Gönderen Konu: Sünnet-Bid'at ve Hurafeler  (Okunma sayısı 28851 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı yusufum

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 418
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #30 : 13 Kasım 2005, 23:59:08 »

Alıntı yapılan: "Ebu Huzeyfe"
Halil Gönenç hocaefendi değerli bir alimdir. Şu kendimizden veya cemaatimizden olmayan alim değildir fikrini bir kenara atalım. Ümmetin sanki bugün Ebu-s Suud efendi gibi atanmış bir müftüsü var ki böyle bir süal edile?...

Günümüz Meselelerine Fetvalar isimli eserinin 1. cildinin hemen baş taraflarında...

Orada illet olarak da, bu eserin tahrif olduğunu artık aslının olmadığını belirtiyor. Sanırım bu illet bir çok eser için geçerli.

Ayrıca;

Peygamberimiz ile ilgili bilgiler ve hadisler ne idüğü belirsiz müthem eserlerden değil, hadis kitaplarından alınır. Bu aynen İhya'dan ayet aktarmaya benziyor.

Umarım anlatabilmişimdir...  

   



Abdülkadir -i Geylani hz.(ks) gibi gavs ların eserlerini ancak vehbi ilim sahipleri yorumlayabilirler.Muceddid ler ,müçtehid ler, tahrif olup olmadıklarına karar verebilir.Asırlardır tahrif olmadıklarına inanılan eserler şimdi mi tahrif olmuş.
ANA HAKİKAT'İ ANLAT

Çevrimdışı yusufum

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 418
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #31 : 14 Kasım 2005, 00:05:09 »
Bediüzzaman gibi 13.asrın müceddidi olduğuna inanılan bir şahıs, Gavs -ı Azam'ın (ks) eserlerinden faydalanmış,manevi hocası olduğunu söylemiş,Gavs'ın (ks) eserlerinin tahrifatından söz etmemişde ,şimdi mi tahrif olmuşlar.

Ben bu tür söylentilere şüpheyle yaklaşırım.Yüzde yüz güvenilir emin kaynak olmadıkça da karar vermem.Peşin hükümlüolmamak lazım.
ANA HAKİKAT'İ ANLAT

Çevrimdışı yusufum

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 418
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #32 : 14 Kasım 2005, 00:16:58 »
Ben şahsen Halil Gönenç hocaefendi nin ,şahsına veya ilmine de diyeceğim yok.
Değerli bir İlim Adamı olabilir.Benim itirazım;

Bu gün Abdülkadir -i Geylani(ks)hz. eserlerinde tahrifat varsa,Yarın İmam Rabbani (ks) eserlerinde de tahrifat olacaktır,İmam -ı Gazali nin de .Gidişat buna varacaktır.

Dikkatli olmak olmak lazım.İslamın Temel Miheng taşları zedelenmemesi gerekir.
ANA HAKİKAT'İ ANLAT

Ebu Huzeyfe

  • Ziyaretçi
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #33 : 14 Kasım 2005, 00:28:36 »
Ben şahsen Halil Gönenç Hocaefendinin ilmine de takvasına da güveniyorum...

Çevrimdışı ridâ

  • This desert rose
  • aktif okur
  • **
  • İleti: 216
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #34 : 14 Kasım 2005, 08:30:39 »
selamun aleyküm..aslında konuya girme niyetinde değildim..Ancak sözkonusu insanı tanıyınca yani  Halil Gönenç hoca bu konuda bir ,iki cümle eklemek isterim..


Kendisi yıllarını ilme veren ve birçok ilim talebesi yetiştiren değerli bir alimdir...

A.Geylani Hazretlerinin eseri hakkındaki cümleleri aynen aktarıyorum:

Soru :Şeyh Abdulkadir Geylani'ye mensup olan "Gunyetü't Tâlibin" isimli kitap nasıldır?Türkçe ye tercüme edilmiştir,okunmasını tavsiye edermisiniz?


Cevap:Şeyh Abdulkadir i Geylani bir mürşittir,salih ve âlim bir kimsedir,bunda ŞÜPHE YOKTUR...

Ancak bu kitabın okunmasını tavsiye etmem..Çünkü Abdulkadir Geyalni 'nin söylemediği birçok şey ilave edilmiştir ve tahrife uğramıştır...

