Gönderen Konu: Sıkıntı değil iyilik istemelidir!  (Okunma sayısı 2249 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Sıkıntı değil iyilik istemelidir!
« : 03 Mayıs 2009, 03:14:59 »

Enes bin Mâlik hazretleri anlatır: “Bir defâsında Resûlullah efendimiz bir zâtın ziyâretine gitti. Hastalık sebebiyle o kimse gâyet zayıf ve hâlsiz düşmüştü. Resûlullah efendimiz o kimseye; “Sen Allahü teâlâya nasıl duâ ederdin?” diye sordu. O da; “Ben; Allah’ım! Âhirette eziyette olmayayım da dünyâda nasıl olursam olayım. Âhirette sıkıntı çekeceksem onu bana dünyâda ver, diye duâ ederdim” dedi.

Bunun üzerine Resûlullah buyurdu ki: “Senin buna gücün yetmez. Sen şöyle de: Rabbimiz! Bize dünyâda da âhirette de iyilik ver. Bizi Cehennem azâbından koru!” Sonra Resûlullah efendimiz o kimseye duâ etti. O kimse Allahü teâlânın izni ile şifâ buldu.

Bekara sûresi 201. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Kimi de; Ey Rabbimiz! Bize dünyâda da iyi hâl ver, âhirette de iyi hâl ver ve bizi o ateş (Cehennem) azâbından koru” der“ buyuruldu.

İmâm-ı Fahreddîn-i Râzî bu âyet-i kerîmenin tefsîrinde buyurdu ki:

“Allahü teâlâya duâ edenler iki kısımdır: Birinci kısım, sâdece dünyâlık elde etmek için duâ ederler. İkinci kısım hem dünyâ, hem de âhiret için duâ ederler. Üçüncü bir kısım daha vardır ki, onlar sâdece âhiret için duâ ederler. Sâdece âhiret için duâ etmenin doğru olup olmadığı husûsunda âlimler ihtilâf ettiler. Âlimlerin ekserîsi, sırf böyle duâ etmenin doğru olmayacağını söylediler. Çünkü insan muhtâç ve zayıf bir varlıktır. Ne dünyânın elem ve acılarına, ne de âhiretin sıkıntı ve meşakkatlerine güçleri yetmez. En uygun olanı dünyâ ve âhiretteki kötülüklerden Allahü teâlâya sığınmak, her iki âlemde de iyi hâl üzere bulunmayı O’ndan istemektir.”

Hasan-ı Basrî hazretleri Mekke-i mükerremede duânın kabûl olduğu yerleri şöyle bildirdi:

1) Tavafta, 2) Mültezemde (Hacer-i esved ile Kâbe-i muazzamanın kapısı arasındaki kısım), 3) Altınoluk’un altında, 4) Kâbe-i muazzamada ve onun içinde, 5) Zemzem kuyusunun yanında otururken ve Zemzem suyu içerken, 6) Safâ ve Merve’de, 7) Safâ ile Merve arasında, 8) Tavâf edip iki rekat tavâf namazı kıldıktan sonra Makâm-ı İbrâhim arkasında, 9) Arefe günü Arafat’ta, 10) Bayram gecesi güneş doğuncaya kadar Müzdelife’de, 11)
Mina’da, 12) Şeytan taşlama ânında.

Mehmet Oruç