Ve Aleyküm selam.
Sorunuza gelince,aşşağıda bir kaç adres var inceleyebilirmisiniz ?
http://www.sadakat.net/forum/islami_sorulariniz_ve_cevaplari/buyuk_yemin_etmek_ve_sonra_bozmak-t56334.5.html;imode=http://www.belgeler.com/blg/1ha6/kur-an-da-ibadet-acisindan-istigfar-ve-tevbe-iliskisi-the-relationship-between-penitence-and-forgiveness-in-terms-of-the-praying-in-qur-anSOSYAL BİR HASTALIK: Tecessüs ya da Günah Hafiyeliği... http://www.halisece.com/islam-ve-sosyal-meseleler/62-sosyal-bir-hastalik-tecessus-ya-da-gunah-hafiyeligi.htmlYEMİN KEFFÂRETİ Verdiği sözde durmak ve ettiği yeminin îcâbını yapmak dînî bir vazifedir. Her mü'min bu vazife ile mükelleftir. O bakımdan herhangi bir Müslüman, yemin eder, daha sonra da bu yeminini bozarsa, keffâret ödemesi gerekir.
Kur‘ân-ı Kerim'de, “Allah sizi, yeminlerinizdeki lağvden (kasıtsız olarak yaptığınız yeminden) ötürü mes‘ûl tutmaz. Fakat bilerek yaptığınız yeminden dolayı, sizi mes‘ûl/sorumlu tutar. Bunun keffâreti (yani cezası), âilenize yedirdiğinizin orta derecesinden on fakiri yedirip doyurmak, yahut onları giydirmek yahut da bir köleyi hürriyete kavuşturmaktır. Bunu bulamayan kimse de, üç gün oruç tutsun. İşte bu, yemin ettiğiniz (ve sonra bozduğunuz) vakit, yeminlerinizin keffâretidir...” (3) buyurulmaktadır.
Burada oruç hariç diğer keffâret çeşitleri, sondan başa doğru olacaktır. Yani;
1. Önce köle âzât etmek,
2. sonra giydirmek,
3. sonra da yedirmektir. Bunlardan hiç birine gücü yetmeyen kişi ise,
4. oruç tutacaktır.
***
http://www.halisece.com/islami-yazilar-ve-makeleler/344-keffaret-nedir-kac-kisma-ayrilir.html
Günah işleyen kişi tevbe etmekle günahlarından kurtulabilirmi? Değerli Kardeşimiz;
forumankebut.net - Günah işleyen kişi tevbe etmekle günahlarından kurtulabilirmi?
İnsan hem iyilik hem de kötülük yapmaya uygun yaratılmıştır. Onun için zaman zaman isteyerek veya istemeyerek günahlara girebiliyor. Bu konuda Kur’anı Kerim de, Allah, kendisine şirk koşulmasının dışındaki istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar.(Nisa Süresi,48;116) buyurarak hangi günah olursa olsun affedebileceğini bildirmektedir.
Kitaplarımız da canı gönülden yapılan tövbenin Allah tarafından kabul edileceği ifade edilir. Nitekim Allahu Teala, Ey iman edenler, nasuh tövbe ile tövbe edin ki Allah da sizin kabahatlerinizi affetsin ve altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun (Tahrim Suresi,
buyurarak yapılan tövbelerin kabul edileceğini beyan eder. Ayette geçen nasuh tövbe ise şöyledir:
1-Allaha karşı günah işlediğini bilerek, bu günahtan dolayı Allaha sığınmak ve pişman olmak.
2-Bu suçu işlediği için üzülmek, Yaratıcıya karşı böyle bir günah işlediğinden dolayı vicdanen rahatsız olmak.
3-Bir daha böyle bir suça dönmeyeceğine dair bir karar içerisinde olmak.
4-Kul hakkını ilgilendiriyorsa onunla helalleşmek.
Bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuş. Nasuh tövbe şudur:
-Günahlara pişmanlık.
-Farz ibadetleri yapmak.
-Zulüm ve düşmanlık yapmamak.
-Kırgın ve küskünlerle barışmak.
-Bir daha o günaha dönmemek üzere karar vermek.
İnşAllah bu şartları yerine getirirsek Allahın tövbelerimizi kabul edeceğinden ümitli oluruz. Ancak insan her zaman korku ve ümit içerisinde olmalı. Ne ibadetlerimize güvenip övünebiliriz. Ne de günahlarımızdan ümitsizliğe düşebiliriz. Ben çok iyiyim, bu işi hallettim demek ne kadar yanlışsa; ben bittim, beni Allah kabul etmez demek de o kadar yanlıştır. Ayrıca, suçunu anlayıp tövbe edip, Allaha sığınmak da büyük bir ibadettir. Günah işleyipte daha sonra tevbe ederim gibi bir düşünce de yanlıştır.
Manevî Kirlerden Arınma Yolu: Tövbe
Sözlükte Allaha dönüş ve yöneliş anlamına gelen tövbe, dini terim olarak günahtan Allaha dönme anlamıyla meşhur olmuştur.1
İmam Gazalî, İbn Arabi, İbn Hacer gibi İslâm âlimleri tövbeyi farklı şekillerde tarif etmişlerdir.2
Biz burada tövbeyi açık ve anlaşılır bir tarzda tarif edecek olursak şöyle diyebiliriz: Tövbe; yapılan kötülüğü, işlenen günahı veya kabahati günah olduğunu bilip, onu bırakıp terk ederek Allaha dönmek, Ondan affetmesini, bağış lamasını dilemek, yaptıklarından pişman olduğunu da belirterek yalnız Allaha yal varmak demektir.
1. Tövbenin Önemi:
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde: Bütün Âdemoğulları günahkârdır, günahkârların en hayırlıları ise tövbe edenlerdir (İbn Mâce, Zühd, 30) buyurmaktadır. Başka bir hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz: Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9, 10, 11) buyurmuştur.
Bu zikrettiğimiz hadislerden de anlaşıldığı üzere, insan, günah ve sevap işleme özelliğinde yaratılmış bir varlıktır. Günah işlemek, insanı meleklerden ayıran bir özelliktir. Bilindiği gibi melekler nurdan yaratılmış olup, asla Allaha karşı gelmeyen, günah işle me yen varlıklardır.
İslâm fıtrat dinidir. İslâmda insanın günah işleyebileceği kabul edilmiş ve bundan korunma ve kurtulma yolları insana öğretilmiştir. İşte yapılan kötülükten, işlenen günah ve kabahatten kurtulup manevi kirlerden temizlenme yolu tövbedir. Tövbe ile insan, yapmış olduğu günah ve kusurlar dan kurtulup o günah ve hataları hiç yapmamış gibi tertemiz olur. Nitekim bu hususta Peygamber Efendimiz, Günahtan tam dönen ve tövbe eden, o günahı hiç işlememiş gi bidir (İbn Mace, Zühd 30) buyurur.
Yüce Allah kullarını tövbeye çağırmakta ve şöyle buyurmaktadır: Ey müminler! Hepiniz toptan Allaha tövbe ediniz ki, felaha edesiniz (Nur, 24/31) Başka bir ayette ise Yüce Al lah, Peygamberine şöyle buyurur: De ki: Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Al lahın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah dilerse bütün günahları mağfiret eder. Çünkü O, çok affedicidir, merhamet ve ihsanı fazladır (Zümer, 39/53)
Bu ayette Yüce Allah, Peygamberine, günahkâr kullara, Allahın rah metinden umut kesmemelerini söylemesini emrediyor. Çünkü çok bağışlayan, çok acıyan Allah, dilerse bütün günahları bağışlar. Bundan dolayı kullar, Allahın azabı gelmezden önce Allaha yönelmeli, Ona teslim olmalı, şirki ve bütün günahları bırakmalıdırlar.
Bir rivayete göre, çok günah işlemiş olan bazı müşrikler, Müslüman oldukları takdirde günahlarının affedilip edilmeyeceğini Hz. Peygambere sormuşlar ve bunun üzerine bu ayet inmiştir.3 Bu ayet, bütün insanları tövbeye ve İslâma yöneltmekte, Müslüman oldukları takdirde Allahın, onların bütün günahlarını affedeceğini bildirmekte, günahkârlara umut kapılarını ardına kadar açmaktadır.
Kullar ne kadar günah işlemiş olurlarsa olsunlar, umutsuzluğa kapılmadan Allaha yönelip tövbe ederlerse Allah onları affeder. Bu ayetler yanında kulları umutsuzluktan kurtarıp tövbeye yönelten çok hadis vardır. (Bkz: Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Tevbe 46, 47)
Günah ruhun kiri, tövbe ise cilasıdır. Günahta ısrar, kulun ruhunu iyice bozar. Onun için Mevlânâ Celâleddin Rûmî de her insanı, her ne durumda olursa olsun mutlaka günah bataklığından tövbenin aydın düzlüğüne şöyle çağırmaktadır:
Gel, gel, ne olursan ol, yine gel! Kâfir, Mecusî, putperest de olsan gel! Bizim bu dergâhımız umutsuzluk dergâhı değildir. Yüz bin kere tövbeyi bozmuş olsan da yine gel!