Mesela,ehli sünnet ve'l cemaat ittifakla,Cenabı Allah cihet ve mekandan münezzehtir dedikleri halde,adı geçen kitab Allah'ın cihetini söz konusu ediyor...

Bunun için İbn Hacer diyor ki;
GUNYE kitabında yazılı olan şeye aldanma;Allah'ın kendisinden intikam alacağı bazı kimseler onu kitaba ilave etmişlerdir..(el-Fetava'l  Hadisiyye,shf 145)
 

HALİL  GÜNENÇ ----GÜNÜMÜZ MESELELERİNE  FETVALAR--1.CİLT
...
 
...


bahsi geçen konu ve hocanın yorumları bu şekildedir...
yorum yapmaya gerk yok sanırım...Eseri okumadığımdan yorum yapma selahiyetim yok..Ancak kanımca önemli bir konu ve bahsi geçen eser elinde bulunan kardeşlerimiz hoca ile iritaba geçip,ya da araştırırlarsa bizlerin de kafalarındaki soru işaretlerinin cevaplanması adına yardımcı olacaklarına inanıyorum..

hepimizi beşeriz ve herkesin hatası olabilir..konu muallakta gibi veya değil..ama en iyisi önemli bir araştırma yapmak...

...
Kandillerin ihya konusuna ilginç bir yaklaşım göstermiş kardeşimiz...

peki olaya şu yönden baksak:

Zaten her gece Kadir Gecesi gibi ihya edilmeli deği mi kardeşim...

PEygamberler olsun,evliyalar olsun hepsi her geceyi kadir gecesi gibi ihya etmemişler midir.?

Ama o gecelerdeki  hususi ikramlar özellikle de biz günahkar mü'minler için birer fırsattır..Ve kaçırılmamsı gereken önemli fırsatlardır...

Herkes niyetine göre sevabını alacaktır inşaAllah...

Mirac kandilinde  Efendimizin Miracını tefekkür edip,o gece ibadetle geçirilirse mümin ne kaybeder?

Ve diğerleri buna kıyas edilebilir...

Yani kardeşim biz şu hadis böyle sahih bu şöyle uydurma diyerek kendimizce yorum yaparsak yanlışa düşeriz...En iyisi bu konuda müctedid olan,söz sahibi alimlere bakmak...

Şimdiye kadar hiç biri bu geceleri ihya etmeyin dememiş..

Bu gibi iddialarla insanların kafalarında soru işaretleri oluşturacağımıza bu gecelerdeki ibadetleri ve güzel halleri nasıl tüm gecelerimize yayarız bunun derdinde olsak daha iyi değil mi?


zaten yeterince insanlarımızın zihni bulandırılıyor...Bir de şu mübarek gecelere de yanlış yorumlar getirip,insanları soğutup,vebale girmeyelim...

wesselam..
I dream of rain.I dream of gardens in the desert sand.I wake in pain.Those dreams are tied to a horse that will never tire.This desert rose.Each of her veils, a secret promise,This desert flower.She moves in the logic of all my dreams.I realize that nothings as

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #35 : 14 Kasım 2005, 20:18:42 »
ridâ konuyu açıkladığın için teşekkürederim.

Alıntı
ridâ kardeşe -bir iki küçük mesele hariç- tamamen katılıyorum.
 Hangi konuda katılmıyorsunuz
« Son Düzenleme: 20 Temmuz 2009, 15:12:57 Gönderen: moderatör »

Ebu Huzeyfe

  • Ziyaretçi
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #36 : 14 Kasım 2005, 21:02:16 »
Mesela bir yanlış için öyle de olsa ne var? demek yerine "bu meselenin aslı nedir kardeş?" deyip aslını dinleseydi, sonra da yanlış ise "bu deliller yanlıştır" der biz hatamızı düzeltirdik. Doğru ise de " evet haklısın, yanlışta ısrar edilmez. Zira kem alet ile kemalet olmaz" derdi.

Belki de öyle demek istemiştir.  :?:

Çevrimdışı muallim_abi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 425
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #37 : 15 Kasım 2005, 00:35:26 »
Neden kişi taassubla ilerler ki? Bilmediğine neden düşman olur ki?

Hem Halil Gönenc'in fetvalarını görmediğimiz nereden çıkar?

