Gönderen Konu: Süslenme*  (Okunma sayısı 3851 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mahi

  • Ziyaretçi
Süslenme*
« : 15 Haziran 2008, 17:12:08 »

İ'tidâl dini olan İslâm insanların yaratılıştan mevcut özellik ve güzelliklerini belirli hale getiren süsü, boyamayı, takınma ve giyinmeyi —bazı kayıtlarla— mubah kılmıştır. Ancak fıtratı, yaratılıştan verilmiş özellik ve şekilleri değiştirme mânasında süs, makyaj ve değiştirmeleri yasaklamış, bunları şeytani saymıştır; çünkü şeytan şöyle demişti: «Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yaratışını değiştirecekler» (en-Nisâ: 4/119).
 
Yaygın olan bazı süsleme ve değiştirme çeşitlerini sıralayalım:
  1) Dövme yaptırmak ve dişlerin şeklini değiştirmek:
  Hz. Peygamber (s.a.v.) vücuduna dövme yaptıran ve yapana, (normal) dişleri yontarak şeklini değiştiren ve bunu yaptırana lanet etmiştir. (Müslim, K. el-Libâs, 119; Buhârî, K. el-Libâs, 82-87.)
  Tıbbî ve estetik bakımlardan normal olan dişleri, moda olan şekle uydurmak için söktürüp yaptırmak caiz değildir.
  Gerek iğne batırıp açılan deliklere boyalı maddeler dökerek yapılan dövme ve gerekse diş minelerini mahveden yontma işinin sağlık yönünden de zararlı olduğu bilinmektedir.
 
2) Estetik ameliyat:
  Büyük paralar sarfiyle burun, çene, göğüsler gibi uzuvların şeklini değiştirmekten ibaret olan estetik ameliyatın da yukarıda geçen âyet ve hadislerin şümulüne girdiği anlaşılmaktadır.
  Ancak insanı aşağılık kompleksine iten, toplum içinde manen işkence çekmesine sebep olan bir anormallik veya fazlalık olursa bunun izâlesi tedavi mahiyetindedir. Peygamberimiz (s.a.v.) güzellik için dişlerini seyrekleştirenleri lânetlemiştir. (Buhârî, K. el-Libâs, 82, 84: Müslim. K. el-Libâs, 120.) Burada geçen «güzellik için» kaydı, bir ihtiyaç sebebiyle yapılan ameliyeleri istisna etmektedir.

  3) Kaş aldırmak:
  Rasül-i Ekrem (s.a.v.)'in lanetine kaş aldıran ve alanlar da dahildir. (Ebû-Dâvûd, K. et-Teraccul, 5; Buhâri, K. el-Libâs, 82, 84; Müslim, K. el-Libâs, 120.)
  Kaş aldırmak, kaşın kıllarını yolarak iyice inceltmek ve kaşı yukarıya almak suretiyle yapılmaktadır. Bu, hilkati değiştirme mahiyetindedir. (Bazı hanbelîler bunu tenzihen mekruh sayarlar.) Ancak kadının yüzünde biten kılları aldırması ve kocasının izniyle normal makyaj yapması bir kısım İslâm ulemasınca caiz görülmüştür. (İmam Nevevi de caiz görenler arasındadır. İbn Hacer, Fethu'l-Bâri, Kahire, 1959, C. XII, s. 500.)

  4) Peruk takmak:
  Rasûlullah'ın menettiği ve lanetlediği şeylerden birisi de saçı dökülen veya dökülmeyen kimselerin başlarına başkalarının saçlarını koymaları veya bunları eklemeleridir. (Buhârî, K. el-Libas, 83, 85; Müslim, K. el-Libâs. 115, 117, 119.)
  Saç takma ve eklemede hem tabii şekli değiştirmek, hem de karşısındakini yanıltmak, ona genç görünmek vardır ki, İslâm bunları hoş görmemiştir.
  Ancak ipek veya yün iplikleri örgü yapıp eklemek aynı mânada olmadığı için caiz görülmüştür. (İbn Hacer, Ag. esr., s. 497.)