Yüce Allah, Tahrim suresi 8. ayette: Ey inananlar, tövbe- i nasûh ile Allaha tövbe ediniz. Umulur ki Rabbiniz, kötülüklerinizi örtüp temizler ve sizi içinden ırmaklar akan Cennetlere yerleştirir buyurmaktadır. Bu ayette kastedilen nasûh tövbesi nedir?
Nasûh Tövbesi Nedir?
Nasûh, nush kökünden mübalağa kipidir. Çok öğüt veren demektir. Tövbe, çok öğüt verici olarak nitelendirilmiştir. Yani sahibine, günahı bırakmasını öğütle yen, onu günahtan kurtaran sadık bir tövbe ile tövbe ediniz, Allaha dönünüz demektir. O halde nasûh tövbesi; hemen günahı terk etmek, geçmişte olanlara pişman olmak, gele cekte günah işlememeye karar vermek ve üzerinde bulunan her hakkı sahibine ödemek demektir.4
Efendimiz (s.a.s.), nasûh tövbesini; “Kulun işlediği günahtan pişmanlık duyması, Allah’a tam rucu’ edip, tıpkı sütün memeye dönmediği gibi, kişinin tekrar günaha dön memesidir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/446) şeklinde tanımlamıştır.
Gazalî, nasûh tövbesini tanımlarken şunlara yer vermiştir: Nasûh tövbesi yapan lar, tövbe edip ölünceye kadar tövbesinde duranlardır. Bunlar geçmişteki eksiklerini tamamlar ve bir daha günaha dönmeyi hatırdan bile geçirmezler, zelle ve sürçmeler müs tesna. İşte tövbede istikamet budur. Günahların sevaplarla değiştirilip hayırlarda müsabaka edenler bu tür tövbe sahipleridir 5
2. Tövbenin Kabulünün Şartları:
Kurân-ı Kerim de Yüce Allahın tövbe edenleri methetmesi (Tevbe, 9/112) ve tövbe kapısını çalan kullarını sevdiğini ifade etmesi (Bakara, 2/222), tövbelerin kabul edileceğinin birer delilidir.
Allah Resulü (s.a.s.), kullarının tövbesi karşısında Allah’ ın ne kadar hoşnut olacağını şöyle bir örnekle anlatmaktadır: “Allah’ın kulunun tövbesine sevinmesi şuna benzer: Bir insan azığını, su tulumunu bir deveye yüklemiş, sonra yolculuğa çıkmıştır. Nihayet çorak bir yere vardığında uykusu gelmiş, devesinden inerek bir ağacın altında istirahata çekil miştir. Kalktığında devesinin kaybolduğunu görmüş ve değişik tepelere koşarak onu aradığı halde bulamamış ve yorgun bir vaziyette, ağacın altına yatmıştır. Tekrar uyandığında devesini yanı başında durduğunu görüp de yularından yapışıp, son derece sevinerek, yanlışlıkla; “Ey Allah! Sen benim kulumsun, ben senin Rabbinim.” (Buhârî, Deavât 4; Müslim, Tevbe 3) demiştir. İşte Yüce Allah, kendisine tövbe eden kuluna, devesini kaybettikten sonra bulan adamdan daha fazla sevinir.
Tövbenin Allah katında makbul olması için bazı şartlar vardır. Yalnız bu şartlar işlenen günahın çeşidine göre farklılık arz etmektedir. Günahın kime karşı işlenmiş ol duğu, onlardan kurtulmak için tövbe yapılırken önem arz etmektedir. Bu bakımdan gü nahı ikiye ayırabiliriz:
a- Allah Hakkı ile İlgili Günahlar: Allah hakkı ile ilgili günahlardan tövbe etme nin üç şartı vardır:
1) O günahı işlediğine pişmanlık duymak: İnsan vicdanında, işlenen günahın bir kötülük olduğu ve kul ile Allah arasında bağlantıyı zedelediğine karar verildiğinde, bir huzursuzluk6 ve pişmanlık başlayacaktır.
Günah işleyen kul, tövbe kapısına; günahlarını itiraf ederek, bu günahların verdiği huzursuzluk ve pişmanlıkla silkinmiş, uyanık bir kalp ve gönülle gelecektir.7 Sözü edilen huzursuzluk, şahsı tövbe etmeye iten bir etkendir.
Pişmanlık tövbenin ilk şartıdır. Nitekim Allah Resulü, önemine binaen, “tövbe pişmanlıktır” (İbn Mâce, Zühd 30; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/376, 423) buyurmuştur. Pişmanlık tövbenin kendisidir. Pişmanlık olmadan tövbe yapılamaz.
http://www.forumankebut.net/forum/soru-ve-cevap/50929-gunah-isleyen-kisi-tevbe-etmekle-gunahlarindan-kurtulabilirmi.html