Gönderen Konu: Televizyon Bir İllet midir? *  (Okunma sayısı 10203 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sedat_islam

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 232
    • Milli Görüş Forum
Televizyon Bir İllet midir? *
« : 23 Şubat 2005, 11:51:59 »

Televizyon; iyiye-kötüye, doğruya-yanlışa, hakka-batıla, harama-helâla, faydalıya-zararlıya kullanılabilen bir alettir. Camında, ekranında, kablosunda bir kötülük veya bir iyilik bulunmamaktadır. Bütün iş, tamamen programlardadır, iyi tarafa da kullanılabilir, kötü tarafa da. Çok dikkatli olmak lazım. İşte görüyorsunuz.

Bugünkü televizyon programlarının içinde afedersiniz her şey var... Gazinoya gitmezsin, gazino senin eve gelir... Şarkıcı dinlemezsin, şarkıcı senin eve gelir... Açık saçık yerlere, plaj vesaireye gitmezsin; o senin yanına gelir... Spor yapacağım diyen çıplak insanlar senin karşına gelir.. Televizyonun içinde her şey var... Günahtır, ayıptır, insanın feyzini yok eder. Baktığından dolayı, o günahların zararı olur. Elbette dinimize-dünyamıza faydalı olan, öğretici, eğitici programlardan istifade edebiliriz. Çok dikkatli olmak lazım. Şunun zararı yok, bunun günahı yok derken, bir bakmışın ki, hepsini seyretmişsin.

Bugün (çok azı hariç) televizyon programları:

1- Şeref ve iffeti yok etmekte.

2- Nesillerin dikkatini zina ve seks konularına çekmekte.

3- Toplumu israfa yöneltmekte.

4- Ahlâkı dejenere etmekte.

5- İnsanların şehvetini gıdıklamaktadır.

*

Demek oluyor ki, bu âlet ülkemizde geneli itibariyle daha çok kötü amaçlar, zararlı konularda kullanılmaktadır. Programlar (çok azı müstesna)anti İslâmi ve anti millidir. Durum bu olunca, böyle programlı televizyonları seyretmek büyük günahlardan sayılır.

*

İşte delili

İslâm Dininin amacı şu beş şeyi korumaktı

1- Dini korumak,

2- Aklı korumak,

3- Nesli korumak,

4- Canı korumak, (beden ve ruh sağlığını korumak),

5- Malı korumak.

Kur’an ve Sünnetin tamamı bu beş hususu korumaya yöneliktir.

Televizyon programlarına gelince, dizi filimleriyle, tiyatrosuyla, konseriyle, çizgi filimleriyle, açık oturumlarıyla ve hatta haber programlarıyla şeref ve iffeti yıkmakta, namus kavramını unutturmaya çalışmakta, yalan yanlış haberlerle insanlarımızı ifsat etmektedir.

O halde bu özellikleri sergileyen kanalları dinlemek de seyretmek de haramdır.

Programlarını seyretmenin haram olduğunu zikrettiğimiz televizyon kanallarını seyreden insanlarda namussuzluk hastalığı başgösterir.

Böyle kanalları bir baba karısıyla, oğluyla, kızıyla geliniyle torunuyla nasıl seyredebilir.

Seyredilir ve seyrederim diyenlerin ya aklında ya da namusunda bozukluk vardır.

Çocuklar çevrelerine göre şekillenirler.

Şehvet ve lezzetlerin peşinde koşanları ikide bir seyreden çocuğun şahsiyeti zedelenir. Böyle büyüyen çocukların çoğu belli bir yaştan sonra seksomanyak olmuşlardır.

Kadınlaşan erkekleri, erkekleşen kadınları seyredip duran çocuk namussuzluk bombardımanına tutulmuştur. Yarın bu çocuk delikanlı değil şahsiyetsiz bir maluk olur.

