EDEBİYAT KÖŞESİ > EDEBİYAT
Tâbirlerimiz
mazhar:
Ah alan onmaz
Başkalarına kötülük yapan, sıkıntı çektiren kişi, aldığı bedduanın etkisiyle huzurlu olamaz. Yaptıklarının karşılığını daha kötü bir şekilde öder.
Ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez.
Anlayışsız, kalın kafalı, yüzsüz insanlar kendilerine gösterilen ilgiyi istismar ederler. Ahmağa yüz verirseniz sizi sürekli oyalayacak veya rahatsız edecektir. Dilenciye bir şey vermeye söz verdiniz'mi artık dilinden kurtulamazsınız. " Hani bana şunu verecektin, bunu verecektin " diyerek başınızın etini yer.
mazhar:
İpten Almak
Halk arasında 'ipten adam almak' diye bir söz vardır; avukatlar için kullanılır. 'Çok başarılı bir avukat ipten adam alır' gibisinden. Yargıtay başkanı Osman Arslan'ın ağzından bu sözün nereden geldiğinin hikayesi :
Bir tarihte varlıklı bir İngiliz, ağır bir suç işlemiş. O suçun cezası 'idam'.
Adam hemen ülkenin en ünlü avukatını tutmuş. Avukat demiş ki: - Merak etme... Ben seni kurtarırım.,
Mahkeme başlamış. Avukat savunmasını yapmış. Ve hakim kararını açıklamış. -İdam
Avukat , hapishaneye gitmiş, müvekkiliyle konuşmuş: -Merak etme, seni kurtarırım. -Nasıl? -Bu işin temyizi var...
Temyiz, idamı bozacak. Dava dosyası temyize gitmiş. Temyiz mahkemesinin kararı: -Mahkeme kararının onanmasına... İdam! Adam 'hani beni kurtaracaktın' diye avukatına çıkışmış.
Avukat hala sakin: -Merak etme. Seni kurtarırım. Daha her şey bitmedi. Konu, Avam Kamarasına gelecek. Gerçekten, Avam Kamarası'na gelmiş. Konuşulmuş. Sonunda, parmaklar kalkmış: -İdam!... Adam sinirli mi sinirli.
Avukat da sakin mi sakin: -Merak etme. Seni kurtarırım. Lordlar Kamarası, idamı geri çevirir. Endişen olmasın. Lordlar Kamarası toplanmış. Olayı incelemiş. Kararını vermiş: -İdam!...
Adam elinden gelse avukatı bir kaşık suda boğacak. Ama avukat hiç oralı değil: -
Merak etme. Seni kurtarırım. Kraliçe onay vermeden, hiçbir idam cezası infaz edilmez. Kraliçe bu kararı bozar. Dosya kraliçe'nin önüne gelmiş. Kraliçe imzayı basmış: -İdam!...
Londra'da bir meydanda idam sehpası kurulmuş. Hakim, savcı, avukat, güvenlik görevlileri, halk orada. Adamı idam sehpasına çıkarmışlar. Adamın avukata dönük bakışlarından alev fışkırıyormuş. Avukat ise adama 'sus' işareti yapmaktaymış; 'Merak etme, seni kurtarırım.' gibisinden. Ve cellat, yağlı ilmeği, adamın boynuna geçirmiş. Alttaki iskemleye de tekmeyi vurmuş.
Adam, ipte sallanmaya başlarken avukat yerinden fırlamış, cebinden bıçağı çıkarmış ve adamın boğazındaki ipi kesivermiş. Adam zar zor nefes alır bir halde yere yuvarlanmış. Hemen hakimler, savcılar koşup gelmişler: -Avukat... Sen naptın? Avukat, cebinden İngiliz Ceza Yasasını çıkarmış: - Yasada , müvekkilimin işlediği suçun cezası idam... Siz de onu idam ettiniz... Ama yasada 'idam edilerek öldürülür' diye bir hüküm yok... Bu durumda ceza infaz edilmiş sayılır. Bunun üzerine İngiltere'de bir hukuk tartışması başlamış. Kraliçe, avukatın bu becerisinden dolayı adamı affetmiş. Ve İngiliz Ceza Yasası'nın idamla ilgili maddesi yeniden düzenlenmiş. - 'İdama mahkum edilen kişi, asılmak suretiyle öldürülür.'olarak değiştirilmiş.
Alıntı.
Navigasyon
[0] Mesajlar
[*] Önceki Sayfa
Tam sürüme git