her birinde tesbîhini okurdu. Cüneyd-i Bağdâdî, Abdülkâdir-i Geylânî, Bişr-i Hâfî gibi evliyânın büyükleri de tesbih kullanmışlardır. Nice evliyanın vefâtlarından sonra tespihlerinin kendi kendine zikrettiği rivâyetleri kitaplarda geçmektedir.

Hz. Alî; “Tesbîh ne güzel hatırlatıcıdır.” buyurdu.

Önceki ve sonraki İslâm âlimlerinden hiç birisi tesbih de bir kerâhet görmemiştir. Çoğu da yaptıkları zikirde -ne kadar çok yapsalar da- adedi gözetirlerdi.
Hasan-ı Basrî hazretlerinin elinde tesbih gördüler de “Siz bu mertebeye gelmişken hâlâ tesbihle mi sayıyorsunuz?.” dediler. O da “Allâh’ı kalbimle, elimle ve dilimle zikretmeyi severim.” dedi.

İmâm Suyûtî (r.h.) şöyle buyurdu:
Tesbih, zikrin devamlılığına yardımcı olur. Zira onu her gördüğünde zikir âleti olduğunu bilirsin ve o da seni zikre sevkeder. Allâh’ı zikrin devâmına sebep olan şey, ne güzel şeydir.

Parmaklarla tesbîhi saymak, -eğer adedinde hata yapmayacak ise- tesbihten daha fazîletlidir. Eğer adedde hata ihtimali varsa tesbihle saymak daha fazîletlidir.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Namaz Sonrasından Tesbihât Yapmak Sünnet-i Müekkede'dir"
« Yanıtla #7 : 17 Aralık 2015, 13:59:35 »
"Namaz Sonrasından Tesbihât Yapmak Sünnet-i Müekkede'dir"

قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ سَبَّحَ اللهَ فِي دُبُرِ كُلِّ صَلَاةٍ ثَلَاثًا وَثَلَاثِينَ وَحَمِدَ اللهَ ثَلَاثًا وَثَلَاثِينَ وَكَبَّرَ اللهَ ثَلَاثًا وَثَلَاثِينَ فَتْلِكَ تِسْعَةٌ وَتِسْعُونَ وَقَالَ تَمَامَ الْمِائَةِ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ غُفِرَتْ خَطَايَاهُ وَاِنْ كَانَتْ مِثْلَ زَبَدِ الْبَحْرِ.
(م)


“Kim (beş vakit) namazdan sonra otuz üç kere ‘Sübhânellâh’, otuz üç kere ‘Elhamdülillâh’, otuz üç kere de ‘Allâhü Ekber’ derse bunlar doksan dokuz olur. Yüze tamamlamak için (bir kere) ‘Lâ ilâhe illallâhüvahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü…’ okursa -deniz köpüğü kadar da olsa- günahları bağışlanır.”

(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)

***

"Namazdan sonra, tesbih çekmek, icmayla da sabit olmuş, müekked bir sünnettir. Tesbihleri, parmakla saymak ve tesbih kullanmak caizdir. Resulûllah (S.A.V) Efendimiz, bir kadının, tesbihleri çekirdeklerle saydığını gördüğü halde yasaklamamıştır. Tesbihleri taşla, çekirdekle ve tesbih denen aletle çekmek caizdir.
(İbn-i Âbidîn, Redd-ül Muhtâr)

***

"Size tesbih, tehlil, takdis, tekbir çekmenizi tavsiye ederim. Bunları parmaklarla sayın. Zira parmaklar (Kıyamet günü nerelerde kullanıldıklarından) suale maruz kalacaklar ve konuşturulacaklardır."
(Tirmizî, Daavât 131; Ebû Dâvud, Salât 359.)

***

Soru: Namazdan sonra çekilen tesbihleri, elle mi yoksa adı verilen aletle mi saymak evladır?
Cevap: Elle saymak evladır. "Tesbih" adı verilen aleti çekmek de caizdir.
(Çağımız ve Günümüz Meselelerine Fetvalar, Mehmed EMRE)

***

“Resulûllah (S.A.V) Efendimizden nakledilen, farz namazların edasından sonra yüz kere tesbih, tehmid, tekbir ve tehlilin sırrı Fakir'in ilminde şudur:
a) Namazın edası esnasında vaki olan kusur ve taksir tesbih ve tekbir ile telâfi edile..
b) İbadete ve onun tam manası ile edaya liyakati olmadığını itiraf..
c) Allah-ü Teâlâ ihsan ettiği başarı ile ibadet müyesser olduğu için, hamd edilerek bu nimetin şükrünü eda gerekli oldu.
d) İbadet edilmeye müstahak olarak, Sübhan Hakkın gayrını görmemek..
(Mektubât-ı Rabbânî, Cild 1, Mektûb 304)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Namazdan Sonra Tesbihin Fazileti
« Yanıtla #8 : 17 Aralık 2015, 14:18:10 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

  قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ سَبَّحَ اللهَ فِي دُبُرِ كُلِّ صَلَاةٍ ثَلَاثًا وَثَلَاثِينَ وَحَمِدَ اللهَ ثَلَاثًا وَثَلَاثِينَ وَكَبَّرَ اللهَ ثَلَاثًا وَثَلَاثِينَ فَتْلِكَ تِسْعَةٌ وَتِسْعُونَ وَقَالَ تَمَامَ الْمِائَةِ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللهُ وَحْدَهُ لَا 
(شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ غُفِرَتْ خَطَايَاهُ وَاِنْ كَانَتْ مِثْلَ زَبَدِ الْبَحْرِ. (م


“Kim (beş vakit) namazdan sonra otuz üç kere ‘Sübhânellâh’, otuz üç kere ‘Elhamdülillâh’, otuz üç kere de ‘Allâhü Ekber’ derse bunlar doksan dokuz olur.
Yüze tamamlamak için (bir kere) ‘Lâ ilâhe illallâhüvahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü…’ okursa -deniz köpüğü kadar da olsa- günahları bağışlanır.”

(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Müslim)



Namazdan Sonra Tesbihin Fazileti

Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:

Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) (muhâcirlerin) fakirleri gelip:
"(Yâ Rasûlallâh) mal ve mülk sâhipleri en yüksek dereceleri ve dâimî nimet(lere ermek fazîlet ve saâdetin)i alıp gittiler.
Hem bizim kıldığımız gibi onlar da namaz kılıyorlar, bizim tuttuğumuz gibi onlar da oruç tutuyorlar.
Hem de onların fazla malları var, onunla haccediyorlar, umre yapıyorlar, cihâd ediyorlar, sadaka veriyorlar.”
dediler.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
“Size bir şey bildireyim ki siz onu yaptığınız takdirde hem (bu hususta) sizi geçmiş olanlara yetişebilesiniz, hem de sizden sonraya kalanlardan hiçbir kimse size yetişemesin ve içlerinde bulunduğunuz cemâat (topluluk) içinde en hayırlı siz olasınız. Ancak (onlardan size tavsiye ettiğim amelin) aynısını yapan hâriç:
Her farz namazdan sonra otuz üçer kere tesbîh (SübhânAllah), tahmîd (Elhamdülillâh) ve tekbîr (Allâhü Ekber) okursunuz.
buyurmuşlardır.

Fakirler Resûlullâh’ın (s.a.v.) kendilerine öğrettiğini yaptılar. Derken zenginlere de yaptıklarını haber verdiler. Zenginler de tıpkısını yaptılar.

Ashâbın fakirleri, Resûlullâh’a (s.a.v.) gelip bunu haber verdiler ve:
‘Bizim bu kardeşlerimiz bizim yaptığımızı yapıp söylüyorlar’ dediler.

Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.):
“Bu dediğiniz Allâhü Teâlâ’nın bir fazlı ve ihsanıdır ki, dilediğine verir. Ey fakirler cemâati:
Müslümanların fakirlerinin zenginlerinden âhiret günü ile yarım gün, yâni beş yüz yıl evvel cennete girmeleri sizi sevindirmez mi?”
buyurdular.


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Tesbih Çekmenin Hükmü
« Yanıtla #9 : 17 Aralık 2015, 14:20:41 »

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Meleklerin Tesbîhi
« Yanıtla #10 : 17 Aralık 2015, 14:24:45 »
"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym

قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: صَلَاةٌ فِي مَسْجِدِي هٰذَا أَفْضَلُ مِنْ أَلْفِ صَلَاةٍ فِيمَا سِوَاهُ إِلَّا الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ. (ق)

“Benim şu mescidim (Mescid-i Nebevî) de kılınan bir namaz, -Mescid-i Haram hariç- diğer mescidlerde kılınan bin namazdan daha fazîletlidir.”
(Hadîs-i Şerîf, Müttefekun aleyh)



Meleklerin Tesbîhi

Arş-ı A‘lâ’yı taşıyan melekler, Hz. Âdem’in yaratılmasına kadar uzun müddet “Sübhanellâh” diye tesbîh ederek taşıdılar.

Hz. Âdem aleyhisselamın ruhu dimağına, beynine ulaşınca, aksırdı. Allâhü Teâlâ’nın ilhâmıyla Âdem aleyhisselam “Elhamdülillah” dedi.

Allâhü Teâlâ “Yerhamuke Rabbüke (Rabb’in sana rahmet edecektir.). Seni bunun için yarattım ey Âdem!” buyurdu.

