FORUM AKTİVİTELERİMİZ > HAFTANIN MEVZUU ARŞİVİ
Sırat-ı Müstegim, Doğruluk ve Dürüstlük[3 Aralık 2007]
SadakatNet:
Hafta: 6
Mevzu: Sırat-ı Müstegim, doğruluk ve dürüstlük
İyi araştırmalar..
tunike:
Kutsal kitabımızın 1 . suresi Fatiha'dır ve bu sure insanın Allah'a bir duasını bir talebini anlatır. Türkçesi:
1 / FATİHA - 1 :Bismillâhir rahmânir rahîm.
1 / FATİHA - 2 : El hamdu lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne).
Hamd; âlemlerin Rabbi olan Allah'adir.
1 / FATİHA - 3 : Er rahmânir rahîm(rahîmi).
Rahmân'dır, Rahîm'dir.
1 / FATİHA - 4 : Mâliki yevmid dîn(dîne).
Dîn gününün MALİK'idir.
1 / FATİHA - 5 : İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu).
(Allah'ım!) Yalnız Sana kul oluruz ve yalnız Senden İSTİANE (sadece Allah'tan istenen özel yardım) isteriz.
1 / FATİHA - 6 :İhdinas sırâtel mustakîm(mustakîme).
(Bu istiane'n ile) bizi, SIRATI MUSTAKÎM'e (Allah'a ulaştıran yola) hidayet et (ulaştır).
1 / FATİHA - 7 :sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne).
O (SIRATI MUSTAKÎM) ki; (başlarının) üzerlerine (Devrin İmamı'nın ruhunu) ni'met olarak verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin) yolu değil.
Fatiha Şerife üzerinde dikkatilice düşünürsek bu sure ile Allah'tan talebimiz bizi Sıratı müstakiyme ulaştırmasıdır. Üzerine nimet verdiklerinin yoluna ulaştırmasını istiyoruz. Dalalette kalanların yoluna değil, kurtulanların yoluna bizi ulaştırmasını istiyoruz.
Pek çok çeviride Sıratı müstakiym doğru yol olarak çevrilir. ve yine bu çevirilerin çoğunda hidayet kelimesi de doğru yol olarak çevirilir. Ancak bu terimler özel terimlerdir ve bunların ne olduğunu anlamak için Kuran'a bakmamız lazım.
4/NİSA-175: Fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).
Allah’a âmenû olanları ve O’na sarılanları (sarılmayı dileyenleri) Allah, Kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, Kendisine ulaştıran Sıratı Mustakîm’e (Allah’a ulaştıran yola) hidayet edecektir, ulaştıracaktır.
6 / EN'AM - 87 : Ve min âbâihim ve zurriyyâtihim ve ihvânihim, vectebeynâhum ve hedeynâhum ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).
Ve onların babalarından, zürriyetlerinden (nesillerinden) ve kardeşlerinden onları seçtik. Ve onları Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ruhu ulaştıran yola) hidayet ettik (ulaştırdık).
6 / EN'AM - 88 : Zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeşâu min ıbâdih(ıbâdihî), ve lev eşrekû le habita anhum mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
İşte bu Allah'ın hidayetidir. Kullarından dilediğini onunla hidayete erdirir. Ve eğer şirk koşsalardı, elbette yapmış oldukları şeyler heba olurdu (boşa giderdi).
alıntı:siratkoprusu.com
müteallim:
Ruhulbeyan tefsirinden fatiha -serifde gecen (Sirati müstekim)in tefsiri
Bizi doğru yola ilet."
Burada biraz önce istenen yardımın mâhiyeti açıklanmaktadır. Sanki Allah Teâlâ kullarına: "Sizlere nasıl yardımcı olayım" diye soruyor, onlar da: "Bizi doğru yola ilet" diyorlar. İbâdet tamamlandıktan sonra sonunu duâ ile bağlamak şer'î bir kaidedir.
Tefsîr'de şöyle gelir: "Ancak sana kulluk ederiz." cümlesi tevhîdi ortaya koymaktadır. "Ancak senden yardım dileriz." cümlesi ise tevhîd konusunda yardım talebidir. "Bizi doğru yola ilet!" sözü, din üzre sâbit-kadem olmak içindir. O da ibâdeti ve yardım talebini gerçek anlamda îfâ ile olur. Çünkü hidâyet üzre sâbit-kadem olmak, ihtiyaçların en önemlisidir. Nebîlerin ve velîlerin Allah'dan en önemli dileği hep odur. Yûsuf (a.s.) "Beni müslüman olarak öldür" dediği gibi, Fir'avn'ın sihirbazları da "Bizi müslüman olarak öldür." demişlerdi. Sahâbîler de "Bizi ebrâr (iyiler) ile birlikte öldür" diye duâ etmişlerdir. Zira insan, işin dış görünüşüne aldanmamalıdır. Çünkü sonunda o hal değişebilir. Nitekim İblîs'e de, Bel'am bin Bâurâ'ya ve Bersîsâ'ya da böyle olmuştur.
