Gönderen Konu: Sultanların Köleliği...  (Okunma sayısı 4110 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sessizliğim

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 135
Sultanların Köleliği...
« : 13 Şubat 2009, 00:41:15 »

Müslüman olacağını rüyasında gören bir genç…
Adı: Halid bin Said(r.a.)
Suçu: Müslüman olmak
Ay ışığının aydınlattığı karanlık bir oda…
Köşeye sinmiş aç,susuz ve dövülerek işkence edilmiş bir beden
İşkenceyi yapan: Bir baba

Üzerine kapatılan kapılar O’nu Rabbiyle baş başa bırakıyor. Şimdi ne odanın karanlığı acıtıyor içini ne de yaralarından akan kanlar.  İmanın teselli etmediği yer mi var?
Fakat bu işkence kâfi değil bu baba için. Mekke’nin kızgın kumlarına yatırıyor oğlunu. Yetmiyor ağır taşlar koyduruyor üstüne...



Urganla direğe bağlanıp bayılana kadar dövülen edep ve hâyâ timsali O…
Adı: Osman bin Affan(r.a.)
Suçu : Müslüman olmak
İşkenceyi yapan:  Amcası Hakem bin Ebu-l As
Melekler bile hâyâ ediyor ondan.



Habeşli siyahi bir köle
Adı: Bilal-i Habeşi(r.a.)
Suçu Müslüman olmak
İşkenceyi yapan: efendisi Umeyye bin Halef
Kölesinin Müslüman olması çileden çıkartıyor o’nu:
And olsun sen ölmedikçe yahut Muhammed’i ve onun dinini inkâr etmedikçe bu azabı üzerinden eksik etmeyeceğim.
Ücretle tutulmuş müşrik çocukları tarafından boynundaki iple,aç,susuz Mekke sokaklarında gezdiriliyor. Önce kızgın kumlara yatırılmış olacak ki,izleri hala sırtında.
Allah ve Rasülünün aşkıyla yanan bir kalbe sahip bedeni kızgın kumlar ne kadar yakabilir ki?



Ve Vahhab bin Eret (r.a.)
İşkencenin belki de en ağırı O’naydı.
Efendisi Ümmü Ammar  O’nu ateşe yatırır, Vücudu ateşi söndürmeden kaldırmazdı.


İnsan yaklaştığınca yaklaştığından ayrı,
Belli ki yakınımız yoktur Allah’tan gayrı.

Çevrimdışı sessizliğim

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 135
Ynt: Sultanların Köleliği...
« Yanıtla #1 : 13 Şubat 2009, 00:42:11 »
İşte…
Bir yanda cahiliye bataklığının tam ortasında bir devir ve kalplerindeki Yaratan’ına sığınma arzusunu kendisine bile faydası olmayan taşlarda arayan zavallı bir beşeriyet.
Diğer yanda hidayet güneşinin aydınlığında asr-ı saadet denilen ve içlerinde daha dünyadayken cennetle müjdelenen nice hidayet erlerinin çıktığı bir insanlık.
Yusuf’un(a.s.) güzelliğine bir sebep,
Kuyunun karanlığıydı belki de…
Ya neydi onları secdelerin sultanı yapan?
Sultanlığa sebep secdedeki zillet tacını giymekti belki de.
Atalarının dininden ayrılıp Hakk’ı dolayısıyla işkenceyi zulmü kabul ve tasdik edenler.
İşte onlar…  işte biz…
Onların çektiklerini çekmeye hangimiz hazırız biz?
Onlar neler çekti biz neler gördük?
Her birimiz cahiliye kuyularında boğulmayan Yusufların aksine ahir zaman kuyularında boğulmaya talip olmuş gibiyiz!
Düşünebildiği kadar insan olan insana Nebiy-yi  Zişan’ın bu sözü kâfi gelir herhalde:
‘’ Sizden öncekiler ahret işlerinden arta kalan vakitlerini dünyaya harcarlardı. Sizler ise dünya işlerinden artan vakitlerinizi ahrete sarf ediyorsunuz.’’
İşkence edenler ve edilenler…
Dünya lezzetlerini tercih edenler ve ahreti özleyenler…
Büyük bir göç var herkes gidiyor. Zulmedenler de zulme seyirci kalanlar da bu sevkiyata karşı koyamaz.
Göç muhakkak…
Bu göçte secdedeki zilleti tercih eden sultanların önderliğiyle ahir zaman kuyularında boğulmayan Yusuf’lar olmak duasıyla…


İnsan yaklaştığınca yaklaştığından ayrı,
Belli ki yakınımız yoktur Allah’tan gayrı.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Sultanların Köleliği...
« Yanıtla #2 : 13 Şubat 2009, 10:39:59 »
Alıntı
Bu göçte secdedeki zilleti tercih eden sultanların önderliğiyle ahir zaman kuyularında boğulmayan Yusuf’lar olmak duasıyla…
Amin

Ellerinize sağlık

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: Sultanların Köleliği...
« Yanıtla #3 : 13 Şubat 2009, 12:17:52 »

İşte onlar…  işte biz…
Onların çektiklerini çekmeye hangimiz hazırız biz?


Ahh, bu soruyu sorarım kendime bazen, hep "ahh!" dedirtir bana...

Çekebilir miyiz onların çektiklerinin binde birini bile?
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana