Gönderen Konu: Sigara guslü (boy abdesini) engelliyor  (Okunma sayısı 36151 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı bebeci

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 5
Ynt: Sigara guslü (boy abdesini) engelliyor
« Yanıtla #30 : 26 Nisan 2010, 23:47:16 »

çok önenli bilgiler bu yazıyı fotokopi yapıp dağıtmak lazım yaptıgınız bu güzel çalışmadan dolayı sizi kutlarım  Allah razı olsun 

zaman_1453

  • Ziyaretçi
Sigara Beliyyesi (Sigara Belası)
« Yanıtla #31 : 08 Ağustos 2012, 00:36:44 »
SİGARA BELİYYESİ (SİGARA BELASI)

        Malûm olsun ki, şerîatda izâ’a-i mâl, kesret-i suâl haramdır. (Bilinsin ki, İslam'da malı zayi etmek ve - lüzumlu, lüzumsuz - çok sual sormak haramdır.) Bu makamda izâ’adan murâd, emvâlin dünya ve ahirete fâidesi olmayarak sarf ve istihlâkidir.(Bu durumda, malların zayiinden maksat, malların dünya ve ahirete faydası olmadan harcamak, israf ederek mahvetmektir.)Bu kabîl sarfiyât ve istihlâkât-ı umûmiye muharremdir. ( Bu kabil - dünya ve ahirete faydası olmadan yapılan- harcamalar ve israflar haram kılınmıştır) Sigara isti’mâline hurmet-i mezkûre tamâmıyle sâbit ve mütehakkakdır.(Sigara kullanılmasına dair, izah edilen haramlık tamamıyla kesin olup, doğruluğu tahkik edilmiştir) Çünkü sigara isti’mâline menfaat-i dünyeviye yoktur. Bilakis mazarrat hâkimdir. (Zira sigara kullanılmasında dünyevi bir menfaat yoktur. Tam aksine tamamen zararlıdır.) Öyle mazarrat ki andan bedene, cismâniyete hâsıl olan ilel ve emrâzın  ref’ u izâlesi bir zaman sonra daha mühim mebâliğin sarf ve istihlâkini, neticede de bir fâide elde eyleyememesini mûcibdir. (Öyle bir zarar ki, ondan dahilive harici vücutta meydana gelen belirtiler ve hastalıkların kaldırıp giderilmesi, bir müddet sonra daha büyük paraların harcanıp israf edilmesini, neticede de bir fayda elde edilememesini icap ettirir.)Manevî mazarratı ise ta’dâd etmekle bitmez.(Manevi zararları ise saymakla bitmez) Mâni’-i terakkîdır.(Yükselmeye engeldir) Rayihasından ervâh-i Tayyibe muazzeb olur.(Kokusundan ruhaniyet rahatsız olur)Ve-sâit-i rahmet olan ervâh-ı mezkûrenin temâsını, yâni alâka-i rûhaniyelerini men’eder. Bu, büyük bir musibettir.(Rahmet vasıtaları olan sözkonusu ruhaniyetin ilişkisini, yani ruhani alakalarını meneder. Bu büyük bir musibettir.) Şu halde sigara içmek mânen ve maddeten muzırdır, haramdır.(Şu halde sigara içmek mânevi ve maddi olarak zarar vericidir ve haramdır). Haram, Allah’ın nehyettiği emirdir. Ana musır olanlar emrine isyân ve muhalefet edenlerdir. (Haram, Allah’ın yasakladığı emirdir. Ona ısrarla devam edenler, emrine isyan ve muhalefet edenlerdir) İş, bu netîceye müncer olur (götürür). Yevmiye(günde) 25-30 sigara içenler, günde bu sebeple Allâhü Teâlâ’ya 25-30 defa muhâlefet ediyor, haram irtikâb eyliyor(işliyor) demektir.

.Bu umûru, teemmül etsinler.(Bu işleri iyice düşünsünler) Sigarayı azm-i kavî ile terk etsinler. (Sigarayı büyük bir gayret ve kararlılıkla terk etsinler) Mizâcda hâsıl olan muvakkat teşettütten dolayı korkmasınlar. Bu hal az bir zaman sonra sıhhati müstelzim olur. (Davranışlarda meydana gelen geçici olumsuzluklardan dolayı korkmasınlar. Bu hal, kısa bir zaman sonra sağlığa dönüşür.)

 Rızâ-i Mevlâ da inzimâm eder.(Allah’ın rızası da gelir). Azim ve irâdenin musırran isti’mâli lâzımdır.(Gayret ve iradenin ısrarla kullanılması lazımdır)

 Şehr-i Ramazan kesîru’l-berekâttır (Ramazan ayı bereket çokluğudur.) Bu terkin, bu ayda başlamış olması kat’î  muvaffakiyetle tetevvüc etmesini mûcibdir. Fırsatı ganîmet bilsinler.(Bu bırakmanın bu ayda başlamış olması, kesin muvaffakiyetle sonuçlanmasını sağlar. Fırsatı ganimet bilsinler.)Ben de Mevlâ’dan bu beliyyeden kat’î  sûrette kurtulmalarını niyâz ediyorum  (Ben de Allah'tan, bu beladan kesin surette kurtulmalarınıniyaz ediyorum.) Ba’de-mâ, - velev bir sigara olsun – ellerine almasınlar ve ağızlarına koymasınlar.(Bundan sonra -velev ki bir sigara olsun- ellerine almasınlar ve ağızlarına koymasınlar. Mevlâ’dan Tevfik ve medet istesinler, mutlaka muvaffak olurlar. (Allah'tan muvaffakıyet ve yardım istesinler, mutlaka başarırlar.)

Ebu'l Faruk  (k.s.)  ( Mektublar Risalesi )

 

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: Sigara Beliyyesi (Sigara Belası)
« Yanıtla #32 : 08 Ağustos 2012, 04:04:57 »
Sayin Modum. Paylasim icin tesekkür eder, Risale´den önemli bilgilerin devamini bekleriz.

