Adem a.s.: Allahım dağların taşların arzın semanın kaldıramadığı bir emaneti ben nasıl kaldırabilirim dediği zaman.

Ey kulum kabul etmek senden, o istidatı vermekte benden buyurdu Cenab-ı Hak.

Ayeti kerimede Cenab-ı Hak: Emanetleri ehline tevdi ediniz buyuruyor. (İnnellahe yüeddü biemanatihim ila ehlihe ..)

Bu emanete en güzel şekilde riayet eden ağırlığını kaldıran, bu kapasiteye sahip olan insan;

riayet etmeyen gafil olan ve bu nedenle alçaldıkça alçalan, alçalmasının da hududu olmayan yine insan. Böyle çizgisi, tezadı çok geniş bir yapı sahibiyiz.

Kur'an-ı Kerime ve diğer mukaddes emanetlere riayet etmeyenleri de Hak Teala Kuranı Kerimde, merkeplere benzetiyor. Kuranı Kerimi nasıl ki bir merkebe yüklediğin zaman dikkat etmeyip saman götürmekten farksız bir tarzda taşıyacaksa, üzerinde ne var ne yok bunların kıymetini takdir edecek durumda değilse, aynen bunun gibi; Kuranı Kerimi bilen, bilgiçlik taslayan, ama mucibiyle amel etmeyen, gerekli ehemmiyeti vermeyen, okurken, dinlerken vb. saygı göstermeyenleri de Allahımız bu merkebe teşbih ediyor. İcabında bir çırpıda siler atarlar Kur'an-ı Kerimi. Normal gündelik hayattaki bir nesneye karşı oluşabilecek bir hal ve harekete olan tepkisini Kuranı Kerime de yapabilir seviyeye gelirler. (est:Meselüllezine kemeselül himari yahmilu esferaha )