*

Konu ile ilgilenen uzmanlara göre, çılgınlıkları, insan ahlâkına, edebine uymayan davranışları seyreden çocuğun gördükleri onun erkekliğini öldürmekte, şahsiyetini yok etmekte, mayasını değiştirmekte, şeref ve iffetle ilgili faziletleri işlemez hâle getirmektedir.

Sorumlu babalar, analar çocuklarını ahlâk dışı cinsel konulardan uzak tutmalıdırlar.

Çocuklarının kalbine ve kafasına şeref, kişilik, yüksek ahlâk, fazilet gibi mânevi değerleri dikmeli, her şeyin üstünde Allah (c.c.) korkusunu ve sevgisini aşılamalıdırlar.

*

O halde, müslümanlar bu konumun üzerine hassasiyetle eğilmelidirler. Ellerindeki kanalları seyredilebilecek, özellikle çocukların dikkatini çekecek programlarla ve câzip metodlarla zenginleştirmelidirler. Çocuklara “mevcut kanalları seyretmeyin” demek çâre değildir. Boşluk doldurulmalı alternatifler müslümanların önüne konulmalıdır.

Bu farzdır. Yerine getirilmedikçe bütün müslümanlar sorumludur. Aksi halde müslümanlar olarak hepimiz kaybederiz. Nitekim ediyoruz da...
 
 





Bir de üzülerek şu hususa temas etmek istiyorum: Birtakım sözde islamî televizyon kanallarının ne hale düştüğünü görüyoruz. Onlar başlangıçta ne güzel şeyler söylemişlerdi. Ahlaka, fazilete, edebe, terbiyeye uygun millî ve dinî yayınlar yapacaklardı. Bu maksatla ne paralar toplandı; dindar Müslüman kadınların bileziklerini, yüzüklerini mücevherlerini bile aparttılar. Sonunda manzara ortada.
« Son Düzenleme: 05 Nisan 2009, 23:23:06 Gönderen: mystic »
Zafer Yakındır ve Zafer, İNANANLARINDIR...

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Re: -*-Tlevizyon Bir İlletmidir-*-
« Yanıtla #1 : 23 Şubat 2005, 12:26:10 »
Alıntı yapılan: "sedat_islam"

Bir de üzülerek şu hususa temas etmek istiyorum: Birtakım sözde islamî televizyon kanallarının ne hale düştüğünü görüyoruz. Onlar başlangıçta ne güzel şeyler söylemişlerdi. Ahlaka, fazilete, edebe, terbiyeye uygun millî ve dinî yayınlar yapacaklardı. Bu maksatla ne paralar toplandı; dindar Müslüman kadınların bileziklerini, yüzüklerini mücevherlerini bile aparttılar. Sonunda manzara ortada.


 :x  :x  :x   Menfaat  islamdan önce gelince olacak bunlardir.Namus,iffet,
                 ahlak paradan sonra gelir onlara göre.
                 Elhamdü lillah kur´an kursu teskilatlari olarak onlara alet
                 olmadan bütün varliklarimizi insanligin hidayeti kurtulsu icin
                 kullandik.kullanmayada devem edecegiz.Allah uyanmayi
                 Nasio etsin.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı eminem

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 13
Re: -*-Tlevizyon Bir İlletmidir-*-
« Yanıtla #2 : 23 Şubat 2005, 13:49:51 »
Alıntı yapılan: "sedat_islam"



Bir de üzülerek şu hususa temas etmek istiyorum: Birtakım sözde islamî televizyon kanallarının ne hale düştüğünü görüyoruz. Onlar başlangıçta ne güzel şeyler söylemişlerdi. Ahlaka, fazilete, edebe, terbiyeye uygun millî ve dinî yayınlar yapacaklardı. Bu maksatla ne paralar toplandı; dindar Müslüman kadınların bileziklerini, yüzüklerini mücevherlerini bile aparttılar. Sonunda manzara ortada.