Çevrimdışı efsanef

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 283
Ynt: Sigara Beliyyesi (Sigara Belası)
« Yanıtla #33 : 08 Ağustos 2012, 12:16:44 »
Allah razı olsun çok güzel hemde kaynağından bir tesbit

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: Sigara Beliyyesi (Sigara Belası)
« Yanıtla #34 : 08 Ağustos 2012, 12:58:11 »
Hikmetli Sözler

“Namaz sigarayı bıraktırmıyorsa sigara namazı bıraktırır”


“Sigara içen manevi ortamlarda fazla duramaz, sıkılır”

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Sigara Haram mı Mekruh Mu Mübah mı? (Günümüz Meselelerine Açıklamalı Cevaplar)

2228 - Soru: Sigara hakkında bazı kimseler mübah derken, bazı kimseler ise mekruh demekte ve bu hükmü harama kadar götürmektedir. Doğrusu nedir?

Cevap: Peygamber (sav) Efendimiz'in şereflendirdiği asırda ve müçtehidlerin devrinde sigara yoktu. Bu sebeple, sigara içmenin hükmünde farklılıklar göze çarpmaktadır. İslam âlimlerinin görüşlerinde ortaya çıkan değişik hükümler, meselenin tetkikinde seçilen nokta-i hareketin birbirinden farklı olmasından ileri gelmektedir.

İlim sahiplerinden bir kısmı, "Eşyada aslolan ibâhadır" fıkıh kaidesi ile tütün kullanmakta bir mahzur bulunmadığı görüşünü müdafaa etmiş ve bu istikamette fetva vermişlerdir. Bir kısım din âlimleri de bu nebatı, hoşa gitmeyen kokusu yönünden tetkike koyulmuş, sarımsak, soğan ile tütünün kerih kokuları arasında bir benzeyiş yönü olduğu iddiası ile onlar hakkında verilmiş bulunan "kerahat-i tenzihiye" hükmünü tütüne de teşmil etmişlerdir.

Bazı ilim adamları ise bu hususu biraz daha geniş olarak tahlil etmiş, çeşitli zararlara yol açmasını dikkate alarak, tütün içmenin harama yakın mekruh olduğu neticesine varmışlardır.

Dini meseleleri incelemekte mahareti bulunan ilim erbabı, tütünün insan sağlığında yaptığı tahribatı dikkate alarak, meseleyi üç bu'dLu ve mukayeseli olarak ele almışlar; tütünün insan sağlığındaki menfi tesirine dair tabip raporlarını nazar -ı dikkate alıp haram olduğu neticesine varmışlardır.

Sigara içmenin haram olduğu fikrini müdafaa eden ilim sahipleri, Şehr bin Havşeb'in Ümmü Seleme validemizden naklettiği "Resulullah (sav) müskir ve müftir her şeyi yasakladı" Hadis-i Şerifini, verdikleri hükmün delili olarak göstermişlerdir.

Hadis-i Şerifin metnindeki "Müftir" kelimesini, İbni Esir, "İçildiği zaman vücuda hararet veren; uzuvlarda kırıklık, güç azalması, göz kapaklarında mahmurluk ve zayıflama meydana getiren şey" diye açıklamaktadır.

Bilhassa tiryakisi olmayanların üzerinde tütünün tesiri incelendiği zaman, vücutta bir gerginlik, göz kapaklarında ağırlık ve mahmurluk hali, gerilen uzuvlarda bir gevşeme olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

Şafii mezhebi âlimlerinden Kalyubi, bir din âlimi olduğu kadar tabip idi. Bahsi geçen muhterem zat, her iki ilimdeki dirayeti ile tütün içmenin haramlılığına hükmetmiş bulunmaktadır.

Doktorların ifade ve beyanları ile zararları ve insan vücudundaki tahribatı gün ışığına çıkmış bulunan tütünü, birbirine ikram etmenin -zararı daha yaygın bulunduğundan-haram olduğu sarahatle ifade edilmektedir.

Bu alışkanlığın zararını yakinen anlamış birçok sigara müptelası, tütünü terk etmeyi devamlı olarak temenni etmektedirler. Bu hal, onların tütünden gördükleri zararın acı itirafı olmaktadır.

Son devrin ilim adamlarından Muhammed el-Hamid, "Hiç şüphe yok ki tütün, habis bir şeydir. Onu içmeye devam, eliyle kendini tehlikeye atmaktır. Bu sebeple kendimi onu haram olması hükmüne meyletmiş görüyorum" demiştir.

Bu zat, Muhaddis Şeyh Bedreddin el-Haseni ed-Dimeşki'nin, Şeyh Haşim el-Hatib'in ve Şeyh Ali Dark'ın, halka yapmış oldukları derslerde tütünün haram olduğu fıkrini açıkça ifade ettiklerini eserlerinde nakletmektedir.

Hiç tereddüt etmeden ifade edebiliriz ki, tütün ne besleyici ne de onarıcı bir vitamini ihtiva etmektedir. Keçi ve benzeri canlıların, çalı yapraklarını tütüne tercih etmeleri, onda besleyici bir değer bulunmadığına işaret edici ve dikkat çekici bir husustur.

Nikotin, bazı haşeratın itlafında koruyucu ilaç imal etmekte kullanılmakta ise de, ağrıları dindiren, yaraları tedavi eden, tek kelime ile şifa verici bir hassayı içinde bulunduran ilaç imalatında kullanılmamaktadır.

Sigara, gıda değilse, şifa vermiyorsa ve hiçbir derde deva olamıyorsa ona verilecek para elbette israftır. Peygamber (sav) Efendimiz, boş yere para harcamayı ve malını zarara uğratmayı yasaklamıştır. Karnı doyduktan sonra yemeğe devam etmekte kerahet bulunduğu ve zararlı olacak derecede fazla bir şey yemenin haram olduğu bir gerçektir.

Bu hakikat karşısında çocuklarının ekmek parasını sigaraya vermek israf değil ise ya nedir?

