Gelişen teknoloji, elektronik cihazları fazlasıyla hayatımıza sokuyor. En son gözdelerimiz arasına spor cihazları da girdi. Ancak hevesle aldığımız koşu bandı, eliptik bisiklet gibi aletler bir iki kullanımın ardıdan ya bir kenara itildi ya da elbise askılığı oldu. Peki bunun sebebi ne?
Ülke insanımız teknolojiyle oldukça barışık. Yeni çıkan teknolojik cihazlar büyük ilgi uyandırıyor ve birer ikişer evlerimize, ceplerimize vs. giriyor. Özellikle de cep telefonlarına olan düşkünlüğümüz artık rahatsız edici boyutlara ulaştı. Zira artık evin içindeki bütün fertlerin birer cep telefonuna sahip olması yetmedi, telefonlar ikiye üçe katlandı. Geçtiğimiz ay henüz okuma yazma bilmeyen çocuklar için üretilen cep telefonları da ülkemizde satışa sunuldu ve sunulduğu gün bütün stokları bitti. Evlerimizde bir bilgisayar yetmedi hemen dizüstü (laptop) bilgisayarlar girdi hayatımıza. Sokakta, otobüste, metroda her üç insandan biri laptopuyla geziyor. Evlerimizde salon ve oturma odasına koyduğumuz televizyonlar yerini plazmalara bıraktı. Eski TV’ler de yatak odası ve mutfaklara taşındı. Cep telefonsuz, iPodsuz, laptopsuz ve televizyonsuz bir hayat düşleyemiyoruz artık. Bu cihazların fiyatının yurtdışındaki fiyatların neredeyse iki katı olmasına rağmen kullanma oranı aynı, hatta belki de daha fazla.
Şimdi gelelim yeni gözdemiz olan spor cihazlarına. Son yıllarda koşu bandı, kondisyon bisikleti, stepper, twist&step ve mekik gibi cihazlar neredeyse evlerimizde baş köşeye konuşlandırıldı. Günümüz şartlarında insanların büyük kısmı yoğun bir tempoda çalışıyor. Çoğu kariyer sahibi olma çabası ve ev geçindirme telaşı sebebiyle kendilerine ayıracak vakit bulamıyor. Her şeye rağmen “Spor yapmak istiyorum ama vaktim olmadığı için salona gidemiyorum.” gibi bir bahane arkasına sığanmak mümkün değil; arzu eden herkes evine spor aleti alabiliyor. Ancak diğer teknolojik cihazlarla kıyaslandığında en az kullandığımız cihazlar arasında yer alıyor spor aletleri. Üstelik o kadar da para vermiştik de almıştık, ama kullanırız zannettik, heveslendik bir iki kullandık sonra üşendik. Minik bir şey değil ki kaldırıp bir köşeye de atalım. En sonunda spor cihazımızı elbise askısına dönüştürmeyi başardık. İşin şakası bir yana, alma oranı yüksek olmasına rağmen maalesef kullanma oranı aynı derecede değil. Konuyu alıcı ve satıcı boyutunda araştırdığımızda anlıyoruz ki bu cihazlara sahip olan kişiler maymun iştahlı olmalarının yanında, yanlış cihaz tercih ediyor ya da doğru kullanım şekillerini bilmiyor.
Aslında ülkemizde gelir seviyesinin yükselmesi, sporun günlük hayatta öneminin anlaşılması, fitnessin popüler hale gelmesi, görselliğin gün geçtikçe önem kazanması spor yapmayı tetikleyici öğeler. Öyle ki artık neredeyse iş görüşmelerinde bile spor yapıp yapmadığınız önem kazanıyor. Birçok insan, spor salonlarına gidip zaman ve para harcamak yerine evinin bir köşesini boşaltıp spor aleti almayı tercih ediyor.
Yağ yakmak mı, zinde kalmak mı?