İbni Hacer-i Mekki Hazretleri'nin Fetavayi Hadisiyye kitabında bulunan bu ibaresini bilmediğimiz neden uydurulur?

İnsan bilmediğini araştırırken, sapık fırkalardan kaptığı o mezhepsizlik ve ulemaya itimad edememe irininden kurtulacak. Ondan sonra araştırma yapacak.

Efendi! Size dedik benzin tüketmeyin. Size dedik bilmediğiniz yere burnunuzu sokmayın. Zan ile hareket edip komik duruma düşmeyin.

Daha bundan birkaç ay önce sizdiniz, daha MEKTUBAT-I RABBANİ'nin 1. cildi ile 3. cildini ayıramayan ve bu sebeble malum bir forumda "Yav bu adam bu mektubu nereden bulmuş"diyen. Yine sizdiniz "Benim elimdeki mektubatta son mektubun numarası 120 küsür" diyen.

Yine sizdiniz TARİH-İ DIMEŞK kitabından nakil yapmış zata (Mehmed Ali Demirbaşa) dil uzatan. "Bu adamın bu kitabı gördüğünü zannetmiyorum, ben bile görmedim" deyip iftira atan. Siz görmediniz diye alem görmemiş mi olacak beyefendi? Gelin size bu 70 ciltlik eserin istediğiniz cildini ve sahifesini kütüphanemizden kopyalayıp yollayalım. Bu sayede görmüş olursunuz. Biraz cahillikten ve yobazlıktan kurtulursunuz. İsterseniz yollayın 3500 euro, sizin için bir fotokopisini yapalım tüm eserin.

Efendi! Bilmediğiniz şey hakkında konuşmayın.

İbni Haceri Mekki 974'de vefat etti. İmamı Rabbani Hazretleri İbni Hacerin vefatından 3 yıl sonra, 971'de doğdu, 1034'de vefat etti. Bu mübarek zat bile, Müceddid-i Elfi Sani ünvanı ile Mektubat'ın 2. Cild 67. mektubunda GUNYE kitabından nakil yapmaktadır. Bu naklinden az evvel de İbni Hacer'in eserinden bahsetmektedir. Bunun dışında birçok mübarek bu eseri kaynak kullanmıştır. Bu mübarekler bu kadar mı cahildi? Kaldı ki bu nakillerin birçoğu, yukardaki mezkür fetvadan sonra yapıldı. Bu durumda aklı selim müslüman sorar, acaba bu zatın elinde yanlış bir nüshamı vardı der! Ama nerde?

Siz hala çıkıp, Halil Gönenc'in eserine ve fetvasına binaen, oradaki nakli esas kabul etmiyorsunuz. Bu ne yobazlık?

Sizin ulemaya itibarınız yok, kendinize de yok, bilmediğinize hele hiç yok.

Size dedik çene ve benzin tüketmeyin. Halil Gönenc ile irtibata geçin ve NERESİ hurafe ise bildirsin. Ama siz bunu bile yapmaktan aciz, çıkıp burada hala ehli sünnet zıddı ahkam kesiyorsunuz. Ya kendinizi müctehid zannediyorsunuz, ya da ulemayı fazla küçümsüyorsunuz.

Ulemanın bazılarının eserinde tahrif olmuştur. Bunları ise ulemamız bildirdi. Hangi eserlerin baştan sona muharref, hangilerinin kısmen ve hangi kısımlarının tahrif olunduğu da bildirildi. Fıkhı Ekber'in İmamı Azam'a ait olmadığını iddia edebilecek selahiyette olan ahmaklar bile varken, bunları çok görmek olmaz tabii.

Ancak dediğimiz gibi.

Buyurun sorun Halil Gönenc hoca'ya. Bunu son mesajımızda da SÖYLEDİK. Biraz zahmet olacak ama artık olsun o kadar.

Ayrıca BİD'AT'ın ne olduğunu da iyice öğrenin. Bid'at, sünnetin zıddına denir. İbadet ve hele hele mübarek geceleri İHYA etmek bid'at olmaz. Zübdetü'l Buhari osmanlıca Tercemesi'nin 344'üncü sahifesinde, Kandillerin mübarek gecelerden gafil olunmaması amacı ile yakıldığına işaret vardır. Bu sebeble dillerde KANDİL GECELERİ denilegelmiştir.