İslam dini, ağız kokularını gidermek için misvak kullanmanın sünnet olduğunu hükme bağlamıştır. Ayrıca, çok olarak sarımsak, soğan ve pırasa yiyenlerin cemaate eza vermemek için, camiye gelmelerine müsaade edilmemektedir. Sarımsak ve soğan kokusuna rahmet okutacak kadar fena bir kokusu bulunan tütünü içmek, misvak sünnetinin teşriindeki hikmete tamamen aykırıdır. Efendimiz (sav)'in ve ashabının yoluna aykırı bulunduğu için bid'attır.

Sigara müptelası bulunan bir şahıs ile camide aynı safta, yanyana durma bahtsızlığına uğramış bir mü'mine sorunuz! Onun yanında geçirdiği sıkıntılı dakikalar ne kadar uzun ve çektiği işkence ne derece büyüktür?

İnsanların eza duydukları şeylerden, meleklerin de eza duyacağı bir Hadis-i Şerifte ifade edilmektedir. Peygamber (sav) Efendimiz'in bu beyanı karşısında tütün kokusundan meleklerin rahatsız kalacağında kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Bir mesele hakkında helal ve haramlık hükümleri toplanacak olursa, haramlık hükmünden galip olacağına dair kaadie-i külliye dikkate alındığı zaman, sigara içmekle ilgili olan değişik hükümler arasından haramlığı tercih, ihtiyata muvafık bir davranış olur.

Bu ihtilafların ortaya çıkardığı bir durum vardır: Şüphe... Zira kimi mübah, kimi tenzihen mekruh, kimi de tahrimen mekruh veya haram demektir. Bu çekişmeler karşısında, istemeyerek insanda bir şek ve şüphe doğmaktadır. Hadis-i Şerifte, "Kim şüpheye düşecek olursa harama da düşer" buyurulmuştur. Bunun gibi, haramlıkla mübahlık hükmü bir meselede içtima ederse, haramlık yönü tercih edilmeli ve müteverri âlimin sözü öne alınmalıdır.

Kendisi fakir, nüfusu kesir, yatağı hasır bulunan kimselerin, çocuğu ateşler içinde kıvranırken ona alacağı ilaca para bulamayan, kışın ortasında efradı ailesi soğukta titreşirken, sobada tüttüreceği dumanı ağzındaki sigara ile tüttüren kimsenin irtikap ettiği bu hal haramın katmerlisidir.


2229 - Soru: Sigara dünyaya ve dolayısı ile memleketimize nereden gelmiştir?
Cevap: İnsan sağlığına büyük zararlar veren ve milletleri iktisaden yıpratan tütünün ana vatanı, Orta Amerika'nın Antil takımadaları olup, oradan dünyanın dört bucağına yayılmıştır.
Kristof Kolomb, bu arada seyahat sırasında yerlilerin ağızlarında tüten ateşli bir şeyler görmüştü. Bu, sonraları dilimize "tütün" adı ile geçecek ot idi. Bulaşıcı bir hastalık gibi, arz küresinin her tarafına yayılan tütün, 1605 yılında Türkiye'ye ayak basmış oldu.

2230 - Soru: Sigaranın memleketimize girişinde gerek ilim adamlarının gerekse idare amirlerinin önleyici tavrı olmuş mudur?
Cevap:
Devrin idare adamları ve bilhassa Sultan IV. Murad, tütünün yayılmasını önlemek için ağır ceza hükümleri koymuş, içenleri takip ve şiddetle tecziye etmiş ise de, beklenen netice -maalesef- elde edilememiştir. O asırda hayatta bulunan ve daha sonra gelen ilim adamları, Müslümanları bu ibtilâdan sakındırmaya matuf uyarılarda bulunmuşlar ise de, bir taraftan halkın alışkanlığı, diğer noktadan ilim adamlarının görüşlerindeki farklılık, tütün tiryakilerinin verilen hükümlerin en hafifi ile amel etmelerine sebep olmuştur.

2231 - Soru: Sigaranın gerek tıp, gerekse diğer ilimler karşısında insan sağlığına yaptığı zarar nelerdir?
Cevap:
Nikotin, çeşitli bezlerin ifrazatını (salgılarını) arttırır. Kan basıncını yükseltir. Alışmayan kimselerde bulantı, baş ağrısı ve kırıklık meydana getirir.

Nikotin, en zehirli alkaloitlerdendir. Saf durumdaki nikotinin çok az bir miktarı; nabızların sık atmasına, kusmaya, halsizliğe ve hatta bayılmalara ve ölüme yol açabilecek kadar şiddetli bir zehirdir. Bir tek sigaranın içindeki nikotinin enjekte edilmesi halinde bir köpeği öldürebileceği; iki sigaralık tütünün ağız yolu ile içilmesi halinde insan hayatını tehlikeye düşürecek kadar şiddetli zehir ihtiva ettiği, bilginlerin açıklamaları arasında görülmektedir.

İçilen sigaradaki nikotinin bir kısmı ateşte yanıp yok olurken, birçoğu da dumana karışarak insan vücuduna geçmekte; serbest kalan nikotin, ateşin yanındaki sıcak kısmından ağız tarafına doğru emilmekte ve tükrüğe karışarak içeri intikal etmektedir.

2232 - Soru: Sigara, vücutta ne gibi hastalıklara yol açmaktadır?
Cevap:
Sigara içen ve kendisini tedrici surette zehirlemeye devam eden kimselerde nikotin, ağız, boğaz ve teneffüs yolunda iltihaplara yol açar; kalp nahiyesinde ağrılara ve kalp çarpıntılarına sebep olur.

Sigaranın insan vücudunda yapmış olduğu tahribat, küçük çocuklarda, genç kız ve kadın bünyelerinde zararını daha ağır olarak yürütmektedir. Nikotin, akciğer çevresindeki hücreleri zedeleyerek kalınlaştırır ve hücrelerin esnekliğini kaybettirir. Şiddetli bir öksürme ve aksırma neticesinde bu cidarlar patlayarak iş görmez hale gelir. Soluk almakta zorluklar ve astıma benzer nefes darlıklarına sebep olur.

Neşeli bir hayatı ızdıraba çeviren nikotin, kararttığı hayat ufuklarının dumanlı akislerini, müptelâların soluk yüzlerinde ve kuvvetini kaybetmiş gözlerinde sergilemektedir.

