Mezhep imamlarinin takip ettikleri yol
Mezhep imamlarinin takip ettikleri yol söyleydi: Mezheb imâmlarinin hepsi, bir soru ile karsilasdiklari zaman, bunun cevâbini, önce Kur’ân-i kerîmde ararlardi. Kur’ân-i kerîmde açikca bulamazlarsa, hadîs-i serîflerde ararlardi. Hadîs-i serîflerde bulamazlarsa, “Icmâ’”da ararlardi. Icmâ’da da bulamayinca, bu soruya benzeyen baska sorunun, Kitâb, sünnet ve icmâ’da bulunan cevâbina “Kiyâs” ederek, benzeterek, ictihâd edip cevâbini bulurlardi.
Bin seneden beri bütün Müslümanlar, âlimler, sâlihler, Velîler, hep bu dört mezhebden birine uydular. Hiçbiri, kendinin müctehid oldugunu iddi’â etmedi. Yeni türeyen mezhebsiz bir din adamina aldanip da, mezhebden ayrilmamalidir. Dört mezhebin hiçbiri, Kur’ân-i kerîmden ve hadîs-i serîflerden kil kadar ayrilmamisdir. Hepsi, Müslümanlara, Kitâb ile sünneti açiklamislardir.
Islâm âlimleri, Müslümanlarin dört mezhebden birini taklîd etmelerini emir ediyor. Böylece, kâfir olmak veyâ bid’at sâhibi olmak gibi, iki tehlikeden kurtulmalarini istiyorlar. Cünkü, bir câhil, bir mezheb imâmini taklîd etmezse, delîlsiz kalarak yoldan çikar.
“Mîzân-ül-kübrâ” kitabinda buyuruyor ki, “Sünnet, ya’nî hadîs-i serîfler, Kur’ân-i kerîmi açiklamakdadir. Mezheb imâmlari, sünneti açiklamislardir. Din âlimleri de, mezheb imâmlarinin sözlerini açikladilar. Kiyâmete kadar da böyle olacakdir.
Sünnet, ya’nî hadîs-i serîfler olmasaydi, sular, tahâret, namazlarin kaç rek’at olduklari, rükü’ ve secdede okunacak tesbîhleri, bayram ve cenâze namazlarinin nasil kilinacagini, zekât nisâbini, orucun, haccin farzlarini ve nikâh, hukûk bilgilerini, hiçbir âlim, Kur’ân-i kerîmde bulamaz ve ögrenemezdi.
Imrân bin Husayna birisi, “Bize yalniz Kur’ândan söyle!” deyince: Ey ahmak! Kur’ân-i kerîmde, namazlarin kaç rek’at oldugunu bulabilir misin dedi.
Hazret-i Ömere, farzlarin seferde kaç rek’at kilinacagini Kur’ân-i kerîmde bulamadik dediklerinde, “Allahü teâlâ, bize, Muhammed aleyhisselâmi gönderdi. Biz, Kur’ân-i kerîmde bulamadiklarimi zi, Resûlullahdan gördügümüz gibi yapiyoruz. O, seferde, dört rek’at farzlari iki rek’at kilardi. Biz de, öyle yapariz” buyurdu. Din imâmlarinin hiçbir sözü, islâmiyetin disinda degildir. Cünkü herbiri, hem hakîkatde, hem de ahkâm-i islâmiyyede âlimdirler.”