Mevlânâ Celaleddin (k.s.) der ki:
Cihanda îblîs ve Bel'am gibi yüz bin
Mel'ûn gizli ve aşikâr zahir olmuştur.
Lâkin Cenâb-ı Hakk dünyâda ikisini meşhur etti.
Ki bu ikisi diğer mel'ûnlara şâhid olsunlar,
Diğer mel'ûnlar bunların hâlinden ibret alsınlar.
Kadı Beyzâvî Tefsîr'inde der ki: Böyle bir sözü, vuslata ermiş arif kişi söylediğinde; "Beni Sana giden yola erdir ki, bu suretle hâllerimizin riya karanlığı yok olsun. Bedenlerimizin zulmet perdesi açılsın ve nûr-i kudsünle aydınlanıp seni senin nurunla görelim", anlamını kasdeder.
Molla Fenârî der ki: Bunun asıl anlamı şudur: Allah'a giden yollar sonsuzdur. Nitekim Kutbü'l-muhakkıkîn: "Hakk'ın bilgisi ve takdîri sınırsızdır. Bilgi ve takdîr devam ettikçe kulun şevki de sükûnet bulup, zail olmaz." demiştir.
Sırat-ı müstakim, "İslâm milleti ve hakk din" demektir. Burada asıl maksada götüren vesîle, maksada benzetilmiştir. Çünkü din maksada götüren, Hak ise asıl maksad olduğundan dine sırat-ı müstakim denmiştir. Allah Teâlâ, her ne kadar mekândan münezzeh ise de kulun vuslata ermesi, başarıya ulaşması için mesafeler katetmesi ve âfetlere uğraması, sıkıntılara göğüs germesi gerektiğinden dîne, sırat (yol) denmiştir.
Kişi hidâyete ermiş olmasına rağmen "Bizi doğru yola ilet" demesinin pek çok yorumlan vardır:
1- Marifete erip hidâyete ulaştıktan sonra, şehvet ve gadab, istek ve düşünce, mal infâkı konusunda ifrat ve tefritten uzak, orta yola ermeyi islemektir.
2- Kişi her ne kadar ma'rifet-i ilâhiyye'ye bir delîl ile vâsıl olmuş ise 4e daha başka deliller vardır. "Bizi doğruya ilet" demek bize senin zâtına. sıfatına ve fiillerine delâlet eden her şeyi ögret demektir.
3- "İşte benim doğru yolum budur" (el-En'âm, 6/153) âyeti gereği, nefsin direnmesine rağmen mâsivâdan yüz çevirmeyi istemek ve bütünüyle Allah'a yönelmeyi dilemektir. Bu öyle bir yöneliş olmalı ki; Allah Teala, Îbrâhîm (a.s.) gibi kendisine oğlunu kurban etmeyi emretse tereddütsüz yerine getirmeli, İsmâîl gibi kesilmese bile, kesilmek için boyun vermelidir. Yûnus gibi kendisini denize atabilmelidir. Mûsâ (a.s.) gibi yüksek derecelere ulaşsa bile kendisinden Hızır'a talebe olması istenince derhal kabul edebilmelidir. Yahya ve Zekeriyyâ (a.s.) gibi, vücûdu testereyle ikiye ayrılarak öldürülecek olsa bile, emr bi'l-ma'rûf ve nehy ani'l-münker'den geri durmamalıdır.
Bu makam ehil olmayanlar için çok zor bir makamdır. Ancak "Kendilerine nimet verdiklerimin yoluna." denilmiş olması velîlerin ve nebilerin makamına teşvik ve bu yolu kolaylaştırmak içindir. Öldürülenlerin, vurulup kırılanların yoluna buyrulmamıştır. Aslında mutedil bir istikamet üzre olmak ve onda sebat etmek zor bir iştir. Bu yüzdendir ki Peygamberimiz (s.a.), "Hûd sûresi ve benzerleri beni ihtiyarlattı."25 buyurmuştur. Çünkü bu sûrede "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!" âyeti vardır. İnsan, yaratılışı, zahirî ve bâtınî güçleri açısından bir takım sıfatlara, rûhânî ve fıtrî kabiliyetlere sahihtir. Bu sıfat ve kabiliyetlerden her birinin ifrat ve tefrit tarafı vardır. Mü'mine gereken ifrat ve tefritten uzak, vasat olan orta yolu izlemek ve bu orta yol üzre kalmaktır. Orta yolu emreden pek çok âyet ve işaretler vardır. Nitekim: "Eli sıkı olma! Büsbütün eli açık da olma." (el-lsrâ, 17/29) âyetinde Allah Teâlâ, kullarına israf ile cimrilik arasında orta yolu emretmektedir.
