Gönderen Konu: Suyun Sevdası  (Okunma sayısı 11546 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Nakkaş

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 250
Suyun Sevdası
« : 29 Mart 2008, 12:47:36 »

[ilk ebru denememin ardından]


İnsan, hem malzeme, hem usta; hem madde, hem mana. İçine kainat sığan bir hazine kutusu kimi zaman. Kimi zaman da bir mesnevi; gazel; ansiklopedi; nesir; şiir; öykü… İnsan, zor ve kolay; aşikar ve sır olan.

Ve insan, “kendinden kabiliyetinin elverdiği en üstün insanı çıkarmadıkça, kendi kendisi” olamayan (olamayacak olan). Tıpkı dipte ve derinde olan hazinenin ortaya çıkarılmadıkça hazine değeri olamayacağı gibi.. İnsan, biyolojik bir varlıkken, sanat ile bu biyolojik varlığını aşıp üst boyutlara çıkar; maddi sınırları zorlar ve dünyayı, aşkın yanını hatırlar. İşte böylece bir sanat; ebru. Türk El Sanatları’ndan, eskimeyen eskilerden sadece birisi.

Çinuçen Tanrıkorur’un ifadesiyle: “Musikisi, tezhibi, nakışı (minyatürü), halısı, hattı ve ebrusuyla Batılıların Sublime Art dedikleri “ulvi” bir güzellik olan Osmanlı sanatı… Zaman ötesini anlatan derinliğiyle insanı sonsuza kanatlandıran (bir sanattır)…” Ruhu kanatlandıran, göz ve gönle farklı lezzetler yudumlatan bir sanat. Dünyanın keşmekeşinden yorulan bezgin ruh, ebru ile (diğer pek çok sanat gibi) farklı bir huzur ve sükun bulur.
 
İlk defa oturulduğunda bile teknenin başına, hemen başka bir hal içre giriverilir. Bir sürü malzeme… Önce tanışmak gerekir, sanatın hakkını eda için. Tekne, kitre, gül dalından fırça, biz, topraklardan boya, … Ve kağıt. Usulüne uygun şekilde fırça ile buluşan boya itina ile damlatılır tekne içine. Eğer ki başka bir ebru yapıldıysa aynı yerde daha evvel, biz’le kabarcıklar yok edilmeli teker teker (tıpkı insan ruhundaki olmaması gereken havalar, kabarcıklar gibi) ki, yenisi yapılabilsin düzgün bir şekilde. İlk kat boya damlatıldıktan sonra, yatay ve dikey gelgitler çizilerek biz ile boyanın karışması sağlanmalı kitre içinde. İşte bu ilk aşamada bile o kadar harika desenler “merhaba” der ki insana, tarifsiz bir coşku kaplar iç alemi.

Sıra ikinci katta; farklı bir renkle buluşan fırçayla, hani gül dalından olan, damlatılır aynı zemine boya itinayla. Boşluk kalmamasına özen gösterilir. Gerekirse, bir kat daha ve farklı bir renk. Sonra bembeyaz bir kağıt alınıp, tekneye yerleştirilir, yine hava kalmamasına dikkat edilerek. Son aşama, kağıt alt uçlarından tutulup yavaşça kaldırılır ve sonuna doğru sıyırarak ayrılır tekneden. Ve merakla bakılır, ben’i bekleyen sürprizi görebilmek adına. Bilinir ki, boyalar nasıl damlatılırsa damlatılsın, kafada her ne kadar belli bir desen oluşturulursa oluşturulsun, en sonunda kağıda çıkan desen yine de bir sürprizdir, aşağı yukarı tahmin yürütülebilse bile.
 