Sigaranın kansere yol açtığını, sağlık ile ilgili bültenlerde ve gazete makalelerinde sık sık okumaktayız. Nikotinin bu hastalığı arttırdığı doktorlarca ifade edilmekte ve gün geçtikçe bu görüş kuvvet kazanmaktadır. İçeriye çekilen sigara dumanının damarların kalınlaşmasına ve dolayısıyla tansiyonun yükselmesine sebep olduğu, sigaranın bilinen zararlarından bazılarıdır.

Sigaranın pençesine düşmüş olan kimseler, durumun vahametini önceleri pek çabuk anlayamamakta, işin idrakine vardıktan sonra da boğazını sigaranın kanlı pençesinden kurtaramamakta ve yıkılmış bir evin enkazı arasında yas tutan yetim gibi çaresizlik içinde çırpınmaktadırlar.
Sigaranın insan sağlığında yaptığı tahribata daha geniş olarak açıklamayı salâhiyet sahibi kalem erbabına bırakmaktayız.

Bu husustaki sözlerimizi, Mukaddes Kitabımızın "Ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız" mealindeki Ayet-i Kerime ile perçinlerken, Peygamber (sav) Efendimiz'in bir Hadis-i Şeriflerinin mânâsı ile sözlerimi noktamak isterim: "Nefsin senin bineğindir. Ona rıfk ile muamele et."

2233 - Soru: Tömbeki içmek dini hükümler bakımından mubah mıdır? Değilse bu husustaki hüküm nedir?
Cevap:
Tömbeki içmek, aynen tütün içmek gibidir. Gerek çirkin kokusu, gerekse israfa sebep olması ve vücuttaki zararları dikkate alındığı zaman, sigara ile aralarında büyük bir fark yoktur ve her ikisini de iç içe mütalaa ve ondaki hükümleri tömbekiye teşmili yerinde olur.

2234 - Soru: Esrar hakkında İslamın hükmü nedir?
Cevap:
Kesinlikle haramdır. Arap dilinde "Haşiş" olarak ifade edilen haramlığı hususunda en küçük bir şüphe yoktur. Sarhoşluk verici içkilerin haramlığındaki illet-i hükmiyye bundan sonra da aynen mevcuttur. Esrarın müptelâsı olan kimselerin ondan kendini kurtarması, diğer içkilerin tiryakiliğinden daha zordur.

Günümüzde milletlerarası bir ibtilâ haline gelmiş bulunan esrarın içilmesi haramdır. İçene ve satana tazir cezası uygulanır. Esrar her ne şekilde kullanılırsa kullanılsın, keyif verici ve uyuşturucu bir madde olarak kullanıldığı zaman, şarap ve benzeri içkiler ile neticede bir farkı yoktur. Zira hepsi, aklı bozmakta ve idraki örtmektedir.

Esrar içildiğinde, sarhoşlukla birlikte ruhi dejenerasyon (soysuzlaşma) başlar. Onu elde etmek için elindeki maddi varlığını son kuruşuna kadar feda eden esrar müptelâsı, daha sonra şeref kırıcı nefis fedakârlıklarına katlanmaktan bile çekinmez. Bu fena alışkanlık ilerledikçe, kişi esrar nöbetlerine tutulur. Bu arada gözü dönen esrarkeş her kötülüğe müsait duruma gelir. Onun bu halinden istifade etmeyi dileyen kimseler, esrarkeşin ruhi zaaflarından faydalanma yoluna gitmektedirler. Artık o, düşünme ve direnme gücünü kaybettiği için, her teklifi yapmaya âmâde bir robot haline gelir.

2235 - Soru: Esrar ile eroin arasında, dini hükümler bakımından bir fark var mıdır? Varsa belirtiniz.
Cevap:
Bunların arasındaki fark, hammaddeleri ve kullanılma şekilleri itibariyledir. Haramlığı ve cezası yönünden aralarında bir fark mevcut değildir. Sağlık ve ahlâk yönündeki tahribatı ve ondan kurtulup şifa bulma ümidi, eroin müptelâsında daha zayıf bir ihtimaldir.

2236 - Soru: İlaç imalinde afyondan faydalanmaya müsaade var mıdır?
Cevap:
Tıp sahasında, müsekkin ilacı imal etmede, afyondan faydalanmaya müsaade varsa da bu gibi ilacı keyf için kullanmak gene haramdır.

2237 - Soru: Sigara içen kimsenin sigarasını yakıvermekte bir mahzur var mıdır?
Cevap:
Mü'min, şerli bir işe veya zarar veren bir harekete alet veya vasıta olmamalıdır. İnsan, insanı zarardan korumalı; hiç olmazsa ona zarar vermekten el çekmelidir.

2238 - Soru: "Sigara ile kahve ve çay arasında mahzurlu olma bakımından münasebet vardır. Eğer sigara günah ise çay ve kahve de günahtır" diye söylentiler var. Bu doğru mu?
Cevap:
Sigara ile çay ve kahve arasında tiryaki olmak bakımından bir benzerlik görülüyorsa da, hüküm bakımından ayrı ve farklıdır. Sigara zehirli ve zararlı bir maddedir. Kullanılması, kerahet-i tahrimiye ile mekruh ve yerine göre haramdır. Meselâ, astım, zatülcenb gibi bir hastalığa tutulmuş bulunan kimsenin ve çocuğunun ekmek parasını sigaraya veren fakirin sigara içmesi haramdır. Çay ve kahve için böyle bir mahzur yoktur.

2239 - Soru: Konuşma sırasında sigara hakkında tartışmalar oluyor. Bazı kimseler, "Sigaranın haram olduğuna dair kati bir ayet olmadığına göre haram değildir" diyorlar. Siz ne dersiniz?
Cevap:
Bir meselenin hükmü Ayet-i Kerimede olmayınca dinde yok mânâsına gelmez ki, bu iddia doğru görülebilsin. Dini deliller; ayet, hadis, icma ve kıyastan ibarettir. Acaba bu eserler arasında sigara ile alâkalı bir hüküm olup olmadığı incelenmiş midir ki böyle söylenmektedir. Bu gibi iddialar, ilmi bir dayanağı olmayan mugalatadan ibarettir. Bir şahıs fakir olup, çoluk çocuğunun ekmek parasını sigaraya ipotek ediyorsa veya astım, verem gibi bir hastalığa müptelâ bulunuyorsa bu kimsenin sigara içmesi haramdır. Diğer hallerde kerahet-i tahrimiye ile mekruhtur.

