Gönderen Konu: Ölsek de Ravza’nı rûhumuz bekler.  (Okunma sayısı 3627 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kenz

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1129
Ölsek de Ravza’nı rûhumuz bekler.
« : 30 Aralık 2007, 22:31:09 »

Osmanlı son devrinde meşhur "Medine Müdafaası"nda bulunan askerlerimizden
İhtiyat Mülazımı İdris Sabih Bey'in yazdığı şiir)

Not:1916 nın sonundan 1919 yılının başlarına kadar Medine, İngiliz destekli Şerif Hüseyin birlikleri tarafından kuşatılmıştı. Bu ağır kuşatma şartlarında Fahreddin Paşa ve Osmanlı askerleri kahramanca bir mücadele sergilemişler ve Medine'yi korumaya çalışmışlardır. Bu müdafaa sırasında ciddi açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalacak ve kumandanlarının emri ile çekirge yemek zorunda kalacaklardır. Müdafaanın son günlerinde İngilizler sinsi bir plan neticesi Medine'ye girmeye muvaffak olurlar. Askerlerimiz esir edilecektir. Fahreddin Paşa ve askerlerimiz Medine'den ayrılırken, bir yandan göz yaşı dökmekte, bir yandan gözlerini ikide bir geriye çevirerek Efendimiz'in yeşil kubbeli türbesine bakmakta ve bir yandan da bu şiiri seslendirmekteydiler. Bu şiir, kuşatma altında, Fahreddin Paşa'nın ihtiyat mülazımı İdris Sabih Bey tarafından yazılacaktır.



Dünya ve âhiret efendimiz,
Bir ülûlemr idik, emrine girdik,
Ezelden biatli hakânımızsın,
Er idik sâyende murada erdik,
Dünya ve âhiret sultanımızsın...

Unuttuk İlhan’ı, Kara Oğuz’u,
İşledik seni gözbebeğimize...
Bağışla ey şefî kusurumuzu,
Bin küsur senelik emeğimize...

Suçumuz çoksa da sun’umuz yoktur,
Şımardık müjde-i sahabetinle...
Gönlümüz ganîdir, gözümüz toktur,
Doyarız bir lokma şefaâtinle...

Nedense kimseler anlamaz eyvah!
O kadar saf olan dileğimizi,
Bir ümmî isen de ya Resul-el-Allah!
Ancak sen okursun yüreğimizi...

Suları tükendi gülâbdanların,
Dinmedi gözümüz yaşı merhamet!
Külleri soğudu buhurdanların,
Aşkınla bağrını yakmada millet...

Gelmemiş Türkçe’de ‘Kıys’ ü ‘Hassan’ın
Yok bizde ne ‘Bürde’ ne ‘Mualleka’
Yolunda baş veren Âl-i Osman’ın,
Lâl ile yazdığı tarihten başka...

Ne kanlar akıttık hep senin için,
O Ulu Kitab’ın hakkıyçün, aziz,
Gücümüz erişsin ve erişmesin,
Uğrunda her zaman döğüşeceğiz...

Yapamaz Ertuğrul evlâdı sensiz,
Can verir cânânı veremez Türkler...
Ebedî hadım-ül Haremeyniniz
Ölsek de Ravza’nı ruhumuz bekler...
« Son Düzenleme: 30 Aralık 2007, 22:39:07 Gönderen: kenz »
İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN