Medîne Müdâfii Fahreddin Paşa'nın Teslim Olması(1919)
Ömer Fahreddin Paşa (Türkkan), (1868 Rusçuk-1948 İstanbul) Mondros Mütarekesinden sonra teslim olmayıp Medine’yi 72 gün daha savunan Türk kumandanıdır. Medîne müdâfii Türk Kaplanı, Çöl Kaplanı, Medine Kahramanı adlarıyla anılır.
Yıl 1914.. Emperyalist devletler başta Hicaz bölgesi olmak üzere yeraltı zenginliğini keşfettikleri toprakları ele geçirmek için büyük bir gayret içerisindedirler. Ancak bu arzularının gerçekleşmesi için Osmanlı’nın parçalanması hatta tarih sahnesin-den silinmesi gerekiyordu. Bu amaçla Osmanlı Devleti çeşitli entrikalarla birinci dünya savaşı içerisine çekildi. Emperyalist güçler hedeflerine kolaylıkla ulaşabilmek için ortaya attıkları ırkçı fikirlerle Müslümanlar arasına kin ve ayrılık tohumları ekiyor, Hicaz bölgesinde Müslüman kılığında özel ajanlar görevlendiriyorlardı. Bu alanda çok büyük çaba sarfeden İngiliz ajanı Lawrens Müslüman Arapları çeşitli vaad ve hilelerle Osmanlıya karşı kışkırtmayı başarmış, neticede 1916 yılında Şerif Hüseyin isyanıyla Araplar, Osmanlıya karşı İngilizlerle işbirliği yaparak Hicaz bölgesinin Osmanlı’nın elinden çıkmasına sebep olmuşlardı. İşte bu esnada Medine’yi savunma görevi Fahrettin Paşa’ya verilmiştir. Fahrettin Paşa bütün zor şartlara rağmen büyük bir fedakarlıkla şehri müdafaa ediyor ve gerçek bir iman ve kahramanlık destanı yazıyordu. Ancak, savaşın genel gidişatı Osmanlı ve müttefiklerinin aleyhinde seyrediyor, Fahrettin Paşa ve askerlerinin içerisinde bulunduğu koşullar her gün biraz daha zorlaşıyordu. Bu durumun farkında olan Fahrettin Paşa maiyetindeki subay ve erleriyle birlikte bir sabah namazını Mescid-i Nebevi’de edâ ettikten sonra Peygamberimizin kabrine gelir ve mübarek huzurunda yemin eder, şeref sözü verir. “..Ya Resulullah!. son neferimize varıncaya dek şehid olmadıkça senin mübarek bedenini düşman eline teslim etmeyeceğiz..”
Fahrettin Paşa Resulullah’ın huzurunda verdiği bu sözü tutar ve Hicaz bölgesinin düşman eline geçmesine rağmen düşman Medine-i Münevvere’ye girmeye asla muvaffak olamaz. Erzak ve mühimmatı iyice azalan Fahrettin Paşa, mahiyetindeki bir avuç Mehmetçikle emperyalist güçlere karşı öyle destanlar yazıyordu ki, Ingiliz ajanı Lawrens dahi daha sonra kendisinden “Çöl Kaplanı” diye bahsedecektir. Fahrettin Paşa’nın amacı ne petrol, ne de ganimettir. O sadece canından çok sevdiği Resulullah’ı ve O’nu koynunda barındıran nurlu Medine şehrini düşmanın kirli çizmesine çiğnetmemek için mücadele ediyordu. O’nu en fazla düşündüren konu -Allah korusun- bir mağlubiyet halinde Resulullah’ı nasıl bırakıp Medine’den geri çekilecekti. Sonra Resulullah’ın huzuruna hangi yüzle çıkardı. Evet!.. Fahrettin Paşa’nın görevi gerçekten çok zordu.
Nihayet birinci dünya savaşı, Osmanlı ve müttefiklerinin yenilgisiyle sona erer ve Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanır. Yirmibeş maddelik Mondros Mütarekesinin bir maddesi de Hicaz, Yemen, Suriye Irak, Trablus ve Bingazi’de kalan kuvvetlerin en yakın düşman birliklerine teslim olması hükmünü taşıyordu. İstanbul hükümeti bu madde hükmüne göre özel bir kurye göndererek Fahrettin Paşa’dan Medine şehrini tahliye etmesini ister. Fahrettin Paşa bu isteği reddederek şöyle der: “Ben Peygamberimin kabrini kimseye teslim edemem!” Hatta tarih kaynakları İstanbul Hükümetinin emrini tebliğ için gelen subayı Fahrettin Paşanın bir odaya kapadığını ve bu bilginin Medine’de yayılmasını engellediğini yazar. Fahrettin Paşa uzun süre yazışmalarla İstanbul’u oyalar ve şehri teslim etmez.
Neticede Fahrettin Paşa’nın Medine’de kalması imkansız hale gelir. Çünkü O artık görevinden alınmıştır. Bunun üzerine, Paşa tekrar Resulullah’ın huzuruna çıkar ve göz yaşları içerisinde silahını Peygamberimize teslim ederek halini arz eder, vedalaşır…
(Dr. Nedim Bahçekapılı'nın yazısınan sadeleştirildi)
Diğer Olaylar:
1863 - İstanbul'da Dârulfünûn Açıldı.
1610 - Galileo Galilei, Jüpiter'in 4. uydusunu keşfetti.
1915 - Avezzano'da (İtalya) deprem: 29.800 kişi öldü.
1920 - Sultanahmet Meydanı'nda 150 bin kişinin katıldığı büyük bir miting yapıldı.
1942 - II. Dünya Savaşı: "ekmek karnesi" uygulamasına başlandı.
1947 - Pan-Am havayolu şirketi New York-Londra-Ankara uçak seferlerine başladı.