Hz. Peygamber (s.a) hiç evlenmemeye, devamlı oruçlu bulunmaya ve geceleri hiç uyumamaya azmederek ibâdet etmenin hükmünü soran üç sahâbîye şu nasihatte bulundu: "Nefsinin sende hakkı olduğu gibi, hanımının da, vücûdunun da hakkı vardır. Öyleyse bâzan oruç tut, bâzan tutma. Gecenin bir kısmında namaz kıl, bir kısmında da uyu."26 buyurdu.
Bu hemen her işte böyledir. Aslolan, bütün hallerde orta yolu izlemektir. Nitekim Allah Teâlâ buyurur: "Namaz kılarken sesini pek yükseltme! O kadar da kısma! İkisinin arasında bir yol tut!" (el-İsrâ, 17/110) "Onlar ki harcadıkları vakit savurganlığa gitmez cimrilik de etmezler; bu ikisi ar
Miftahulkuluub:
Bilgleriniz için teşekkür ederiz.
Muhterem sadakatliler;
Bu konu benim için önemli. Biraz kurcalayın şu kara kitapları sayın hoca efendiler. Olmuyor ama : )
kenz:
Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk edin, doğru yol (sırat-ı müstakim) budur" (Alu İmrân, 3/51)
Kim Allah'a sarılırsa muhakkak ki o doğru yola iletilmiştir (Alu İmrân, 3/101).
Allah'a inandım (imân ettim) de ve müstakîm (istikamet sahibi, doğru) ol!.. " (Müslim, İmân, 67; Ahmed b. Hanbel, III 413, IV, 385).
Allah'tan korkmanız, takva sahibi olmanız ve doğru dürüst olmanız ne güzeldir!.. " (ed-Dârimî, Mukaddime, 19)
Abdullah İbnu Mes'ud el-Hüzelî (radıyAllahu anh)'nin anlattığına göre, bir adam kendisine "Sırat-ı müstakim (doğru yol) nedir?" diye sordu. Ona şu cevabı verdi:"Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm), bizi sırat-ı müstakimin bir başında bıraktı. Bunun öbür ucu ise cennete ulaşmaktır. Bu ana yolun sağında ve solunda başka tali yollar da var. Bunlardan her birinin başında bir kısım insanlar durmuş oradan geçenleri kendilerine çağırıyorlar. Kim bu dış yollardan birine sülûk ederse yol onu ateşe götürecektir. Kim de sırat-ı müstakîme sülûk ederse o da cennet'e ulaşacaktır." İbnu Mes'ud bu açıklamayı yaptıktan sonra şu ayeti okudu: "İşte bu benim sırat-ı müstakimimdir, buna uyun. Başka yollara sapmayın, sonra onlar sizi Allah'ın yolundan ayırırlar...." (En'âm 152) Rezîn İbnu Muâviye'nin ilâvesidir).
Nevvâs İbnu Sem'ân (radıyAllahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah, bize iki tarafında iki ev bulunan bir doğru yolu misal veriyor. -Bir rivayette iki ev değil "İki sur" denmiştir- Bu evlerin açık olan kapıları vardır. Kapıların üzerine de perdeler çekilmiştir. Biri yolun başında, biri de onun yukarısında durmuş iki dâvetçi (gelip geçenlere) şu dâveti okuyorlar: "Allah cennete çağırır, dilediğini doğru yola eriştirir" (Yunus, 25).
Yolun iki yakasındaki kapılar ise Allah'ın hududu (yani yasakları)dur. Hiç kimse perdeyi açmadan bu yasaklara düşmez. Kişinin yukarısındaki davetçi, Rabbisinin vâiz'idir"
Tirmizî, Emsâl 1 (2863).
Rezîn, bu temsili, açıklar: Doğru yol; "İslâm'dır, kapılar; Allah'ın haramlarıdır, perdeler; Allah'ın hudududur (yasaklar); yolun başındaki dâvetçi; Kur'ân-ı Kerîm'dir. Bunun yukarısındaki davetçi; her mü'minin kalbinde yerleştirilmiş olan (bazan vicdan, bazan sağ duyu diye ifade edilen) hakkâniyet duygusu -ki, buna bazı hadislerde lümme-i melekîye de denmiştir vâizullah'tır."
Navigasyon
[0] Mesajlar
[#] Sonraki Sayfa
Tam sürüme git