Kimi insanların herhangi bir eleştiriye maruz kaldıkları zaman eleştirinin sonunu dinlemeden otomatik olarak savunma mekanizmasını faaliyete sokmaları, kimi insanların da yapılan eylemlerin ya da söylemlerin ardından pişmanlık duymaları, öfkeleri, korkuları, kıskançlıkları, anlık dışavurumları…

Tüm bu davranış nedenlerinin altında yatan temel neden sürekli konuşan tabir-i caizse geveze egodur.

Kişinin zihninde barınan olumsuz konuşmayı seven, susturulmadığı takdirde kişinin yönetimini ele geçiren ve çevredeki insanların egolarına adeta savaş açarak saldırıya geçen ego, çocukluktan itibaren çevreden aldığı duygularla şekillenir.

Hayal kırıklıkları, üzücü olaylar, kişisel yetersizlik, sıkıntı, güvensizlik, sevgisizlik… vs en önemlisi de olumsuz düşünce egoyu besler ki bu da egonun güçlenmesi ve kişiyi kendi kölesi haline getirmesi demektir.

Egosunun kölesi haline gelenlerin çoğu zaman küstahça davranışlar sergileyerek zavallı konuma düştüklerini göremeyecek kadar kör olmaları beni üzüyor.

Egosu geveze olanlar tamamen ben merkezli olduklarından bencil davranışlarda bulunacaktır ki bu da vicdanın devreye girmesine engel olacaktır. Bu nedenle özellikle kurumların başına gelen yöneticilerin öncelikli olarak egosunun geveze olup olmamasına dikkat edilmelidir.

Tüm bu nedenlerden dolayı egonun konuşmasını engellemeliyiz.

‘Kapa çeneni,yeter artık,sakın konuşma..!’dediğimiz zaman ego:’Aman çok korktum’ deyip susmayacağına göre onu susturmak için başka yöntemlere başvurmak gerekir.

Geçmiş ve geleceğe sünger çekip şimdiki ana odaklı yaşamak egonun susturulmasını sağlar. Şu andan uzak geçmişe ve geleceğe bağlı yaşamak egonun hareketliliğini arttırır ve olumsuz düşünceler de beraberinde gelir. Şimdiki anda kalmanın en basit yolu ise nefesimize odaklanmaktır. Böylece egonun sesi kesilmeye başlayacaktır.

 Şimdiki ana geçiş yapmak olumlu düşünmemize katkı sağlayarak hayata pozitif gözlüklerle bakmamıza neden olur. Bu şekilde kendimizi yeterince sevip, kendimize saygı duyup, kendimize başarı yüklemesi yapabiliriz…

Kendini seven insan başkasını sever, kendine saygı duyan insan başkasına saygı duyar, başarı merdivenlerini tırmanmak için kendini motive edip, üreten bir beyin oluşturarak başarılı olduğuna inanan insan başkasının başarısı ile gurur duyabilir. Kişi tüm bunları yaparken de egosunu susturmayı başarmış ve egosuna hükmeden bir insan haline gelir.

Egosu geveze olan tiplerle kim karşılaşmak ister ki… Kim kendi egosuna savaş açılması taraftarı olabilir…

Ancak ister istemez çoğu zaman karşılaşmak durumunda kalabiliyoruz. İşte böyle anlarda karşımızdaki kişilere olumlu düşünce dopingi yaparak kendilerini sevmeyi, kendilerine saygı duymayı öğretebiliriz. Sabırla yola çıktığımız zaman karşımızdaki insanın içinde yatan, kendisinin dahi keşfedemediği cevheri ortaya çıkartıp bunu ona gösterebiliriz. Samimiyetten yoksun olmayan minik övgülerle karşıdaki kişinin egosunu hafifçe okşadığınız zaman daha anlayışlı, daha uyumlu hale gelebilir.

Tabi önyargılı, öğrenmeye, üretmeye kapalı beyne sahip olan egosunun hâkimiyeti altına girmekten hoşlanan tiplerden de yüksek bencillik duygusuna sahip olabilme ve iyi niyetin minimum seviyelerde dolanmasından dolayı uzak durmayı tercih etmekte zarar görmemek adına fayda vardır.

Sürekli olumsuz düşünüp egoyu hareketlendirmek yerine şükretmesini bilip olumlu düşünerek egoyu susturmayı tercih etmeliyiz.

Geveze egoların esiri olan insanlarla karşılaşmamanız dileği ile…

Tülin Elçi