Bu geceleri ihya etmek, hacet, kaza ve nafile ibadetlerle meşgul olmak, bu gecelerin yüzü suyu hürmetine azim göstermek ve tevbe etmek bid'at olur diye bugüne dek tek bir rivayet yoktur. Bu fetvalarda bulunanlar, günümüz cehalet abideleridir. Ulemamız körmüydü? Sağırmıydı? Ahmakmıydı? Cahilmiydi?

Ebusuud Efendi dahi kendine sorulan suallere "Bunlar bidattır, derhal terkedile" diyemezmiydi? Siratul-İslam şerhinde "Amman ha sakının" denmez miydi?

Evet, bu gecelere mahsus bir namazın "olmadığı" ve bunun "bidat" olduğu hususunda rivayet vardır. Ancak bu gecede "hacet namazı" kılmanın bidat olduğu yönünde ise tek bir rivayet yoktur. Hatta hacet namazı, sünnetlerdendir. Fıkıh kitaplarına müracaat edile. Yine ihya etmenin bidat olduğu yolunda da nakil yoktur. Bütün nakiller cevaza işaret ediyor.

İhya-ı Ulumiddin'e dil uzatmak müslümanın yapacağı iş değildir. Bu eser sahihtir. Ulemamız okumuş, okutmuş ve hatta "tahric" eseri yazarak, içerisindeki hadislerin senetlerini bildirmişlerdir. Ulemaya itimadı olan, ulemamıza dil uzatmaz.

Şimdi herşeyi kenara bırakın ve hocayla irtibata geçin. Kendisine hem bu KANDİL meselesini ve hem de şu GUNYE hususunu sorun. Sonra burada neşredin de, biz de update olalım.

Selam ve dua ile..
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

Ebu Huzeyfe

  • Ziyaretçi
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #38 : 15 Kasım 2005, 01:26:32 »
Alıntı
Evet, bu gecelere mahsus bir namazın "olmadığı" ve bunun "bidat" olduğu hususunda rivayet vardır. Ancak bu gecede "hacet namazı" kılmanın bidat olduğu yönünde ise tek bir rivayet yoktur. Hatta hacet namazı, sünnetlerdendir. Fıkıh kitaplarına müracaat edile. Yine ihya etmenin bidat olduğu yolunda da nakil yoktur. Bütün nakiller cevaza işaret ediyor.

Bu yazın bile seni gayet iyi ele veriyor. Geri kalan kısmı zaten küllü hakaret!!! Cevap ile uzaktan yakından alakası yok!

Bu bid'at değildir diye bir bid'at hakkında hadis olmasından daha saçma ne olabilir bu dünyada? Öyle hadis olsa zaten bid'at olmaz!
İlim derekesi bu olan adamla -kusura bakma ama- kaybedecek vaktim yok.

Tek anladığım, benimle başka forumlarda kapışmışsın ve çok fena bir yenilginin kuyruk acısını içine saklmışsın. Bir ukdeye dönüşmüş. Ben her zaman her zamanki yerimdeyim. Biz yerimizde misafirlerimize hakaret etmeden meseleleri insanca konuşuyoruz. İnsan olanları oraya bekleriz!

Bir şeyi ispat etmişsin, o da cehaletini... vesselam...

Çevrimdışı muallim_abi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 425
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #39 : 15 Kasım 2005, 01:33:05 »
Ne diyeyim artık? "Bilmediğini bilen" kişiye alim denir. Siz de öğreneceksiniz birgün, bilmediğiniz konularda konuşmamayı.

Vesselam..  :wink:
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #40 : 15 Kasım 2005, 03:32:46 »
Arkadaşlar size kısa bir yol bu kadar tartışacağınıza Halil Gönencın kendisinden dinleyin arayın ve neden Gunyetü't Tâlibin okunmasın  yazmış diye sorun.  ridâ Halil hocayı aradı ve sordu buraya yazdıklarını söyledi.Buyrun sizde arayın
« Son Düzenleme: 20 Temmuz 2009, 15:14:20 Gönderen: moderatör »

Çevrimdışı ridâ

  • This desert rose
  • aktif okur
  • **
  • İleti: 216
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #41 : 15 Kasım 2005, 03:45:14 »
Aslında yazı gayet net ve açıktı...Orda eserin tümü tahrif olmuş ibaresi yok dikakt ederseniz..