  5) Saç ve sakalı boyamak:
  Peygamberimiz (s.a.v.)'in çağında yahûdi ve hıristiyan ihtiyarları ağaran saç ve sakallarını boyamazlardı; onlara benzemesinler diye yaşlı sahâbiler boyamaya teşvik edilmişlerdir. (Buhâri, K. el-Enbiyâ, 50; el-Libâs, 67; Müslim, el-Libas, 80.)
  Boyanın rengi üzerinde durulmuş, siyaha boyamanın cevazı tartışılmıştır.
  Kına kırmızısı ve kırmızı-siyah karışımı nebati boyalarla boyamak ittifakla caizdir.
 
  Rasûl-i Ekrem'in, kâfirlere benzememek için saç ve sakal boyama emri «teşvik emri» olarak telâkki edilmiş, bu sebeple Ebu-Bekr, Ömer (r.anhuma) gibi sahâbiler boyamış, Ali, Ubey, Enes (r.anhum) gibi sahâbîler ise boyamamışlardır. (Aynı eser, s. 477.)

  6) Sakal bırakmak:
  Rasûlullah (s.a.v.): «Müşriklere muhalefet edin (benzemeyin); sakalları bırakın, bıyıklan kırpın» buyurmuştur. (Buhari, K. el-Libâs, 63, 64.)
  Bu ve benzeri hadisler ile tatbikata bakan cumhur sakalı tıraş etmenin haram olduğu neticesine varmışlardır.
  Kadı îyâd bunun mekruh olduğunu söylemiştir. Aynı mahiyette olan boyama emrini yerine getirmenin farz ve terkinin haram sayılmaması bu görüşü destekler. (İbn Hacer, ag. esr. s. 472.)
  Bazı muasır âlimler bunun bir âdet meselesi olduğunu düşünerek mubah olduğunu söylemişlerdir. Kardavi de ikinci görüşü tercih eden muasır bir âlimdir. (el-Helâl ve'l-Haram, s. 81-82; Şerbâsi, Yes'elûnek, c. II, s. 23-25.)


Günlük hayatımızda helaller ve haramlar.
« Son Düzenleme: 12 Mayıs 2009, 00:27:38 Gönderen: Ay Işığı »

Çevrimdışı demir

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 162
  • Mücahid ve Muhacir olalım...
Ynt: Süslenme
« Yanıtla #1 : 15 Haziran 2008, 17:45:39 »
Allah razı olsun mahi kardeşim ....
Çok işte çırak olacağına , bir işte usta ol....

Çevrimdışı lale

  • okur
  • *
  • İleti: 85
Ynt: Süslenme
« Yanıtla #2 : 15 Haziran 2008, 18:24:59 »
Bu yazıya göre kaş almak caizdir,diye bir şey anladım.Yanlışmı anladım yoksa,şimdiye kadar bildiğimiz kesinlikle haram diye biliyoruz.Cevap alırsam sevinirim ince bir mevzu.

Çevrimdışı ankebut-57

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 908
Ynt: Süslenme
« Yanıtla #3 : 15 Haziran 2008, 20:29:09 »


Sanırım "kadının yüzünde biten kılları aldırması" ifadesinden kaş aldırmanın caiz olduğu gibi bir anlaşım doğdu sizde ama öyle değil. Yüdeki kıllardan maksat, kadının yüzünden (erkekteki sakal mahallinden) çıkan kıllar kastedilmekte. Erkeklere benzememek için, sakal gibi çıkan kılların alınmasının caiz olduğu zaten fıkıh kitaplarında da geçer.

Âlimlerin açıklamalarına göre, kadınların yüzünde sakal ve bıyık biterse onları yolmak haram değil, bilakis müstehaptır. Fakat kaş, kirpik ve yüzün etrafından kıl yolmak ise haramdır.

Detaylı bilgi için tıklayınız>>>
Âlimleri irfan sahib eden, üç harf ile beş noktadır.(عشقْ)
Mü'minleri duhûlü cennet eyleyen, beş harf ile üç noktadır. (ايمان)

www.ayasofya.org

Çevrimdışı lale

  • okur
  • *
  • İleti: 85
Ynt: Süslenme
« Yanıtla #4 : 17 Haziran 2008, 21:16:06 »
Allah razı olsun.