Evet, suyun sevdası. Renk- ahenk bu sevda karşısına geçip saatlerce sıkılmadan temaşa eyleyebilir insan. Karışımdan oluşan bu eşsiz düzen, renklerin raksı ve birleşimi… beyazın renklenmesi, sevdayla ve sabırla. Muhabbet ve sabır, en gerekli iki unsur; insan ve ebru arasında maya; maddeyle mana arasında bir köprü. Sonsuzluğa açılan kapı…
 
Suyun sevdası; ebru. Battal; karanfil; menekşe; papatya; tarak… Bir diğeri ötekinin benzeri, lakin tamamen farklı birçok çeşit. Tekrarlanamayan tek sanat, kopya edilemeyen. Bir tekne içinden aynı boyalarla ve aynı desenle hiçbir zaman iki aynı tablo çıkartılamayan tek resim; insan gibi. İnsan zihninde düşünme konuları oluşturan bir muamma.
 
At kılı, gül dalı, toprak, öd… Ve daha nice şey, bu sevdayla bir güzelliğe dönüştürülen. Hakikaten “ulvî” bir sanat suyun sevdası. Ne demişti bir dil erbabı; “Gerçek iman, dönüştürücüdür; tüm yeryüzünü Hakka doğru…”

 

Elif Şeydâ

Bayaz Kalemler 


Çevrimdışı Pırıltı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1045
  • ~~Pembe Şeker ~~
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #1 : 29 Mart 2008, 13:34:17 »
Paylaşım için teşekkürler nakkaş kardeşim.
İyi ağaç kolay yetişmez; rüzgar ne kadar kuvvetli eserse, ağaçlar da o kadar sağlam olur.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #2 : 29 Mart 2008, 21:41:34 »

Ellerinize sağlık gerçekten çok güzel çalışmalar

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #3 : 30 Mart 2008, 17:00:00 »
Elinize sağlık, hepsi birbirinden güzel.

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Çevrimdışı Asfa

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1318
  • Yoℓα giя£η ∂aяa ∂üşмez...
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #4 : 30 Mart 2008, 17:50:25 »

Ellerinize sağlık gerçekten çok güzel çalışmalar
İlimsiz ibadetin tadı olmaz!...

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #5 : 31 Mart 2008, 02:03:38 »
Ellerinize,gözlerinize,emeklerinize sağlık..Hepsi birbirinden güzel:)
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı Gül_Sultan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2139
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #6 : 31 Mart 2008, 02:05:13 »
Elinize sağlık, hepsi birbirinden güzel.
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #7 : 31 Mart 2008, 15:38:00 »
Alıntı
Ebruzen teknesine gönül koyarmış. Gönlünde ne varsa teknesine o çıkarmış."
&))

Aslında biz daha çok Hat sanatına ilgi duysak da sizin vesilenizle Ebru'yu da artık sever olduk :)
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı Ay Işığı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1166
Renklerin suyla dansının oluşturduğu ahenk
« Yanıtla #8 : 08 Aralık 2009, 23:56:30 »




Ebru, bulutlu günlerin gökyüzünde meydana getirdiği emsalsiz manzaraların, güneş gurup ederken veya ağarırken meydana getirdiği muhteşem tezyinatın, denize, göle, dereye veya bir su birikintisine yansıması ve onun meydana getirdiği güzellik gibidir.

Boyanın suyla emsalsiz birleşimi

Zorlu ve emek isteyen bir sanat olan ebru, geri dönüşü olmayan, tekrarı olmayan, çok değişkenli bir sanattır. Birçok eski eserde süsleme amacıyla kullanılan ebru, geleneksel el sanatlarımızdan olmasına rağmen yakın zamana kadar unutulma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Dünya çapında çeşitli milletler tarafından sahiplenmeye başlanmış, bazı ülkelerde ebru yapımı sırasında kullanılan malzemeleri üreten firmalar boy göstermişti.

Ruha yansıyan eşsiz güzellik

Tabiattan alınmış diğer Türk-İslâm sanatları gibi, tabiatı üsluplaştıran bir sanattır ve en eski Türk kâğıt süsleme sanatlarındandır. Orta Asya dillerinden Çağatayca'da "hare gibi, damarlı" anlamına gelen 'Ebre' kelimesi Ebru sanatının bilinen ilk adıdır.