Halil Hoca sonradan A.Geylani Hazretlerine ait olmayan sözler eklenmiştir diyor...

Burda kastedilen eserin Türkçe tercümesi değildir,bizzat hocaya sordum bugün ve eserin orjinali dediğimiz nüshasına bu eklemeler yapıldığı iddiası var..


Ve hocam eser neden okunmamalı dediğimde

Bu esere eklenen bazı hikayeler var ve bunu ilim ehli olmayanlar okursa zarar görebilir...

Yoksa ilim ehli olan bunu farkedebilecek kişiler okuyabilir dedi..

Yani burda dikkat ederseniz eserin tümü silinmiyor..Önemli bir nüans var dikkat çekiyor..

Siz de takdir edersiniz şimdi günmüzde ilim medreseleri var mıdır yoktur..O yüzden halkın genelinde böyle ilmi yönden gelişmişlik olmayınca hoca da bu yüzden böyle bir ikazda bulunmuş...

Öğrenen yetişen kardeşlerimiz var..Onların okumasında zarar olmaz belki ama..Bunların sayısı da ne kadardır bilinmez...

Yani demek istediğim ilmi alt yapı gerektiyor bu eserleri okumak...Ama sakın bu yanlış anlaşıp da Gunye tümden okunmasın hepsi tahrif gibi yanlış yorum yapılıp vebale girilmesin...
I dream of rain.I dream of gardens in the desert sand.I wake in pain.Those dreams are tied to a horse that will never tire.This desert rose.Each of her veils, a secret promise,This desert flower.She moves in the logic of all my dreams.I realize that nothings as

Çevrimdışı muallim_abi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 425
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #42 : 15 Kasım 2005, 03:54:58 »
Allahu teala razı olsun. Hancı kardeşimizin sualine binâen "Eskimez Yazılar" bölümünde bir başlık attım. Umarım bakarsınız.

Bende bu eserin "Umdetu's-Salihin" isimli osmanlıca tercemesi (Matbaa-i Osmaniyye baskısı) var. Zaten şu an piyasada mevcud türkçe tercemeler de bu eserin sadeleştirilmiş hali.

İlim erbabı doğruyu-yanlışı, hurafeyi-sünneti ayırabilecek seviyede olmazsa, bu tür eserlere dokunmaz zaten. Daha evvelki yazımızda da eserlerin bazılarını kısmen, bazılarının da tamamen tahrife uğramıl olduğunu bildirdik. Ancak bunları ehli sünnet uleması zaten bildirmiştir.

İmam-ı Gazali'ye nisbet edilen ve münazara ettiğim hemen hemen her Caferi tarafından öne sürülen "Sırrul-Alemîn" kitabının da bu tahrif edilmiş düzmece eserlerden olduğu bilinir. İbn-i Arabi'nin eserlerine de bu tür tahriflerin bulaştığını Ebussuud Efendi Hazretleri bildiriyor. Ve daha niceleri.

Neyse. Allahu teala razı olsun.
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

Çevrimdışı ridâ

  • This desert rose
  • aktif okur
  • **
  • İleti: 216
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #43 : 15 Kasım 2005, 04:10:36 »
ecmain..Rabbim cümlemizden razı olsun inşaAllah.. Rabbim Her zaman Hakkı Hak olarak göstersin ve uymayı nasip eylesin inşaAllah
I dream of rain.I dream of gardens in the desert sand.I wake in pain.Those dreams are tied to a horse that will never tire.This desert rose.Each of her veils, a secret promise,This desert flower.She moves in the logic of all my dreams.I realize that nothings as

Çevrimdışı muallim_abi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 425
Sünnet-Bid'at ve Hurafeler
« Yanıtla #44 : 17 Kasım 2005, 21:54:13 »
Elimizden geldiği kadarıyle eser tetkikatı yapıyor ve müslüman kardeşlerimize açıklıyoruz.

Bundan takriben 4-5 sene evvel sürüyle kitap yakmıştık, bu tür tetkikat sonucu "güvensiz" olarak damgaladığımız. Bulunduğumuz belde de (Avusturya) şube şube gezip, kütüphanelerde bu taramayı yapmıştık.

Bilgisi olanların kendi çaplarında bu tür araştırma yapmaları üzerlerine vazifedir. Vazife olmayanlar da bu tür eserlerden ellerini çekerler.
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com