bu kaçınılmaz son..ortam çok etkiliyor malesef..nasıl ki başörtüsünün patlak verdiği yıllarda bazı çatlak sesler çıkıp '' meydanı onlara bırkmamak adına örtümüzden taviz vermeliyiz'' gibi saçma sözler sarfetmişlerdi..haliyle taviz tavizi getiriyor ve sonuç ortada..

faideli yazı için teşekkürler

Çevrimdışı RüzgargülÜ

  • okur
  • *
  • İleti: 60
-*-Tlevizyon Bir İlletmidir-*-
« Yanıtla #3 : 25 Şubat 2005, 15:03:35 »
cok güzel bir konu ve yazi.

annemin ebesi varmis,daima söyler der mis:
öyle kötü bir zaman gelecek ki,evlerin icinde bir musalla tasi ve deccal olacak,her evde bu iki sey olacak.

iste  bu kötü zamanda yasiyoruz,
o musalla tasi her oturma odamizda bulunan masa dir,öncelerden yerde yemek yenirdi,peygamber efendimizin sünneti dir,fakat oda masanin gelmesi ile kalkti...
ve iste her evde bir deccal!
bu deccal televizyon dur
bosa dememisler,deccal girecek her eve diye...

Çevrimdışı GEZGİN

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 353
-*-Tlevizyon Bir İlletmidir-*-
« Yanıtla #4 : 03 Mart 2005, 13:46:27 »
konu çok iyi ele alınmış
sağol
An oluyor bir garip hisse kapılıyorum...
Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?'..........

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
televizyon ve zina
« Yanıtla #5 : 19 Mayıs 2005, 02:27:51 »
TELEVIZYON ;EDEP VE ZINA