2240 - Soru: Sigara ile ilgili Hadis-i Şerifin nerede bulunduğunu yazar mısınız?
Cevap:
Bahsi geçen Hadis-i Şerif, el-Menhelü'l-Azbil Mevrud adlı eserin c. 8, s. 269'da şu mealdedir: "Resulullah, müskir ve müftir her şeyi yasaklamıştır."

2241 - Soru: Sigara ve tütünün haramlığına dalâlet eden deliller nedir ve hangi kitaplarda vardır?
Cevap:
Sigara ve tütün içmek, en azından tahrimen mekruhtur. Bu hüküm harama doğru yükselme istidadındadır. Bu hususla ilgili izahatı, “el-Menhelü'l-azbil mevrûd" adlı eserin 8. cildinde bulabilirsiniz.

2242 - Soru: Tütün ekmekte bir mahzur var mı?
Cevap:
Evet, günahtır. Yenilip içilmesi mekruh olan şeylerin kazancı da mekruhtur. İslâm dini, menfaat temininden önce, zarar verecek şeyi defetmeyi hedef almıştır.


(Fetvalar, Günümüz Meselelerine Açıklamalı Cevaplar, Mehmed Emre, Eskişehir, Balıkesir, Bilecik Eski Müftüsü)

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Muttakî Bir Sigara Fetvası
« Yanıtla #36 : 04 Haziran 2016, 23:26:35 »
Muttakî Bir Sigara Fetvası

Sigara içmek haram mıdır yoksa mekruh mudur? Uzun uzadıya tartışılan bir hüküm olagelmiştir. Gerçi Din-i Celil-i İslâm’da tartışılacak bir hüküm yoktur. Olsa olsa bazı zevat-ı kiramın cevaz çıkarma mücadelesi vardır. Muttakî bir yaklaşımla sigaraya (tütüne) nasıl bakılmalıdır. El İbriz kitabından ifadelerle...


Tütün içmek, bedene zarar verdiği için haramdır. Hem bunu kullananlar zevkine dalarken onları Allaha ibadet ten alıkoymakta ve Allah ile aralarındaki bağı koparmaktadır. Ayrıca biz bir şey hakkında helal midir haram mıdır? Şeklinde şüpheye düşer ve o konuda Rasûlüllah (s.a.v) Efendimizden bir nas (açık bir hüküm) bulamazsak o zaman Allahın veli kullarının divan ehline bakarız.

Çünkü bunlar belli sayı da daire ehlidirler. Şüpheli gördüğümüz şeyi kendi aralarında alıp veriyorlarsa o takdirde o şeyin helal olduğunu anlarız. Verip almadıklarını ve ondan uzak duruyorlarsa o takdirde o şeyin haram olduğunu anlarız. Eğer divan ehlinden bir kısmı o şeyi verip alıyor ve ondan uzak durmuyor, bir kısmı da verip almıyor aynı zamanda ondan uzak duruyorsa o takdirde çoğunluğu meydana getiren tarafa bakarız. Çünkü hak, ekseriyetle beraberdir.

Gördük ki divan ehli tütün denen dumanı alıp vermiyor. Aynı zamanda melekler bu dumandan rahatsız oluyor. Şeyhimiz bu açıklamayı yaptıktan sonra her tarafı insan pisliğinden ve artığından hayvan gübresinden kokan ve suyu pek az olan bir kasabanın durumunu anlattı. Kasabanın ve sıfatını şeklini ve nerede olduğunu bir bir sayıp döktü. Maksat bu bizim anlatmak istediğimiz hususla belirgin hale gelmiştir. Bu bakımdan o kasabanın sıfatını yazmaya lüzum görmüyoruz. Şüphesiz ki o kasabada bizim sandığımız çok üstün fena koku ortalığı kaplamıştır.

Bir gün bu kapıya Allah’ın velilerinden sekiz tane girmiş ki hepsi de tasavvuf erbabındanmış. Kasabanın ortasına gelince vakit kaybetmeden kasabayı terk etmek zorunda kalmışlar ve süratle kasabanın dışına çıkmışlar. Çünkü onların zatları ile ilgili melekler o fena kokulardan nefret etmiştir. Bu bakımdan Allah dostları hemen oradan uzaklaşmışlardır.

Tabi zatlarla ilgili meleklerin tiksinmesini, nefret etmelerini ancak basireti açık olanlar bilir. Buna bir misal verecek olursak, düşmanın bulunduğu yere, hırsızların kol gezdiği ülkeyi gösterebiliriz. O ülkeye gelince silahlardan uzaklaştırılmış yalnız başına kalmışsa, bu durumda düşmana ne ile karşı konabilir?

Bunları dinledikten sonra şeyhime sordum: Efendim dedim, Sarımsak soğan ve benzeri şeylerin kokusu oldukça fenadır, ama yenmesi de haram değildir. Bu hususta ne buyurursunuz?

Allah kendisinden razı olsun şu cevabı verdi: İnsanoğlunun hakkıyla meleğin hakkı bir araya gelip çatıştığında, insanoğlunun hakkı öne alınır. Çünkü varlık âleminde yaratılan şeyler onun için vücuda gelmiştir. İnsanoğlunun yararı olan bir şey haram kılınmamıştır. O şeyde melek için bir zarar dahi olsa hüküm böyledir.

Sigara, içen bir kimse için vazgeçilmesi zor bir tutku olur, bir taraftan kesip, bir taraftan yama yapan kimse durumuna düşer. Sigaraya tutkusu olan kimse onu içmediğinde bir koparma meydana gelmez ki yamaya ihtiyaç duyulsun. Sigara içenler onda bir yarar olduğunu zannederler. Hâlbuki onda belirttiğimiz ölçü ve anlamda bir tutku ve bir taraftan kesip diğer taraftan yamamak vardır.

