Gönderen Konu: Tezhip Sanatında Tığ  (Okunma sayısı 9091 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Tezhip Sanatında Tığ
« : 31 Mart 2010, 16:44:58 »


Tığ, yazma kitap süslemesinde kullanılan ve yaplan desenin bitiminde bulunan bir yardımcı süsleme motifidir. Tığ’ın tezhibinde kullanılan şekliyle, kelime anlamına sözlüklerde rastlanmıyor. Yalnız Celâl Esad Arseven’in Sanat Asiklopedisi’nde (c. XV. S. 1986) “Cild ve tezhib işlerinde bezemelerin dışa doğru ok gibi çıkan ucu sivri kısımları. Bu kısımlar umumiyetle boya ve altınla yapılır.” Açıklaması görülüyor. Süsleme motifine verilen tığ adı, Türkçe’ye Farsça’dan geçen tip: “kılıç” kelimesinden kaynaklanmış olmalıdır: zira tezhibde kullanılan tığ motifi de, kılıç gibi ucu sivri, ince uzuncadır.



Tezhib, boya ve Tığ

Yazma kitaplarda ve murakkalarda, boya ve altın yapılan her türlü süsleme işine tezhib adı verilir. Tezhibde altının yanısıra kök boyalar, renkli toprak boyalar, madeni oksidler, bazı renkli taşların tozları tutkallı su ile karıştırılarak kullanılmıştır.

Yazma eselerde zahriye adı verilen baş sayfa, hatime diye adlandırılan son kısım başlık (serlevha). Kur’an’da bölüm başları (sure başı, fasıl başı), secde kenarları, hizib gülleri, ayetlerin baş ve bitim noktaları (vakfe, durak), bazı eserlerin yazı dışında kalan bütün kenarları tezhiblenmiştir.



Müzehhib (kitap süslemesini yapan kişi), kalıbını hazırlar ve sert bir zemin üzerinde dikine iğneleyerek, tezhipleyeceği kâğıt üzerine koyar. Üzerinden kömür tozu geçirmek suretiyle kalıp silkme işlemini tamamlar. Bütün sayfa tezhibleyeceği kâğıt üzerine koyar. Üzerinden kömür tozu geçirmek suretiyle kalıp silkme işlemini tamamlar. Bütün sayfa tezhiblenecekse boyanan kısımların elle bozulmaması için motifin dörtte biri silkilir, boyandıkça diğer kısımlara geçilir.



Önce konturlar çizilir, daha sonra altın sürülerek mührelenir ve toprak boyalarla boyama işlemi yapılır. Silkme ile geçirilen desende motife en uygun düşecek şekilde tığlar çekilerek tezhib tamamlanır.

Tezhib üslub, yapıldığı devir ve şehre, uygulandığı yere göre değişmiş, ancak süslemeden boş kısma geçiş, pek az örnek dışında, daima tığlarla yapılmıştır.

“Türk süsleme sanatlarında genellikle bir yardımcı eleman olarak kabul edilen tığlar tezhibde mühim bir yer işgal ederler. Tezhibin bittiği yerden başlayarak paralel hatlarla dışa doğru ok gibi uzanırlar ve sivri bir şekilde nihayet bulur. Süslenen bölüm ile geride kalan boşluğun dengesini sağlamak amacı ile yapıldıkları bellidir.” (1)

Kitap süslemesinde yazılı ve tezhibli kısmın oranı kadar, boş bırakılacak kısmın oranı da güzelliği etkiler. Tığlar ise bu iki kısım arasında dengeyi sağlar ve gözün boşluğa geçişini rahatlatır. Ancak kullanıldığı yere göre tığların belli oranlarda yapılması ve tezhibe uyum sağlaması çok önemlidir. Nefis ve pek nefis tezhibli olarak sınıflandırılmış eserlerde, tığların dene ve oranı ile sadeleğine rağmen çeşitliliği insanı hayrete düşürmektedir.

Tezhib ekollerine göre tığlar

Tığların devirlere göre değişen yüzlerce çeşidi vardır. Ama hemen hepsinde motif genişten dara geçmekte, incelerek son bulmaktadır. Tığ süslemelerinde çoğunlukla çizgi, nokta ve küçük kıvrımlardan yararlanılmıştır.

Zamanla rumî, geometrik şekiller, bulut, çiçek motifleri, hayvan figürlerine benzeyen şekiller de görülmüştür.

Memluk tezhibinde süsleme, altın, mavi ve tahinî renkte yapılmış, tığlar ise mavi ile ve seyrek olarak çekilmiştir. Uzunca düz bir çizgi üzerinde küçük yatay çizgi veya iki yana açılan birer kıvrım biçimindedir.



Selçuklu tezhibinde altın, lacivert, beyaz ve kızılkahve renklerle geçme, geometrik motifler ve Selçuklu münhanileri (2) çizilmiştir. Başlık ve tam sayfa tezhibinde tığlar yoktur veya küçük çıkma ve çok seyrek çizgileri halindedir. Madalyonda ise Selçuklu münhanilerinin birleşme noktalarında yalın çizgi ve küçük yuvarlaklardan oluşan seyrek, mavi renkli tığlar görülür.