Salonlara gidip insanlara fazla kilolarını göstermekten utananlar ve sıkılanlar spor mağazalarına hücum ediyor. Burada da ayrı bir sorun ortaya çıkıyor. Nitekim bilinçsizce alınan spor aletleri bir iki kullanımın ardından ‘bir işe yaramıyor’ gerekçesiyle veya tembellikten bir köşede bırakılıyor.
Life Fitness antrenörü ve danışmanı Özgür Güngör’e göre evde egzersiz yapmak için her şeyden önce motivasyon gerekli. Bunun için de kullandığınız cihazın kullanım kolaylıkları ve özellikleri önemli. Ayrıca bir spor aletini kullanmak için mutlaka bir amaç saptamalı. Yani kişi yağ yakmak için mi, kalp damar sağlığını korumak için mi, performansını ve zindeliğini artırmak için mi spor yaptığını bilmeli ve ona uygun cihazları uygun şekillerde kullanmalı. Günümüzde öyle cihazlar çıktı ki; mesela siz kilonuzu yazıp yağ yakma programını seçiyorsunuz ve gerisine karışmıyorsunuz. Cihaz sizin kaç dakika çalışacağınızı, hangi eğimde ve hangi hızda çalışacağınızı belirliyor. Size işin sefasını (ya da cefasını!) sürmek kalıyor.
Piyasada kbu minvalde istemediğiniz kadar çok ürün var. Kimi cihaz internetten, kimisi marketten, kimisi taksitli satışlardan karşınıza çıkıveriyor. 500 YTL’den başlıyor cihazların fiyatı, 5 bin dolara kadar yükseliyor. Aradaki fiyat uçurumunun sebebi markaya, cihazın özelliklerine ve modele göre değişiyor. Piyasada en çok 1000-1500 YTL’lik olanlar alınıyor. Life Fitness’de olduğu gibi 2.975 dolardan başlayan cihazlar da mevcut. Artık tercih sizin, ister aldığınız spor cihazını kullanın, isterseniz elbise askılığı olarak kullanmaya devam edin!
Evde spor yapmak için en uygun alet hangisi?
Spor aletleri satan firmalarla görüştüğümüzde insanların en çok koşu bandı almak istedikleri ortaya çıktı. Çünkü koşu bandının hem kullanımı çok rahat hem de insanı daha az yoruyor. Oysa uzmanlara göre kişilerin evine spor aleti almadan önce mutlaka bir bilenden fikir alması gerekir. Çünkü kilo vermek, yağ yakmak, sağlığı korumak ya da zinde kalmak ancak doğru cihazların kullanımı ile gerçekleşebilir. Koşu bantları özellikle çok kilolu olmayan, yürümeyi seven ve önemli bir bel rahatsızlığı olmayan kişilerin kullanımına uygun. Ancak bu cihazların çoğu çok ses çıkardığı için komşular rahatsız olabiliyor. İkinci sırada ise Cross-Trainer denilen eliptik bisikletin kullanımı yaygın. Cross-Trainer için tüm vücudu aynı oranda çalıştırdığı için belki de en doğru seçim diyebiliriz. Hem de koşu bandı gibi ses de çıkarmıyor. Ev için diğer ideal alet ise dikey bisiklet. Diz ve bilek eklemlerini çevreleyen kasları kuvvetlendirmek için ideal bir cihaz dikey bisiklet. En önemli avantajlarından biri de az yer kaplıyor olması.
***
Kilonuz fazlaysa eliptik bisikleti tercih edin
Özgür Güngör (Life Fitness - Fitness Danışmanı): Evlerde kullanılan birçok fitness cihazı, teknik veya fonksiyonel olarak değerlendirilmeden alınmakta. Belirleyici unsur olarak cihazın fiyatı değil, fayda oranı daha üstte olmalı. Kardiyo açısından en çok koşu bantları kullanılıyor. Eklemlerinizde problem var ve kilonuz fazlaysa eliptik bisikleti tercih edin.
Dilek Güray