(AbdülAziz Ed-Debbağ (K.S) Hazretleri, Kitabü’l İbriz)

http://www.incemeseleler.com/itikadi-meseleler/1472-muttaki-bir-sigara-fetvasi.html

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Peçevi Tarihinden Sigara Belâsı
« Yanıtla #37 : 04 Haziran 2016, 23:28:05 »
Peçevi Tarihinden Sigara Belâsı

“Bin dokuz senesi hududunda İngiliz taifesi getirdiler ve bazı hastalıklara şifa olmak namına sattılar. Ehli keyfden bazı yârân keyfe müsaadesi vardır diye müptela oldular. Giderek ehli keyif olmayan dahi kullanır oldular. Hatta büyük ulemadan ve eshâbı devletten niceleri ol iptilâya uğradılar. Kahvelerde erazil ve evbaşın çok tütün içmelerinden kahveler gök duman olup içinde olanlar birbirini görmemek mertebelerine vardılar. Sokaklarda ve pazarlarda dahi lüle ellerinden düşmez oldu. Birbirinin yüzüne gözüne püf püf diye sokakları, mahalleleri dahi kokuttular. Hakkında nice yave şiirler nazmedip münasebetsizce okuttular. Bazı ahbap ile bir nice defa münakaşa olundu.
Bunun, kötü kokusu hemen adamın bıyığını, sarığını, sırtındaki elbisesini, bilhassa içinde kullandığı evini kötü kokuttuğundan gayrî, halı ve keçe gibi evinin döşemesini yaktığı, küliyle ve artığıyla ortalığı kirlettiği, ayrıca muttasıl (peşpeşe) içildiğinden insanı işden güçten alıkoyduğu, bunun emsali nice mazarratları (kötülükleri) olduğu halde "safası ve faydası nedir?” dedikçe bir eğlencedir ve bundan gayri sefası zevke dairdir, demekten gayri bir cevap vermeye kâdir olamamışlardır. Cümleden kat'i nazar İstanbul'da kaç defa yangınlara sebep olmuş ve böylece yüzbin adam ol ateşte yanmış yıkılmıştır. Ancak forsa gemilerde vardiyalar, tütün içerek bir miktar uykuyu defederler, forsa gözcülüğüne faydası olduğu inkâr edilmez ve rutubeti dahi defedip yubuset irad eder amma, bu kadarcık fayda için bir sürü zararı yapmak akla yakın değildir. 1665 (H. 1045) senesine kadar şüyu' ve şöhreti o mertebe idi ki yazmak ve anlatmak kabil değildir."


Fazilet Takvimi’nden...

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Masum Görünen Tehlike: NARGİLE
« Yanıtla #38 : 04 Haziran 2016, 23:30:28 »
Masum Görünen Tehlike: NARGİLE


Nargilede aslında sigara gibi tütün mamulü. Ancak içine katılan meyve esansları onun sağlıksız yüzünü perdeliyor. Aromalı nargile, tütünün zararını izale etmiş gibi görünse de bu masumiyetin altında tütün kadar tehlikeli bir gerçek duruyor.

Tütünün nargile şeklinde içilmesinde son zamanlarda büyük bir artış söz konusu. Bilindiği gibi tütün değişik şekilde kullanılır: Çiğneme, enfiye, pipo, puro, sigara ve nargile. Nargile; Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya’da bir hortum aracılığıyla sudan geçerek süzülen dumanı içine çekmesini sağlayan bir düzenek. Farsçada ‘hindistancevizi’ anlamına gelen, “nargil” sözcüğünden geliyor. Ortaya çıkışı, hindistancevizinin içi boşaltılıp bir kamış ile hintkeneviri içme alışkanlığına dayanıyor.

Birçok kişi yalnızca meraktan nargile içiyor. Bunda biraz da sigaranın ayaktakımı insan görünümünün nargilede ağırlık vasfı kazanmasının tesiri olabilir. Ancak, otantik mekânlarla kendine ağırlık vasfı yüklenilen nargilenin bu yönü, onun nikotin içerdiği ve farkına varmadan bağımlılık yaptığı gerçeğini değiştirmez.

Başlama yaşı ne kadar düştüyse içme oranı o kadar uzuyor. Bu tür nargile içildiğinde de hem içiciler hem de dumandan pasif olarak etkilenenler; kömür ve odunun yanmasıyla oluşan dumandaki karbonmonokside ve kanser yapıcı kimyasallara maruz kalıyorlar.

Özellikle gençlerin tercih ettiği nargilenin masum olduğu anlayışı, kullanım oranının artmasında en büyük tesir. Aroma tat ve kokularla zenginleştirilerek cazip bir hale getirilmeye çalışılan nargile, daha çok arkadaş ortamında kafelerde içiliyor. Arkadaş çevresiyle beraber nargile kafeler adeta sosyalleşme mekânları haline geliyor.

Tütünsüz nargile aldatmacası

Tütünsüz nargile, sektörde çok fazla tercih ediliyor. Bunun başlıca sebebi; “bitkisel” tabirinin, zihinlerde “sağlıklı” manasını çağrıştırıyor olması. Tütün içermese de hoş kokulu bitkiler ateş üzerinde yandığında karbonmonoksit, karbondioksit, azotlu bileşikler, hatta katran gibi zehirli ve tahriş edici özellikler oluşabiliyor. Bu maddeleri içeren duman doğrudan kullanıcı tarafından içine çekiliyor.

Tütün kadar zararlı

Nargile dumanında temelde 5 madde bulunur: Nikotin, katran ve arsenik, krom, kurşun gibi ağır metaller. Shihadeh tarafından yapılan çalışmaya göre, 30 saniye aralıklarla 3 saniye uzunluğunda çekilen 100 nefeslik içmede 2.25 mg nikotin, 242 mg katran ve tek bir sigara içimine kıyasla çok daha yüksek miktarda arsenik, krom ve kurşun bulunmakta. Tek bir nargile kullanımından sonra tükürük, idrar ve plazmada kotinin düzeyinin ciddi seviyelere ulaştığı ve bu anlamda inanılanın aksine nargile kullanımının masum olmadığı ispatlanmıştır.

Başka bir çalışmada da, nargile kullanımı ile ağız kanseri arasında bağlantı olduğu ortaya konmuştur.

Ayrıca nargilenin içindeki ağır metaller akciğerleri tahriş ederek, birçok hastalığa sebep oluyor. Yapılan ölçümler neticesinde ortaya çıkan sonuçlara göre, bir nefes nargilede ölçülen ortalama karbondioksit miktarı, tipik bir sigara içicisinden tam iki kat daha fazla.

18-25 yaş aralığı müdavim

Sigaranın kapalı alanlarda yasaklanmasının ardından nargile kafelere olan ilgi daha da artmaktadır. “Nargile kafe” adı verilen mekânlar, 18-25 yaş aralığı gençler arasında yoğun bir şekilde talep görüyor. Nargile kafelerin müdavimlerinin genel özelliklerine bakıldığında neredeyse yarısı üniversite öğrencisi. Bu kafelerin çoğu da dikkat edilirse dershane, üniversite gibi genç insanların yoğun olarak bulunduğu yerlerin yakınına kuruluyor.

Dünya kamuoyunda nargile

Dünya kamuoyu da nargileden oldukça rahatsız. Kanada’da kafelerde, nargile salonlarında ve halka açık diğer yerlerde gerçek tütünlü nargile kullanmak yasaklanmış. Almanya’nın en büyük eyaleti Kuzey Ren Vestfalya’da sigara içmeyenleri koruma yasası, 124′e karşı 101 oyla kabul edildi. Almanya’da son zamanlarda özellikle gençler arasında popülerlik kazanan nargile kafelerin kapatılmasını isteyen bu yasaya uymayanlara verilen cezalar da yüksek oranda artırıldı.

İran’da Sağlık Bakanlığı nargilenin yasaklanması ile alakalı toplantı yaptıklarını ve bu toplantı neticesinde nargilenin yasaklanması ile kararlar alma çalışmaları devam ediyor. Ülkemizde ise kamuoyunda sigara kadar hastalıkları bilinmiyor.

Tütünün Nargilede Bulaşıcı Hastalık Riski

Normal bir nargile 50 adet sigara içmeye bedeldir. Ayrıca nargiledeki nikotin miktarı sigaradan kat kat fazla olduğu tespit edilmiştir. Bir nargileyi yüzlerce kişi kullandığı için hastalık bulaşma riski çok fazla. Ağızlığın ortak kullanımı bulaşıcı hastalıkların geçişi açısından da önemli bir risk oluşturmaktadır. Özellikle tüberküloz (verem) ve hepatit (sarılık) öncelikli risklerden birkaç tanesi.

Hakkında kim ne düşünüyor?

•    Nargileye başlayanların %37′si tadını merak ettikleri için nargileye başladıklarını söylüyorlar.
•    Nargile içenlerin %27′si sigara kullanmıyor. Bu gruptaki insanlar nargileyi tütün mamulü olarak görmüyorlar.
•    %34′lük kesim ise arkadaş etkisiyle nargileye başladığını söylüyor.
•    %18.3′ü nargilenin sağlık üzerindeki zararları hususunda bilgi sahibi değil.
•    %89′lik kesim nargileyi bırakmayı asla düşünmüyor.

Kaynaklar:
Türk Toraks Dergisi, Nargile İçenlerin Nargile İçme Konusunda Bilgi, Tutum ve Davranışları, Shafagoj YA, Mohammed FI, Hadidi KA. Hubble-bubble (water pipe) smoking: levels of nicotine and cotinine in plasma, saliva and urine. Int J Clin Pharmacol Ther 2002;40:249-55. El-Hakim IE, Uthman MA. Squamous cell carcinoma and keratoacanthoma of the lower lip associated with “Goza” and “Shisha” smoking. Int J Dermatol 1999;38:108-10.; Akgün, N., Yıldırım , Ş. : Nargile içenlerde akciğer fonksiyonları . EÜFT Dergisi 4: 929 (1975) ; Atabay G, Nargilenin Kardiyovasküler Sisteme Akut Etkisi, Ege Üniversitesi İç Hastalıkları Uzmanlık tezi,1976; Bilir N, Güçiz B, Yıldız AN. Türkiye’deki tütün kontrol staratejilerinin değerlendirilmesi. Ankara, Hacettepe Halk Sağlığı Derneği ve Uluslararası Gelişim Araştırmaları Merkezi 2003.



Haber Merkezi | 04 Eylül 2013 | İnsan ve Hayat Dergisi


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Sigara ve Zararları
« Yanıtla #39 : 04 Haziran 2016, 23:34:01 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

“… (o ümmî peygamber) onları münkerden nehyeder ve temiz, hoş şeyleri kendileri için helâl, murdar şeyleri üzerlerine haram kılar…”
(A’râf Sûresi, âyet 157)




9
Şubat Cumartesi 2013

Hicrî: 28 Rebîulevvel 1434 - Rûmî: 27 Kânûn-ı Sânî 1429

Halife Ömer bin Abdülaziz Hazretleri'nin Vefatı (720) • Minarelerde İlk Defa Kandil Yakılması (1588) • Boğaziçi Dondu (1621) • Sultan İbrahim Han'ın Tahta Çıkışı (1640)


Sigara ve Zararları

Sigara dumanında birçok zehirli kimyevî maddeler vardır. Bu sebeple sigara dumanına maruz kalanlar da içenler gibi zehirlenir. Sigara birçok hastalıkla birlikte kanser de yapmaktadır. Sigara, içen veya dumanına maruz kalan kadınlarda erken doğum, erken yaşlanma, kemik erimesi, kısırlık, sakat ve hastalıklı çocuk doğurma vb. şeylere sebep olmaktadır.