Hz. Âdem’in tesbihini duyan melekler “Bu kelime güzel” dediler ve onu tesbihlerine eklediler ve Hz. Nuh’un peygamberliğine kadar “Sübhânellâhi ve’l-hamdülillâhi’’ diye tesbih ettiler.

Hazret-i Nuh’un kavmi puta tapardı. Allâhü Teâlâ, Hz. Nuh’a, kavmi “Lâ ilâhe illallâh” derlerse onlardan razı olacağını bildirdi. Bu kelimeyi duyan melekler “Bu da üçüncü kelime” dediler ve ilk iki tesbihe bunu da ilâve edip Hz. İbrahim’in gönderilmesine kadar “Sübhânallâhi ve’l-hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâh’’ diyerek tesbih ettiler.

Allâhü Teâlâ, Hz. İbrâhim (a.s.)’e oğlu İsmâil (a.s.)’i kurban etmesini emredip, sonra da ona fidye olarak bir koç gönderince, Cebrâil (a.s.) “Allâhü Ekber’’ dedi.

Bu kelimeyi duyan melekler “Bu dördüncü güzel kelime” dediler ve tesbihlerine ilâve ettiler. “Sübhânallâhi ve’l-hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhü ekber” diyerek tesbih etmeye başladılar.

Cebrâil (a.s.), Resûlullâh Efendimize (s.a.v.) bunu anlatınca Resûlullâh Efendimiz taaccüble “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm” dedi.

Bunun üzerine Cebrâil (a.s.), “Bu kelimeyi de bu tesbihe ilâve edelim” dedi.

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:

“Muhakkak bu kelimeler (Sübhânallâhi ve’l-hamdülillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm) bana, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevimlidir.” (Hulasatu’l-ahbâr)



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
MEVZUU :«Hesaba çekilmeden önce hesaplaşınız.»
Hadis-i şerifindeki mânA icabı olarak, geceli gündüzlü hesaplaşmak beyanı..

***

NOT: İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Mevtana Hacı Muhammed Firketi'ye yazmıştır.

***

Allah'a hamd olsun. Allah'ın Resulüne salât ve selâm.. Sizlere dahi dualar etmekteyim.

Bir hususu size anlatmak isterim; malumatınız olsun..

Allah sırlarının kudsiyetini artırsın; meşayihten bir cemaat, kendilerini hesaba çekme yolunu ihtiyar etmişlerdir. Amel defterlerini, her gece yatmadan evvel mütalaa ederlerdi. Hatta günlük sözlerini, hareketlerini ve duruşlarım dahi gözden geçirirlerdi. Tafsilatı ile, onların hakikatini anlamaya çalışırlardı. Kusurları varsa, onları kurtarmaya bakarlardı. Seyyiatlarından dahi, tevbe, istiğfar, iltica, tazarru ile Aziz Gaffar Allah'a yalvararak kurtulmak isterlerdi. Yararlı amelleri için, Yüce Allah'a hamd ve şükür ederlerdi; bu hususta meşguliyetleri böyle idi. Yaptıkları iyi amelleri dahi, Yüce Hakkın ihsan ettiği muvaffakiyete bağlarlardı.

Fütuhat-ı Mekkiye sahibi, (yazarı Muhyiddin b. Arabi) kendisini hesaba çeken zatlar arasındadır. Bu hususta şöyle demiştir:

— Diğer meşayihe nazaran, kendimi hesaba çekmemde bir artırma yaptım; hatırıma gelenleri ve niyetlerimi dahi hesaba kattım.

Muhbir-i Sadık Resulûllah S.A. efendimizden rivayet edildiğine göre, uykudan evvel yüz kere tesbih, tahmid ve tekbir sabittir. Fakir'in kanaatına göre, bunu okumak dahi kendini hesaba çekme yerine geçer. (1)

Tesbih okuyan kimse: Tesbih kelimesini tekrar ederek, taksiratından ve seyyiatından ötürü itizarda bulunmaktadır. Zira tesbih kelimesi, tevbenin anahtarıdır. Ayrıca, o masiyetlerin irtikâbından dolayı, Yüce Hakka yönelen şeylerden dahi onun zatını tenzih ve takdis etmektedir.

Günah irtikâb eden kimsenin, emir ve yasağı veren zatın azameti kibriyası gözü önünde olup onun düşüncesine dalsa.. Yüce Allah'ın emrine imtisal etmeyi terke girişemez. Böyle bir şeye giriştiği zaman bilir ki: Yüce Hakkın emrini saymıyor ve onların kendi katında bir itibarı yoktur. Sübhan Allah bizleri böyle bir şeyden saklasın. İşte, tenzih kelimesinin tekrarı ile anlatıldığı manadaki kusur telâfi edilir.

