Gönderen Konu: Söz taşımak, kovuculuk  (Okunma sayısı 2432 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Söz taşımak, kovuculuk
« : 12 Eylül 2009, 04:28:50 »

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Nemime yani söz taşımak, kovuculuk yapmak, emanete hıyanet etmektir.

Yalan, gıybet ve hıyanetten uzak durmalı. Şerefli ve asil kimse, sözünde durur. Akıllı olan, yalan söylemez. Mümin olan, gıybet etmez. Şu üç şey Allahü teâlâyı çok üzer:

1- Vakti boşa geçirmek,
2- İnsanlarla alay etmek,
3- Gıybet etmek.

Birisi hakkında birisi bir şey anlatıyorsa, onun iyiliklerini ve zararlarını düşünürüz, iyilikleri fazlaysa iyi insan deriz ve kötülüklerini görmeyiz. Allahü teâlâ bile ahirette terazi kuracak, sevablar sağ kefeye, günahlar sol kefeye konacak. Sevabları fazla gelirse, günahları affedecek. Allahü teâlâ kuluna böyle muamele ederse, bizim de öyle yapmamız gerekmez mi? Hemen kötülüğünden bahsetmek değil, iyiliklerini ve kötülüklerini beraber düşünmek lazım. İyilikleri fazla ise, kötülüklerini de affetmek lazım.

Bize başkası hakkında söz getirene hüsnüzan edip inanıyoruz da, söylenen kişiler hakkında niye hüsnüzan etmiyoruz? Dinen, birisi biri hakkında bir şey söylerse kabul edilmez. Nemimeyi kabul etmek yani dinlemek, söylemekten daha kötüdür. Yani, biri gelir bize biri hakkında bir şey söylerse, bunu dinlemek söylemekten daha büyük günahtır; çünkü dinlemek, söylemesine izin vermektir. Söylenen söz doğru ise gıybet, yalan ise iftira olur.

Bize söz getirenleri düşman gözüyle görmeli; çünkü hem bizi günaha sokuyor, hem de din kardeşimizin kabahatini ortaya çıkararak onu hürmetten düşürmeye çalışıyor. Eğer yalan da varsa, Allahü teâlâya isyan ve şeytana itaat ediyor demektir. Peygamber efendimiz, (En kötünüz, söz taşıyan, dostların arasını bozan ve ayıp araştırandır) buyuruyor.

Bize birisi hakkında bir şey söylerlerse, şu altı şeyi yapmak gerekir:

1- Önce inanmamalı; çünkü söz getiren fasıktır. Fasıka inanılmaz. Sözüyle hareket edilmez.
2- Onu susturmalı; çünkü haram işliyor. Harama mani olmak ise farzdır.
3- Allah için onu sevmemeli; çünkü o âsidir, yani günah işlemiştir, âsiyi sevmemek vacibdir.
4- Kötülediği kimseyi kötü bilmemeli; çünkü suizan etmek haramdır.
5- Haber verdiği şeyi araştırmamalı; çünkü söz taşıyanın verdiği haberi araştırmak haramdır.
6- Onun gibi nemmamlık yapmamalı, yani duyduğumuzu bir başkasına bildirmemeli.

M.Ali Demirbaş

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Söz taşımak, kovuculuk
« Yanıtla #1 : 01 Mayıs 2012, 21:05:37 »
Mîraca çıkarıldığım gece bir topluluğa rastladım. Sağlarından sollarından etleri kesiliyor, sonra da kendilerine yediriliyordu. Kendilerine “Kardeşlerinizin etini yediğiniz gibi etlerinizi yiyiniz.” denilir. Ben “Yâ Cebrâil! Bunlar kimlerdir?” diye sordum. Cebrâil (a.s.) “Bunlar senin ümmetinden, insanların ayıp ve kusurlarını arayan, onları başkalarına söyleyen; gıybet edenlerdir.” dedi.
 
“Kıyâmet günü kula amel defteri verilir. Orada, kendisine ait olmayan sevaplar görür. O kul “Yâ Rabbi! Bu sevaplar bana nereden geldi.” diye sorar. Allâhü Teâlâ “Bunlar, sen farkında olmadan, insanların senin gıybetini yapmalarına karşılıktır.” buyurur.
 
“Dört şey vardır ki oruç, abdest ve diğer amellerin sevabını yok eder.
 
Bunlar gıybet etmek, yalan söylemek
Bunlar gıybet etmek, yalan söylemek, koğuculuk yapmak ve bakılması helal olmayan kadınlara bakmak.”
 
Hz. Îsâ bin Meryem (a.s.) ashâbına dedi ki;
 
“Siz avret yerinin bir kısmı rüzgârdan açılmış bir adam görseniz onun üzerini örter miydiniz? Ne düşünüyorsunuz?” Onlar da “Evet” dediler. “Hâlbuki siz avret mahallinin kalan kısmını da açıyorsunuz” deyince, “Sübhânallâh, nasıl olur da kalan yerini açarız?” dediler.
 
Îsâ (a.s.) şöyle buyurdu:
 
“Yanınızda bir kimseden bahsedildiği zaman hemen onda olan kötü şeyleri söylemiyor musunuz? İşte siz avret mahallindeki kalan örtüyü açıyorsunuz.”
 
Hasan-ı Basrî Hazretlerine bir adam gelip “Falan kimse senin gıybetini yapıyor.” demiş. Hasan-ı Basri Hazretleri de ona bir tabak hurma gönderip şöyle demiş: “Duydum ki sen sevaplarını bana hediye etmişsin. Buna karşılık ben de sana hediye
gönderiyorum. Ancak benim hediyem, senin hediyenin tam karşılığı olmadığı için beni mâzûr gör.”


İSİMLERİMİZ: Erkek: Hasan, Kız: Hasibe
http://yeni2012.fazilettakvimi.com/tr/2012/5/2.html