“Bir taneden bir şey olmaz” yalanına kanmamalı, sigarayı hiç denememeliyiz. Anne veya babanın sigara içmesi yüzünden çocuklar çok küçük yaşlarda sigaraya başlamaktadır. Sigara iptilâsı tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Bırakmada başarılı olmak için sigarayı bırakma isteği ve iradesi olmalıdır. Azaltarak bırakılmaz. Bırakmaya tam karar verip birden bırakılmalıdır. Sigaradan kurtulmak güçtür, ancak imkansız değildir. İlk iki-üç hafta en zor devredir, sonra içme isteği giderek ortadan kalkar.

Sigarayı bırakınca: İlk 20 dakikada nabız, kan basıncı, el ve ayakların ısısı normale döner, 8-24 saat sonra kan oksijen seviyesi, dokulara giden oksijen miktarı ve enerji artar, kandaki karbonmonoksit gazı azalır, kalp krizi geçirme riski ilk günden itibaren azalmaya başlar, beyin kanaması ve bacaklardaki kangren riski %30-50 oranında azalır.

Üçüncü günde tat ve koku alma kabiliyeti artar.

İki hafta ile üç ay arasında, akciğer kapasitesi %30 yükselir, öksürük, balgam azalır ve kaybolur, muafiyet (bağışıklık) sistemi güçlenmeye başlar, diş ve parmaklardaki sarı lekeler kaybolur.

Bir yıl sonra kalp krizi ve beyin kanaması geçirme riski % 50 azalır.

Beş yıl sonra akciğer ve diğer organ kanseri olma riski günde bir paket sigara içen kişiye göre %50 azalır.

On yıl sonra felç olma riski hiç sigara içmemiş olan kişilerle aynı seviyede olur.

On beş yıl sonra kalp krizi riski hiç sigara içmeyen kişilerle aynı olur.

En güzeli de çocuklara iyi bir örnek olmaktır.



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Fıkra Gibi: Onu Hayvanlar Bile Yemez
« Yanıtla #40 : 04 Haziran 2016, 23:39:59 »

7
Mayıs Salı 2013

Hicrî: 27 Cemâziyelâhir 1434 - Rûmî: 24 Nisan 1429

Fıkra Gibi: Onu Hayvanlar Bile Yemez

1940’lı yıllarda o zamana kadar hiç köyünden çıkmamış bir adam bir işi için otobüsle seyahate çıkar. Otobüsün penceresinden çevresine bakarken tarlalarda başıboş dolaşan hayvanların yeşil bitkileri yemediğini görünce şaşırır. Yanındaki yaşlı adama sorar:

Bey amca, bu hayvanlar bu bitkilere neden dokunmuyorlar. Bizim orada olsa tarlanın altını üstüne getirirlerdi. Adam gülerek:

Evlad, dedi, sen o tarlalardaki bitkilerin ne olduğunu bilmiyorsun, galiba.

Evet, bilemedim.

Ona tütün derler, insanların onun yapraklarından sigara yapıp içtiklerine aldanma. Onu hayvanlar bile yemezler...




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Sigara Kısırlaştırıyor
« Yanıtla #41 : 05 Haziran 2016, 01:54:59 »
Sigara Kısırlaştırıyor


Kısırlık problemi yıldan yıla artıyor.

Dünya Sağlık Örgütü kısırlık sebebiyle 40-50 sene sonra pek çok insanın kısırlık tedavisi göreceğini iddia ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, 100 yıl önceye göre erkeklerin sperm sayılarında ciddi oranda düşüş var. Tedbir alınmazsa kısırlık daha da artabilir. Konuyu görüştüğümüz Üroloji Uzmanı Doç.Dr. Basri Çakıroğlu bunun sebebine yönelik, “Eskiden insanlar ne yiyor ne içiyor, hangi ilaçları kullanıyordu, o zaman ki değerlerle şimdiki değerler arasında nasıl bir fark var, 100 yıl önceki stres faktörüyle şimdikiler aynı değil” diyor. Bu konular üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğini belirtiyor.

Tedavi ettiği hastalarda en önemli kısırlık sebebinin sigara olduğunu söyleyen Basri Çakıroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Sigara testislerdeki kan akımını azaltıyor, kandaki oksijen oranını düşürerek kanın kalitesini ve sperm sayısını etkiliyor. Nasıl ki bebeklik döneminde çocuklara daha iyi bakılıyorsa, aynı şekilde hücreler yapım halinde iken ona yapılan müdahaleler, alınan gıdalar, ilaçlar, içilen sular, hatta çevreden gelen sıkıntılar bile hücrenin oluşumuna tesir edebiliyor. Alınan nikotin, kadınlarda yumurta hücrelerini bozuyor, doğal gebe kalmayı zorlaştırıyor ve düşükleri de hızlandırıyor.

Ayrıca tabii olmayan gıdalar, çevre faktörü, bilgisayarlar ve cep telefonları kısırlıkta önemli faktörler. Günlük hayatta bir hayli içilen kolalar ve diğer zararlı (sigara-alkol-uyuşturucu) maddelerden hem erkeğin hem de kadının kesinlikle kaçınması gerekiyor. Son zamanlarda kullanılan çeşitli psikiyatrik ve buna benzer mide ilaçları var, onların da kısırlıkta tesiri büyük olmaya başladı. ikinci olarak evlilik yaşı ve bebeğin geciktirilmesi de kısırlığı tetikliyor. insanlar günümüzde 50 yıl öncesine göre daha geç evleniyorlar. Pek çok insan 25-26′lı yaşlarda evlenmek istemiyor. Evlenenler ise üç dört sene çocuk yapmayı düşünmüyorlar. Çocuk yapmak istediklerinde yaş 35-40′a geliyor, o zaman da sperm sayıları azalmış oluyor. Bu yüzden eskiye göre kısırlık vakaları çok sıklaşıyor ve hastanelere başvurular artıyor.”


Haber Merkezi | 02 Nisan 2013 | İnsan ve Hayat Dergisi


Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Sigara guslü (boy abdesini) engelliyor
« Yanıtla #42 : 24 Haziran 2016, 12:50:33 »
eskimez hocalarımızdan biri...bu illete.""necis"" derdi