Gönderen Konu: Takdir tenkitten değerlidir  (Okunma sayısı 3022 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Takdir tenkitten değerlidir
« : 21 Haziran 2010, 03:44:51 »

16 yaşındaki okurumuz, "Matematiği hiç sevmiyorum çünkü hoca sürekli beni eleştiriyor, tenkit ediyor, edebiyat ise en sevdiğim ders çünkü hoca beni takdir ediyor, yazdığım şiirleri övüyor" diye yazmış.

Çevremizdeki birçok kişi gerek meslek seçiminde gerek insanlarla ilişkilerinde kendisini takdir eden ve değer veren kimseleri taklit ederler ve çoğu zaman onların yolunun takipçisi olurlar. Bu anlamda takdir etmek, onaylamak çocuklarımızı kazanma ve onları geleceğe taşıma noktasında güçlü bir gemi gibidir. Sevdiklerini bu gemiye taşıyanlar güneş dolu bir dünyaya ulaşacaklardır...

Eğitim alanında ya da insani ilişkilerimizde takdir etmek, karşımızdaki kişinin olumlu taraflarını görebilmek her zaman faydalı sonuçlar doğurmaktadır. Abraham Maslov da onay alma gereksinimini ihtiyaçlar hiyerarşisinde önemli bir yere koymuştur. Bütün bunlar, biz insanların tek başına yalıtılmış bir hayata yatkın olmadığımız gösteriyor. İnsan insana muhtaçtır, insan insansız yaşayamaz. Dünya insan ilişkilerinden kurulu bir değirmen. Ve bizler yaptığımız bütün işleri biraz kendimiz için ve biraz diğer insanlar için yapar onların onayını almayı arzu ederiz. İyi sözü severiz, iyilikten hoşnut oluruz... Bu anlamda takdir her zaman tenkitten daha önemli ve değerlidir. Adam vardır, patronu tarafından tenkit edilmekten korktuğu için çalışıyordur, adam vardır kendisine değer veren patronuna olan saygısına binaen çalışıyor ve onun başarısına katkı sağlamaya çalışıyordur.

Eğitim sürecinde ceza ve takdir başvurulan birer araçtır. Ancak takdir her zaman tenkit ve cezadan daha önemli ve değerlidir. Bu nedenle çocuklarımızın eğitimi konusunda ilk başvuracağımız şey takdir ve onay vermek olmalıdır. Ancak ne yazık ki, bizler sadece çocuklarımıza değil karşımızdaki kişiyi de analiz ediyor ve onlarda bir kusur bulmaya çalışıyoruz. Hatta bu konuda o kadar çok acımasız oluyoruz ki, insanların hatalarını şak diye yüzlerine söyleyiveriyoruz. Böyle zamanlarda ağzımızdan çıkan her söz zehir gibi işlev görüyor, karşımızdaki kişiyi zehirliyoruz... Mevlana "Dünyada hiddete kapıldığın zaman ağzından çıkan yılan ve akrep gibi insan sokan sözlerin ortaya çıkar ama bu sözlerin yılan ve akrep olup yine senin kuyruğundan yakalayacaktır" der.

Karşınızdaki kişinin güzel taraflarını ona ifade etmek, takdir etmek, onaylamak ve övmektir. Aşırıya kaçmadığımız sürece faydalı ve güzel bir davranıştır. Bizler içiçe bir hayat sürdüğümüzden birbirimizle çok fazla alakadar oluruz. Çevremizdeki insanların, ne yaptığı nasıl yaşadığıyla yakından ilgilenir ve bitmek bilmeyen dedikodular üretiriz. Ve nedense bu insanların her zaman zayıf noktalarını yakalar, hatalarını araştırır, eksik taraflarını gündeme getirir ve adeta kendimizi bu hatalardan beri kılarız.

Geçen kış ziyaretine gittiğim bir arkadaşım bana şöyle bir anekdotu anlatmıştı. "Karşı komşumla aşağıya kapıcı dairesine taşınan aileyi ziyarete gittik. Kadıncağız yoksulluk içinde dahi gülümsüyor bizim geleceğimizi bildiği için taze fasülye ve tarhana çorbası pişirmiş. Ama karşı komşum onu çok bozdu, "Yemeğin soğanı biraz büyük olmuş, tarhanaya biraz daha baharat katmalıydın..." türünden sözleriyle kadını küçük düşürmeye çalıştı. Geri döndüğümüzde aynı eleştirilerine devam edince öfkelendim ve ona "Allah için hiç iyi bir şey göremiyor musun? Bak kış günü kadın taze fasülye pişirmiş, bizim için zahmet etmiş, onun ikramseverliği, misafirseverliği hiç ilgini çekmiyor mu? dedim. Arkadaşımın anlattığı anektotta da olduğu gibi bizler insanlarda önce kusur ararız ve insanların iyi taraflarına karşı nankör kalır, eksikliklerini eşeler bulur ve deşifre ederiz. Efendimiz kim bir kardeşinin kusurunu örterse Allah da kıyamet günü onun kusurlarını örter der. Aynı zamanda Hz. Peygamber insanlara iyi şeyler söyleyerek onların gönüllerini alma ve iyi ilişkiler kurma noktasında da bizlere yol gösteriyor.

Kimi zaman da tenkit etmeye, insanların kusurlarını uygun bir dille ifade etmeye ihtiyaç duyabiliriz. İlişkiler ağımızın bir ayağında elbette bu da var. Ancak, burada iyi niyetle olmak, tasvip etmediğimiz davranışı uygun bir dille ifade etmek, kişiyi rencide etmemeye gayret etmek ve tenkitle birlikte olumlu şeyler de söylemek esastır. Bilmelisiniz ki, tenkit ederken kötü niyetliyseniz ve sözden kurşunlar yapmış karşınızdaki insana atmışsanız bu faydadan ziyade zarar getirir. Karşınızdaki kişiyi sizden uzaklaştırır ve sizinle onun arasına beton duvarlar örer.

Fatma Tuncer

Çevrimdışı teksir

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 201
  • O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Ynt: Takdir tenkitten değerlidir
« Yanıtla #1 : 21 Haziran 2010, 15:41:29 »
cok guzel ve cok dogru
atilma dur, suhan-i ehl-i hali anlamadan
cevaba etme tasaddi suali anlamadan.
                                                 naci!