İpek Yolu ile İran'a gelen sanat, burada 'Abru' (Su Yüzü) veya 'Ebri' (Bulutumsu, bulut gibi) olarak isimlendirilmiştir. Daha sonra Türklerle birlikte Anadolu'ya gelen bu sanatın adı 'Ebru' olarak dilimize yerleşmiştir.Ebru Türkiye'de cilt sanatının yanı sıra, hat sanatında zemin ve pervaz olarak kullanılmıştır. Hat sanatının, sanat atölyelerinde çoğalmasıyla birlikte, fonda kullanılan bu desenli kâğıdın da değeri artmış, çerçevelenecek kadar önemsenmiştir.



Günümüzde, diğer soyut ve plastik sanatlar gibi değerlendirilmektedir. Ebru, görsel zarafetinin yanı sıra, bizlere mikro ve makro âlemlerden, çıplak gözün göremeyeceği ilginç güzellikler sunar. Ayrıca Ebru'nun terapi özelliğine sahip olduğu, bu tarihi sanatın meraklıları için tartışılmayan bir gerçektir. Ebru Sanatı ile ilgili yazılmış ilk eser, Tertib-i Risale-i Ebri adını taşır ve 1608 tarihlidir. Basitçe ebru yapımından ve ebru sanatçılığından bahseder. Osmanlı'da ise Şebek Mehmed Efendi'den sonraki en önemli Ebru Sanatçısı, Hatip Ebrusu'na da adını veren İstanbullu Hatip Mehmed Efendi'dir. Aynı zamanda hattat olan sanatçı, Ayasofya Camii'nde hatiplik yapmış ve 1773 yılında vefat etmiştir.

Zarafetin kâğıda yansıması

Ebru Sanatı'nın günümüze ulaşmasında, Üsküdarlı Şeyh Sadık'ın büyük payı vardır. Onun devamında, Hezarfen Edhem Efendi, Necmeddin Okyay ve Mustafa Düzgünman, bir yandan sanattaki geleneği korumuş, aynı zamanda da ebru çeşitlerini tanzim ederek Ebru'yu güçlü bir sanat haline getirmişlerdir.

Özellikle Ebru sanatında son devrin piri sayılan merhum Mustafa Esat Düzgünman gerek yetiştirdiği öğrencilerle gerek bu sanata kazandırdığı anlayışla manevi hazinelerimizden birinin payidar kalmasında büyük rol oynamıştır. Geleneksel Türk Ebrusunun aslına uygun malzeme ve tekniklerle kâğıt ve diğer yüzeyler üzerine uygulanabilmesini, tarihi, felsefesi, ebru ustaları hakkında çalışmalar yapılması, ebruda kullanılan malzemelerin tanınması ve hazırlanması, tekne başında karşılaşılacak sorunların doğru şekilde, tek başına çözülebilmesi konuları Ebru yapan ya da öğrenmek isteyenlerin öğrenmesi gerekli bilgilerdir.

...


FahriSarrafoğlu / Dünya Bülteni

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #9 : 09 Aralık 2009, 00:09:23 »
Ne yaptın Ay Işığı, rafa kaldırdığım projeleri yine hatırlattın bana. Çok çok özledim, suyun renklerle dansını seyreylemeyi, o ana tanıklık etmeyi.  ş4))
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #10 : 09 Aralık 2009, 00:16:14 »
Ah bir de bize nasip olsa  e58))

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #11 : 09 Aralık 2009, 00:22:12 »
Ah bir de bize nasip olsa  e58))

Olur İnşaAllah :)
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Ynt: Suyun Sevdası
« Yanıtla #12 : 09 Aralık 2009, 00:36:41 »
İnşAllah :)

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Stilize Ebrular
« Yanıtla #13 : 16 Mart 2011, 00:59:17 »










Peyami Gürel
〰〰〰〰🐠