Televizyon seyrederken "gözlerim kızarıyor" diyen birisine Mahir İz Hoca; "Benim de yüzüm kızarıyor" demiş.
Türk toplumunun aile yapısını, ahlâkî değerlerini bozmaya çalışan sütü bozuk ifsat şebekesi, uydu vasıtası ile çok önemli ve de bir o kadar tehlikeli çalışmalar yapıyorlar.
Eskiden mü'minler bir dostunu ziyaret etmek için akşam oturmasına gittiklerinde güzel sohbetler yapılır, gelmiş ve geçmişten bahsedilirdi. Şimdi bunun yerini televizyon aldı. Dostluk, muhabbet ve kardeşane sohbetlerin yerini; cılız, abes, dedikodu ve cinselliğe dayalı müptezel kokteyl türü toplantılar aldı. Kıraathaneler (okuma salonları) kumarhaneye dönüştü. Aynı çatı altında müstehcen bir programı izlemekten haya etmeyen ailelerin sayısı arttı. Savrulma, dönüşme ve kaymanın dozajı o kadar arttı ki, toplumda ensest ilişki normal görülmeye başlandı.
Ne tuhaf! Yüzü kızarması gerekenlerin gözü kızarıyormuş.. Yazdıklarım, muhafazakâr, dindar insanları ve başta şahsımı bağlar. Ar damarı çatlamamış, kalbinde iman, dizinde derman bulunanlara, kasırgalar karşısında dikkatli olmalarını tavsiye ederim.
"Program yapımcısı, televizyon müdürüne telefon ederek:
-RTÜK'den aradılar efendim, dedi. Şu anda oynayan filmin müstehcen olduğunu belirtip ikaz ediyorlar. Bir diyeceğimiz var mıydı?
Müdür:
-RTÜK falan bırak be kardeşim, diye gürledi. Koltuğuna kurul da filmi seyret. Kişisel haklarımıza karışmasınlar.
Program yapımcısı, filmin ortalarında tekrar telefon ederek:
-Bazı vakıflardan aradılar efendim, dedi. Oynatmakta olduğumuz filmin gençlerin ahlâkını bozduğunu ve onları kötü yola ittiğini söylüyorlar. Bir diyeceğiniz var mıydı?
Müdür yine gürleyerek:
-Kişisel haklarımıza karışmasınlar ya hu, diye tekrarladı. Bizim de çocuklarımız var. Hatta kızım, şu anda erkek arkadaşı ile seyrediyor bu filmi.
Adam, filmin sonunda bir kere daha telefon ederek:
-Karakoldan aradılar, efendim, dedi. Kızınız, erkek arkadaşı tarafından tecavüze uğramış. Bir diyeceğiniz var mıydı?" (Cüneyd Suavi, Hayatın İçinden, s. 70)
Şu anlatılan hikâye, kendi gerçeklerimizi ne güzel dile getiriyor. İffet ve namusa bigâne kalmanın, insanların kutsallarına, kültürüne saygı duymayanların akıbeti hep kötü olmuştur.
Tasavvufî kaynaklarda "göz afetleri" olarak zikredilen bu konu çağımız insanını ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Gençlerimizin birçoğu televizyondaki erotik, pornografik film ve programları seyrederek yoldan çıkıyorlar. Göz vasıtası ile alınan akım beyne, oradan da ilgili organa ulaşmaktadır. Şehvetin kabarması, göz zinası ile başlar. "Zinaya yaklaşmayın" buyuran İslâm dini, zinaya götüren yolların da tıkanmasını istemektedir.
"Mü'min erkeklere söyle; gözlerini (haramdan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, kendileri için çok temiz (bir hareket)dir. Şüphesiz ki Allah, (kullarının ne) yapacaklarından haberdardır." (Nur, 30)
Mü'minler, gözü haramdan sakındırma noktasında çok dikkatli olmak zorundadırlar. Harama bakan bir insan, bakmanın ötesindeki fiilleri hayal etmeye başlar. Kalbin huzuru kaçar, gözün nuru o an için alınır. Harama bakmak kişiyi zikrullahtan ve güzel şeylerden alıkoyar. Dinimize, dünyamıza ve ahiretimize faydalı olmayan şeylerin peşine düşmekten men ediliyoruz.
"Senin için hakkında bir bilgi hasıl olmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalp, bunların her biri bundan mes'uldür." (İsra, 36)
Anne ve babalar, evlâtlarının gece yarısından sonra inançlarına uygun olmayan film ve programları seyrettiklerinden şikâyetçiler. Ama yöneticiler, "kişisel hak" diye bir şey tutturmuş gidiyor. Ateş kendilerinin paçasını da sarıyor, ama umurlarında bile değil.
"Gözlerin zinası, bakmaktır. Kulakların zinası, dinlemektir. Dilin zinası, müstehcen konuşmalardır. Elin zinası, uzanıp tutmaktır. Ayağın zinası, adım atmaktır. Kalp ise, bu gibi kötü şeyleri sever ve onları temenni eder. Kalbin bu temennisini tenasül uzvu ya doğrular veya yalanlar."
Ar damarı çatlamış, her türlü kötülüğü yapmakta bir sakınca görmeyenlere eskilerin dile ile seslenelim: Edep ya hu!..
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı sahsuvar

  • okur
  • *
  • İleti: 80
-*-Tlevizyon Bir İlletmidir-*-
« Yanıtla #6 : 19 Mayıs 2005, 03:46:41 »
teşbıhte vebal yoktur.....

hanı buyruluyor ya deccalın sagında cennet,solunda cehennem vardır sız cehennemı tercıh edın zıra o cennettır.....hs.....

dıyorum kı;tv bıze bılmem ne evlerını,unlu kafırler çifligı,felek çarptı yarısmalarını ballandıra ballandıra cennettekı baldan ırmak gıbı anlatıyor.

dını butun programları ve dınsel ogelerı ve cemaatları da cehennem gıbı,zından gıbı(hanı dındar olan hapse gırıyorya),gosterıyor..........

yanı bıryerde deccal demekte vebal yok......ama bır gozu kor bız onu goruyoz o bızı gormuyor......tek taraflı olmasınıda,bır gozu kor olarak degerlendırıyorum

Çevrimdışı mars

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 256
-*-Tlevizyon Bir İlletmidir-*-
« Yanıtla #7 : 19 Mayıs 2005, 17:28:18 »
Allah razı olsun çok güzel yorumlar. Ama bence tv'de faideli proğram diye bişey yok. Haberlere bakiyim, dünyada neler oluyo bitiyo haberim olsun diye geçiyoruz tv. başına. Baktığımız haberlermi yoksa magazin proğramımı ayırt edebilene aşkolsun.