Şunun bilinmesi yerinde olur..

İstiğfar etmekte, günahın örtülmesi talebi vardır. Tenzih kelimesinde ise, günahın tamamen giderilmesi talebi vardır. Bu mana ile, öbürleri arasında o kadar fark var ki..

— Sübhanellah..

Kelimesi, hayret edilecek derecede özlü bir kelimedir. Lafzı gayet azdır; onun manası ve faydaları son derece çoktur.

— Allah'a hamd etmek cümlesinin tekrarı ile, Yüce Hakkın başarısının ve sair nimetlerin şükrü eda edilir.

— Tekbir kelimesinin tekrarı ise., şu manaya işarettir: Bu itizar ve şükür, onun pek yüce ve üstün şanına lâyık olmaktan yana pek uzaktır. Şundan ki: Kulun itizarı ve istiğfarı çok çok itizarlara ve istiğfarlara muhtaçtır. Hamdi dahi ona racidir.

Bir âyet-i kerime meali:

— «Rabbın, onların yaptıkları vasıftan yana izzet sahibidir. Resullere selâm olsun. Âlemlerin Rabbı Allah'a hamd olsun.» (37/180-182)

Kendilerini hesaba çekenler, istiğfar ve şükürle yetinirler. Bu kudsî kelimelerle de, istiğfar işi hâsıl olur; şükür dahi eda edilmiş olur. Ayrıca, istiğfarın ve şükrün dahi noksan oluşuna ima müyesser olur.

Bir âyet-i kerime meali:

— «Rabbimiz, bizden kabul buyur. Şüphesiz Hakkıyle işiten ve kemaliyle bilen sensin..» (2/127)

Allah-ü Taâlâ efendimiz Muhammed'e âl ve ashabının tümüne salat eylesin.

Allahım, ona ve diğerlerine selâmet ve bereket ihsan eyle..


(Mektûbât-ı Şerife, 1.Cild, 309. Mektûbu Şerif)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Tesbih Duâları - Mektûbât-ı Şerife, 1.Cild, 429. Mektûbu Şerif
« Yanıtla #12 : 17 Aralık 2015, 14:48:41 »
...

Tesbih Duâları

Her farz namazının edasından sonra, Ayetü'l-Kürsî'yi (Bakara suresi: 255. ayet) okumaya çaba harcamalıdır. Bu manada, bir hadisi şerif şöyledir:

"Her farz namazının sonunda bir kimse, Ayetü'l-Kürsî'yi okursa, onun cennete girmesine ancak ölüm manidir."

Beş vakit namazın edasından sonra, şu cümleleri de okumak gerek:

a) Otuz üç kere şu tenzih cümlesini okumalıdır: SübhanAllah... (Allah Sübhandır)

b) Otuz üç kere tahmid cümlesini okumalıdır: Elhamdülillah... (Hamd Allah'a mahsustur)

c) Otuz üç kere şu tekbir cümlesini okumalıdır: Allahü-ekber... (Allah en büyüktür)

Bir defa da şu cümleyi okumak gerekir:

- Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ yemûtü biyedihi’l-hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr (Allah'tan başka ilâh yoktur. Birdir, ortağı yoktur. Mülk onundur. Hamd ona mahsustur. Öldürür ve diriltir. O, her şeye kadirdir)

Böylece yüz adet tamam olmuş olur.

Her gün ve gecede yüz kere şu tesbihi okumalıdır; zira çok sevabı vardır:

-Sübhanellahi ve bihamdihi... (Allah sübhandır, ona hamd olsun)

Sabah oldukta şu duayı bir kere okumalıdır:

- Allahümme ma ashaba bi min nimetin ev biahadin min halkıke fe-minke vahdeke la şerike leke fe leke'l-hamdü ve leke'ş-şükrü... (Allah'ım, beni ve halkından birini sabaha erdiren senden bir nimettir. Birsin. Şerikin yoktur. Hamd sana, şükür sana)

Aynı duayı akşam da okumalıdır; ancak:

-Ma eshaba... (Sabaha erdiren) cümlesi yerine:

-Ma emsa... (akşamı ettiren) cümlesini kullanmalıdır. Sonuna kadar da okumalıdır. Bu manada gelen bir hadis-i şerif şöyledir:

"Bir kimse, bu duayı gündüz okursa, o günün şükrünü eda etmiş olur. Bir kimse bu duayı gece okursa, o gecenin şükrünü eda etmiş olur."

Bu dua virdini abdestli okumak gerekli değildir. Bütün vakitlerde okunabilir.

...

(Mektûbât-ı Şerife, 1.Cild, 429. Mektûbu Şerif)