Amasya tezhibinde zerenderzer (altın üzerine altınla yapılan) süslemeyi, mavi, zarif tığlar tamamlar. Başlık tığlarında geçme motifine de rastlanır. Madalyon tığlarında küçük çıktılar, kalında inceye geçen stilize, sade ama çok güzel motifler vardır.

Fatih devrinde Saray Nakışhanesi’nde tezhiblenmiş pek çok kitap, bugün Süleymaniye Kütüphanesi’nde Fatih koleksiyonunda ve saray mensuplarına ait diğer koleksiyonlardaki eserler arasında bulunmaktadır. Bu eserlerde görüldüğü üzere Fatih devrinde tezhib sanatı çok gelişmiştir. Aşırılığa kaçmayan, yazıyı bütünleyerek ortaya çıkaran, dengeli ve çok güzel süsleme, tığlara da yansımıştır. Bu devirde mavi renk ve altınla çekiliş tığların, geçmeli, geometrik şekilli en güzel örnekleri görülür. Bir noktadan açılan iki küçük eğri ortasında minik üçgenler, birbirine paralel iki küçük yatay çizgi, kalınlaştırılmış noktalar, içi dolu küçük üçgenlerden oluşan çiçek motifleri öylesine ustalıkla yer değiştirmiştir ki, birbirinin aynı tığ yok gibidir.



Çok sayıda yazma eser gözden geçirildiğinde, tığlarda hakim renk mavi görünmektedir. Ancak eserine ve tezhibine göre bu ana renge altın, kırmızı ve yeşil renkler de katılmıştır.

Klasik tezhibin ikinci parlak dönemi 16. yy’da yaşanmıştır. Motif, renk ve kompozisyon zenginliği, tekniğin mükemmelliği, desende görülen çeşitlilik ve ince zevk, altının bol ama renklerle çok uyumlu kullanılışı bu devir tezhibinin başlıca özellikleridir. Tığlar da buna paralel olarak gelişmiş; en olgun ve güzel biçimlerini kazanmışlardır. Çizgiler zenginleşmiş, rumilerin katılmasıyla zarif motifler ortaya çıkmıştır. Tığ çeşitleri iyice artmış aralarına doldurma motifler eklenmiştir. 16. yüzyılın son yarısında realist çiçek motifleri de, pek sık olmamakla birlikte, tığlarda yer almıştır. Bu yüzyılda mavi ve altınla tığlar çekilmiş, zaman zaman bunlara kırmızı da katılmıştır.

17. yüzyılda altının tezhibde daha da bol kulanıldığını görüyoruz. Tığlarda realist çiçek motifleri, hayvan figürlerine benzer şekiller, zerefşan (serpme altın) zemin üzerinde iğne perdahlı süsleme yer alır.

18. yüzyılda tezhib iki tarzda yapılmıştır. Klasik tezhibin değişmeye başladığını gösteren büyük çiçekli, iri ve karışık motifli süslemeler yapılmış, büyük ve renkli çiçekler tığda da yer almıştır. Ayrıca, barok ve rokoko üslûpları da tezhibe girmiş, bu tarzda yapılan kurdeleler, vazolu vazosuz, çok renkli çiçekler ve aşırılığa varan süslemeler tığa yer bırakmamıştır.

Bulundukları yere göre Tığlar

Tığlar bulundukları yer ve biçime göre özellikler gösterirler.

Zahriyede yuvarlak ya da beyzî madalyonu tamamlayan tığlar, bu merkezden yayılan ışık demetleri gibi incelenerek boşluğa karışırlar.

Mihrabiye veya dörtgen kitapbaşlarında, paralel olarak yükselen oklar gibidir. Bazan tek bir tığ, bazan da servili tığlar görülür.

Sure ve hizib güllerinde düz zemin üzerine çekilen tığlar olduğu gibi, zerefşan zemin üzerinde görülen ve iğne perdahlı olanları, çiçeklileri de vardır.

Sure ve hizib güllerinde tığlar motifin üstünde uzun altta kısa bırakılmıştır.

Aynı sayfa kenarında iki, üç sure gülü bulunduğunda, çoğunlukla tığlar birleşmiştir.

Aynı motifli veya iki ayrı motifli tığın sıralanmasıyla düzenlenen, bazan da araları küçük şekillerle doldurulmuş olarak görülen tığlar, tezhibin güzelliğini artırır ve noktalar.

1) Azade Akar- Cahide Keskiner. Türk Süsleme Sanatlarında Desen ve Motif, İstanbul 1978, s.24
2) Daima birbiri arkasından çıkan ve bir yanda yaklaşıp incelerek sıralanan eğriler Genellikle Selçuklular tarafından kullanılmalarına, kavisli ve yumuşak ana yapılarına dayanılarak, Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver tarafından bu ad verilmiştir.

Mine Esin Özener

〰〰〰〰🐠