Bence hiç bakmamak kesin çözüm. Zaten benim günahım bana yeter kardeşim. Bide omu eklensin dağlaşmış günahlarımın üstüne :(

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
-*-Tlevizyon Bir İlletmidir-*-
« Yanıtla #8 : 19 Mayıs 2005, 21:33:48 »
Alıntı
Bence hiç bakmamak kesin çözüm. Zaten benim günahım bana yeter kardeşim. Bide omu eklensin dağlaşmış günahlarımın üstüne
 mars kardeşim bu sözlerin çok hoşuma gitti :) Allah hepimizin günahlarını affetsin

Çevrimdışı mars

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 256
-*-Tlevizyon Bir İlletmidir-*-
« Yanıtla #9 : 19 Mayıs 2005, 22:17:57 »
Amin kardeşim Allah razı olsun :oops:

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
-*-Tlevizyon Bir İlletmidir-*-
« Yanıtla #10 : 20 Mayıs 2005, 01:28:07 »
Alıntı yapılan: "zulfıkar SUBHANI"
ama bır gozu kor bız onu goruyoz o bızı gormuyor......tek taraflı olmasınıda,bır gozu kor olarak degerlendırıyorum


Deccalin bir gözü kör olacak demisler.Evet deccal bu zamanin firavnidir.bir insandir .yapilanlar onun küfür yollaridir.Allah o kafiri tanimayi sasip etsin.Nasip etsin diyorum insan düsmanini tanidigi zaman tedbir alir ve kurtulma yollarini arastirir.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı adıgüzel

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 130
Ynt: Televizyon Bir İllet midir? *
« Yanıtla #11 : 21 Ekim 2009, 23:12:03 »
güzel paylaşımlar olmuş
Doğrunun doğruluğu bütün sülalesine akseder hepsini hayra götürür.

Çevrimdışı göçmenkuş

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 12
Ynt: Televizyon Bir İllet midir? *
« Yanıtla #12 : 21 Ekim 2009, 23:57:16 »
Bu devirde en büyük cihat, televizyonlu odadan televizyonsuz odaya geçmekmiş...
Cennet ucuz değil, cehennem de lüzümsuz değildir.

fasulye

  • Ziyaretçi
Ynt: Televizyon Bir İllet midir? *
« Yanıtla #13 : 22 Ekim 2009, 01:10:32 »
Mahremiyet perdesi yırtık  afili ön yüzüyle;  Kir, pislik, cenabet, cerahat...  karışımlı iksirlerle düşünceleri mayalayan ,  heyhat yaşamların rotası konumundaki karanlık kutunun arka kilidini açmakla,  zihinlerimizi dezenfekte ettiniz.    
« Son Düzenleme: 22 Ekim 2009, 01:33:13 Gönderen: fasulye »

Çevrimdışı Gülbahçesi111

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 19
Ynt: Televizyon Bir İllet midir? *
« Yanıtla #14 : 23 Ekim 2009, 13:36:42 »
Arkadaşlar hepiniz çok haklısınız ...Artık evlerde tek televizyon yokki Geçenlerde gittiğim bir akrabanın evinde hayrete düştüm bir tvi misafir odasında, biri oturma odasında biride mutfakta aynı anda da hepsi açık çocuklar istedikleri kanallar arasında geziyo...budurmda olan çok evler var Bazıları bunu gelişmişlik uygarlık sanıyor...Artık uyanıp kendimize gelmeliyiz .Özellikle çocuklarımız için....